iltasyazilim
Yeni Üye
polisin sorunları
polis teşkilatının sorunları nelerdir
polis teşkilatının sorunları hakkında bilgi
Emniyet teşkilatının sorunlarını
polis ve sorunları
polis teşkilatının sorunları
Ülkemizde her türlü zorlama koşul içerisinde özveri ile atama yapan Polis Teşkilatının koskocoman sorunları vardır Sorunların var olduğu yetkiliyetkisiz herkes tarafından kabul edilmekte ve dile getirilmekte ise de maalesef sorunları çözme yolunda hiçbir adım atılmamaktadır
Ülkemizde İntihar oranı en yüksek meslek grubu maalesef Polis'lik mesleğidir Sorunların çözümlenmemesi sebebiyle de son zamanlarda cinnet geçiren ve intihar eden Polislerin sayısı hız kesmeden artıyor
Kamuoyunda Polis teşkilatının sorunlarının çoğunlukla mali olduğu yönünde yaygın bir kanı vardır Fakat sorunların büyük çoğunluğu mali olmaktan fazla uzaktır Sorunların çözülmesine yol göstereceğine inandığımız bir takım olumsuzluklar ve çözülmesi için atılması gereken adımların dile getirilmesi maksadı ile aşağıdaki metin hazırlanmıştır
Sorunlar olur ya tek yanlı olarak dile getirilmiş olabilir Fakat çözüm konusunda bir kapı aralayacağını umarak ayrıntılarıyla hüsnü niyetle hareket edilmiştir
Aşağı geçen konuların Üniversiteler ve diğer bilimsel kuruluşlarca objektif bir şekilde ele alınarak, polis teşkilatında görevli personele anketler düzenlenmesi ile aşağı belirtilen sorunların var olupolmadığı ve daha diğer sorunların neler olduğunun daha basit anlaşılabileceği düşünülmektedir
Önümüzdeki Nisan ayı içerisinde Polis Haftasının kutlanacak olması münasebeti yine yıldızlı sözler sarf edilerek, hiçbir sorun yokmuş gibi pembe tablolar çizilecek Hafta'nın bitimi ile yine Polisler sorunlarıyla baş başa yaşamaya devam edecekler Sorunların bir kısmını anlattığımız aşağıdaki metni lütfen dikkatlice okumanızı ve karanlığa bir mumda sizin yakmanızı bekliyoruz
1) EmrindekiÜstteki ilişkileri
Polis teşkilatında ola ki de en manâlı sorun tabiüst ilişkilerinde yaşanmaktadır Çünkü çalışma koşul ve ortamlarının büyük bölümü amirlerce düzenlenmektedir Dolayısı ile memurların sıkıntı duyduğu ve açmaza girdiği bir çok konuda amirlerin payı vardır (Burada açıklanmış Amir'den gaye iş içerisindeki Komiser Yardımcısından en üst Güvenlik Genel Müdürüne kadar bütün rütbeleri ifade etmektedir)
Buna misal verecek olursak; (Bu misal meslekte çalışan hemen herkes kadar tanık olunan bir durumdur) Akademiden mezun olan 2223 yaşındaki bir komiser yardımcısına istemediği bir biçimde hitap edilmesi durumunda hemencecik tepki gösterir, ancak benzer amir kendisinin babası veya abisi yaşında bir memura adıyla hitap eder, isminin yanına bir bey kelimesini eklemeyi bile çok görür Hatta davranışlarında, kendisinden daha artı meslek tecrübesi olan memurlara (emekliliği gelmiş olsa bile) hiçbir şey bilmez muamelesi yaparak, mesleği her tarafta öğretmeye çalışmaktan deha çekinilmez
Bundan hareketle, bir memurun kültürü, eğitim durumu, sosyal yapısı, becerisi vb'nin bir önemi yoktur Anlayacağınız ister lisans mezunu olsun isterse de Doktora, üst katman kadar önemsiz bir varlık gibi algılanır, ara sıra insan yerine bile konmaz Polislik mesleği bu nedenle son yıllarda Teşkilat içerisinde bütün anlamıyla bir amir mesleği haline getirilmiştir
Bilhassa Akademililer kendilerini kurmay derslik olarak gördüklerinden, öteki gruplara mensup veya memur tabakasından hiç kimsenin yükselmesine iyi gözle bakmaz ve alıkoymak için de her türlü çareye başvurmaktan çekinmezler Akademililer; son yıllarda üstteki yönetimi büyük ölçüde ele geçirmeleri nedeniyle meslek içerisindeki tüm kanun ve kuralların kendi istedikleri şekilde oluşmasını sağlamaktadırlar (örnek: A sınıfı Amir, B sınıfı Amir düzenlemesi)
