Son Konu

Rıza Tevfik Bolukbaşı Hayatı ve Edebi Kişiliği Hakkında Bilgi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Rıza Tevfik Bolukbaşı

Doğum 1869Mustafapaşa
Olumu 31 Aralık 1949İstanbul
Meslek Şair, filozof, devlet adamı
Rıza Tevfik Bolukbaşı; Turk şair, filozof ve devlet adamıdır Tıp eğitimi gormesine rağmen cok yonlu kişiliğinin sayesinde siyasette aktif olmuş, devletin bircok kademisinde gorev aldı Politik olarak aykırı bir duşunce yapısı benimsediğinden uzun yıllar surgun hayatı yaşadı Tabii doğal olarak bu yaşanmışlıkların etkisi, politik durumun etkisi şiirlerine yansıdı

HAYATI
AİLE HAYATI

Rıza Tevfik, 1868 yılında eski Edirne ilinin bugun Bulgaristan ’da kalan Cesir Mustafa Paşa kazasında doğdu Mulkiye memuru olan babası onu İstanbul ’a getirip, MUsevi okuluna verdi ve Rıza Tevfik ilk oğrenimini bu okulda tamamladı Rıza Tevfik, kuvvetli hafızası ile iki yılda İspanyolca ve Fransızca ’yı oğrendi Ruştiyeyi (Ortaokul) babasının kaymakam olduğu Gelibolu ’da bitirdi Taşkın mizacı yuzunden 1890 ’da girdiği Tıbbiye'de barınamadı, hapse atıldı Orada da mizacı gereği durmadı ve mahkUmları isyana teşvik etti Birkac defa hapse girip cıktı Ancak, 1899 ’da okulu bitirip doktor olabildi Tıbbiye ’de tanıştığı Ayşe Sıdıka Hanım ile evlendi ve uc kız cocuk sahibi oldu Ancak cocukları henuz 3, 4 ve 7 yaşlarında iken 1903 ’te eşi vefat etti



SİYASİ VE MESLEK HAYATI

1907 ’de İttihat ve Terakki Cemiyetine giren şair, guclu hatipliğiyle kısa surede şohret kazandı Bir yıl sonra, İttihatcıların Edirne mebusu oldu ve meclise girdi 1908'de ilan edilen II Meşrutiyet sonrası Selim Sırrı Bey (Tancan) ile birlikte at ustunde İstanbul'un asayişinden sorumlu oldu İstanbul'da İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin en onde gelen şahsiyeti olarak sivrildi ve devrim gunleri boyunca Dersaadet'in en etkili kişileri arasında yer aldı Bu donemde iri cussesi ile nam salmıştı İsyancı mizacıyla, cok gecmeden İttihatcılardan ayrılarak onların karşısına gecti Balkan Harbinin İttihatcılar yuzunden cıktığına inanıyor ve Birinci Dunya Harbine girilmesine şiddetle karşı cıkıyordu Bu sebepten İttihatcılara muhalefeti bir kin haline geldi Onlarla mucadele icin 1912 ’de Hurriyet ve İtilaf Partisine katıldı Bu sırada, vaktiyle cok hakaret ve iftira ettiği Sultan II Abdulhamid Han ’dan ozur dileyen şiirler yazdı1918 yılında son Osmanlı kabinesinde Maarif Nazırlığı (Eğitim Bakanlığı) yaptı Aynı yıl “Hur ve Kabul Edilmiş Masonlar Buyuk Locasının buyuk ustadı oldu 1919 ’da ŞUrayı Devlet (Danıştay) reisliği yaptı Darulfunun ’da Felsefe muderrisliği yaptı ve felsefenin eğitim sisteminde yer alması icin oldukca cabaladı 1908 tarihinde başlayan ve 1918 ’e kadar suren II Meşrutiyet donemi boyunca tiyatro salonları ve halka acık kıraathanelerde konferanslar verdi Osmanlı delegesi olarak, Sevr Antlaşmasını (1920) imzalayanlar arasında bulundu Kuvayı Milliye hareketine karşı cıktığı icin yuzellilikler listesine alındı Bu sebeple 1922 ’de yurtdışına kactı Omrunun geri kalan 21 yıllık kısmını surgunde gecirdi Bu surgun yıllarında Hicaz Bolgesi, Amerika, Urdun ve Lubnan ’da yaşadı Af Kanunu ’ndan istifade ederek, 1943 ’te kendi ifadesiyle, “Hesaplaşmak icin değil vedalaşmak icin yurda dondu 31 Aralık 1949 ’da felc tedavisi icin yattığı İstanbul Vakıf Gureba Hastanesi ’nde zaturreden oldu Kabri, Zincirlikuyu Asri Mezarlığındadır



EDEBİ HAYATI

Rıza Tevfik, duzensiz ve uzun suren okul tahsiline rağmen şaşılacak kadar geniş bilgi sahibidir Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Latince, İspanyolca, Arapca ve Farsca gibi sekiz lisanı okur, yazar ve konuşurdu Tarih bilgisi, hafızası, sohbeti, zekası, nuktesi butun tanıyanlarca ovulur Bundan başka hatip, şair, pehlivan, doktor, sahne sanatcısı kısacası eskilerin deyimiyle hezarfen (bin hunerli) bir adamdı Rıza Tevfik, okul hayatından beri isyancı, ferdiyetci, o gun icin dillerde dolaşan hurriyete tutkun, disiplinsiz ve her şeye muhalif mizacı ile tanınır Felsefi nesir, edebi inceleme, tenkit ve şiir turlerinde eser vermiştir Rıza Tevfik Bolukbaşı, butun şiirlerini tek kitabı olan ve 1934 ’te Lefkoşa ’da basılan “Serabı Omrum isimli kitabında bir araya getirmiştir Fakat bircok taşlamalı ve mizahlı şiirini bu kitaba almamıştır Şiirlerinde Yunus Emre ’den Dertli ’ye kadar, Halk ve Tekke şairlerinin kullandığı canlı dili ve hece veznini ornek almıştır Bu nedenle halk ve gencler uzerinde etkisi buyuk olmuştur Cocukluğundan beri başına gelenler ve ozellikle gurbette gecen acı dolu yılların tortusu, coğu şiirlerine bezginlik, huzun ve kotumserlik halinde sinmiştir Her zaman icli ve ilhamcı şiire yoneldiği icin bilgicliğe sapmamış, didaktik (oğretici) şiiri benimsememiştir En cok, koşma nazım şeklini kullanmıştır Rıza Tevfik ’in Omer Hayyam cevirileri, Tevfik Fikret hakkında incelemesi ve Darulfunun'da vermiş olduğu felsefe derslerinin ders notları kitaplaştırılarak Felsefe Dersleri adıyla yayınlanmış olup felsefi acıdan Turk fikir hayatında onemli bir yere sahiptir Bu eserin transkripsiyonu 2001 yılında Dr Munir Dedeoğlu tarafından gunumuz Turkcesiyle yeniden yayınlanmıştır Abdulhak Hamid ve Mulahazatı Felsefiyesiadlı eserini Abdullah Ucman İstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Yayınları'ndan cıkarmıştır

Bazı hatıraları, (İletişim Yayınları) tarafından Biraz da Ben Konuşayımadı altında yayınlanmıştır
 
Üst Alt