Bu soruyu okuyan hemen herkesin buna bir yanıtı olduğunu tahmin etmek zor değildir ama cevap verme noktasında birden fazla tanım ortaya atılır. Psikoterapiyi en geniş şekilde şöyle tanımlayabiliriz: psikolojinin ilkelerine dayalı olan, eğitimli bir terapist ile psikolojik bir sorunu, bozukluğu veya şikayeti olan danışan arasında gerçekleşen, terapistin danışanın sorununa veya şikayetine çare bulmayı amaçladığı, belli bir danışan ve onun sorunu, bozukluğu veya şikayeti için ona göre düzenlenen veya uyarlanan ve ağırlıklı olarak karşılıklı bir ilişki içinde yapılan müdahalelerdir. ‘’Psikoterapi nedir? ‘’sorusuna ek olarak ‘’Psikolojik danışma nedir?’’ sorusu da karşımıza sıklıkla çıkabilir. Psikolojik danışma ve psikoterapi arasında bir fark var mıdır? Temel olarak baktığımızda, psikoterapinin içeriği kişilik değişimi ve derinlemesine çalışma ile açıklanırken, danışmanın ise daha kısa süreli problem çözme odaklı olduğu düşünülebilir. Psikolojik sorunlarda tedavi seçimini literatürde bulunan en iyi bilimsel verileri klinik uzmanlık ile bütünleştirerek danışanın özellikleri, tercihleri ve kültürü gözeterek yapılması gerekir. Günümüzde 500’den fazla psikoterapi ekolü vardır. Bunları Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikodinamik Terapi, Oyun Terapisi, Şema Terapi vs. şeklinde sıralayabiliriz. Bilişsel Davranışçı Terapi’de kişinin duygu, düşünce ve davranışını kendi beklentileri doğrultusunda değiştirmesi amacıyla psikoloji ilkelerine dayalı klinik yöntemlerin uygulanması ya da kişiler arası ilişkinin kurulması amaçlanmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi, bilimsel yaklaşıma bağlı, şimdi ve buraya odaklı, öğrenme odaklı ve aşamalı ilerleme ile kısa süreli bir tedavidir. Psikodinamik Terapi’de ise geçmiş yaşantılar temelinde semptom olarak ortaya çıkan bilinçdışı çatışmalara iç görü kazandırarak bir anlamlandırma çalışması yapılır. Oyun terapisi çocuklara uygulanan terapi türlerinden biridir. Çocuğun anlatamadığı veya anlatamayacağı problemleri oyun sırasında gözlemlenerek ortaya çıkarılması hedeflenir. Şema Terapi ise erken dönem yaşantılarının yetişkinlik dönemindeki yansımalarının keşfine ve değişimine odaklıdır. Psikoterapiden yararlanmak için bir uzmana başvurduğu andan itibaren her danışan temel haklara sahiptir. Danışanların bu haklar konusunda bilgi sahibi olmaları ilerleyen dönemde yaşanabilecek mağduriyetlerinin de önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Her danışanın hizmet alacağı terapistin yeterliliklerini araştırmak ve sorgulamak hakkıdır. Hangi terapi yöntemi uygulanırsa uygulansın terapi sürecinde %100 gizlilik ilkesi geçerlidir. Danışanlar tedavi sürecinde rahatsız olduğu, hatalı olduğunu düşündüğü bir veya birden fazla durumu terapisti ile paylaşabilir. Herhangi bir sonuç alınmadığı takdirde danışan, terapistini değiştirme veya tedaviyi sonlandırma hakkına sahiptir.