iltasyazilim
Yeni Üye
Nevşehir Peribacaları oluşumu
peri bacaları hakkında veri
peri bacaları nedir
peri bacaları nasıl oluştu
peri bacalarının resimleri
Nevşehir Peribacaları
Kapadokya Bölgesi ’ndeki Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ jeolojik devirlerde etkin volkanik dağlardı Jeolojik devirlerde, günümüzden on milyon yıl önce, Miyosen devrinde başlayan jeolojik hareketlilik açıklanmış aralıklarla günümüze değin sürmüştür Buradaki Neojen gölleri altındaki volkanik dağlardan çıkan lavlar platolarda, göllerde ve akarsular üzerinde 100150 m kalınlığında birbirlerinden farklı sertlikleri olan tüf tabakalarını oluşturmuştur Bu tabakalar içerisinde tüfün yanı sıra lahar, volkan külü, kil, kumtaşı, tüffit, ignimbirit tüf, lahar, marn aglomera ve bazalt kayaçlar da bulunmaktadır
Volkanlardan püsküren maddelerden ötürü yöre şekillenmiş, volkanların küçüklüğüne ve büyüklüğüne tarafından de püskürmelerle platolar şekillenmiştir Bu şekillenen arazi, tüf tabakaları, eskime ve erozyon nedeniyle de bugünkü haline gelmiştir
Bu jeolojik oluşumların yanı sıra vadi yamaçlarından aşağıya akıcı su baskını suları, yel, tüf bloklarını aşındırmış ve günümüzde “Peribacası ismi yakıştırılan ilginç oluşumları ortaya çıkarmıştır bu arada sel sularının dikey yamaçlardan kendilerine yol bularak aşağıya akması, sert blokların çatlamasına ve yer yer de kopmalarına neden olmuştur Arazinin daha alçak kısımlarında yer alan, aşınmaları kolay olan bloklar derin bir şekilde oyulmuştur Bunun sonucu olarak da üst kısımlarında şapkaya aynı, konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır
Kapadokya Bölgesi ’nde erozyunun oluşturduğu peribacaları şapkalı, konili, mantarlı, sütunlu ve sivri kayalar isimleri aşağıda gruplara ayrılmaktadır
Ürgüp çevresinde yer alan şapkalı peribacaları konik gövdelidir Bunların bazılarının üzerlerinde ise taşıdıkları kaya blokları bulunmaktadır Bu oluşumların gövdeleri tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş, şapka kısımları ise ignimbirit ve lahar denilen kayalardan meydana gelmiştir Peribacalarının şapkasını oluşturan bölümleri kaya türü gövdeden daha dayanıklıdır Bunlardan şapka kısmındaki kayanın direncine alt olan peribacalarının tahammül güçleri birbirlerinden farklıdır
Peribacaları en yoğun şekilde ÜrgüpUçhisarAvanos üçgeni aralarında kalan vadilerde, ÜrgüpŞahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır
Kapadokya Bölgesi ’nin bilimsel yönden ortaya çıkışı, XVIIIyüzyılda bir Fransız gezgininin anılarından olmuştur Fransa kralı XIVLouis ’in talimatı ile Afrika ve Anadolu ’ya giden Fransız Paul Lucas, Kapadokya ’daki peribacalarını görmüş ve bunları anılarında yayınlamıştır Peribacalarının, daha önceki antik yazarlar Arap ve Türk araştırmacıları tarafından o güne dek ele alınmamış olmasından ötürü Lucas ’ın bu açıklamaları batıda büyük yankılar uyandırmıştır Lucas ’ın açıklamaları Fransa sarayında düş gücü olarak nitelenmiş ve hatta alay konusu da olmuştur Bunun üstüne Fransız büyükelçisi Kont Desalleurs ’den bu konuda bir araştırma yaptırması istenmiştir Yapılan araştırma sonuçları Lucas ’ın tanımlamalarını doğrulamıştır Bunun peşinde İngiltere büyükelçisi Cherac ’da kendi namına diğer bir inceleme yapmış, daha önce verilen rapor doğrulandığı gibi, peribacalarının söylenenden fazla daha pozitif olduğuna da dikkat çekici etmiştir
Bundan sonradan Kapadokya ile bilimsel kişilerin ilgilenmeleri bir buçuk yüzyıl sonra başlamıştır Fransız Charles Texier 1867 ’de yayınladığı Assie Mineure (Küçük Asya) isimli kitabında Kapadokya Bölgesi üzerinde özenle durmuştur IDünya Savaşı ’ndan sonradan Fransız araştırmacısı Rahip Jerphanion Kapadokya ’da Bizanslıların yeni bir eyalet oluşturduğunu ortaya koymuştur Araştırmalar bu yönde devam etmiş, Bizans kiliseleri, keşiş hücreleri, barınaklar ve yeraltı kentleri üzerinde durulmuştur