Memur tabakasından yükselen Orta K'lı amirlerin durumu ise tam bir polemiktir Uygulanan imtihan politikaları ile adaletsiz bir çoğaltma ortamı oluşturularak, hakiki manada bir tercih yapılmadan, genelde da ehil olmayan kimselerin yükselmeleri sağlanmaktadır (misal; önceki yıllarda yazılı sınavlarda 100 üzerinden 3840 puan bölge kişilerin amir olması)
2) Polislerin özlük hakları ve alıştırma şartları
Polisler 657 sayılı DMK zarfında kamu görevi yapan memurlardır Maaş ve bir fazla özlük hakları bu kanuna göre şekillenir Oysa egzersiz şartları bu kanun kapsamındaki diğer ulus görevlileriyle kıyaslanamayacak derecede farklıdır Diğer millet görevlileri düzenlenen emin mesai saatleri içerisinde ortalama günde en fazla (8) saat ödev yaparken, polislerin çalışma saatleri çoğunlukla bu sürenin iki katına çıkar, en düşük çalıştığı gün (12) saat tayin yapar Diğer kamu görevlileri hafta sonu, dini ve devlete ait bayramlarYeni Yıl ve öteki özel günlerde istirahat ederken, Polis teşkilatı bu günlerde; tersine güvenliği temin etmek için daha fazla çalışır Dolayısıyla sosyal faaliyetler ve aile ilişkileri sürekli sekteye uğrar Her memur kendisine bilinen Devlete Ait Tatil hakkından yararlanırken; Polisler bu resmi tatillerde tatil yerine getirmek isterse kendi yıllık izinlerini harcayarak tatil yaparlar (O da bağlı ama eğer üst makamlarca uygun görülürse)
Polisin artı çalışması karşılığınca maaşının içerisinde aldığı değişmezcüzi bir tedarik pozitif alıştırma ücreti, çalıştığı süreyle kıyas edilemeyecek derecede adaletsizlik oluşturmaktadır Diğer halk kurumlarında görevli personelin aldığı pozitif ödemeler bordrosuna yansımazken, polisin aldığı artı ödemeler bordrosunda aldığı maaşın yekununu oluşturmaktadır Dolayısıyla bordroda öteki memur ile birbirine yakın ücret alıyor olarak görünmesine rağmen öteki halk görevlisi çoğu zaman polis teşkilatından fazla maaş almaktadır (Misal: Hastanelerde görev yapan millet görevlilerinin döner sermayeden pay alması, Öğretmenlerin ek ders ücretleri, Maliye çalışanlarının Finansal Tazminatları vb gibi)
Polislerin pozitif alıştırma ücretlerinin çalışılan süreler göz önüne alınarak saat hesabı ve hak ettiği şekilde ödenmesi durumunda, alınan maaşın 23 katı maaş alınabileceği gibi bir koşul oluşmaktadır Bu da vergi adaletsizliğinin en bariz göstergesidir
Öteki ulus görevlileri (özellikle de askeri personel) emekli olduğunda aldıkları maaşlarda bir düşüş olmazken, uygulanan yanlış aidat politikaları sebebiyle polislerin maaşları emekli olduklarında yarıya kadar düşer Hele emekli ikramiyelerindeki ayrım uçurum seviyesindedir
Diğer kamu görevlileri asli görevleri haricinde bahşedilen diğer görevlerden ilave ödemeler alırken, polisler benzer yerde görevli olmasına rağmen hiçbir zaman ilave ödeme alamaz (misal ÖSSAÖFKPDSKPSS vb sınavlarda hem öğretmenler ayrıca de polisler tayin yapar, öğretmenlere bu görevleri karşılığında ücret ödenirken aynı yerde keza de öğretmenlerden daha artı vakit ile çalışan polislere hiçbir ödeme yapılmaz)
Normalde gelir getiren yerler olmaları ve öteki nedenlerle özel güvenlik görevlilerince ifa edilmesi gereken bir fazla devir de polislere yüklenmiştir (Köprüler, bankalar, konserler, sergiler, yabancı ülkelere ait elçiliklerkonsolosluklar, futbol maçları, bazı özel toplantılar vb)
Diğer ulus görevlileri gördükleri öğrenimin bir üstünü bitirmeleri durumunda birimlerinde şef veya müdürlüğe dek çoğalma şansları vardır Fakat Polis Teşkilatında Doktora bile yapsanız yükselemezsiniz Hatta Polis Memuru olarak Polis Eğitim kurumlarında Öğretim elemanı bile olamazsınız Fazla nadiren açılan Komiser Yardımcılığı sınavlarına 1520 Bin kişi müracaat eder, alınacak sayı ise 150200 kişiyi geçmez 200250000 kişinin devir yaptığı bir teşkilatta bu rakam hiç denecek kadar azdır Anlayacağınız Polis Memurları yükselemezler
