Işınımın etkileri hem tanı radyolojisinde olduğu gibi hastalıkların araştırılmasında, hem de radyoterapide olduğu gibi onları çare etmede kullanılabilir Rapdoaktifliğe ilişkin ilk çalışmalar, Marie Curie (18671934) göre yapılmıştır Marie Curie, kocası Pierre (18521906) ve Antoine Becguerel (18521908) ile birlikte, 1903 ’de, Nobel fizik ödülünü kazanmıştı Keza, 1911 ’de radyum ve polonyum ’u bulduğu için Nobel kimya ödülü de kendisine verilmiştir Marie Curie ’nin lösemiden ölmesinin nedeni, büyük bir olasılıkla, ışınım etkisinde kalmasıdır
Marie Curie ’nin radyum üzerindeki çalışmaları sonucu x ışınları ve izotop, ayrıca teşhis hem de tedavide kullanılmaya başlandı
Işınım hastalıkları ve atom bombalarının uzun süreli etkileri, ışınım dalgalarının kuvvetli ve tehlikeli etkilerin dobra dobra ortaya koymuştur bununla birlikte, tedbirli ve kontrollü kullanımla beta, gama ve x ışınlarından, hem tanı ayrıca de çare alanlarında yararlanılmaktadır Bazı maddelerin içinden geçebilir, bazılarınınsa içinden geçemez Sözgelimi ışık dalgaları havadan, bazı sıvılardan (su gibi), hatta katı maddelerin (sırça gibi) içinden geçebilir: fakat duvar ve kapılardan geçemez öte taraftan x ışınları, ceset dokuları içinden değişik güçlerde geçebilir, fakat radyolojide genel olarak kullanılan kurşun gibi öteki maddeler kadar durdurulur ve soğurulur Öbür miktarlardaki ışık dalgalarının fotoğraf filmi üstünde bir resim meydana getirebilmeleri gibi, x ışınları da böyle bir filmi etkinleştirebilir
Basit bir röntgen aygıtı resim makinesine benzer X ışınları incelenecek bölgeden geçirilip bir film üzerine odaklanır Buradaki görünüm, bir fotoğrafa aynı, sözgelimi, bir elin röntgen filmi, kemikleri beyaz (kemikler x ışınlarını epeyce iyi bir biçimde durdururlar), öbür dokuları gri ve x ışınlarına iyice maruz kalan el çevresindeki alanları da siyah olarak gösterir Bedenin içindeki öteki organların da net bir biçimde görülebilmesi için x ışınlarını geçirmeyen maddeler kullanılır baritin, bu tür maddelerden biridir ve üst bağırsakların görülmesi için yapılan şırıngalara katılır Enjeksiyonlarla veya ağızdan verilen ve içinde genel olarak iyot yer alan öteki maddeler bedenin belirli organlarında yoğunlaşır Boya görüntüsünün izlenmesiyle böbreklerin ve sidik torbasının daha iyi görüntüleri elde edilebilir
Tarama Yöntemleri;
Geleneksel röntgen aygıtları ile çekilen filimler, fotoğraflar dek açık değildir Bedenin içindeki organlar birbirinin üstünde görülür ve film karışıktır Bedenin içindeki bir organı ya da bölgeyi, üzerinde artı detaylar olmadan görebilmek için tomografi yöntemi kullanılır burada x ışınları üreticisi ve film, bedenin çevresinde bir yay çizerek döndürülür Bu yayınlama merkezinde filmi çekilecek olan organ vardır Bu Nedenle bu organ, bedenin öbür bölgelerine tarafından daha değişmez ve net görülür
Bu ilkelerden beyni taramak için fazla karmaşık bir biçimde yararlanılmış ve bu nedenle elde edilen bilgileri bütünlemek için bir bilgisayar kullanılmıştır EMİ tarayıcısı, beynin kesit halinde bir röntgen filmini çekebilir ve böyle bir dizi filmle beynin bütünün görüntüsünü verebilir Bir bilgisayar aracılığıyla da çok daha ayrıntılı ve alıngan bir görüş elde edilebilir
Günümüzde bu yöntem, karışık ve güvenli olmayan olabilecek yöntemlerin, yani beyni saran sıvının içine boya yada hava zerk etme yöntemlerinin yerine almaya başlamıştır Bir bilgisayarla tarama sistemi, geleneksel aygıtlarından daha pahalıdır (yaklaşık 320000 dolar) fakat tüm bu işlem için kullanılan x ışını miktarı bir kafatası filmi için kullanılan miktardan daha azdır
Günümüzde hem 20 saniye içinde bütün bedeni tarayan bir EMİ ayıtı da kullanılmaya başlamıştır
X ışını, bedene ilişkin bilgi temin etmek için kullanılan tek ışının türü değildir Bazı radyoaktif izotoplardan (bir takım elementlerin öbür biçimleri) yayınan gama dalgaları da cisim dokularının içinden geçebilir Bu izotoplardan ufak dozlar bedenin içine zerk edilir ve belirtilen bir organın alacağı radyoaktivite ölçülerek, ona ilişkin veri elde ediliri Sözgelimi, tiroid bezi bedene giren hemencecik tüm iyotu kullanır Radyoaktif iyot izotopu kan dolaşımına zerk edilip, tiroidin iyotu kullanım hızı ölçülerek, etkinliği anlaşılması mümkün Bu da, tiroid bölgesinden yayılan gama dalgalarının ölçülmesiyle sağlanır Hem tiroid etkinliğine ilişkin veri verecektir Bu Nedenle yüksek veya düşük etkinlikteki bölümleri saptanabilir
Kansere Karşısında Radyoterapi
Yüksek dozlarla izotop kullanmak dokuların harap olmasına neden olabilir Tiroid kanserinin tedavisinde, teşhis için kullanılan dozun birkaç bin katı, izotopun bu özelliğinden yararlanarak kanser hücrelerini öldürmek amacıyla kullanılır Radyoterapinin esas ilkesi budur Yüksek dozda ışınım, öldürülmek istenen ura yayımlanır Genellikle bütün yaşamış hücreler ışınımın etkisine duyarlıdır, lakin kanser hücreleri özellikle dayanıksızdırlar Zorunlu dozu ayarlamak ve onu istenilen yere alıntı yapmak için özel dikkat gösterilmelidir Bir Takım kanserler yüksek enerji dalgalarına ötekilerden daha iyi tepki gösterirler ve bunlara belli enerjide ışınım gerekebilir