M makaleci Yeni Üye Katılım 14 Ocak 2020 Mesajlar 351,088 Tepkime 0 Puanları 36 Yaş 36 Credits 0 Geri Bildirim : 0 / 0 / 0 7 Kas 2023 #1 Bugüne kadar, tükettiğiniz besinlerin vücudunuzda ne gibi metabolik değişiklikler yaptığı ile ilgili birçok yazı okumuş, uzmanları dinlemiş ve hatta diyet yapmış olabilirsiniz. Ancak bu besinlerin fiziksel yapınızdan çok ruhsal durumunuzu etkilediğini biliyor muydunuz? Yapılan araştırmalar tüketilen besinlerle ruh hali arasında ciddi bir etkileşim olduğu yönünde.Yediğiniz yiyecekler psikolojinizi etkileyip kontrol edebiliyor.Bu nedenle beslenmenize dikkat ederek daha enerjik ve hatta daha mutlu olmanız mümkün. Gün içinde huzurlu olmak ve olumlu düşüncelerle sarmalanmak istiyorsanız karbonhidratlar, kaliteli bir uyku ve zihinsel faaliyetlerde artma istiyorsanız proteinler, daha enerjik bir yapıya sahip olmak istiyorsanız vitaminler ve öğrenme kabiliyetinizin artmasını istiyorsanız yağları tüketmeye özen göstermelisiniz. Tabi ki yukarıda bahsettiğimiz besin öğelerinin vücuda yeterli ve dengeli alınması çok önemli. Bu nedenle öncelikle bir uzman tarafından, gün içinde ihtiyacınız olan kalori ve diğer makro besin öğelerinin miktarının belirlenmesi gerekiyor. Karbonhidratlarla huzur bulun Karbonhidratlar kan akışını hızlandırıp sakin ve huzurlu hissetmenize yardımcı olur. Araştırmalar 2 hafta süresince karbonhidratlardan fakir bir diyete maruz kalanlarda, diyet sonrası depresyona girme riskinin arttığını göstermiştir. Ancak; beyaz ekmek, makarna, şekerli besinler gibi basit karbonhidratlar yerine tam tahıllı ekmekler, taze meyveler, tahıllı gevrekler gibi kompleks karbonhidratları tercih etmek gerekir. Proteinlerle zihninizi canlandırın Protein içeriği yüksek bir besin tükettiğinizde en küçük yapıtaşı olan aminoasitlere kadar parçalanır. Bu aminoasitlerle oluşan nörotransmiter adı verilen maddeler uyanık kalmanızı ve enerjik hissetmenizi sağlar. Esansiyel bir aminoasit olan triptofan proteinlerin sentezinde kullanılır. Triptofan, beynin “iyi hissetme” kimyasalı olan serotoninin bir ön-maddesidir. Özellikle et, balık, yağlı peynirler ve kurubaklagillerde bol miktarda bulunur. Triptofan içermeyen bir diyet aynı zamanda depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, hormon eksiklikleri ve düşük konsantrasyon seviyelerine yol açar ve düşük serotonin seviyelerine neden olur. Antidepresan vitaminler Folik asit gibi b grubu vitaminleri ile depresyondan korunmanız mümkün. Tabiki tüm besinlerde olduğu gibi b grubu vitaminlerinin fazla tüketimi sonucu vücutta birikme ve organ harabiyetleri yaşanabiliyor. Bu yüzden gün içinde bir ana öğünde özellikle ıspanak, semizotu ve maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri, ara öğünlerde ise mandalina, portakal, fındık, ceviz ve badem gibi meyve ve yağlı tohumları tüketmek yeterli . Folik asitin eksikliği başta seratonin düzeyini düşürerek depresif bir ruh haline girmenize sebep olabilir. Öğretici yağlar Serotonin ve dopaminin reseptörlerinin büyük bir kısmı omega-3 yağ asitlerinden oluşuyor ve Omega 3 yağ asitleri bellek gelişiminde ve ruh halinin iyileştirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Araştırmalar, düşük omega 3 seviyelerinin depresyon, karamsarlık gibi psikolojik bozukluklara neden olduğunu göstermekle birlikte öğrenmenin zorlaşmasına da sebep olduğunu gösteriyor. Bu yüzden özellikle çocukların haftada 2 kez balık tüketilmesi gerekiyor.. Omega 3 ün diğer kaynakları ise; keten tohumu, ceviz, semizotu, kanola