Diğer halk görevlileri haklarını çağırmak ve seslerini duyurmak maksadıyla sendikal faaliyette bulunabilmelerine karşın (ama bu koşul Devletçe de özendirme edilmektedir), emniyet mensupları bunun hayalini bile kuramazlar Bırakın Sendikayı Mevcut Polis Dernekleri deha haksızlıkları dile getirecek durumda bile değildir Örneğin Ulusal Eğitim de görevli personel Ulusal Eğitim Bakanını bile sendikaları vasıtasıyla eleştirme özgürlüğüne sahiptir Ama Emniyet teşkilatına mensup bir memur en yakın amirini bile eleştiremez
Öteki millet görevlileri kendi memleketlerinde devir yapma şansına sahiptir Çoğunun kendi memleketinde evi ve diğer menkul ya da gayrımenkul yatırımları olması nedeniyle kendilerine her zaman ikinci bir gelir alternatifi bulabilmekte, Hiç geliri olmasa bile en azından konut kirası ya da yakınlarının bedensel ya da manevi destekleri konusunda bile avantajlı durumdadırlar Polisler ise metropoller hariç hiçbir vakit kendi memleketinde tayin yapamaz Yakınlarının rahatsızlık ya da öteki sıkıntılarında dahi gidipgelemez, ilgilenemezler
Yukarıda açıklananların ışığında en ilk kez can güvenliği riski içeren ve her türlü hava şartı ve zorlukta görev yapan Polis Teşkilatının özlük ve diğer haklarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kapsamındaki öteki memurlarla eşit olarak değerlendirilmesinin ne kadar adaletsiz bir dilekçe olduğu meydana çıkmaktadır
3) PolisVatandaş ilişkileri
Her insanın tutum şekli, kültürü, sosyal çevresi, eğitim durumu, psikolojik yapısı farklıdır bu nedenle doğası gereği insanla uğraşmak dünyanın en zorlama ve zahmetli işidir Eğitimciler, Otobüs ve Taksi şoförleri, Sağlık Görevlileri ve bunlara benzer birebir insanla muhatap olunan meslekler doğrusu çok zor ve sıkıntılıdır Polis ise sürekli ve aralıksız olarak toplumun en sorunlu ve kabahat potansiyeli yüksek olan kitleleri ile muhatap edinmek durumunda kalması nedeniyle çok daha güç ve meşakkatli, bir o kadar da artı stresli bir iş icra etmektedir
Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde bir Polise, olağan görevinin yanında sağlık durumu görevlisinin, taksi şoförünün, postacının ya da itfaiyecinin yapması gereken işi yaptıramazsınız Oysa ülkemizde polis, birçok zaman bu saydığımız iş mensuplarının görevlerini de yapar Nasıl mı? Trafik kazası olur yaralılara çoğu zaman birincil müdahale eden polistir Alkollü ya da yardıma ihtiyacı olanların evine bırakılması görevini yaparak taksici olur, İtfaiye ile birlikte Yangına müdahale eder, tebliği gerektiren evrakları adreslere götürerek Postacılık yapar vs vs bu nedenle zaten şiddet olan Polislik mesleği Türkiye'de kat be kat daha zordur
Yine gelişmiş ülkelerde kabahat ve suçluya ulaşılmada halkın duyarlılığı sebebiyle ihbar mekanizması %80'lere ulaşmaktayken, bizde bütün tersi %30'ları fakat bulur bu nedenle ülkemizde suç ve suçluya yeniden Türk Polisinin bireysel gayretleri ve özverisi ile ulaşılır Bu şiddet ve negatif şartlara karşın suç ve suçluya ulaşma başarısı çoğu gelişmiş ülkelerin fazla fazla önündedir
Buna karşın ne ahali ne de yöneticilerinin nazarında çoğunlukla saygı ve takdir görmez Hele karşısındakinin makamı, konumu veya fiziki durumu iyi bir kimse ise sen benim kim olduğumu biliyor musun? türünde sözlere bile muhatap olur Haklı bile olsa birçok zaman karşısındakinin konumu itibariyle haksız duruma düşer ve aşağılanır
Saydığımız sebeplerle stresin çok yoğun olarak yaşandığı bir ortamda Polisin de çok normal davranışlar sergilemesi beklenemez Meslek yükü ve stresin etkisiyle birçok zaman vatandaş ile gereksiz tartışmalara girilir ve zaten fena olan Polis imajını ne yapılırsa yapılsın bir türlü düzeltilemez Bu koşul da bir kısır döngü içerisinde döner durur
4) PolisSiyasetçi ilişkileri
