bilgiliadam
Yeni Üye
Peygamberimizin Mucizeleri kabe mucizeleri ezan okunurken kabeye inen nur peygamberimizin mezarına inen melek hz muhammedin mucizeleri özetle allahın kabeye melek Çok mucizesi görülmüştür Bazılarını bildirelim Aşağıdaki yazılar (Mir’atı Âlem) kitabından alınmıştır Muhammed aleyhisselamın hak Peygamber olduğunu belirten şahitler öyle çoktur Ümmetinin Evliyasında hasıl olan kerametler, defalarca Onun mucizeleridir Çünkü, kerametler, Ona tâbi olanlarda, Onun izinde gidenlerde hasıl olmaktadır Muhammed aleyhisselamın mucizeleri, zaman bakımından üçe ayrılmıştır: Birincisi, mübarek ruhu yaratıldığından başlayarak, Peygamberliğinin bildirildiği (bi’set) zamanına kadar olanlardır İkincisi, bi’setten vefatına değin olan zaman içindekilerdir Üçüncüsü, vefatından kıyamete kadar olmuş ve olacak şeylerdir Bunlardan birincilere, (İrhas) yani, başlangıçlar denir her biri de hem görerek ya da görmeyip düşünce ile görünen o ki mucizeler olmak üzere ikiye ayrılırlar Bütün bu mucizeler pek çoktur fakat, saymak mümkün olmamıştır İkinci kısımdaki mucizelerin üç bin değin olduğu bildirilmiştir Bunlardan bazılarını aşağıda bildireceğiz 1 Muhammed aleyhisselamın mucizelerinin en büyüğü Kur’lahzaı kerimdir (Geniş bilgi için, Kur’anı kerim maddesine bakınız) 2 En büyük mucizelerinden birisi de Mirac mucizesidir (Geniş data için, Mirac mucizesi maddesine bakınız) 3 Meşhur mucizelerinin en büyüklerinden birisi de, Ay’ı ikiye ayırmasıdır Bu mucize, diğer hiçbir Peygambere nasip olmamıştır Muhammed aleyhisselam elli iki yaşında iken, Mekke’de Kureyş kâfirlerinin elebaşıları yanına gelip, (Peygamber isen Ay’ı ikiye ayır) dediler Muhammed aleyhisselam, herkesin ve hele tanıdıklarının, akrabasının iman etmelerini çok istiyordu Mübarek ellerini kaldırıp dua etti Allahü teâlâ, kabul edip, Ay’ı ikiye böldü Yarısı bir dağın, öteki yarısı başka dağın üstünde belirdi Kâfirler, Muhammed bize büyü yaptı dediler İman etmediler Bu mucize ile ilgili âyeti kerimenin meali şöyle: (Kıyamet yaklaştı, Ay yarıldı Onlar müşrikler bir mucize görür görmez anında yüz çevirirler ve Vaktiyle beri devam ede gelen bir büyü büyü derler) Kamer 1,2 4 Muhammed aleyhisselam, bazı gazalarında, susamış kalındığı vakit, kutsal elini bir kaptaki suya sokmuş, parmakları arasından su akarak, suyun bulunduğu kap sürekli taşmıştır Bazen seksen, ara sıra üçyüz, ara sıra binbeşyüz, Tebük Gazasında ise, yetmiş bin kimsenin hepsi ve hayvanları, bu sudan içmişler ve kullanmışlardır Kutsal elini sudan çıkarınca akması durmuştur 5 Hayber gazasında, önüne zehirlenmiş koyun kebabı koyduklarında, (Ya Resulallah, beni yeme, ben zehirliyim) sesi işitildi 6 Medine’de, mescidi nebevide dikili bir hurma kütüğü vardı Resulullah hutbe okurken, bu direğe dayanırdı Buna Hannane denirdi Minber yapılınca, Hannane’nin yanına gitmedi Ondan matem seslerini, bütün cemaat işittiler Minberden inip, Hannane’ye sarıldı Sesi kesildi (Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyamete dek ağlardı) buyurdu 7 Kutsal eline aldığı çakıl taşlarının ve tuttuğu yemek parçalarının arı sesi gibi, Allahü teâlâyı tesbih ettikleri fazla görülmüştür 8 Bir gün, bir köylüyü imana ağırlama etti Müslüman bir komşumun ölüm etmiş kızını diriltirsen, iman ederim dedi Mezarına gittiler İsmini söyleyerek kızı çağırdı Kabir içinden ses işitildi ve dışarı çıktı (Dünyaya ulaşmak