Son Konu

Peygamberimizin ( s.a.v) Gencliği

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Peygamberimizin ( sav) Gencliği


Her bakımdan insanların en ustunu olan Muhammed aleyhisselam, daha gencliği sırasında Mekke halkı arasında diğerlerinden farklı olarak cok sevilmiştir Guzel ahlakı, insanlara gorulmemiş bir şekilde iyi davranması, sakinliği, yumuşaklığı ve diğer ustun halleriyle sevilmişti İnsanlar arasında fevkalade farklılığı ile herkes O’na hayran olmuştur Mekke halkı, O’nda gordukleri şaşılacak derecedeki doğru sozluluk ve guvenilirlikten dolayı da O’na “Elemin Guvenilir dediler ve gencliğinde bu isimle meşhUr oldu Peygamberimizin gencliği sırasında, Araplar koyu bir cahiliyyet devri yaşamakta olup, aralarında puta tapmak, icki, kumar, zina, faiz ve daha bir cok cirkin işler yaygınlaşmıştı Muhammed aleyhisselam onların bu bozuk hallerinden son derece nefret eder, her kotuluklerinden daima uzak dururdu Butun Mekke halkı O’nun bu halini bilirler ve hayret ederlerdi Putlardan şiddetle nefret ettiği icin asla yanlarına yaklaşmazdı O zaman Kureyş muşrikleri, her senenin belli bir gununde toplanırlardı Bu toplantılarda, Buvane adlı bir putun yanında kurbanlar kesip, merasim yapmak adetleriydi Yine boyle bir gunde Peygamberimizin halaları O’nu da goturmek icin cok zorladılar Gitmekten şiddetle kacınmasına rağmen halaları buyuk bir ısrarla tutup goturduler Fakat putun yanına vardıklarında Muhammed aleyhisselamın, birdenbire ortadan kaybolduğunu gorduler Sonra O’nu benzi sararmış bir halde bulup, Sana ne oldu? dediklerinde: “Bana bir fenalık gelmesinden korkuyorum dedi Onlar da, (Allah sana kotuluk eriştirmez, sende cok iyi hasletler ve meziyetler var Soyle bakalım sen ne gordun?) dediler Bunun uzerine Muhammed aleyhisselam şoyle cevap verdi: “Ben bu putun yanına yaklaştığım zaman, uzun boylu ve beyazlar giyinmiş biri peyda oldu Bana: “Ya Muhammed! Geri cekil, sakın o puta el surme! diye haykırdı Bu vakadan sonra da asla putların yanına yaklaşmadı ve diğer kotuluklerden de daima uzak durdu Putlar icin kesilen kurbanların etlerinden hic yemedi Cocukluğunda ve gencliğinde kendine ait koyunları Ciyad dağında ve civarında guderdi Boylece gecimini sağlardı Bir taraftan da cok bozulmuş olan cemiyetten bu munasebetle de uzak dururdu Bir defasında Eshabı kirama “Koyun gutmeyen hic bir peygamber yoktur buyurmuştu: (Ya ResUlallah sen de guttun mu?) dediklerinde “Evet ben de guttum buyurdu Muhammed aleyhisselam yirmi yaşında iken EbU Bekir (radıyallahu anh) ile Şam’a ticarete gitti Bu seferinde de Bahira adlı rahibin bulunduğu manastırın yakınında konakladıklarında, Hz EbU Bekir Bahira’dan yiyecek birşeyler almaya gitmişti Bahira; Muhammed aleyhisselamın oturduğu ağacı gostererek (O ağacın altında oturan kimdir?) diye sordu Muhammed bin Abdullah bin Abdulmuttalib’dir cevabını alan Bahira (Vallahi O, son peygamberdir Ben şoyle işittim ki, İsa aleyhisselamdan sonra o ağac alanda kimse oturmadı Ancak son peygamber olacak kimse oturacaktır) demiştir Bu mujdeyi duyan Hz EbU Bekir, Muhammed aleyhisselamı o gunden sonra daha da cok sevmiştir Muhammed aleyhisselam yirmi yaşlarında bulunduğu