Emniyet Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları ve İl Emniyet Müdürleri ilk kez elde etmek üzere Polis Teşkilatını yöneten kadrolar; Hükümetler, Hükümetlere yakın siyasiler ve devleti idare eden diğer enerjik unsurlarca atanan kişilerden oluşmaları sebebiyle hiçbir süre teşkilatın ilerlemesi ve gelişmesi için gözü kara adım atabilecek kişilerden oluşamaz Çünkü atacakları her adım kendilerini atayan kişilerin menfaatlerine ters bir durum oluşturması halinde koltuklarını kaybetme riski ile aleyhinde karşıya bırakabilmektedir bu nedenle durumun vahameti ne olursa olsun gürültüsüz kalmaya mahkumdurlar Teşkilat lehine veya aleyhine gelişmeler ne olursa olsun, dışarıdan konuyla alakalı ya da değil teşkilat hakkında cümbür cemaat fazlasıyla açıklamatenkit yaparken, teşkilatı yönetenler aralıksız sessiz kalırlar Bu şart son yıllarda o kadar bir hal almıştır ancak, bu sükunet sebebiyle teşkilatta çalışıp ta Genel Müdürünün kim olduğu dahi bilmeyen memurlar vardır
Teşkilatın sorunlarını bildiklerini bahis eden siyasilerin büyük çoğunluğu muhalefette oldukları sürede sırf oy kaygısı uğruna Polise sahip çıkıyormuş gibi görünmekte, iktidara geldiklerinde ise görmezden gelmektedirler Meslek içerisinden yükselen siyasetçiler bile teşkilat hakkında nutuklar atmakta, ancak sonradan teşkilatı görmezden gelmektedir Hatta bu ülkede kendi kaprisleri uğruna Polisleri azarlayan hatta ve hatta dayak atan siyasiler bile görülmektedir
Hükümette hangi parti olursa olsun; Sorunlar yumağı haline gelen Teşkilata sahip çıkması gereken İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce, klişeleşmiş ve teşkilatta çalışan herkesin nefretini şampiyon Teşkilatın sorunlarını biliyoruz, çalışmalarımız sürmekte türünde hiç kimsenin inanmadığı ve bıktığı sözler sarf edilmekte, lakin nedense yıllardır bu araştırmalar bir türlü bitirilememektedir
Basın kadar ara sıra Polise Zam türünde bir takım direktifler yapılır, ama her nedense öteki kamu kuruluşlarının Polise zam veriliyor da bize niçin verilmiyor türündeki siyasilere yönelik kulisleri ve baskıları neticesi, defalarca iddiaya göre Polise Zam yapılır, ama Polisin cebine bir şey girmez bu nedenle de kamuoyunda Polisin daima büyük zamlar aldığı ve koskocoman miktarlarda maaş aldığını zannedilmektedir
Bazı zamanlarda siyasilerin teşkilata yaptıkları müdahaleler hem haksızlıkları artırmakta ve meslek mensuplarının mesleğe küsmelerine etraf oluşturmaktadır Mesela; Emekliliği geldiği halde şark görevine gitmeyen personel, Amirlik ve diğer mesleki sınavlarda yapılan adam kayırma operasyonları, Ödev ve atamalarda yapılan tavassutlarkayırmalar vb
5) Askerlik sorunu
Polislik mesleği etkin silahlı olarak ülke güvenliği için ifa edilen profesyonel bir meslek olması sebebiyle gelişmiş ülkelerde bu iş mensuplarına hem bir askerlik görevi yaptırılmamaktadır
Fakat ülkemizde vatan hizmeti olup, cümbür cemaat eşittir, cümbür cemaat askerlik yapacaktır mantığıyla meslek mensuplarına askerlik yaptırılmaktadır Fakat ne acıdır fakat benzer durumda ve eşit statüde olması gereken Askeri personel ise vatan hizmeti adına görevlerinden ayrılarak sıradan askerlik görevini yapmamaları; savunulan bu mantığı çelişkiye düşürmektedir
Zaten yeri geldiğinde bu ülkenin güvenliği adına şehitler veren ve fazla güç şartlar altında tahsis yapan Polis teşkilatı mensuplarının çoğunluğu evli, çolukçoçuğu olan ve bir çoğunun da maddi çıkmazları olması nedeniyle keza bir askerlik görevi ile mağduriyetleri kat be kat artmaktadır
Çoğunluğu branşında uzmanlaşan Polisler; askerde olduğu zaman içerisinde verimden düşmekte, branşındaki yeni gelişmelerden uzaklaşmakta, dolayısı ile kendisine şiddet şartlarda yapılan yatırım sekteye uğramaktadır
Polis sayısının beceriksiz olduğu ülkemizde dahası askerlik görevi ile mevcut sayı daha da azalmakta, askere giden personel ise sivil hayatta devletin kolu olarak müdahale ettiği art niyetli kişiler ve Polis Teşkilatına alerjisi olan bir takım kişilerle benzer ortamı paylaşmakta ve sırf polis olmaları sebebiyle koskocoman sıkıntılarla aleyhinde karşıya kalmaktadır
