Son Konu

Peygamberimiz Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra Medine'de yaptığı faaliyetler

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Peygamberimiz Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra Medine'de yaptığı faaliyetlerde toplumsal barış icin,eğitimoğretim icin neler yapmıştır?Orneklerle acıkla

Peygamberimiz Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra Medine'de yaptığı faal

Peygamber Efendimizin Medineye Gelişi

Medineli Muslumanlar, ResUli Kibriya Efendimizin Mekkeye gelmek uzere yola cıktığını duymuşlardı Bunun icin her gun sabah namazından sonra Harre mevkiine cıkarak, oğle sıcağı basıncaya kadar yolunu heyecan ve sabırsızlıkla beklerlerdi

Yine bir gun teşrifi Nebeviyi uzun uzun beklemişler, gelmediğini ve etrafı da şiddetli sıcağın bastığını gorunce geri evlerine donmuşlerdi

Bu sırada bir işi icin evinin damına cıkmış olan bir Yahudi, beyazlara burunmuş bir kac kişinin colun sıcaklığını, serap ve sisleri yara yara gelmekte olduğunu gordu Muslumanların Hz ResUlullahı gunlerden beri beklemekte olduğunu biliyordu Kendisini tutamayarak, “Ey Arap topluluğu İşte beklediğiniz devletliniz geliyor diye haykırarak Muslumanlara mujde verdi1

Bu mujde, o anda bir şimşek gibi caktı Şehir bir anda bayram havasına burundu Cunku, insanlığa huzur ve saadet sunan zat geliyordu Muslumanlar derhal silahlanıp o tarafa doğru koştular

Karşılayıcılar, ResUli Ekrem Efendimizle Hz EbU Bekire bir hurma ağacının golgesinde dinlenirken kavuştular Hz EbU Bekir başucunda ayakta duruyordu Gunlerden beri yolunu heyecan, sabırsızlık ve muhabbetle bekledikleri ak maşlaha burunmuş Kainatın Efendisini selamladılar, nur sacan mubarek simasını temaşaya başladılar

Hurma ağacının golgesinde bir muddet yorgunluğunu gideren ResUli Kibriya daha sonra beraberindekiler ve karşılayıcılarla birlikte Medinenin sağ tarafına duşen Kuba koyune doğru yoluna devam etti

Rebiulevvel ayının cok sıcak bir Pazartesi gunu idi

Guneş ateşten oklarını butun şiddetiyle yeryuzune gonderiyordu Kuşluk vakti ResUli Kibriya Efendimiz, etrafındaki muminler halkasıyla Medineye bir saat kadar mesafesi olan Kuba koyune vardı Orada Amr bin Avfoğullarının kardeşi Gulsum bin Hidmin evine indi Kızgın kumlar uzerindeki suratli yolculuk Efendimizi oldukca yormuştu Hem bu yorgunluğunu uzerinden atmak, hem de buradaki Muslumanlarla goruşmek arzusuna binaen Kubada bir muddet ikamet etmeye karar verdi

Geceleri, Medineli Muslumanların eşrafından oldukca yaşlı bir zat olan Gulsum bin Hidmin evinde kalan Efendimiz, gunduzleri ise, Muslumanlarla konuşmak, sohbet etmek icin Ashabdan bekar bir zat olan Sad bin Haysemenin evine giderdi Zaten, Muhacirlerin bekarları da onun evinde kalırlardı Bu sebeple evine “DarulUzab (Bekarlar Evi) denirdi1

Hz Ali, ResUli Kibriya Efendimizin emriyle Kureyşlilerin kendisine teslim ettikleri kıymetli eşya ve emanetlerini sahiplerine iade etmek maksadıyla Mekkede kalmıştı

