Son Konu

Resulullah (s.a.a) ’in yaşantısıyla ilgili hadis ve rivayetler

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Peygamber Efendimizin Yaşantısı İle İlgili hadis ve Rivayetler
Hz Muhammet sav'in yaşantısı hakkında hadis ve rivayetler,


Peygamber Efendimiz (tez) ’in Gündelik Hayatı

Hz Hüseyin (ra), babası Hz Ali'ye (kv), Hz Peygamber (iddia)'in bir takım hallerini sormuş, Hz Ali de şu şekilde anlatmıştır:

Evine izin seve seve girerdi Evindeki zamanını üç kısma bölerdi Bir kısmını Allah 'a (ibadet), bir kısmını ailesine ve kendisine Sonradan da insanlara ayırırdı

Hz Peygamber (iddia)'in jurnal olarak her zaman yaptığı gibi, sabahtan namazının farzından önce mutlaka iki rekat sünnet kılardı Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Sabahtan namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden hayırlıdır(Müslim, Tirmizi)

Hz Peygamber (sav) tüm namazlarını huşu ve huzur içerisinde dehşet ve ümit aralarında kılardı Nitekim, Mutarrıf (ra), babasından şöyle nakletmiştir:
Hz Peygamber (iddia) ’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi inilti çıkıyorduDiğer bir rivayette ise; Göğsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çıkıyordu(Ebu Davud, Nesai)

Hz Peygamber (sav) ümmetine de, bu şekilde namaz kılmalarını emretmiştir Nitekim Ammar bin Yasir'den (ra) rivayetle öteki bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Bir birey namazını kılınca, kendisine namazdaki dikkatine tarafından; namazın onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri ve yarısı dek sevap yazılır(Ebu Davud, Nesai, İbn Hıbban)

Diğer bir hadisi şerifte ise şöyle buyurmuştur: Farz namazlar teraziye benzer Eksiksiz yapan çok kazanır(Taberani, İbn Hıbban)

Bu sebeple Hz Peygamber (tez) namazlara çok büyük bir tartma verirdi Hz Peygamber (sav) sabahtan namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonradan, namazını kıldığı seccadenin üzerine, güneş en ince ayrıntısına kadar doğuncaya dek otururdu (Müslim)

Güneş Doğuncaya Değin Zikir

Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayet edilen bir hadisi şerifte Hz Peygamber (tez) şöyle buyurmuştur:
Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturarak Allah'ı zikreder, sonradan iki rekat namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilirEnes (ra) der fakat: Bütün bir hac ve umre sevabıbuyurdu Bu sözü üç kere bitmiş etti (Tîrmizi)

Hz Peygamber (sav) sonradan uzakta yakından kendisini görmeye gelenleri kabul etmeye başlardı Gelenler halka biçiminde civarda toplanırlardı O, çevresindekilere vaaz eder, öğütler verir, sorularını cevaplandırır, hattâ gördükleri rüyaları ifade ederdi Ara Sıra sahabelere kendi rüyalarını anlatırdı

Söylev ve Konuşması

Hz Peygamber (sav)'in konuşması son derece tatlı ve gönül okşayıcı idi Tane tane konuşur, her cümlesi, dinleyenler tarafından iyice anlaşılması için ayrı olarak olurdu Kahkaha ile gülmez, tebessüm halinde bulunurdu O, insanların en halîmi, en yumuşak huylusuydu

Hz Peygamber (tez) şahsına yapılan, nefsine karşısında işlenen hataları, yumuşaklıkla karşılardı; Allah'a ve imana yapılan, bir saldırı olunca katiyen susmaz, gereken cevabı verirdi

Hz Peygamber (iddia) insanların kusurlarını görmez, ara sıra görmezden kazanç, çok zaman gözünü çevirir, kusurunu görse de yüzüne vurmaz, o kişiyle arasındaki hürmet ve sevgi perdesini yırtmazdı

Hz Peygamber (iddia)'in tevazusu, özellikle insanlarla olan münasebetlerinde daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır Meclisinde kim olursa olsun, konuşan kimseyi, sabırla dinler, haktan uzaklaşmadığı müddetçe sözünü kesmezdi

Bir gün adamın biri, Hz Peygamber (tez)'i görmeye geldi Ama Peygamberliğin haşmetinden böylece etkilendi fakat, titremeye başladı Bunun üstüne Hz Peygamber (tez): Korkma! Ben hükümdar değilim Kuru et pişirerek karnını doyuran, Kureyşli bir kadının oğluyumbuyurdu (Dominant)

Hz Peygamber (iddia) kendi yakınlarına ve sahabelerine devamlı hoşgörülü olduğu gibi, düşmanlarını da, bilhassa onlar zayıf bulundukları ve teslim oldukları süre bağışlamış, suçlarını affetmiş, sonunda da öyle çoğunun iman etmesine vesile olmuştur