Alıntı:Erçin KocadağPolis Memuru *
polis teşkilatının sorunları nelerdir
polis teşkilatının sorunları hakkında bilgi
Emniyet teşkilatının sorunlarını
polis ve sorunları
polis teşkilatının sorunları
Ülkemizde her türlü zorlama koşul içerisinde özveri ile atama yapan Polis Teşkilatının koskocoman sorunları vardır Sorunların var olduğu yetkiliyetkisiz herkes tarafından kabul edilmekte ve dile getirilmekte ise de maalesef sorunları çözme yolunda hiçbir adım atılmamaktadır
Ülkemizde İntihar oranı en yüksek meslek grubu maalesef Polis'lik mesleğidir Sorunların çözümlenmemesi sebebiyle de son zamanlarda cinnet geçiren ve intihar eden Polislerin sayısı hız kesmeden artıyor
Kamuoyunda Polis teşkilatının sorunlarının çoğunlukla mali olduğu yönünde yaygın bir kanı vardır Fakat sorunların büyük çoğunluğu mali olmaktan fazla uzaktır Sorunların çözülmesine yol göstereceğine inandığımız bir takım olumsuzluklar ve çözülmesi için atılması gereken adımların dile getirilmesi maksadı ile aşağıdaki metin hazırlanmıştır
Sorunlar olur ya tek yanlı olarak dile getirilmiş olabilir Fakat çözüm konusunda bir kapı aralayacağını umarak ayrıntılarıyla hüsnü niyetle hareket edilmiştir
Aşağı geçen konuların Üniversiteler ve diğer bilimsel kuruluşlarca objektif bir şekilde ele alınarak, polis teşkilatında görevli personele anketler düzenlenmesi ile aşağı belirtilen sorunların var olupolmadığı ve daha diğer sorunların neler olduğunun daha basit anlaşılabileceği düşünülmektedir
Önümüzdeki Nisan ayı içerisinde Polis Haftasının kutlanacak olması münasebeti yine yıldızlı sözler sarf edilerek, hiçbir sorun yokmuş gibi pembe tablolar çizilecek Hafta'nın bitimi ile yine Polisler sorunlarıyla baş başa yaşamaya devam edecekler Sorunların bir kısmını anlattığımız aşağıdaki metni lütfen dikkatlice okumanızı ve karanlığa bir mumda sizin yakmanızı bekliyoruz
1) EmrindekiÜstteki ilişkileri
Polis teşkilatında ola ki de en manâlı sorun tabiüst ilişkilerinde yaşanmaktadır Çünkü çalışma koşul ve ortamlarının büyük bölümü amirlerce düzenlenmektedir Dolayısı ile memurların sıkıntı duyduğu ve açmaza girdiği bir çok konuda amirlerin payı vardır (Burada açıklanmış Amir'den gaye iş içerisindeki Komiser Yardımcısından en üst Güvenlik Genel Müdürüne kadar bütün rütbeleri ifade etmektedir)
Buna misal verecek olursak; (Bu misal meslekte çalışan hemen herkes kadar tanık olunan bir durumdur) Akademiden mezun olan 2223 yaşındaki bir komiser yardımcısına istemediği bir biçimde hitap edilmesi durumunda hemencecik tepki gösterir, ancak benzer amir kendisinin babası veya abisi yaşında bir memura adıyla hitap eder, isminin yanına bir bey kelimesini eklemeyi bile çok görür Hatta davranışlarında, kendisinden daha artı meslek tecrübesi olan memurlara (emekliliği gelmiş olsa bile) hiçbir şey bilmez muamelesi yaparak, mesleği her tarafta öğretmeye çalışmaktan deha çekinilmez
Bundan hareketle, bir memurun kültürü, eğitim durumu, sosyal yapısı, becerisi vb'nin bir önemi yoktur Anlayacağınız ister lisans mezunu olsun isterse de Doktora, üst katman kadar önemsiz bir varlık gibi algılanır, ara sıra insan yerine bile konmaz Polislik mesleği bu nedenle son yıllarda Teşkilat içerisinde bütün anlamıyla bir amir mesleği haline getirilmiştir
Bilhassa Akademililer kendilerini kurmay derslik olarak gördüklerinden, öteki gruplara mensup veya memur tabakasından hiç kimsenin yükselmesine iyi gözle bakmaz ve alıkoymak için de her türlü çareye başvurmaktan çekinmezler Akademililer; son yıllarda üstteki yönetimi büyük ölçüde ele geçirmeleri nedeniyle meslek içerisindeki tüm kanun ve kuralların kendi istedikleri şekilde oluşmasını sağlamaktadırlar (örnek: A sınıfı Amir, B sınıfı Amir düzenlemesi)
