bilgiliadam
Yeni Üye
Reese Wıtherspoon Kimdir ? Reese Wıtherspoon kimdir biyogrofisi filmleri resimleri haberleri burada Reese Wıtherspoon kimdir Diye merak eden melekler yazımıza buyrunreesewitherspoonkimdir5c5a6a129f7f1pngalt Reese Witherspoon Doğum tarihi: 22 Mart 1976 Doğum yeri: Tennessee, Amerika Birleşik Devletleri Mesleği: Aktris Reese Witherspoon, ufak yaşlarda mesleğe başlayan aktrisler kategorisine giriyor Oysa, benzer kategoride yer aldığı pek çok oyuncu gibi, bunun ailesiyle bir ilgisi değil Reesein ailesinin, sinemayla değil tıpla ve de orduyla ilişkisi var: Pediatri alanında hemşire olan annesi de, hekim babası da yıllarca Hava Kuvvetleri için çalışmış Hal böyle olunca, Reesenin de çocukluğunda çoğu kez doktorculuk oynadığını ve kendini gelecekte bir hekim olarak düşlediğini tahminde bulunmak kuvvet yok Çocukluğunun bir bölümünü, babasının görevi nedeniyle Almanyada geçiren Reese, 45 yaşında, doğum yeri Nashvillee geri dönmüş Hekim olma hayallerinin değişmeye başlamasının da, ABDde country müziğin ve country kültürünün merkezi olan, ağırlama kenti Nashvillee gelişiyle gerçekleştiğini söyleyebiliriz Nitekim, güzel sarı saçları ve de mavi gözleriyle, uyarı çeken bir minik olduğundan, reklamların aranan yüzlerinden biri olması, 7 yaşına eşit düşüyor Bu noktada, ordunun içinde yer almalarına karşın oldukça açık görüşlü olan anne ve babasının, Reesenin bu alandaki ilgisini desteklemelerinin ve ona istediği yolda ilerleyebilmesi için her türlü imkanı sağlamalarının rolünü göz ardı etmemek gerekiyor Nitekim ailesinden gördüğü bu özendirme baştan sona, Witherspoon kısa sürede, oyunculuğun yanına modelliği de ekleyerek, yaşıtlarının evcilik oynadığı çağda, kariyer yapmaya kaptırmış kendini Okul, filmleri, modellik şeklinde ilerlerken, demin 14 yaşında, ABDde ajansların çoğu kez yaptığı, eyaletler arası yetenek avında, 10 eyalet arasından seçilen sınırlı sayıda ismin arasına giren Reese, yönetmen Robert Mulliganın kendisinden oldukça etkilenmesiyle, kariyer sepetine sinemayı da eklemiş Mulliganın 1991 tarihli The Man in the Moonunda, aşkı başta tanıyan, ergenlik döneminin başlarında bir genç kızı canlandıran Reese Witherspoon, keza eleştirmenlerden ayrıca de izleyicilerden olumlu tepkiler alınca, aktrisliği daha ön plana almaya karar vermiş Elini attığı her işte, başlangıçlar yapması, yaşıtlarının az önce lisenin ilk yıllarında cebir öğrenmekle boğuştuğu bir dönemde kariyer yolunu çizmiş olması sebebiyle ailesi ona Little Type Aadını takmış Reesei de bu adı sevmiş olacak fakat, 1998de kurduğu yapım şirketine Type A Films adını vermiş 1548241142 1548241142 reesewitherspoonkimdir5c5a6a12a30careesewitherspoonkimdir5c5a6a12a30careesewitherspoonkimdir5c5a6a12a30ca The Man in the Moondan derhal sonra, sinemayla yetinmek olmaz, televizyona da el atmalıyım diye düşünmüş olacak fakat, aynı yıl Diane Keatonın yönetmen koltuğunda oturduğu Wildflowerda, hem de Patricia Arquette gibi sanatkâr bir isimle birlikte yer alarak çıkışını sürdürdü Liseyi bitirdiğinde, bu iki filmin üstüne üç film daha koymuştu Reese: Yeniden bir TV filmi olan ülkemizde de vizyona