ister misin?) buyurdu (Ya Resulallah! Dünyaya varmak istemem Burada babamın evindekinden daha rahatım Müslümanın ahireti, dünyasından daha iyi) dedi Köylü bunu görünce, anında imana geldi 9 Tirmizi ve Nesai’nin (Sünen) kitaplarında diyor ama, iki gözü a’ma bir kimse gelip, ya Resulallah, Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın dedi (Kusursuz bir abdest al! Sonra Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum Ey fazla sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum Ya Rabbi! Bu ulu Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!) duasını okumasını buyurdu Adam, abdest alıp dua etti Derhal gözleri açıldı Bu duayı müslümanlar, daima okumuşlar ve maksatlarına kavuşmuşlardır 10 Medine’de, minberde hutbe okurken, bir kimse, ya Resulallah! Susuzluktan çocuklarımız, hayvanlarımız, tarlalarımız helak oluyor İmdadımıza yetiş dedi Ellerini kaldırıp, dua eyledi Gökte hiç bulut yokken, mübarek ellerini yüzüne sürmeden, bulutlar toplandı Hemen yağmur başladı Birkaç gün devam etti Tekrar minberde okurken, o kimse, ya Resulallah! Yağmurdan helak olacağız deyince, Resul aleyhisselam, gülümseme etti ve (Ya Rabbi! Rahmetini diğer kullarına da ihsan eyle!) buyurdu Bulutlar açılıp, güneş gözüktü 11 Cabir bin Abdullah diyor ki, fazla borcum vardı Resulullaha haber verdim Bahçeme gelip, hurma yığınının etrafında üç kere dolaştı (Alacaklılarını çağır, gelsinler!) buyurdu parça başına hakları verildi Yığından bir şey eksilmedi 12 Bir kadın, hediye olarak bal yolladı Balı kabul edip, manâsız kabı geri gönderdi Kap bal ile batmış olarak geri geldi Bayan gelerek, (ya Resulallah! Hediyemi niçin kabul etmediniz?Acaba günahım nedir?) dedi (Senin hediyeni kabul ettik Gördüğün bal, Allahü teâlânın hediyene verdiği berekettir) buyurdu Bayan çocukları ile aylarca yediler Hiç eksilmedi Bir gün yanılarak balı diğer bir kaba koydular Oradan yiyerek bitirdiler Bunu, Resulullaha haber verdiler (Gönderdiğim kapta kalsaydı, dünya durdukça yerlerdi, hiç eksilmezdi) buyurdu 13 Resulullahın gaybdan haber verdiği fazla görüldü Bu mucizesi üç kısımdır: Birinci kısmı, kendi zamanından evvel olan ve kendisine sorulan şeylerdir ancak, bunlara verdiği cevaplar, çok kâfirlerin, katı kalbli düşmanlarının imana gelmelerine sebep olmuştur İkinci kısmı, kendi vaktinde olmuş ve olacak şeyleri haber vermesidir Üçüncü kısmı, kendisinden sonradan kıyamete dek dünyada ve ahirette olacak şeyleri bildirmesidir Burada ikinci ve üçüncü kısımlardan birkaçı aşağıda bildirilecektir İslam’a davetin başlangıcında, müşriklerin eziyetlerinden, sıkıntılarından dolayı, Eshabı kiramın bir kısmı Habeşistan’a hicret etmişlerdi Resulullah, Mekke’de kalan Eshabı kiramla beraber, üç sene her türlü görüşme, alışveriş yapma, müslümanlardan başka bir kimse ile konuşmama gibi, bütün içtimai muamelelerden men olundular Kureyş müşrikleri, bu karar ve ittifaklarını bildiren bir ahdname yazarak, Kâbei muazzamaya asmışlardı Her şeye kâdir olan Allahü teâlâ (Arza) denilen bir çeşit kurdu ağaç kurdu o vesikaya musallat etti Yazılı bulunan (Bismikellahümme) Allahü teâlânın ismi ile ibaresinden başka, ne yazılmış ise, hepsini o kurtcuk yedi, bitirdi Allahü teâlâ bu hâli Cibrili belirli vasıtası ile Peygamber efendimize bildirdi Peygamber efendimiz de bu hâli amcası Ebu Talibe anlattı Ertesi gün, Ebu Talib müşriklerin ileri gelenlerine