Memur tabakasından yükselen Orta K'lı amirlerin durumu ise tam bir polemiktir Uygulanan imtihan politikaları ile adaletsiz bir çoğaltma ortamı oluşturularak, hakiki manada bir tercih yapılmadan, genelde da ehil olmayan kimselerin yükselmeleri sağlanmaktadır (misal; önceki yıllarda yazılı sınavlarda 100 üzerinden 3840 puan bölge kişilerin amir olması)
2) Polislerin özlük hakları ve alıştırma şartları
Polisler 657 sayılı DMK zarfında kamu görevi yapan memurlardır Maaş ve bir fazla özlük hakları bu kanuna göre şekillenir Oysa egzersiz şartları bu kanun kapsamındaki diğer ulus görevlileriyle kıyaslanamayacak derecede farklıdır Diğer millet görevlileri düzenlenen emin mesai saatleri içerisinde ortalama günde en fazla (8) saat ödev yaparken, polislerin çalışma saatleri çoğunlukla bu sürenin iki katına çıkar, en düşük çalıştığı gün (12) saat tayin yapar Diğer kamu görevlileri hafta sonu, dini ve devlete ait bayramlarYeni Yıl ve öteki özel günlerde istirahat ederken, Polis teşkilatı bu günlerde; tersine güvenliği temin etmek için daha fazla çalışır Dolayısıyla sosyal faaliyetler ve aile ilişkileri sürekli sekteye uğrar Her memur kendisine bilinen Devlete Ait Tatil hakkından yararlanırken; Polisler bu resmi tatillerde tatil yerine getirmek isterse kendi yıllık izinlerini harcayarak tatil yaparlar (O da bağlı ama eğer üst makamlarca uygun görülürse)
Polisin artı çalışması karşılığınca maaşının içerisinde aldığı değişmezcüzi bir tedarik pozitif alıştırma ücreti, çalıştığı süreyle kıyas edilemeyecek derecede adaletsizlik oluşturmaktadır Diğer halk kurumlarında görevli personelin aldığı pozitif ödemeler bordrosuna yansımazken, polisin aldığı artı ödemeler bordrosunda aldığı maaşın yekununu oluşturmaktadır Dolayısıyla bordroda öteki memur ile birbirine yakın ücret alıyor olarak görünmesine rağmen öteki halk görevlisi çoğu zaman polis teşkilatından fazla maaş almaktadır (Misal: Hastanelerde görev yapan millet görevlilerinin döner sermayeden pay alması, Öğretmenlerin ek ders ücretleri, Maliye çalışanlarının Finansal Tazminatları vb gibi)
Polislerin pozitif alıştırma ücretlerinin çalışılan süreler göz önüne alınarak saat hesabı ve hak ettiği şekilde ödenmesi durumunda, alınan maaşın 23 katı maaş alınabileceği gibi bir koşul oluşmaktadır Bu da vergi adaletsizliğinin en bariz göstergesidir
Öteki ulus görevlileri (özellikle de askeri personel) emekli olduğunda aldıkları maaşlarda bir düşüş olmazken, uygulanan yanlış aidat politikaları sebebiyle polislerin maaşları emekli olduklarında yarıya kadar düşer Hele emekli ikramiyelerindeki ayrım uçurum seviyesindedir
Diğer kamu görevlileri asli görevleri haricinde bahşedilen diğer görevlerden ilave ödemeler alırken, polisler benzer yerde görevli olmasına rağmen hiçbir zaman ilave ödeme alamaz (misal ÖSSAÖFKPDSKPSS vb sınavlarda hem öğretmenler ayrıca de polisler tayin yapar, öğretmenlere bu görevleri karşılığında ücret ödenirken aynı yerde keza de öğretmenlerden daha artı vakit ile çalışan polislere hiçbir ödeme yapılmaz)
Normalde gelir getiren yerler olmaları ve öteki nedenlerle özel güvenlik görevlilerince ifa edilmesi gereken bir fazla devir de polislere yüklenmiştir (Köprüler, bankalar, konserler, sergiler, yabancı ülkelere ait elçiliklerkonsolosluklar, futbol maçları, bazı özel toplantılar vb)
Diğer ulus görevlileri gördükleri öğrenimin bir üstünü bitirmeleri durumunda birimlerinde şef veya müdürlüğe dek çoğalma şansları vardır Fakat Polis Teşkilatında Doktora bile yapsanız yükselemezsiniz Hatta Polis Memuru olarak Polis Eğitim kurumlarında Öğretim elemanı bile olamazsınız Fazla nadiren açılan Komiser Yardımcılığı sınavlarına 1520 Bin kişi müracaat eder, alınacak sayı ise 150200 kişiyi geçmez 200250000 kişinin devir yaptığı bir teşkilatta bu rakam hiç denecek kadar azdır Anlayacağınız Polis Memurları yükselemezler