sıralarda Mekke’de asayiş tamamen bozulmuştu Zulum son derece yaygınlaşıp mal, can ve namus emniyeti kalmamıştı Mekke’nin yerli halkı, ticaret icin ve Ka’be’yi ziyaret maksadıyla gelen yabancılar haksızlığa ve zulme uğruyorlardı Haklarını almak icin muracaat edecek bir merci de bulamıyorlardı Bu sırada ticaret maksadıyla Mekke’ye gelen Yemenli bir tuccarın malları, As bin Vail adında bir Mekkeli tarafından zorla elinden alınıp gasp edilmişti Bu hadise uzerine Yemenli, EbU Kubeys dağına cıkıp feryad ederek hakkının alınması icin kabilelerden yardım istemişti Artık zulmun had safhaya ulaştığını dile getiren bu tip hadiseler uzerine, Haşim ve Zuhreoğulları ve diğer kabilelerin ileri gelenleri Abdullah bin Cedan’ın evinde toplandılar Yerli, yabancı hic kimseye zulum ve haksızlık yapılmamasına, zulme mani olmaya ve haksızlığa uğramış olanların haklarını almaya karar verdiler ve bu maksatla bir adalet cemiyeti kurdular Muhammed aleyhisselamın genc yaşta katıldığı ve kuruluşunda da cok tesirli olduğu bu cemiyete Hılful Fudul cemiyeti denildi Daha once Fazl adında iki kişi ve Fudayl adında biri tarafından da boyle bir cemiyet kurulmuştu Onların onceden kurdukları cemiyete izafeten bu isim verilmiştir Bu cemiyet, zulmu onleyip, Mekke’de bozulmuş olan asayişi yeniden kurdu Tesiri uzun muddet devam etti Muhammed aleyhisselama peygamberlik bildirildikten sonra Eshabı kirama anlatıp: “Abdullah bin Cedan’ın evinde yapılan yeminleşmede ben de bulundum Bence o yeminleşme, kırmızı tuylu develere (servete) sahip olmaktan daha sevimlidir Şimdi de boyle bir meclise cağrılsam icabet ederim buyurdu Mekkeliler oteden beri ticaretle uğraşarak gecimlerini sağlarlardı Muhammed aleyhisselamın amcası EbU Talib de ticaretle uğraşıyordu Muhammed aleyhisselam yirmibeş yaşında bulunduğu sıralarda Mekke’de gecim sıkıntısının iyice artması uzerine Mekkeliler Şam’a gitmek uzere buyuk bir ticaret kervanı hazırlamıştı Mekke’de ustun ahlakı ve meziyetleri ile tanınan ve Tahire (cok temiz) lakabıyla anılan Hatice hatun da ticaret icin mal gondermek istiyordu Fakat bu iş icin guvenilir bir kimse arıyordu Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) halası Atike hatun once peygamberimizle (sallallahu aleyhi ve sellem) bu iş icin goruştu Sonra da durumu Hz Hatice işitmişti Eğer mallarımı satmak uzere gotururse ona başkalarına vereceğim ucretten daha fazlasını veririm dedi Bunun uzerine Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Amcası EbU Talib’in de tavsiyesi uzerine Hz Hatice’nin mallarını goturup satmak uzere bu ticaret kafilesine katıldı Bu işe buyuk bir memnuniyet gosteren Hz Hatice kolesi Meysere’yi de O’nun yanına yardımcı olarak vermişti Bu ticaret seferi uc ay surdu Kervanda bulunanlar yolculuk sırasında Muhammed aleyhisselamın uzerinde O’nu golgeleyen bir bulutun ve kuş şekline giren iki meleğin O’nunla birlikte sefer bitinceye kadar hareket ettiğini gorduler Yolda yuruyemeyecek derecede yorulup kervandan geri kalan iki devenin ayaklarını eliyle sığamasından sonra, develerin birden suratlenmesi gibi nice hallerini gorunce, O’nu son derece sevip şanının cok yuce olacağını anlamışlardı Busra