yağı, omega 3 ile zenginleştirilmiş yumurtalardır. Mutluluk kaynağı kimyasal postacılar Beyin fonksiyonlarından, nörotransmitter olarak tanımlanan (dopamin, serotonin, asetilkolin) ve sinir hücreleri arasında bilgileri taşıyan kimyasal postacılar sorumludur. Kimyasal postacılar mod, uyku, hafıza, odaklanma gibi fonksiyonları yerine getirirler. Bu kimyasal postacıların yetersizliği veya dengesizliği durumunda motivasyon azalır ve alkol ve uyuşturucuya karşı istek artar. Kimyasal postacıların yeterli düzeyde üretimi için gıdaların içerisinde bulunan bazı besin öğelerine gereksinim vardır. Bu durumda belli bir kimyasal postacının fazla veya az üretilmesi ne yediğinize ve yediğinizin içinde de gerekli besin öğesinin bulunup bulunmayışına göre değişir. Kısaca beyin kimyası yetersiz ve dengesiz beslenmeye karşı çok hassastır. Dopamin Dopamin iyimser bir mod ve canlılık, duyusal bilgilerin beyne akışını kolaylaştırma, odaklanma ve konsantrasyon, dilde akıcılık ve yaratıcılıkta artışa neden olan bir kimyasal postacıdır. Serotonin Serotonin, beyne ulaşan duyusal bilgi akışını azaltarak, sakinlik veren kimyasal postacıdır. Mod, iştah, vücut sıcaklığı, uyku düzeni, yatıştırıcı, negatif düşüncelerden uzaklaştırıcı etkiye sahiptir. Asetilkolin Asetilkolin, diğer önemli kimyasal postacıdır. Hafıza yöneticisi olarak tanımlanır. Yetersizliğinde derin olmayan tetik uyku durumu gözlenir. Serotonin gibi beyne dışarıdan gelen etkilere karşı filtre görevi yaparak sadece önemli şeylere dikkat göstermemizi sağlar. Tavuk, hindi, süt, yumurta, portakal, mandalina, kakao, kurubaklagiller, domates serotonin ve dopamin düzeyini artırarak mutlu, sakin ve zinde hissetmenizi sağlar. Bizi biz yapan şey aslında yediklerimizdir. Bu yüzden iyi bir mod için yediklerinize dikkat edin. Diyetisyen Ayşegül Öztürk
Bugüne kadar, tükettiğiniz besinlerin vücudunuzda ne gibi metabolik değişiklikler yaptığı ile ilgili birçok yazı okumuş, uzmanları dinlemiş ve hatta diyet yapmış olabilirsiniz. Ancak bu besinlerin fiziksel yapınızdan çok ruhsal durumunuzu etkilediğini biliyor muydunuz? Yapılan araştırmalar tüketilen besinlerle ruh hali arasında ciddi bir etkileşim olduğu yönünde.Yediğiniz yiyecekler psikolojinizi etkileyip kontrol edebiliyor.Bu nedenle beslenmenize dikkat ederek daha enerjik ve hatta daha mutlu olmanız mümkün. Gün içinde huzurlu olmak ve olumlu düşüncelerle sarmalanmak istiyorsanız karbonhidratlar, kaliteli bir uyku ve zihinsel faaliyetlerde artma istiyorsanız proteinler, daha enerjik bir yapıya sahip olmak istiyorsanız vitaminler ve öğrenme kabiliyetinizin artmasını istiyorsanız yağları tüketmeye özen göstermelisiniz. Tabi ki yukarıda bahsettiğimiz besin öğelerinin vücuda yeterli ve dengeli alınması çok önemli. Bu nedenle öncelikle bir uzman tarafından, gün içinde ihtiyacınız olan kalori ve diğer makro besin öğelerinin miktarının belirlenmesi gerekiyor. Karbonhidratlarla huzur bulun Karbonhidratlar kan akışını hızlandırıp sakin ve huzurlu hissetmenize yardımcı olur. Araştırmalar 2 hafta süresince karbonhidratlardan fakir bir diyete maruz kalanlarda, diyet sonrası depresyona girme riskinin arttığını göstermiştir. Ancak; beyaz ekmek, makarna, şekerli besinler gibi basit karbonhidratlar yerine tam tahıllı ekmekler, taze meyveler, tahıllı gevrekler gibi kompleks karbonhidratları tercih etmek gerekir. Proteinlerle zihninizi canlandırın Protein içeriği yüksek bir besin tükettiğinizde en küçük yapıtaşı olan aminoasitlere kadar parçalanır. Bu