Son Konu

Peygamberimizin Gençliği

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
PEYGAMBERİMİZİN GENÇLİĞİ



Peygamberimizin çocukluğu ve gençliği pak ve iffetli bir şekilde geçmişti Peygamberlikten sonra nasıl bir ahlâka sahipse, kırk yaşından önceki hayâtı da pek pak ve nezihti Halbuki gençlik yıllarını geçirdiği Mekke şehri, o zamanlar öyle karışıktı oysa, Mekkeliler arasında yaşayıp da cahiliye çirkinliklerine bulaşmamak âdeta mümkün değildi
İslâm öncesi Cahiliye döneminde üçkâğıt, kandırma, aldanma, yargı yeme, verdiği güya durmama, hıyanet yetersiz olmuyor, çok kolay bir meslek gibi görülüyordu
Peygamberimiz bu dikenli ve güvenli olmayan yollardan hiç yara almadan alnı ak, yüzü temiz olarak kurtuldu Başkalarına bulaşan kötü hallerden tamamen uzak kaldı Çünkü Cenabı Yargı onu Cahiliye devrinin her türlü mundarlıklarından, çirkinliklerinden dehşet duyacak bir kabiliyette yaratmıştı
Peygamberimizin gençliği, amcası Ebû Talib'in yanında ve onun himayesi altında geçti Ebû Talib yeğeni için o süre böylece revaçta olan ticareti, meslek olarak seçmişti Zaten kendisi de ünlü bir tüccardı
Peygamberimiz amcası ile birlikte ticarî seyahatler yaparak tecrübesini arttırdı Doğruluğu, alış verişindeki adaleti ve hakkaniyeti kısa zamanda çevresinde duyuldu ve ünlü oldu O zamanlar Arabistan'da doğru ve güvenilir kimselere sermaye verilir, ticaret yapılarak kârı paylaştırılırdı Peygamberimize de buna aynı işler verilmiş, o da en içten bir şekilde işini başarmıştı
Verdiği sözde durmak ticarî hayâtta en çok aranan bir vasıftı Peygamberimiz, peygamberlikten önce de ahde sadık ve güven duyulan, emanet edilen bir insan olarak tanınmıştı Kendisi bu alanda örnek bir şahsiyet olarak biliniyordu
Abdullah bin Ebi'lHamsa, Peygamberimizle olan ticarî bir hatırasını şöyle anlatmaktadır:
Peygamberliğinden önce Resulullah Aleyhisselâmla birlikte bir alış verişte bulunmuştuk Bu alış verişten kendisine azıcık vereceğim kalmıştı Onu, 'Bulunacağın falan yere getireceğim' diye söz vermiştim Lakin verdiğim bu sözü iki gün unuttum Üçüncü gün hatırlayıp sabah gittiğim vakit onu yerinde buldum Bana, 'Delikanlı, sen beni sıkıntıda bıraktın Ben şuracıkta üç gündür seni bekliyorum' buyurdu
Peygamberimiz ticarî işlerinde hesabını içten miktar, adaletsizlik etmezdi Peygamberliğinden önce kendisiyle alış veriş yapmaktan çok memnun kalırlardı
Bir gün Saîb adında bir zât Peygamberimizin huzuruna gelerek Müslüman oldu Saîb, Araplar arasında tanınmış birisiydi Sahabîler, Resuli Ekremin yanında onu övmeye başladılar
Bunun üzerine Peygamberimiz, Saîb'i methetmeyin, onu ben hepinizden iyi tanırımbuyurunca, Saîb de, Sana canım feda, seninle ticarî arkadaşlık etmiştik Hak hususunda hatır gönül tanımaz, zerre dek riyakârlık göstermezdindiye Peygamberimize olan hayranlığını ifade etti
Peygamberimize peygamberlik vazifesi verilince Mekkeliler ona aleyhinde tavırlarını değiştirdiler Ona inanmaya yanaşmadılar Aleyhinde konuşmaya, insanlara fena göstermeye başladılar Daha önce çirkin bir halini görmedikleri için yalnızca şair, büyülenmişgibi ifadeler kullanarak balçık atmaya çalıştılar
Zaten ona fena bir şey isnad edemezlerdi ancak Çünkü sönük şahsiyetli, tanınmayan, meçhul bir insan değildi Araplar onu mükemmel tanıyorlardı Mekke'de doğmuş, arasında büyümüş, gözlerinin önünde yetişmişti Bunun için onu yakından tanıyorlar, çocukluğunu, gençliğini biliyorlardı Kırk senelik hayâtı, aralarında geçmişti
sırası gelmişken Peygamberimiz iman etmeleri için onlara davette bulunurken, Kur'ân diliyle onlara peygamberlikten önceki hayâtını hatırlatıyor, imana gelmeleri için ikaz ediyor, şöyle diyordu:
Bundan önce aranızda yıllarca bulundum, bunu düşünmez misiniz?(Yunus Sûresi, 16)
Peygamberimizin gençlik yıllarını siyer yazarları İbni Sa'd ile İbni İshak şöyle anlatıyorlar:
Resulullah Aleyhisselâm gençlik dönemine girinceye kadar kahramanlık ve insanlık bakımından içinde bulunduğu toplumun en üstünü, ahlâkça en güzeli, soy sopça en şereflisi, komşuluk haklarını en iyi gözeteni, yumuşak huylu oluşuyla en büyüğü, doğru sözlülükte en yücesi, kötülükten ve insanları alçaltan huylardan uzak duruşta en önde olanıydı Yüce Allah onda bütün iyi haslet ve meziyetleri toplamıştı Bunun için o, kavmi aralarında 'elMuhakkak (güvenilir insan)' unvanıyla anılırdı
Ne gariptir ama, Mekke müşrikleri Peygamberimize inanmadıkları, onu öldürmek için plânlar kurdukları sırada bile mallarını emanet olarak onun yanında bırakıyorlardı Nitekim, hicretinden bir gün önce topladıkları gençlere, Peygamberimizi öldürmek için atama verdiklerinde, Peygamberimiz evine Hz Ali'yi bırakarak yola çıkmıştı O sırada müşriklerin bazılarının malı Peygamberimizin yanında emanet olarak bulunuyordu Peygamberimiz yola çıkmadan önce Hz Ali'ye, sabah emanetleri sahiplerine vermesini tenbih ediyordu
Dostun da, düşmanın da güvendiği, emniyet ettiği, takdir ettiği tek insan; hiç kuşkusuz, Resuli Ekrem Efendimizdi *
 
Üst Alt