Son Konu

Rüzgar enerjisi tarihi gelişimi

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Rüzgar Enerjisi
Rüzgar Enerjisi Nedir
Rüzgar Enerjisinin tarihi gelişimi
Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi
Rüzgar enerjisi kullanımı MÖ 2800 yıllarında Orta Doğuda başlamıştır MÖ 17 Yüzyılda Babil kralı Harrîmurabi döneminde Mezopotamya'da sulandırma nedeniyle kullanılan rüzgar enerjisinin , aynı dönemde Çin'de de kullanıldığı belirtilmektedir Yel değirmenleri, ilk olarak İskenderiye yakınlarında kurulmuştur Türklerin ve İranlıların ilk Esinti değirmenlerini MS 7 yüzyılda kullanmaya başlamalarına karşın , Avrupalılar rüzgâr değirmenlerini ilk olarak Haçlı seferleri sırasında görmüşlerdir Fransa ve İngiltere'de yel değirmenlerin kullanılmaya başlanması 12yüzyılda olmuştur

Avrupa, Haçlı Seferlerinde kazandığı bu teknoloji ile Roma İmparatorluğunun kaçırdığı bir serveti yakalamıştır Roma İmparatorluğu gücünün zirvesindeyken para baskın yapmak için gereken altın ve gümüşü Avrupa dışındaki eyaletlerden sağlamaktaydı Bu eyaletleri kaybettikten sonra Avrupa'daki fakir madenlerin işletilmesi denenmiş, ama, bu madenlerin üstünkörü kapasiteleri şipşak tüketilip, derinlere inildikten daha sonra galerilerden su çıktığından, madenler terk edilmiştir Gitgide Artarak artan para ve ekonomik bunalımla birlikte, o dönemin yüksek süratli enflasyonu Roma İmparatorluğunun sonunu getirmişti Romalıların terk ettikleri madenlerin bitmiş işletmeye açılması olduğu söylenir Avrupalılar bunu rüzgâr değirmenleri yardımı ile , galeri diplerindeki suları dışarı pompalayarak , yani rüzgar enerjisini kullanarak başarmışlardır

18Yüzyılın sonunda yalnızca Hollanda'da 10000 yel değirmeni bulunuyordu Buhar makinesinin yapılması ve odun, kömür gibi yakıtlardan kesintisiz enerji üretimine başlanması ile rüzgar enerjisi önemini yitiriyordu bununla birlikte, rüzgar türbini denilen ve elektrik üretiminde kullanılan birincil makineler 1890'larm başlarında Danimarka'da yapılmıştır Aynı dönemde, bu makinelerin geliştirilmesi için Almanya'da da kayda değer araştırmalar yapıldığı bilinmektedir Rüzgar zor makineleri yerlerini yakıtlı zor makinelerine bırakırken, rüzgar enerjisi kullanımının sürmesi için yeni bir teknoloji de başlıyordu Oysa 19yüzyılda geliştirilen birincil rüzgar türbinlerin verimleri düşüktü

1961 yılında Roma'da birleşmiş milletler kadar düzenlenen Enerjinin Yeni Kaynakları Konferansında ele alınan üç kaynaktan biri rüzgar enerjisi idi Bu Nedenle çok eskiden bu yana bilinen rüzgar enerjisi, teknolojik gelişmelerle ele alınıyor, yeni ve yenilenebilir kaynaklar arasına sokuluyordu 19611966 yılları arasında Almanya ’ da rotor çapı 35m olan 100kW'lık bir modelin geliştirilmesi üzerinde duruluyordu

1970'lerde Danimarka'daki Gedser türbini, gücü 650 kW olan büyük türbinlerle değiştiriliyordu Bu dönemde rüzgar jeneratörleri üstünde İsviçre, Avusturya ve İtalya'da da teknolojik çalışmalar yapılmıştır Amerika'da 1970'lerde büyük alıcı yatay eksenli makineler üstünde yeniden çalışılırken, dikey eksenli Darrieus tipi makineler üstünde de çalışmalar başlatılmıştır Ucuz petrol döneminde güncellik kazanamayan rüzgar enerjisi, 19741978 yılları arasındaki yapay petrol bunalımlarının ardından, gündeme daha çok girmiştir