giren Beni Unutma filmi gibi, yönetmenliğini Andy Tennantın üstlendiği Desperate Choices: To Save My Child (1992) , Danny DeVito ve Gary Sinise karşı oynadığı Jack the Bear (1993) ve Disney yapımı A Far Off Place (1993) Bu son filmin çekimleri Kalahari Çölünde gerçekleştirildiğinden, genç aktrisin aylarca Afrikada kaldığını, bu vakit içinde yöredeki yerli halkla çok iyi ilişkiler kurup Afrikadaki çöl insanlarının dillerini öğrendiğini bir not olarak düşmekte fayda var Tabii ancak her şey gibi, bu maceranın da bir bedeli olduğunu ve Reesenin bir yandan çekimlerle boğuşurken bir yana da ABDde okuluyla gerçekleştirilen faks trafiğiyle liseyi çeper şiddet bitirdiğini söylemeden geçmeyelim 1994 yılında Reese, liseyi zorlanarak bitirmiş olmasına karşın, o yaşına dek, öyle fazla insanın bir ömre sığdıramadığı dek çok şey sığdırması sayesinde dünyanın sayılı üniversitelerinden biri olan Stanforda kabul edilmiş Burada İngiliz Edebiyatı alanında lisans eğitimi almaya başlayan Reesenin, yıllardır bir şeyler yerine getirmek istediği, fakat vakitsizlikten bir türlü el atamadığı yazın alanına da girişi bu şekilde gerçekleşmiş (Az Önce bu arzusuna vakıf olamasa da, hoş yıldızın hayallerinden birinin de senaryo yazarlığı olduğunu söyleyelim ve yaptıklarımız yapacaklarımızın göstergesidir sözüne kendimizi kaptırarak, Reesenin senarist yönüyle de böylece yakında tanış ışık halkası geleceğimize dair bir kuşkumuz olmadığını belirtelim) Üniversiteye girdiği yıl çekilen, Stephen Dorffla başrolünü paylaştığı rehine filmi S F W dan (1994) sonradan, Witherspoonun, yeni yaşamına adapte elde etmek ve şakaya gelmeyecek, uzak faksla filan halledilemeyecek bir meslek olan Stanforddaki eğitim hayatına alışabilmek için, kariyerine iki takvim bir mola verdiğini görüyoruz 1996da beyazperdeye dönüşü, tıpatıp girişi gibi, oldukça olumlu karşılanan iki filmle gerçekleşiyor Reesenin: Bağımsız bir üretim olan, Kiefer Sutherlandın Bob Wolverton karakteri tarafından terörize edilen, çıtı pıtı bir genç kızı canlandırdığı Freeway ve Mark Wahlbergin canlandırdığı erkek arkadaşı kadar ayrıca somut keza de psikolojik şiddete maruz bırakılan Nicole Walkerı oynadığı, teenslasher kategorisine de sokulabilecek Fear Bu filmlerin, Witherspoonun kariyeri açısından şöyle bir önemi olduğunu söyleyebiliriz: Gerilimkorku türlerine yakın duran bu filmlerde şiddete maruz kalan karakterleri canlandırdıktan sonradan, Reese, tür filmi oyuncusu damgası yememek için 90ların ikinci yarısında korku sinemasının akışını değiştiren Scream ile I Know What You Did Last Summer ve Urban Legends gibi filmlerde oynamayı reddetti Bu iki başarılı filmden sonradan, sarışın aktris, 1998 yılını da pas geçti Ama bu pas geçiş daha önce verdiği iki takvim ara gibi zorunluluktan fazla kariyerine yeni bir istikamet verebilme gibi bir maksat taşıyordu 1998de Twilightla beyazperdede gözüktüğünde, istediği adımı atmış gibiydi Ne de olsa, Paul Newman, Yine Hackman ve Susan Sarandon gibi isimlerle benzer ortamda bulunabilmek bile, dünya üzerinde pozitif insana nasip olmuyor Aynı yıl, o kadar önemli bir film olmayan Overnight Deliverynin