Peygamberimizden bir şey istenildi mi, katiyen Değil!demezdi O, insanların en cömerdi idi…

Nitekim İbni Abbas şöyle demiştir:
Hz Peygamber (sav) insanların, en cömerdi idi Özellikle Ramazan aylarında daha fazla eli açık olurdu(Buhari)

Duha Namazı

İnsanlarla sohbet etmesi, onların dertlerini dinlemesi genelde, kuşluk vaktinin girmesine dek sürerdi

Kuşluk vakti gelince Hz Peygamber (tez) bazen dört, bazen da sekiz rekat olmak üzere Duha namazı kılardı Bu namazın fazileti hakkında şöyle buyurmuştur:
Cennette, ‘duha kapısı ’ denilen bir kapı vardır Kıyamet günü bir münadi şöyle seslenir: ‘Ey Duha namazı kılanlar nerdesiniz? İşte gireceğiniz kapı burasıdır, Allahu Teâla'nın rahmetiyle buradan içeri giriniz(Taberani)

Hz Peygamber (sav) Duha namazını kıldıktan sonradan evine gelir, ev işleriyle meşgul olur, elbise ve ayakkabıları tamir eder, hayvanlarını sağardı (Ahmed bin Hanbel)

Öğlen Namazı

Hz Peygamber (iddia) daha sonra Öğle namazı için hazırlık yapardı Öğle vakti girince camiye gider, öğle namazının farzından önce ve sonra kılınan müekked sünnetleri kılmayı dikkatsizlik etmezdi

Efendimiz öğleden daha sonra istirahat ederlerdi

Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule ’ yapardı Nitekim bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Öğleyin kaylule yapınız Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylule yapmazlar (Müslim)

Kaylûle, öğle namazından sonradan yapılan kısa istirahat ve uykuya bahşedilen isimdir Kaylûle yapan insan, bir sünneti ihya ettiği gibi bununla beraber dinç olur, gece namazlarını, teheccüdü kılacak gücü kendine bulur Fırsatı olan bu sünneti yerine getirirse iyi olur

İkindi Namazı

Hz Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) kaylûle yaptıktan daha sonra İkindi namazına hazırlanırdı İkindi vakti girince, farzından önceki sünnet namazı bazı zaman kılar, ara sıra de terk ederdi Hz Peygamber (tez) bu sünnet hakkında hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: Kim ikindinin farzından önce dört rek ’beygir sünnet kılarsa, Allahu Teala onun vücudunu cehenneme haram eder(Taberani)

Hz Peygamber (tez) ikindi namazını eda ettikten sonradan, bir müddet oturduğu yerde kalır zikirle meşgul olurdu Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayetle Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: İkindi namazından güneş batıncaya kadar, Allah'ı zikreden bir cemaatle oturmayı, İsmailoğullarından her birinin bedeli onikibin dirhem olan, dört köle azat etmeye seçim ederim(Ebu Davud, Ebu Ya'la, İbni Ebi'dDünya)

Eşlerine Güzel Davranırdı

Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Akşam namazına yakın saadet hanesine döner, eşlerinin her birinin yanında gider, kademeli olarak oralarda kalır, hatırlarını sorardı Hz Peygamber (iddia) hanımlarına güzel ahlakla davranmış, ümmetine de hoş ahlakla davranmalarını emretmiştir

Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: İmanı en olan mü'min, huyu en hoş olandır Sizin de en hayırlınız, ailesine daha iyi davrananızdır (Ebu Davud, Tirmizi)

Akşam Namazı

Bundan sonra akşam namazının hazırlığını yapardı Akşam ezanı okununca Akşam namazını kıldırır, daha sonra olan iki rekat beyhude namaz (sünnet) kılardı
Hz Peygamber (iddia) akşam namazından daha sonra zikir ve nafile ibadetle (Evvabin Namazı) meşgul olur, bu nedenle yatsı namazının vaktinin girmesini beklerdi

Yatsı Namazı

Yatsı namazının vakti girince, Yatsı namazının farzından önce, ara sıra beyhude namaz (sünnet) kılar, ara sıra de kılmazdı Yatsı namazının farzından sonradan ise iki rekat (müekket sünnet olan) nafile namazı kılmayı dikkatsizlik etmezdi Bundan sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı

Nitekim Cabir'den rivayetle bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: Gece geç vakitlerde kalkmamaktan endişe eden kimse, vitir namazını yatmadan önce kılsın Kim, gece geç vakitlerde kılmak isterse kılabilir Zira gece kılınan namazda rahmet melekleri hazırlanmış bulunurlar, şahit olurlar ve daha faziletlidir(MüslîmTirmizi)

Hz Peygamber (sav) yatsı namazını kıldıktan sonradan saadet hanesine döner, eşlerinden kimin sırası gelmişse geceyi orada geçirirdi Yatsı namazından sonradan konuşmayı sevmezdi (Buhari)