Rüzgar enerjisinin gelişimine, 1980'li yıllarda Milletlerarası Enerji Ajansı eşgüdümünde yürütülen araştırma geliştirme çalışmalarının büyük etkisi olmuştur Artık, eski herif rüzgar jeneratörleri yerine çağdaş ve çağdaş rüzgar enerjisi çevrim sistemleri (WECS) kurulmaktadır Hem, rüzgar türbini ile beraber, dizel motor ve güneş fotovoltaik jeneratörü içeren rüzgardizelPV hibrid sistemlerde geliştirilmiştir

Bir tüketiciyi besleyecek tek alet yerine, ansızın çok türbin taşıyan rüzgar çiftlikleri ile elektrik şebekeleri için üretim yapılır olmuştur ABD, Danimarka, Hollanda, İngiltere ve İsveç 'in katkıları sonucunda, deniz üzerinde, kıyıdan uzaktan rüzgar santralları kurulmuştur Günümüzde şamandıra üzerine yerleştirilen rüzgar türbinleri' de vardır



Dünyada Rüzgar Enerjisi
Rüzgar enerjisi yenilenebilir enerjiler arasındaki en gelişmiş ve ticari açıdan en kullanışlı enerji türüdür Tamamıyla doğa ile ahenkli olup hem çevreye zarar vermeyen hem de tükenme ihtimali olmayan bir enerji kaynağıdır

Çevresel avantajları açısından da o kadar çok ülke, devlete ait teşviklerle rüzgar enerjisini desteklemektedirler Tüm bunların amacı, pazan harekete dinmek, maliyetleri yıkmak ve resmi teşviklerle şu an eski kalıntı yakıtların sahip olduğu hileli üstünlüğü ortadan kaldırmaktır Değişik ülkelerde pazaRI harekete geçirmeye yönelik ayrı politikalar izlenilmektedir Rüzgar teknolojisinin araştırma ve geliştirme girişimlerine verilecek destek bu teknolojinin elektrik enerjisi pazarında adil olarak rekabet edebilmesi ve son yıllardaki başarısını sürdürmesi için son derece önemlidir


Dünyada rüzgar santrallerinin kurulu gücü seri bir büyüme göstermektedir 19952001 yıllan arasında rüzgar türbini satışlarında takvim %40'lık bir çoğaltma gerçekleşmiştir 1990 yılında dünyanın kurulu gücü 2160 MW iken 1994 yılında 3488 MW'a, 1995 yılında 4778 MW'a, 1996 yılında 6070 MW'a, 1997 yılında 7636 MW'a, 1998 yılında 10153 MW'a, 1999 yılında 13932 MW'a ve 2000 yılında 18449 MW'a çıkmıştır

Dünya rüzgar enerjisinin toplam kurulu gücünün yaklaşık %74'ü Avrupa kıtasında, %15'i Amerika kıtasında, %9'u Asya kıtasında ve kalan yüzdelik dilimde diğer kıtalarda bulunan dünya ülkelerindedir

Avrupa'da en büyük kurulu kuvvet Almanya'da olup, onu İspanya, Danimarka, Hollanda, İngiltere, İtalya, Yunanistan ve İsveç izlemektedir Amerika kıtasında en büyük kurulu baskı Amerika Birleşmiş Devletleri'nde olup onu çok geriden Kanada peşine düşüp takip etmektedir Asya'da Hindistan, Çin ve Japonya rüzgar santrallerine tartı vermektedir

Son on beş yıldır Amerika'da yeni bir rüzgar endüstrisi doğmuştur 19821992 yılları arası California'da takriben 15000 rüzgar türbini kurulmuştur 370 MW gücündeki Kenetech Rüzgar Çiftliği dünyanın en büyük rüzgar santralidir 8160 hektar alan kaplayan bu çiftlikte 100 kW 'lik 3500 adet ve 300400 kW 'lık 40 adet türbin bulunmaktadırAma kısa süre da bu türbinlerden daha modernleri geliştirilmiştir Avrupa'da rüzgar teknolojisi tez gelişmektedir 1995 yılında yeni türbinler 600 kW güçte iken bugün geliştirilen türbinlerin gücü 2 MW' tır Almanya yaptığı atakla 1998 sonunda rüzgar kurulu gücünü 2875 MW'a çıkarmış, kurulu gücü 1820 MW 'ta kalan ABD yi geçmiş ve birinciliği elde etmiştir