yanı sıra, vizyona girdiği dönemde kayıtlı bir alaka toplamış olan Pleasentvillede (Yaşamın Renkleri) o günlerde yolun başında olan Tobey Maguirela birlikte yer aldı 1999 yılında sinemalarda gözüken üç filmle Witherspoonun kariyerine açıklanmış bir ivme kazandırdığını söyleyebiliriz Cruel Intentionsda, film ABDde vizyona girdikten bütün üç ay sonra, 5 Haziranda evleneceği Ryan Phillippe ve dönemin yükselen başka bir starleti Sarah Michelle Gellarla birlikte rol aldı Bir kabahat draması olan Best Laid Plansda filmi kurtaran unsurlardan biriydi En son About Schmidt filmiyle karşımıza meydana çıkan Alexander Paynein başarılı filmi Electionla, ününe ün katacağı romantik komediye göz kırptı 9 Eylül 1999da kızı Ava Elizabeth Phillippei doğurduğundan, film çalışmalarını gerekli bir duraklamak durumunda kalan Whiterspoon, bu kere kendini pozitif özletmedi Önce American Psycho (2000) ve Little Nicky (2000) gibi kayda değer filmlerde, eskileriyle karşılaştırıldığında öyle de büyük olmayan rollerde yer aldı ve The Trumpet of the Swan (2001) adlı Columbia Pictures animasyonuna sesiyle katıldı Electionla yaptığı yükselişe geri dönüşü ise Aralık 2001de ülkemiz sinemalarında da izlediğimiz Bu Nasıl Sarışın (Legally Blonde) filmiyle gerçekleşti Hemen Hemen filmin her karesinde gözüken Witherspoon, aptal gibi gözüken ama doğrusu Harvardda Hukuk Fakültesini birincilikle bitirebilecek denli akıllı bir sarışını canlandırarak, romantik komedilere belirlenmiş aptal sarışın figürünün kalıplarını sarsıyordu Bu çıkışını bir Oliver Parker filmi olan, Witherspoon açık havada Rupert Everett, Colin Firth, Frances O'Connor gibi kendilerini kanıtlamış oyuncuların da yer aldığı 19 yüzyıl sonlarında Londrada geçen bir komediyle sürdürdü Ülkemizde de izlediğimiz Beni Unutma (Sweet Home Alabama, 2002) Witherspoonu bundan böyle emrindeki rollerde görmeyeceğimizi kanıtlayan bir film olarak akıllarda yer etti Bu kere iki erkek aralarında kalan bir sarışını canlandıran Witherspoon, filmin ABDde çok iyi bir gişe başarısı yakalaması baştan sona, ücretini hemen hemen iki katına çıkardı Artık iyice yıldız oyuncu kategorisine yerleşen Reese Witherspoon, ikinci çocuğunu 23 Ekim 2003'te dünyaya getirdi Bu Nasıl Sarışının devam filminin Bu Nasıl Sarışın 2(Legally Blonde 2: Red, White & Blonde) çekilmesinde, Reese'nin kendine özgü karizmasının ve şirinliğinin büyük etkisi olduğunu kabul etmek gerekiyor Hayaletfilmini hatırlatan hoş bir romantik komedi olan Cennetteki Gibide (Just Like Heaven) , Mark Ruffalo'yla birlikte izlediğimiz Witherspoon, anında arkasında 'En İyi Bayan Oyuncu' dalında hem Altın Küre, ayrıca de Oscar almasını sağlayan Sınırları Geçirmekta (Walk the Line) karşımıza çıktı Bu filmde, Joaquin Phoenix'in canlandırdığı, meşhur 'country' şarkıcısı Johnny Cash'le sahneyi olduğu dek hayatı da paylaşan June Carter'ı canlandıran Witherspoon, özellikle kendi seslendirdiği şarkılarda müthiş bir performans ortaya koyuyordu Bunda Nashville'de yetişmiş olmasının etkisi var mı bilinmez, ama hoş yıldızın Oscar heykelciğini ardına kadar hakettiği apaçık Reese Wıtherspoon resimleri için TIKLAYINIZ