Son Konu

Romantik Hikayeler

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Romantik Hikayeler

Acele Karar Vermeyin

Koyun birinde bir yaşlı adam varmış Cok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmışOyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at icin ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış Bu at, bir at değil benim icin; bir dost, insan dostunu satar mıdermiş hep Bir sabah kalkmışlar ki,at yok Koylu ihtiyarın başına toplanmış: Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, calacakları belliydiKrala satsaydın, omrunun sonuna kadar beyler gibi yaşardınŞimdi ne paran var, ne de atındemişlerİhtiyar: Karar vermek icin acele etmeyindemişSadece at kayıpdeyin, Cunku gercek buOndan otesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz kararAtımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı? Bunu henuz bilmiyoruz Cunku bu olay henuz bir başlangıcArkasının nasıl geleceğini kimse bilemezKoyluler ihtiyar bunağa kahkahalarla gulmuşlerAradan 15 gun gecmeden at, bir gece ansızın donmuşMeğer calınmamış, dağlara gitmiş kendi kendineDonerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmişBunu goren koyluler toplanıp ithiyardan ozur dilemişlerBabalıkdemişler, Sen haklı cıktın Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin icin, şimdi bir at surun varKarar vermek icin gene acele ediyorsunuzdemiş ihtiyar Sadece atın geri donduğunu soyleyinBilinen gercek sadece bu Ondan otesinin ne getireceğini henuz bilmiyoruz Bu daha başlangıcBirinci cumlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yurutebilirsiniz?Koyluler bu defa acıkcn ihtiyarla dalga gecmemişler ama iclerinden Bu herif sahiden gerzekdiye gecirmişlerBir hafta gecmeden, vahşi atları terbiye etmeyecalışan ihtiyarın tek oğlu attan duşmuş ve ayağını kırmış Evin gecimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış Koyluler gene gelmişler ihtiyaraBir kez daha haklı cıktındemişler Bu atlar yuzunden tek oğlun, bacağını uzun sure kullanamayacak Oysa sana bakacak başkası da yokŞimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksındemişler İhtiyar Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuzdiye cevap vermişO kadar acele etmeyin Oğlum bacağını kırdıGercek bu Otesi sizin verdiğiniz karar Ama acaba ne kadar doğru Hayat boyle kucuk parcalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmezBirkac hafta sonra, duşmanlar kat kat buyuk bir ordu ile saldırmış Kral son bir umitle eli silah tutan butun gencleri askere cağırmış Koye gelen gorevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında butun gencleri askere almışlar Koyu matem sarmış Cunku savaşın kazanılmasına imkan yokmuş, giden genclerin ya oleceğini ya da esir duşeceğini herkes biliyormuş Koyluler, gene ihtiyara gelmişler Gene haklı olduğun kanıtlandıdemişler Oğlunun bacağı kırık ama hic değilse yanında Oysa bizimkiler, belki asla koye donemeyecekler Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğerSiz erken karar vermeye devam edindemiş, ihtiyar Oysa ne olacağını kimseler bilemez Bilinen bir tek gercek var Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor

Lao Tzu, oykusunu şu nasihatla tamamlamış:

Acele karar vermeyinHayatın kucuk bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kacının Karar; aklın durması halidirKarar verdiniz mi, akıl duşunmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdururBuna rağmen akıl,insanı daima karara zorlar Cunku gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yaparOysa gezi asla sona ermez Bir yol biterken yenisi başlarBir kapı kapanırken, başkası acılırBir hedefe ulaşırsınız ve daha yuksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu gorursunuz

( Yazar : Lao Tzu )

Aşk Adamı

Sevdanın ne olduğunu asla anlayamayacağını duşunurdu Sevmek neydi acıklamak isterdi ama olmazdı yapamazdı Ve her seferinde sevgiyi anlatmaya calışıp da beceremeyince oyle bir şeyin olmadığına inanırdıHer aşık oluşunda şiirler yazardı sevgililerinegerci onlara sevgili denilmezdi cunku o hep platonik aşklar yaşardı Aşkın somut bir şey olmadığının farkına cocukken varamazdı Bir insan neden illa birini istesin ki diye duşunurdu Hele bir erkek eğer kendisin cılgınca seven bir kadın varsa neden başkasını bulmak icin uğraşsındı

Cocukken gorduğu her guzel kadına aşık olduğunu sanırdı ama sonradan acı bir şekilde oğrenecekti otla bok arasındaki farkı Aşkı sakızlardan cıkan yazılarda tanımaya başlamıştı ve oğrendiği ilk İngilizce kelime love olmuştu love is diye başlayan butun cumleleri okumaktı amacı Yaşıtları gibi cıkartma veya araba resmi icin değil aşkın ne olduğunu oğrenmek icin sakız alırdı Sonradan pişman olmayacaktı belki ama aşkı yanlış tanıdığını gozyaşlarını silerken anlayacaktı