Hz Ali, bu vazifeyi yerine getirmiş ve Efendimizin Mekkeden ayrılışından uc gun sonra da hareket etmişti ResUli Kibriya Efendimiz henuz Kubada iken gelip kavuştu Yurumekten ayakları şişmiş ve kabarmıştı Peygamberimiz onu gozyaşları arasında kucakladı ve ayağının iyileşmesi icin dua edip eliyle meshetti Cenabı Hak anında şifa ihsan etti Hz Alinin ayaklarında ne kabarmadan, ne de ağrı ve sızıdan eser kalmadı2

Kuba Mescidinin inşası

ResUli Kibriya Efendimiz, Amr bin Avfoğullarında on kusur gece misafir kaldı Bu muddet zarfında Kuba Mescidini tesis etti ve bu mescid icinde namaz kıldı

İslamda ilk mescid: Kuba Mescidi

Efendimizin tesis ettikleri mescidden once, Muslumanlardan bazıları kendileri icin mescid inşa etmişlerse de, İslam cemaatı icin ilk olarak bina olunan mescid işte bu Kuba Mescididir

Gulsum bin Hidm Hazretlerinin uzerinde hurma kuruttuğu arsasında bina edilen bu ulvi mabedin inşasında, ResUli Kibriya Efendimiz bizzat calıştı Bir seferinde kucağına, guclukle kaldırılabilecek buyukce bir taş almışlardı Sahabinin biri yanına varıp, “Ya ResUlallah! Anam, babam sana feda olsun Elindekini bana ver deyince, “Hayır vermem Sen de başkasını al buyurarak gayret ve faaliyetten buyuk zevk aldığını ifade etmişti Boylece, ibadeti, takvası, sadakatı, metaneti, cesareti, vesair butun guzel vasıflarda olduğu gibi gayret ve calışkanlığıyla da Sahabilere en guzel ornek oluyordu

Onun bu gayret ve faaliyetini muşahede eden Muslumanlar da aşk ve şevk icinde bıkmadan usanmadan ve zerre kadar futUr eseri gostermeden calışıyorlardı Mescid yapılıp bitinceye kadar Peygamber Efendimiz calışmaktan bir an olsun geri durmadı ve kendisini sair Muslumanlardan farklı bir muameleye tabi tutmadı

Kuba Mescidi, ResUli Kibriyanın hicreti ve ozellikle Kuba koyune ulaşmasıyla başlayan nurani ve muazzam bir devrin mubarek bir abidesidir Bu sebepledir ki, Kuran lisanıyla “Takva Mescidi adı verilerek şerefli kılınmıştır İlgili ayeti kerimede mealen şoyle buyurulur:

“Muhakkak bu bir Mesciddir ki, onun temeli Medineye hicretin ilk gununde takva uzere atılmıştır Orada maddi ve manevi pisliklerden temizlenmeyi seven kimseler vardır Allah da cokca temizlenenleri sever1

Nebiyyi Muhterem Efendimiz, hayatı muddetince her Cumartesi gunu yaya veya binitli olarak bu mubarek mescidi ziyaret eder ve icinde namaz kılardı Ayrıca muminleri de teşvik ederek, tam bir temizlik ve nezahetle bu mubarek mescidde namaz kılan kimse icin bir umre sevabı olduğunu mujdelerdi

İslami gelişmenin onundeki engellerin yavaş yavaş bertaraf olduğu, İslamın inkişaf ve tealiye başladığı bir donemde inşa edilmiş olması Kuba Mescidine ayrı bir mana ve ehemmiyet atfeder

Suheyb bin Sinan, muşriklerin eziyet ve işkencelerine maruz kalan kimsesiz Muslumanlardan biri idi Medineye hicrete Efendimiz tarafından izin verildiği sırada bir turlu fırsatını bulup Mekkeden ayrılamamıştı

Hz Alinin hicret ettiğini gorunce o da, Medineye hicret maksadıyla hazırlanıp yola cıkmıştı Bunu goren Mekkelilerden bazıları arkasına duşup yetiştiler ve “Sen, buraya fakir olarak geldin Yanımızda zengin oldun Kendinle birlikte bu bol serveti de alıp goturmek istiyorsun Buna musaade edemeyiz demişlerdi

