Prof. Dr. Tülek, Omicron varyantında şahısların tekrar enfeksiyon geçirme oranlarının yüksek olduğunu belirterek, 'Bu kâfi bağışıklık bırakmadığını gösteriyor. Omicron'da hastalığı geçirme yoluyla toplumsal bağışıklığın oluşması mümkün değil' dedi.
Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Necla Tülek, bulaşıcılığı yüksek Omicron varyantında çok sayıda kişinin hastalığı geçirmesiyle toplumsal bağışıklığın sağlanıp sağlanamayacağına ait AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Çok sayıda kişinin aşılanması yahut hastalığı geçirmesiyle toplumsal bağışıklığın oluşabileceğini belirten Tülek, şu bilgileri paylaştı:
'Örneğin, iki ay içerisinde Avrupa kıtasının en az yarısının Omicron enfeksiyonunu geçireceği öngörülüyor. Ancak buradaki sorun Omicron'un bağışıklık bırakıp bırakmadığı. Eldeki bilgiler kısıtlı ancak biz biliyoruz ki Omicron'da tekrar enfeksiyon oranı yüksek. Bu da kâfi bağışıklık bırakmadığını gösteriyor. Münasebetiyle Omicron'da hastalığı geçirme yoluyla toplumsal bağışıklığın oluşması mümkün değil.'
'Toplumun en az yüzde 90'ı çok süratli bir biçimde aşılanmalı'
Prof. Dr. Tülek, Omicron'un daha evvelki varyantlara nazaran hafif seyretmesine rağmen Türkiye'de günde ortalama 200 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çekti.
Hastalığı geçirerek toplumsal bağışıklığın birebir vakitte çok sayıda kişinin vefat etmesi, hastaneye yatması manasına geldiğini, bu nedenle tercih edilemeyeceğini belirten Tülek, toplumsal bağışıklığa aşılanmayla ulaşılabileceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Tülek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
'Kovid-19 açısından da toplumun en az yüzde 90'ının aşılanması gerekiyor. Ancak aşılanmada da farklılıklar var. Daha evvelki aşıların koruyuculuk oranı yüksek fakat birkaç ay sonra bağışıklamanın düştüğünü görüyoruz. Bu nedenle bizim toplumsal bağışıklığa ulaşabilmemiz için toplumun en az yüzde 90'ının çok süratli bir formda aşılanması lazım.
Zira virüsler mutasyona çok uygun, bu oranda aşılanmayı sağlayamazsak virüsün çoğalması, toplumda yayılması yeni mutasyonların, varyantların ortaya çıkmasına yol açacak. Bu nedenle toplumda çok yüksek seviyede, süratli aşılama gerekiyor. Aşılamada da yalnızca iki doz yetmiyor, artık hatırlatma dozunun da kesinlikle olması lazım.'
'Geçmişte yapılan iki doz aşılamanın şu an tesiri yok'
Türkiye'de 18 yaş üstünde iki doz aşılanmış bireylerin oranının yüzde 84'ün üstünde olduğuna işaret eden Tülek, 'Ülkemizdeki datalarda 18 yaş üstünde toplumun büyük kısmı iki doz aşılanmış olarak gözüküyor. Lakin burada şahısların hangi aşıyla, ne vakit aşılandığı değerli. Zira mRNA aşısı da olsa birkaç ay sonra bağışıklık düşüyor, Omicron'a karşı koruyuculuk çok azalıyor. Yani geçmişte yapılan iki doz aşılamanın şu an tesiri yok.' tabirini kullandı.
İnaktif aşıların koruyuculuğunun ise Delta ve Omicron'a karşı tesirli olmadığını lisana getiren Tülek, 'Toplumuzdaki aşılanma oranlarının bu bilgilerle birlikte gösterilmesi değerli. Son üç ayda kaç kişi aşı oldu, kaçı mRNA'ydı ve kaç kişi hatırlatma dozunu yaptırdı? Bu bize gerçek sayıları gösterecektir.' görüşünü paylaştı.
Prof. Dr. Necla Tülek, 'Toplumsal bağışıklığa ulaşmamızın yolu aşılanma ancak çok süratli, yüksek oranda bir aşılanma. Bu nedenle herkesi aşılarını olmaya, belirlenen müddetlerde hatırlatma dozlarını yaptırmaya davet ediyorum.' davetinde bulundu.