Uyuması

Hz Peygamber (tez) aralıksız abdestli olduğu gibi, uykuya çekilirken de abdestsiz yatmazdı Nitekim İbni Ömer'den rivayetle şöyle buyurmuştur: Bir kimse abdestli olarak yatarsa, geceyi bir rahmet meleği ile geçirir O kişi uyanır uyanmaz melek; ‘Allah 'ım! Falan kulunu bağışla, çünkü o geceyi abdestli geçirdi, diye dua eder(İbn Hibban)

Bera bin Azib 'den (ra) rivayetle Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

Yatağına girdiğin süre, namaz için olduğu gibi abdest al, sonra sağ tarafına uzan ve şöyle de: ‘Allah'ım, kendimi sana teslim ettim Yüzümü sana döndürdüm İşimi sana teslim ettim Sırtımı sana dayadım, seni saydığım için Senden diğer sığınacak yer yoktur İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin peygamberlerine iman ettim ’ Bunu der de o gece ölürsen, müslüman olarak ölürsün Son sözün bunlar olsun(Buharı, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Hz Âişe (ranha) validemiz şöyle anlatmıştır: Hz Peygamber (iddia) yatağına girdiği süre, ‘muavvizeteyn'i (Felak ve Nas Sureleri) ve Kul hüvallahu ahad'ı (İhlas Suresi) okur ellerine üfleyip, ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç defa tekrar ederdi Hastalandığı süre aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi (Buharı, Müslim, İmam Malik, Tirmizi)

Yatma Şekli

Hz Peygamber (iddia)'in uyku alışkanlığı şöyleydi:
Yatsı namazının ilk vakti girer girmez namazı kılar, sonra bu duaları okur ve istirahata çekilerek, defalarca sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu

Gece yarısı ya da üçte biri geçtikten daha sonra uyanır, misvağı daima başucunda durur, kalkınca önce dişini misvaklar, sonra abdest alır ve ibadetle meşgul olurdu (Tirmizi)

Gece İbadeti

Hz Aişe (ranha) validemiz şöyle anlatmıştır: Resulullah (sav) geceleri ayakları yarılıncaya dek ayakta durur, ibadet ederdi Ona: Senin geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde bunu neden yapıyorsun?DedimBana:
Ben de şükreden bir kul olmayayım mı?buyurdu (Buharı, Müslim)

Teheccüd namazı, Hz Peygamber (tez)'e vacip olduğu için hiç terk etmemiştir Bu ibadet ve zikirleri yaparken ümmetine de yapmalarını öğüt etmiştir

Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: Sizden biri uyurken, iblis kafasına üç düğüm atar Her düğümün üzerine; ‘uzun bir geceye sahipsin uyu! ’ diyerek elini vurur O birey uyanıp da Allahu Zülcelal'i zikrederse bir düğüm, abdest alırsa bir düğüm, namaz da kılarsa tüm düğümler çözülür Bundan Böyle o kimse neşelendirici ve hareketli olur Somurtkan halde neşesiz ve hareketsiz olur(İmam Malik, Buharı, Müslim, Ebu Davud, Nesai)

Öteki bir hadisi şerifte ise şöyle buyurmuştur; Gece bir saat vardır fakat, bu saatte Allah'dan dünya ve öbür dünya işiyle ilgili bir hayır isteyen müslüman kul ona rastlarsa, mutlaka istediği kendisine verilir Bu, her gece olur(Müslim)

Hz Peygamber (tez) teheccüd namazını kıldıktan sonradan sabahtan namazı için hazırlık yapardı, sabahleyin namazının sünnetini odasında kılar ve cemâatle farzı edâ etmek üzere mescide giderdi

Evet, Hz Peygamber (sav) yirmidört saatini başlıca işte bu şekilde değerlendirirlerdi

Tövbeye siklet verirdi

Gün içerisinde günde yüz sefer pişmanlık eder ve ümmetine de tövbe etmesini emrederdi Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: Ey millet! Allah'a karşısında pişmanlık ediniz Ben günde yüz sefer tövbe ederim(Müslim)

Hz Peygamber (sav) beş vakit farz namazın ardından yapılan tesbihatlara da çok ağırlık verirdi Ayrıca jurnal açık fikirli olduğu dualar vardır Yemekten sonra, eve girerken ve çıkarken, tuvalete girerken ve çıkarken gibi

Hz Peygamber (sav) günlük aydınlatılmış olduğu duaları okumak da ona mutabaattır, sünnetine alıntı yapmak, O ’nun yolunu izlemektir (Bu tesbihat ve dualar için SKonyevi ’nin ‘Dualar ’ isimli kitabına bakınız)

Kim Hz Peygamber (iddia)'e mutabaat ederse, Allahu Zülcelal o kulunu sever ve dostluğunu ona nasip eder *
 
Üst Alt