Diğer halk görevlileri haklarını çağırmak ve seslerini duyurmak maksadıyla sendikal faaliyette bulunabilmelerine karşın (ama bu koşul Devletçe de özendirme edilmektedir), emniyet mensupları bunun hayalini bile kuramazlar Bırakın Sendikayı Mevcut Polis Dernekleri deha haksızlıkları dile getirecek durumda bile değildir Örneğin Ulusal Eğitim de görevli personel Ulusal Eğitim Bakanını bile sendikaları vasıtasıyla eleştirme özgürlüğüne sahiptir Ama Emniyet teşkilatına mensup bir memur en yakın amirini bile eleştiremez
Öteki millet görevlileri kendi memleketlerinde devir yapma şansına sahiptir Çoğunun kendi memleketinde evi ve diğer menkul ya da gayrımenkul yatırımları olması nedeniyle kendilerine her zaman ikinci bir gelir alternatifi bulabilmekte, Hiç geliri olmasa bile en azından konut kirası ya da yakınlarının bedensel ya da manevi destekleri konusunda bile avantajlı durumdadırlar Polisler ise metropoller hariç hiçbir vakit kendi memleketinde tayin yapamaz Yakınlarının rahatsızlık ya da öteki sıkıntılarında dahi gidipgelemez, ilgilenemezler
Yukarıda açıklananların ışığında en ilk kez can güvenliği riski içeren ve her türlü hava şartı ve zorlukta görev yapan Polis Teşkilatının özlük ve diğer haklarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kapsamındaki öteki memurlarla eşit olarak değerlendirilmesinin ne kadar adaletsiz bir dilekçe olduğu meydana çıkmaktadır
3) PolisVatandaş ilişkileri
Her insanın tutum şekli, kültürü, sosyal çevresi, eğitim durumu, psikolojik yapısı farklıdır bu nedenle doğası gereği insanla uğraşmak dünyanın en zorlama ve zahmetli işidir Eğitimciler, Otobüs ve Taksi şoförleri, Sağlık Görevlileri ve bunlara benzer birebir insanla muhatap olunan meslekler doğrusu çok zor ve sıkıntılıdır Polis ise sürekli ve aralıksız olarak toplumun en sorunlu ve kabahat potansiyeli yüksek olan kitleleri ile muhatap edinmek durumunda kalması nedeniyle çok daha güç ve meşakkatli, bir o kadar da artı stresli bir iş icra etmektedir
Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde bir Polise, olağan görevinin yanında sağlık durumu görevlisinin, taksi şoförünün, postacının ya da itfaiyecinin yapması gereken işi yaptıramazsınız Oysa ülkemizde polis, birçok zaman bu saydığımız iş mensuplarının görevlerini de yapar Nasıl mı? Trafik kazası olur yaralılara çoğu zaman birincil müdahale eden polistir Alkollü ya da yardıma ihtiyacı olanların evine bırakılması görevini yaparak taksici olur, İtfaiye ile birlikte Yangına müdahale eder, tebliği gerektiren evrakları adreslere götürerek Postacılık yapar vs vs bu nedenle zaten şiddet olan Polislik mesleği Türkiye'de kat be kat daha zordur
Yine gelişmiş ülkelerde kabahat ve suçluya ulaşılmada halkın duyarlılığı sebebiyle ihbar mekanizması %80'lere ulaşmaktayken, bizde bütün tersi %30'ları fakat bulur bu nedenle ülkemizde suç ve suçluya yeniden Türk Polisinin bireysel gayretleri ve özverisi ile ulaşılır Bu şiddet ve negatif şartlara karşın suç ve suçluya ulaşma başarısı çoğu gelişmiş ülkelerin fazla fazla önündedir
Buna karşın ne ahali ne de yöneticilerinin nazarında çoğunlukla saygı ve takdir görmez Hele karşısındakinin makamı, konumu veya fiziki durumu iyi bir kimse ise sen benim kim olduğumu biliyor musun? türünde sözlere bile muhatap olur Haklı bile olsa birçok zaman karşısındakinin konumu itibariyle haksız duruma düşer ve aşağılanır
Saydığımız sebeplerle stresin çok yoğun olarak yaşandığı bir ortamda Polisin de çok normal davranışlar sergilemesi beklenemez Meslek yükü ve stresin etkisiyle birçok zaman vatandaş ile gereksiz tartışmalara girilir ve zaten fena olan Polis imajını ne yapılırsa yapılsın bir türlü düzeltilemez Bu koşul da bir kısır döngü içerisinde döner durur
4) PolisSiyasetçi ilişkileri