denilen yere vardıklarında, oradaki manastırın yakınında bu seferde de konaklamışlardı Gorduğu bircok alametlerden O’nun son peygamber olacağını anlayıp soyleyen rahip Bahira olmuş O’nun yerine Nastura adında başka bir rahip gecmişti Manastırın yakınına gelip konan Kureyş kervanını seyreden rahip Nastura yakınında bulunan bir kuru ağacın altına birinin oturmasıyla birlikte yeşermesini gorerek elinde bir kitap sahifesi ile koşup geldi Bir elinde bulunan sahifede yazılı olanlara, bir de Muhammed aleyhisselamın yuzune bakıyor, baktıkca da hayrete duşuyordu Nastura bildiği, duyduğu ve okuduğu alametlerin aynını gorup, Muhammed aleyhisselamı gostererek: (İsa aleyhisselam’a İncil’i indiren Allah hakkı icin bu zat son peygamber olacaktır Ne olaydı ben O’nun peygamber gonderilerek emr olunduğu zamana ulaşsaydım) dedi Muhammed aleyhisselam Busra pazarında Hatice hatunun mallarını satarken de O’nunla pazarlık yapan bir yahudi inanmadığı icin (Lat ve Uzzaya (iki put ismi) yemin et ki inanayım) deyince Muhammed aleyhisselamın “Ben o putlar adına asla yemin etmem! Onların yanından gecerken yuzumu başka tarafa cevirerek gecerim cevabını alınca O’ndaki diğer alametleri de goren yahudi: (Soz senin sozundur Vallahi bu zat peygamber olacak bir kimsedir ki, alimlerimiz kitaplarda bunun vasfını bulmuşlardır) diyerek hayranlığını acıklamıştır Kureyş kervanı ticaretini tamamlayıp Mekke’ye donmuştu Kervanda bulunan ve Hatice hatunun akrabası olan Zubeyr ve kolesi Meysere, Muhammed aleyhisselam hakkında işittiklerini ve gorduklerini Hatice hatuna bir bir anlattılar Hatice hatun mallarını satmak uzere teslim ettiği Muhammed aleyhisselamın bereketiyle iyi kar getirdiğini gorerek cok memnun olmuştu Kervanı karşıladığı sırada da Muhammed aleyhisselamı golgeleyen iki meleği gormuştu Ticaret seferi sırasında vuku bulan harikulade hallerin kolesi Meysere tarafından teker teker anlatılması uzerine, amcasının oğlu Varaka bin Nevfel’e gitti Varaka bin Nevfel putlara tapmayan okumuş ve cok bilgili, yaşlı bir hıristiyan idi Hatice hatun daha onceden de ruyasında gokten ayın indiğini, koynuna girip koltuğundan cıkarak butun alemi aydınlattığını gormuştu Bu ruyasını da Varaka bin Nevfel’e anlatmıştı O da (Ahir zaman peygamberi vucuda gelmiştir Sen O’nun hanımı olursun Senin zamanında ona vahiy gelir O’nun dini butun alemi doldurur Sen O’na en once iman eden olursun O peygamber Kureyş kabilesinin Haşimoğulları kolundan olacak) demişti Hatice hatun bu defa kolesi Meysere’nin anlattığı şeyleri de Varaka bin Nevfel’e soyleyince, o da hayrete duşup: (Bu soylediklerinden anlaşılıyor ki, şuphesiz Muhammed, bu ummetin peygamberi olacak Ben zaten bu ummetten bir peygamberin cıkacağını biliyor ve onu bekliyordum Bu zaman onun tam zamanıdır) dedi Boylece Hz Hatice’nin sevgisi ve itimadı daha da arttı

Muhammed aleyhisselam 12 yaşında iken amcası EbU Talib ile ticaret icin Busra’ya kadar, 17 yaşında iken amcası Zubeyr ile Yemen’e, 20 yaşında Hz EbU Bekir ile Şam’a ve 25 yaşında iken Hz Hatice’nin mallarını satmak uzere Şam’a olmak uzere dort defa seyahate cıktı Bu seyahatlerinden başka hic bir yere seyahat yapmadı
 
Üst Alt