Aşk vardı elbet artık bunu anlayacak kadar buyumuştu ve artık gercek aşklar yaşıyordu Şiirler yazıyordu geceleri,defterlerinin her tarafına aşık olduğu kişinin adını yazıyordu Onu gorebilmek icin sınıf kapısında bekliyordu ve soğuklara aldırmadan her teneffus sevgilinin gozlerini arıyordu Aşk neydi belki bunu acıklayamazdı ama soranlara verecek bir cevabı olurdu her zaman aklının bir yerinde Yıllardır tanıdığı ve sadece arkadaş olarak gorduğu kişinin diğer arkadaşları arasında ozel bir yer kaplamaya başlamasını hissederdi Sadece ona şiirler yazardı,onunla ilgili hayaller kurardı geceleri bunalım şarkıları dinlerken Soylediği her kelimeyi onun duyacağını duşunerek soylerdi ve sacma sapan yalanlar soylerdi sırf muhabbet olsun diye Sevgilinin sacları ve gozleri suslerdi şiirlerini ve sonra yavaşlardı aşkın şiddeti Aşkı bir dağa tırmanmaya benzetirdi her zaman Once hızla tırmanırsın,soluğun kesilmeye başlar,gun gectikce uşursun ve gittikce yavaşlayarak zirveye varırsın Sonra farkına bile varmadan yuvarlanırsın oradan,yeni bir dağa tırmanmak icin ayakların aşağıya kayar ve işte yeni bir dağ

Sonra aşkı biterdiyani o oyle hissederdi Yazdığı şiirleri,karşılıksız mektupları okurdu ve gulerdi O zamanlar ne kadar aptal olduğunu duşunurdu Bir zamanlar aşk icin olmeli diyen adam o değildi sanki Aşkı sıradan bir şey gibi gorurdu Ta ki bir başka goz buyuleyene kadar onu O zaman unuturdu her şeyi Hani yazdığı şiirler kara saclı kara kaşlı sevgiliye? Yoklar ,yerini coktan mavi gozlerin derinliğine bırakılmış yazılar alır daha sonra belki de yeşil bir goz kim bilir Ve tekrar inanmaya başlar aşk icin olme fikrine Ve o aşkı da biter oncekiler gibi ve o yine sevmeyi unutur ve tekrar sevdalara yelken acar bu boyle surup gider

O hep platonik sever Sever de soyleyemez yazdığı şiirleri kimi zaman okur ama asla ona yazdığını soyleyemez Her aşık oluşunda mucizeler bekler yani hep onu bekler Saatlerce fal bakar seviyor mu sevmiyor mu diye ve hep seviyor cıkarzaten sevmiyor cıksa da inanmaz Ama o bu duşuncelere dalıp sabahı getirince ve onu başka ellerde gorunce icinden kağıtları yırtmak gelir Ama bir sonraki sefere inanmak icin kaldırır bir kenara Hep şarkılar soyler;oyle sıradan şarkılar değil aşk şarkıları sevgiliye soylenmek istenen aşk şarkıları Aşkı hep dağa benzetir ya, bir dağdan inip otekine tırmanmaya başlayınca bazen donup bakar tırmanmış olduğu dağlara ve ne kadar heybetli olduklarını duşunur Asla zirvede kalamamıştır ve hep tırmanacağı en yuksek zirveden inmeyeceğini duşunur Hayatı boyunca belki de on kez o dağı en buyuk dağ sanacak ama her seferinde yanılacak Ve bir gun olmeden anlayamayacak hangisi en buyuk sevdası,hangisi en guzel aşkı

Dostlarla paylaşacak acılarını, onu başka kollarda gormekten gocunmadığını soyleyecek ama icinde hep aynı şarkı calacak seni kimler aldı kimler opuyor seni diyecek ebediyen ve o her zaman yalnız aşık rolunu ustlenecek baş rolunu oynadığı bu oyunun Acı acı sovecek kimi zaman ruzgara kimi zamanda kendi tiyatrosunun senaristi olamayışına Ve her seferinde aşkını başka ellerde gorunce balonunu elinden kacıran bir cocuk gibi ağlayacaktı ve her aşık oluşunda kumdan kaleler yapacaktı ve sonra insafsız aşıklarca yıkılacaktı Onu tanıdığındaysa cok gec olacaktı


alıntı
 
Üst Alt