*
peri bacaları hakkında veri
peri bacaları nedir
peri bacaları nasıl oluştu
peri bacalarının resimleri
Nevşehir Peribacaları
Kapadokya Bölgesi ’ndeki Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ jeolojik devirlerde etkin volkanik dağlardı Jeolojik devirlerde, günümüzden on milyon yıl önce, Miyosen devrinde başlayan jeolojik hareketlilik açıklanmış aralıklarla günümüze değin sürmüştür Buradaki Neojen gölleri altındaki volkanik dağlardan çıkan lavlar platolarda, göllerde ve akarsular üzerinde 100150 m kalınlığında birbirlerinden farklı sertlikleri olan tüf tabakalarını oluşturmuştur Bu tabakalar içerisinde tüfün yanı sıra lahar, volkan külü, kil, kumtaşı, tüffit, ignimbirit tüf, lahar, marn aglomera ve bazalt kayaçlar da bulunmaktadır
Volkanlardan püsküren maddelerden ötürü yöre şekillenmiş, volkanların küçüklüğüne ve büyüklüğüne tarafından de püskürmelerle platolar şekillenmiştir Bu şekillenen arazi, tüf tabakaları, eskime ve erozyon nedeniyle de bugünkü haline gelmiştir
Bu jeolojik oluşumların yanı sıra vadi yamaçlarından aşağıya akıcı su baskını suları, yel, tüf bloklarını aşındırmış ve günümüzde “Peribacası ismi yakıştırılan ilginç oluşumları ortaya çıkarmıştır bu arada sel sularının dikey yamaçlardan kendilerine yol bularak aşağıya akması, sert blokların çatlamasına ve yer yer de kopmalarına neden olmuştur Arazinin daha alçak kısımlarında yer alan, aşınmaları kolay olan bloklar derin bir şekilde oyulmuştur Bunun sonucu olarak da üst kısımlarında şapkaya aynı, konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır
Kapadokya Bölgesi ’nde erozyunun oluşturduğu peribacaları şapkalı, konili, mantarlı, sütunlu ve sivri kayalar isimleri aşağıda gruplara ayrılmaktadır
Ürgüp çevresinde yer alan şapkalı peribacaları konik gövdelidir Bunların bazılarının üzerlerinde ise taşıdıkları kaya blokları bulunmaktadır Bu oluşumların gövdeleri tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş, şapka kısımları ise ignimbirit ve lahar denilen kayalardan meydana gelmiştir Peribacalarının şapkasını oluşturan bölümleri kaya türü gövdeden daha dayanıklıdır Bunlardan şapka kısmındaki kayanın direncine alt olan peribacalarının tahammül güçleri birbirlerinden farklıdır
Peribacaları en yoğun şekilde ÜrgüpUçhisarAvanos üçgeni aralarında kalan vadilerde, ÜrgüpŞahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır
Kapadokya Bölgesi ’nin bilimsel yönden ortaya çıkışı, XVIIIyüzyılda bir Fransız gezgininin anılarından olmuştur Fransa kralı XIVLouis ’in talimatı ile Afrika ve Anadolu ’ya giden Fransız Paul Lucas, Kapadokya ’daki peribacalarını görmüş ve bunları anılarında yayınlamıştır Peribacalarının, daha önceki antik yazarlar Arap ve Türk araştırmacıları tarafından o güne dek ele alınmamış olmasından ötürü Lucas ’ın bu açıklamaları batıda büyük yankılar uyandırmıştır Lucas ’ın açıklamaları Fransa sarayında düş gücü olarak nitelenmiş ve hatta alay konusu da olmuştur Bunun üstüne Fransız büyükelçisi Kont Desalleurs ’den bu konuda bir araştırma yaptırması istenmiştir Yapılan araştırma sonuçları Lucas ’ın tanımlamalarını doğrulamıştır Bunun peşinde İngiltere büyükelçisi Cherac ’da kendi namına diğer bir inceleme yapmış, daha önce verilen rapor doğrulandığı gibi, peribacalarının söylenenden fazla daha pozitif olduğuna da dikkat çekici etmiştir
Bundan sonradan Kapadokya ile bilimsel kişilerin ilgilenmeleri bir buçuk yüzyıl sonra başlamıştır Fransız Charles Texier 1867 ’de yayınladığı Assie Mineure (Küçük Asya) isimli kitabında Kapadokya Bölgesi üzerinde özenle durmuştur IDünya Savaşı ’ndan sonradan Fransız araştırmacısı Rahip Jerphanion Kapadokya ’da Bizanslıların yeni bir eyalet oluşturduğunu ortaya koymuştur Araştırmalar bu yönde devam etmiş, Bizans kiliseleri, keşiş hücreleri, barınaklar ve yeraltı kentleri üzerinde durulmuştur
*