gelerek, Muhammedin Rabbi Ona şöyle haber vermiş Eğer söylediği içten ise, bu hâli kaldırıp, bir zamanlar olduğu gibi dolaşmalarına, başkaları ile görüşmelerine mani olmayınız Eğer söylediği doğru değilse, ben de Onu artık himaye etmeyeceğim, dedi Kureyşin ileri gelenleri, bu teklifi kabul ettiler Herkes toplanarak Kâbe’ye geldiler Ahdnameyi Kâbe’den indirerek açtılar ve Resulullahın buyurduğu gibi, (Bismikellahümme) ibaresinden diğer, bütün yazıların köşeye kıstırılmış olduğunu gördüler Acem padişahı Hüsrev’den Medine’ye elçiler geldi Bir gün, bunları çağırıp, (Bu gece, Kisranızı kendi oğlu öldürdü) buyurdu Bir müddet sonradan, oğlunun babasını öldürdüğü haberi geldi İran şahlarına Kisra denir 14 Bir gün, zevcesi Hafsa validemize, (Ebu Bekir ile baban, ümmetimin idaresini ellerine alacaklardır) buyurdu Bu sözle Hz Ebu Bekir’in ve Hafsa validemizin babası olan Hz Ömer’in halife olacaklarını müjdeledi 15 Ebu Hüreyre’yi “radıyallahü teâlâ anh Medine’de, zekat olarak gelmiş olan hurmaların muhafazasına memur etmişti Bir kimseyi hurma çalarken yakaladı Seni Resulullaha götüreceğim dedi Hırsız, fakirim, çoluğum çocuğum çoktur diyerek yalvarınca, bıraktı Ertesi gün, Resulullah Ebu Hüreyre’yi çağırıp, (Dün gece bıraktığın adam ne yapmıştı?) buyurdu Ebu Hüreyre anlatınca, (Seni aldatmış Yeniden gelecektir) buyurdu Ertesi gece yine geldi ve yakalandı Tekrar yalvarıp, Allah aşkına bırak dedi ve kurtuldu Üçüncü gece, her tarafta gelip yakalanınca, yalvarmaları menfaat vermedi Beni bırakırsan, birkaç şey öğretirim, sana çok faydası olur, dedi Ebu Hüreyre kabul etti Gece yatarken, (Âyetel kürsi)yi okursan Allahü teâlâ seni korur, yanında iblis yaklaşmaz dedi ve gitti Ertesi gün, Resulullah efendimiz, Ebu Hüreyre’ye tekrar sorup yanıt alınca, (Şu Anda doğru söylemiş Halbuki kendisi çok yalancıdır Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?) buyurdu Hayır bilmiyorum deyince, (O kimse iblis idi) buyurdu 16 Rum İmparatorunun orduları ile harp için (Mute) denilen yere asker gönderdiğinde, sahabeden üç emirin arka arkaya şehid olduklarını, kendisi, Medine’de minber üzerinde iken, Allahü teâlânın göstermesi ile görerek yanındakilere haber verdi 17 Muaz bin Cebeli vali olarak Yemen’e gönderirken, Medine’nin dışına kadar uğurlayıp ona fazla nasihatler verdi (Seninle dünyada artık buluşamayız) buyurdu Hz Muaz Yemen’de iken Resulullah efendimiz Medine’de vefat etti 18 Ölüm ederken, mübarek kızı Fatıma’ya, (Akrabam arasında bana evvela kavuşan sen olacaksın) buyurdu Altı ay sonra Hz Fatıma vefat etti Akrabasından ondan evvel kimse ölüm etmedi 19 Kays bin Şemmasa, (Hoş olarak yaşarsın ve şehid olarak ölürsün) buyurdu Hz Ebu Bekir halife iken Yemamede MüseylemetülKezzab ile yapılan muharebede şehid oldu Hz Ömer’in ve Hz Osman’ın ve Hz Ali’nin şehid olacaklarını zeka haber verdi 20 Acem padişahı Kisranın ve Rum padişahı Kayserin memleketlerinin müslümanların eline geçeceğini ve hazinelerinin Allah yolunda dağıtılacağını müjdeledi 21 Ümmetinden fazla kimsenin denizden gazaya gideceklerini ve sahabeden olan Ümmi Hiram’ın o gazada bulunacağını haber verdi Hz Osman halife iken müslümanlar, gemiler ile Kıbrıs adasına gidip harp ettiler Bu hanım da beraber idi Orada şehid oldu 22 Kutsal kızı Fatıma’nın oğlu Hasan “radıyallahü teâlâ anhüma için, (Bu oğlum fazla hayırlıdır Allahü teâlâ, müslümanlardan iki büyük ordunun