Emniyet Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları ve İl Emniyet Müdürleri ilk kez elde etmek üzere Polis Teşkilatını yöneten kadrolar; Hükümetler, Hükümetlere yakın siyasiler ve devleti idare eden diğer enerjik unsurlarca atanan kişilerden oluşmaları sebebiyle hiçbir süre teşkilatın ilerlemesi ve gelişmesi için gözü kara adım atabilecek kişilerden oluşamaz Çünkü atacakları her adım kendilerini atayan kişilerin menfaatlerine ters bir durum oluşturması halinde koltuklarını kaybetme riski ile aleyhinde karşıya bırakabilmektedir bu nedenle durumun vahameti ne olursa olsun gürültüsüz kalmaya mahkumdurlar Teşkilat lehine veya aleyhine gelişmeler ne olursa olsun, dışarıdan konuyla alakalı ya da değil teşkilat hakkında cümbür cemaat fazlasıyla açıklamatenkit yaparken, teşkilatı yönetenler aralıksız sessiz kalırlar Bu şart son yıllarda o kadar bir hal almıştır ancak, bu sükunet sebebiyle teşkilatta çalışıp ta Genel Müdürünün kim olduğu dahi bilmeyen memurlar vardır
Teşkilatın sorunlarını bildiklerini bahis eden siyasilerin büyük çoğunluğu muhalefette oldukları sürede sırf oy kaygısı uğruna Polise sahip çıkıyormuş gibi görünmekte, iktidara geldiklerinde ise görmezden gelmektedirler Meslek içerisinden yükselen siyasetçiler bile teşkilat hakkında nutuklar atmakta, ancak sonradan teşkilatı görmezden gelmektedir Hatta bu ülkede kendi kaprisleri uğruna Polisleri azarlayan hatta ve hatta dayak atan siyasiler bile görülmektedir
Hükümette hangi parti olursa olsun; Sorunlar yumağı haline gelen Teşkilata sahip çıkması gereken İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce, klişeleşmiş ve teşkilatta çalışan herkesin nefretini şampiyon Teşkilatın sorunlarını biliyoruz, çalışmalarımız sürmekte türünde hiç kimsenin inanmadığı ve bıktığı sözler sarf edilmekte, lakin nedense yıllardır bu araştırmalar bir türlü bitirilememektedir
Basın kadar ara sıra Polise Zam türünde bir takım direktifler yapılır, ama her nedense öteki kamu kuruluşlarının Polise zam veriliyor da bize niçin verilmiyor türündeki siyasilere yönelik kulisleri ve baskıları neticesi, defalarca iddiaya göre Polise Zam yapılır, ama Polisin cebine bir şey girmez bu nedenle de kamuoyunda Polisin daima büyük zamlar aldığı ve koskocoman miktarlarda maaş aldığını zannedilmektedir
Bazı zamanlarda siyasilerin teşkilata yaptıkları müdahaleler hem haksızlıkları artırmakta ve meslek mensuplarının mesleğe küsmelerine etraf oluşturmaktadır Mesela; Emekliliği geldiği halde şark görevine gitmeyen personel, Amirlik ve diğer mesleki sınavlarda yapılan adam kayırma operasyonları, Ödev ve atamalarda yapılan tavassutlarkayırmalar vb
5) Askerlik sorunu
Polislik mesleği etkin silahlı olarak ülke güvenliği için ifa edilen profesyonel bir meslek olması sebebiyle gelişmiş ülkelerde bu iş mensuplarına hem bir askerlik görevi yaptırılmamaktadır
Fakat ülkemizde vatan hizmeti olup, cümbür cemaat eşittir, cümbür cemaat askerlik yapacaktır mantığıyla meslek mensuplarına askerlik yaptırılmaktadır Fakat ne acıdır fakat benzer durumda ve eşit statüde olması gereken Askeri personel ise vatan hizmeti adına görevlerinden ayrılarak sıradan askerlik görevini yapmamaları; savunulan bu mantığı çelişkiye düşürmektedir
Zaten yeri geldiğinde bu ülkenin güvenliği adına şehitler veren ve fazla güç şartlar altında tahsis yapan Polis teşkilatı mensuplarının çoğunluğu evli, çolukçoçuğu olan ve bir çoğunun da maddi çıkmazları olması nedeniyle keza bir askerlik görevi ile mağduriyetleri kat be kat artmaktadır
Çoğunluğu branşında uzmanlaşan Polisler; askerde olduğu zaman içerisinde verimden düşmekte, branşındaki yeni gelişmelerden uzaklaşmakta, dolayısı ile kendisine şiddet şartlarda yapılan yatırım sekteye uğramaktadır
Polis sayısının beceriksiz olduğu ülkemizde dahası askerlik görevi ile mevcut sayı daha da azalmakta, askere giden personel ise sivil hayatta devletin kolu olarak müdahale ettiği art niyetli kişiler ve Polis Teşkilatına alerjisi olan bir takım kişilerle benzer ortamı paylaşmakta ve sırf polis olmaları sebebiyle koskocoman sıkıntılarla aleyhinde karşıya kalmaktadır
Alıntı:Erçin KocadağPolis Memuru *