Prostat büyümesi, kanser anlamına gelmiyor
Prostat büyümesi ileri yaştaki erkeklerin neredeyse yarısını etkileyen bir durum. Ancak prostattaki büyüme kanser anlamına gelmiyor. Büyümenin nedeninin araştırılması için bir Üroloji uzmanına muayene olmak gerekiyor. Çünkü prostat kanserinde erken teşhis, hayat kurtarıyor.
Prosttaki büyüme (BPH_benign prostat hiperplazisi) genellikle iyi huylu adenom dokularına, küçük bir ihtimalle de kötü huylu kanser hücrelerine bağlı olarak görülür. Bu nedenle BPH ile prostat kanserini birbirinden ayırmak için düzenli kontrol erken teşhis için şarttır.
Erken teşhis çok önemli
Prostat kontrolü için düzenli olarak hekime gitmek gelişmiş ülkelerde çok yaygın bir yaklaşımken, ülkemizde prostat kontrolünden çekinilmektedir. Bu durum hastalıkların geç teşhis edilmesine neden olmaktadır.
Erkeklerin 50 yaşından itibaren rutin üroloji kontrolü olmaları gerekiyor. 50 yaşından sonra yılda bir kez, 60 yaşından sonra da 6 aylık aralıklarla prostat kontrolü gerekmektedir.
Prostat kanseri, erkeklere özgü bir organ olan prostatın içinde oluşan kötü huylu tümörün oluşturduğu bir hastalıktır. Özellikle 45-60 yaşları arasında hızlı, 70li yaşlardan sonraysa daha yavaş ilerler. Prostat kanserine nelerin sebep olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi genetik yatkınlıkla birlikte çevre koşullarının, bu hastalığın meydana gelmesinde rol aldığı düşünülmektedir. Prostat kanseri oluşumunda katkısı olabilecek bazı risk faktörleri şunlardır:
Ailede prostat kanseri varlığı, yaş, hormonlar, A ve D Vitaminleri, yağlı beslenme.
Prostat kanserinin tanısı nasıl konulur?
Prostat kanseri tanısı için hasta öncelikle bir üroloji muayenesinden geçmelidir. Özellikle parmakla makattan yapılan muayene (Rektal tuşe) önemli bulgular verebilir. Bunun dışında PSA (Prostat Spesifik Antijen) tetkiki yaptırmak gerekir. Bunların sonucunda prostat kanseri kuşkusu varsa ultrason eşliğinde prostat biyopsisi yapılır prostat kanseri tanısı konur.
Hastalığın belirtileri nelerdir?
Prostat kanseri, genellikle belirti vermez. Bundan dolayı ürolojik muayene belirli aralıklarla yapılmalıdır.
Prostat kanseri ile beraber BPH da varsa; sık idrara çıkma,idrarda yanma, gece idrara çıkma,büyük abdest düzeninde bozulma gibi belirtiler verebilir. Daha ileri evrelerde idrarda kanama ve tıkanıklık, kemik ağrıları da görülebilir.
Ailesinde ve birinci derece yakınlarında prostat kanseri hikayesi olan her erkeğin, 40lı yaşlardan itibaren yıllık ürolojik muayeneden geçmelidir. PSA değeri yüksekse, parmakla muayenede şüphe varsa ya da her ikisi şüpheliyse biyopsi yapılmalıdır.
PSA, idrar yolu enfeksiyonunda (özellikle prostatit ve üretritlerde) mesane taşlarında, yakın zamanda cinsel aktivite sonrasında ve enstrümantasyondan sonra (idrar kanalından tıbbi aletle müdahale) yükselebilir. Ayrıca, prostatın yaşlanma süreciyle birlikte büyümesi, PSA seviyesinde artışa neden olabilir.
Prostat kanserinin tedavisi
Prostat kanserinde biyopsi ile patolojik tanı konulduktan sonra, Batın MR ve kemik sintigrafisi ile metastaz varlığı araştırılır. Bu şekilde hastalığın evresi belirlenir.
Eken evre prostat kanserinde ameliyat veya radyoterapi ile prostat kanseri %95'in üzerinde tamamen tedavi edilebilir.
Eğer ileri evrede yakalanmışsa hormon tedavisi veya kemoterapi ile hastalık kontrol altına alınabilir.
Erken evrede yakalanan prostat kanserinde altın standart tedavi Radikal prostatektomi ameliyatıdır. Bu ameliyat günümüzde laparoskopik veya açık yöntemlerle yapılabilmektedir. Ameliyat sonrasında düşük oranda idrar kanalında darlık ve idrar kaçırma şikayetleri ortaya çıkabilir. Artan ameliyat deneyimleriyle beraber bu komplikasyonlarla beraber cinsel fonksiyon bozukluğu da giderek azalmaktadır.
Sonuç olarak prostat kanseri, günümüzde çoğu erkeği etkileyebilecek, erken eşhis edilmesi durumunda tamamen tedavi edilebilecek bir kanser türüdür. Erken teşhis için ise düzenli ürolojik kontroller şarttır.