sulh etmesine bunu sebep yapacaktır) buyurdu Büyük bir ordu ile Muaviye’ye “radıyallahü anh karşı harp edeceği vakit, fitneyi önlemek, müslümanların kanının dökülmemesi için hakkı olan halifeliği Muaviye’ye “radıyallahü anh teslim etti 23 Abdullah ibni Abbas’ın annesine bakıp, (Senin bir oğlun olacak Doğduğu zaman bana getir!) buyurdu Çocuğu getirdiklerinde, kulağına ezan ve ikamet okuyup, mübarek ağzının suyundan ağzına sürdü İsmini Abdullah koyup annesinin kucağına verdi (Halifelerin babasını al, götür!) buyurdu Hz Abbas, bunu işitip, gelip sorunca, (Evet, böyle söyledim Bu çocuk halifelerin babasıdır Onlar arasında seffah, Mehdi ve İsa aleyhisselamla namaz kılan bir kimse bulunacaktır) buyurdu Abbasiyye devletinin başına fazla halifeler geldi Bunların tümü, Abdullah bin Abbas’ın soyundan oldu 24 Eshabından çok kimseye hayır dualar etmiş, hepsi kabul olunarak faydalarını görmüşlerdir Hz Ali buyuruyor ki: Resulullah beni Yemen’e kadı Hakim olarak yollamak istedi Ya Resulallah! Ben kadılık yapmasını bilmiyorum dedim Mübarek elini göğsüme koyup, (Ya Rabbi! Bunun kalbine doğru şeyleri bildir Hep içten anlatmak nasip eyle!) buyurdu Bundan daha sonra bana gelen şikayetçilerden içten olanı anında anlar, hak üzere hükmederdim 25 Nabiga ismindeki meşhur şair şiirlerinden birkaçını okuyunca, Araplar arasında ünlü olan (Allahü teâlâ dişlerini dökmesin) duasını buyurdu Nabiga yüz yaşına gelmişti Dişleri ak ve berrak, inci gibi dizilmiş dururdu 26 Amcası Ebu Leheb’in oğlu Uteybe, Resulullahı fazla üzdü Çirkin şeyler söyledi Buna fazla üzülüp, (Ya Rabbi! Buna köpeklerinden birini musallat eyle!) buyurdu Uteybe, Şam’a ticaret için sırası gelmişken bir gece arkadaşlarının arasında yatıyordu Bir aslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı Sıra Uteybe’ye gelince, kaptı parçaladı 27 Acem padişahı Hüsrev Pervize iman etmesi için mektup gönderdi Alçak Hüsrev, mektubu parçaladı ve getiren elçiyi şehid eyledi Peygamber efendimiz bunu işitince, fazla üzüldü ve (Ya Rabbi! onun mülkünü parçala!) buyurdu Resulullah hayatta iken Hüsrevi oğlu Şireveyh hançerle parçaladı Hz Ömer halife iken, acem memleketinin tamamını müslümanlar feth edip, Hüsrev’in nesli de, mülkü de kalmadı 28 Allahü teâlâ, Habibini belalardan korurdu Ebu Cehil, Resulullahın en büyük düşmanı idi Kâbei muazzama yanında namaz kılarken, alçak Ebu Cehil, tam zamanıdır diyerek, bıçakla üstüne yürümek isterken, anında geri dönüp kaçtı Arkadaşları, niçin korktun dediklerinde, Muhammed ile aramızda alev doymuş bir hendek gördüm Birçok kimse beni bekliyorlardı Bir adım atsaydım, yakalayıp ateşe atacaklardı Bunu müslümanlar işitip, Resulullah efendimize sorduklarında, (Allahü teâlânın melekleri, onu yakalayıp parçalayacaklardı) buyurdu 29 Resulullah efendimiz bir gün abdest alıp, mestlerinden birini giyip, ikincisine mübarek elini uzatırken, bir kuş geldi Bu mesti kapıp havada silkti İçinden bir yılan düştü Sonradan kuş mesti yere bıraktı Bugünden daha sonra, ayakkabı giyerken, önce silkelemek sünnet oldu 30 Selmanı Farisi, hak din seslenmek için, İran’dan çıkıp değişik memleketleri dolaşmaya başladı Beni Kelb kabilesinden bir kervan ile Arabistan’a gelirken Vadi’ul kura denilen mevkide hainlik edip bir yahudiye esir diye sattılar Bu da, akrabası, Medineli bir yahudiye köle olarak sattı Hicrette Resulullahın Medine’ye teşriflerini