Îmanından aldığı cesaretle bu kahraman Sahabi hemen bineğinden inmiş, cantasındaki okları cıkarıp karşısında duran Kureyş topluluğuna, “Benim, icinizde en iyi ok atanlardan biri olduğumu bilirsiniz Yanımdaki okların hepsini atar, onlar biterse kılıcımı calarım Bunlardan biri elimde bulunduğu muddetce yanıma sizi yaklaştırmam diye hitap etmişti

Muşrikler bu kahramanca seslenişe cevap verememişlerdi Bu İslam kahramanının kolay kolay teslim olmayacağını biliyorlardı

Bir tarafta kalbindeki Allaha imanın verdiği hadsiz cesaretle duran Suheyb bin Sinan, diğer tarafta gonullerine şirk urkekliği hakim bir cok muşrik vardı

Sonunda Suheyb şu teklifte bulunmuştu: “Size, butun servetimin yerini gosterir, onu size bırakırsam, gitmeme musaade eder misiniz?

Gonulleri dunya malı sevgisiyle dolu muşrikler, “Evet dediler

Hz Suheyb de onlara butun servetini bırakarak Allah yolunda, dini ve imanını serbestce yaşamak uğrunda hicretine devam etmişti

Rebiulevvel ayının ortalarına doğru gelip Kubada ResUli Kibriya Efendimize kavuştu Yolda gozu ağrımış, karnı ise son derece acıkmıştı O sırada Efendimiz ve yanında bulunan Hz EbU Bekir ile Hz Omerin onunde taze yapraklı salkım halinde hurma vardı Hz Suheyb hemen yaş hurmaları yemeye başladı

Hz Omer, “Ya ResUlallah! Suheybi gormuyor musun? Hem gozu ağrıyor, hem de yaş hurma yiyor dedi

ResUli Ekrem, “Ey Suheyb! Hem gozun ağrıyor, hem de yaş hurma yiyorsun buyurunca Suheyb, “Ya ResUlallah! Ben, gozumun sağlam, ağrımayan tarafıyla yiyorum diye latif bir cevap vererek Efendimizi tebessume getirdi

Hz Suheyb daha sonra, “Ya ResUlallah! Sen Mekkeden cıktığın zaman muşrikler beni yakalayıp, hapsettiler Ben de servetimi vererek kendimi ve ailemi satın aldım dedi

ResUli Muhterem Efendimiz, “Suheyb kazandı Suheyb kazandı! EbU Yahya, satış karlı cıktı1 buyurarak bu kahraman Sahabiyi mujdeleyip sevindirdi

Bunun uzerine şu ayeti kerime nazil oldu:

“Yine insanlardan oylesi vardır ki, karşılığında Allahın rızasını kazanmak icin kendisini feda eder Allah ise kullarına pek şefkatlidir2

Serveri Enbiya Efendimiz, Kubada on kusUr gece ikamet buyurduktan sonra bir Cuma gunu Medineye doğru hareket etti Kasva adındaki devesinin uzerinde idi Peşinde Hz EbU Bekir, sağ ve solunda ise ana tarafından akrabaları olan Neccaroğullarından silahlı yuz kişi ile bir cok Medineli Musluman yer almıştı Manzara duşundurucu olduğu kadar da sevindirici ve umit verici idi Mekkede yalnızlıkla başbaşa bırakılmış bulunan ResUli Kibriyanın etrafını şimdi icleri nur, dışları nur yuzlerce insan sarmıştı Dillerinde tekbir, gonullerinde ise hadsiz surUr vardı Kendilerinde dunya ve ahiret saadetinin kaynağı olan gercek iman ve İslamı sunan bu şerefli zatın yolunu gunlerden beri sabırsızlıkla beklemişlerdi Şimdi ise ona kavuşmanın eşsiz sevincini duyarak, hissederek yaşıyorlardı
 
Üst Alt