aminoasitlerle oluşan nörotransmiter adı verilen maddeler uyanık kalmanızı ve enerjik hissetmenizi sağlar. Esansiyel bir aminoasit olan triptofan proteinlerin sentezinde kullanılır. Triptofan, beynin “iyi hissetme” kimyasalı olan serotoninin bir ön-maddesidir. Özellikle et, balık, yağlı peynirler ve kurubaklagillerde bol miktarda bulunur. Triptofan içermeyen bir diyet aynı zamanda depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, hormon eksiklikleri ve düşük konsantrasyon seviyelerine yol açar ve düşük serotonin seviyelerine neden olur. Antidepresan vitaminler Folik asit gibi b grubu vitaminleri ile depresyondan korunmanız mümkün. Tabiki tüm besinlerde olduğu gibi b grubu vitaminlerinin fazla tüketimi sonucu vücutta birikme ve organ harabiyetleri yaşanabiliyor. Bu yüzden gün içinde bir ana öğünde özellikle ıspanak, semizotu ve maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri, ara öğünlerde ise mandalina, portakal, fındık, ceviz ve badem gibi meyve ve yağlı tohumları tüketmek yeterli . Folik asitin eksikliği başta seratonin düzeyini düşürerek depresif bir ruh haline girmenize sebep olabilir. Öğretici yağlar Serotonin ve dopaminin reseptörlerinin büyük bir kısmı omega-3 yağ asitlerinden oluşuyor ve Omega 3 yağ asitleri bellek gelişiminde ve ruh halinin iyileştirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Araştırmalar, düşük omega 3 seviyelerinin depresyon, karamsarlık gibi psikolojik bozukluklara neden olduğunu göstermekle birlikte öğrenmenin zorlaşmasına da sebep olduğunu gösteriyor. Bu yüzden özellikle çocukların haftada 2 kez balık tüketilmesi gerekiyor.. Omega 3 ün diğer kaynakları ise; keten tohumu, ceviz, semizotu, kanola yağı, omega 3 ile zenginleştirilmiş yumurtalardır. Mutluluk kaynağı kimyasal postacılar Beyin fonksiyonlarından, nörotransmitter olarak tanımlanan (dopamin, serotonin, asetilkolin) ve sinir hücreleri arasında bilgileri taşıyan kimyasal postacılar sorumludur. Kimyasal postacılar mod, uyku, hafıza, odaklanma gibi fonksiyonları yerine getirirler. Bu kimyasal postacıların yetersizliği veya dengesizliği durumunda motivasyon azalır ve alkol ve uyuşturucuya karşı istek artar. Kimyasal postacıların yeterli düzeyde üretimi için gıdaların içerisinde bulunan bazı besin öğelerine gereksinim vardır. Bu durumda belli bir kimyasal postacının fazla veya az üretilmesi ne yediğinize ve yediğinizin içinde de gerekli besin öğesinin bulunup bulunmayışına göre değişir. Kısaca beyin kimyası yetersiz ve dengesiz beslenmeye karşı çok hassastır. Dopamin Dopamin iyimser bir mod ve canlılık, duyusal bilgilerin beyne akışını kolaylaştırma, odaklanma ve konsantrasyon, dilde akıcılık ve yaratıcılıkta artışa neden olan bir kimyasal postacıdır. Serotonin Serotonin, beyne ulaşan duyusal bilgi akışını azaltarak, sakinlik veren kimyasal postacıdır. Mod, iştah, vücut sıcaklığı, uyku düzeni, yatıştırıcı, negatif düşüncelerden uzaklaştırıcı etkiye sahiptir. Asetilkolin Asetilkolin, diğer önemli kimyasal postacıdır. Hafıza yöneticisi olarak tanımlanır. Yetersizliğinde derin olmayan tetik uyku durumu gözlenir. Serotonin gibi beyne dışarıdan gelen etkilere karşı filtre görevi yaparak sadece önemli şeylere dikkat göstermemizi sağlar. Tavuk, hindi, süt, yumurta, portakal, mandalina, kakao, kurubaklagiller, domates serotonin ve dopamin düzeyini artırarak mutlu, sakin ve zinde hissetmenizi sağlar. Bizi biz yapan şey aslında yediklerimizdir. Bu yüzden iyi bir mod için yediklerinize dikkat edin. Diyetisyen Ayşegül Öztürk