işitince, fazla sevindi Çünkü, kendisi nasrani âlimi idi En son rehberi büyük bir âlimin tavsiyesi ile, ahir vakit Peygamberine iman etmek için Arabistan’a gelmişti O âlim, Resulullahın vasıflarını öğretmiş, Onun armağan kabul edip, sadaka kabul etmediğini, iki omuzu aralarında mührü nübüvvet olduğunu ve o kadar fazla mucizeleri olduğunu Selman’a bildirmişti Selmanı Farisi, Resulullaha sadakadır diyerek hurma getirdi Resulullah onlardan hiç yemedi Hediyedir diye bir tabakta yirmibeş dek hurma getirdi Resulullah efendimiz ondan yedi Bütün Eshabı kiram da yediler Yenilen hurma çekirdekleri bin kadardı Resulullahın bu mucizesini de fark etti Ertesi gün bir cenaze defninde mührü nübüvveti bakmak açlık etti Resulullah, bunu anlayıp mübarek gömleğini sıyırarak mührü nübüvveti gösterdi Selman derhal imana geldi Birkaç yıl sonra 300 hurma ağacı ile binaltıyüz dirhem altın ödemek şartı ile azat edilmesine laf kesildi Resulullah bunu işitti Kutsal elleri ile ikiyüzdoksandokuz hurma ağacı dikti Ağaçlar o sene meyve vermeye başladı Birini Ömer “radıyallahü teâlâ anh dikmişti Bu ağaç meyve vermedi Resulullah efendimiz, bunu çıkarıp kutsal elleri ile bitmiş dikti Bu da hemen meyve verdi Bir gazada, ganimet alınan, yumurta dek altını Selman’a “radıyallahü teâlâ anh verdiler Resulullaha gelip, bu gayet azdır Binaltıyüz gram çekmez dedi Kutsal ellerine alıp her yerde Selman’a verdi (Bunu sahibine götür) buyurdu Yarısı ile efendisine olan borcunu ödedi Yarısı da, Hz Selman’a kaldı 31 Kureyş kâfirlerinden Velid bin Mugire, Birli bin Vail, Haris bin Kays, Esved bin Yagus ve Esved bin Muttalib, Resulullaha cefa ve eziyet etmekte başkalarından aşırı gidiyorlardı Cebrail aleyhisselam gelip, (Seninle alay edenlere cezalarını veririz) mealindeki Hicr suresinin 95 âyetini getirip, Velidin ayağına, ikincisinin ökçesine, üçüncüsünün burnuna, dördüncüsünün başına, beşincisinin gözlerine göze çarpan etti Velid’in ayağına bir ok battı Fazla kibirli olduğundan, eğilerek oku çıkarıp atmak, kendine ağır geldi Demiri topuk damarına batıp, siyatik hastalığına yakalandı Birli’ın ökçesine diken battı Tulum gibi şişti Harisin burnundan devamlı kan geldi Esved bir ağaç altında neşeli otururken, kafasını ağaca vurup, öteki Esved de, a’ma olup, tümü helak oldular 32 Devs kabilesinin reisi Tufeyl, hicretten önce, Mekke’de imana gelmişti Kavmini imana davet için Resulullahtan bir alamet istedi (Ya Rabbi! Buna bir âyet (kanıt) ihsan eyle) buyurdu Tufeyl, kabilesine gidince, iki kaşı arasında bir nur parladı Tufeyl, ya Rabbi! Bu alameti yüzümden giderip diğer yerime koy Bunu yüzümde görenlerden bazısı, kendi dinlerinden çıktığım için cezalandırıldığımı zannederler dedi Duası kabul olup, nur yüzünden gitti Elindeki kamçının ucunda kandil gibi parladı Kabilesindekiler zamanla imana geldiler 33 Hicretin yedinci senesinde Resulullah efendimiz, Habeş padişahı Necaşi’ye ve Rum imparatoru Herakliyus’a ve Acem padişahı Husrev’e ve Bizansın Darı’daki valisi Mukavkas’e ve Şam’daki valisi Haris’e ve Umman Sultanı Semame’ye mektuplar göndererek, hepsini imana davet etti Mektupları götüren elçiler, gittikleri yerin dillerini bilmiyorlardı Ertesi sabahtan, o dilleri söylemeye başladılar Molla Abdurrahman Caminin (Şevahidünnübüvve) kitabında ve Yusufi Nebhani’nin (Huccetullahi alelâlemin) kitabında, Resulullah efendimizin daha nice mucizeleri yazılıdır