Avrupa'da derhal 12 MW 'lık deniz üstü rüzgar santrali çalışır durumdadır ve deniz üstü kurulu gücün kısa zamanda 180 MW ‘a cıkarılması planlanmıştır 2030 yılında rüzgar kurulu gücünün deniz üstü payının % 25 ’den az olmayacağı beklenmektedir

Teknolojik gelişimle rüzgar türbinlerinin ünite güçleri arttırılırken son beş yıl içerisinde fiyatları düşürülmüştür Karada kurulan türbinlerin birim fiyatları 16001800 dolarkW'a değin çıkabilmekte ise de ABD iç piyasasında 750 dolarkW düzeyine inildiği belirtilmektedir
Türkiye'deki rüzgar enerjisi kaynakları teorik olarak Türkiye'nin elektriğinin bütün***** karşılayabilecek yeterliliktedir Fakat rüzgar enerjisinin sisteme girişinin istikrarlı bir biçiminde gerçekleşmesini kolaylaştırmak üzere zorunlu altyapılar tasarımlanmalıdır EİKT Avrupa Ülkelerinde Rüzgar Enerji Potansiyelinin bir özeti aşağıdaki Tabloda verilmiştir Tabloda da görüldüğü gibi Türkiye Avrupa'da rüzgar enerjisi potansiyeli en ümitli olan ülkedir

Türkiye'nin teknik potansiyeli 83000 MW dır Bu, Türkiye'nin biran önce kullanması gereken manâlı bir rüzgar enerjisi potansiyeli olduğunu göstermektedir Türkiye'nin Anadolu ve Rumeli kısımlarına dengeli bir dağılımla seçilen 20 meteorolojik istasyon çevresinde Türkiye Rüzgar Atlası çalışmaları Dr Tanay Sıdkı Uyar ve egzersiz arkadaşları kadar 1989 yılında tamamlanmıştır Bu egzersiz meteoroloji istasyonlarında toplanan verilerin rüzgar enerjisinden faydalanmak amacıyla yapılacak çalışmalarda kullanılabilecek düzeyde temsili olmadığını kanıtlamıştır

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB' in kuruluşundan daha sonra yatırımcılar, akademisyenler, imalatçılar ve diğerleri Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimini teşvik etmek üzere bir araya geldiler

1996 yılında da ETKB' nin Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımına ilişkin politikası böylece iyimser değildi Resmi direktifler Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimine çok şans tanımıyorlardı

Son üç yıldır, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin çabaları ve ETKB ile Elektrik İşleri Etüt İdaresinin (EİEİ) TUREB çalışmalarına katılımı sonrası Türkiye'deki rüzgar enerjisi potansiyeli kabul görmeye başlamıştır

Türkiye'de rüzgar enerjisinin gelişiminin önündeki sorunları devretmek üzere İberotel Sarıgerme Park Ortaca' da Kocaeli Üniversitesi Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Teknolojileri Araştırma Birimi kadar 3 adet Milletlerarası Rüzgar Enerjisi Atölye Çalışması düzenlenmiştir Bu atölye çalışmalarına katılanlar sonra uzun süreli ortaklıklar kurmuş ve Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımı çalışmaları yaygınlaşmıştır
Kocaeli Üniversitesi YEKAB birimi kadar İstanbul'da koordinasyonu ve tasarımı yapılan 2 adet milletlerarası enerji teknolojileri fuarı kamuoyu ve karar vericilere çağdaş rüzgar türbinlerinin gelişmişliğini göstermiştir


Türkiye'de Rüzgar Enerjisi
Türkiye'deki rüzgar enerjisi kaynakları teorik olarak Türkiye'nin elektriğinin tamamen karşılayabilecek yeterliliktedir Lakin rüzgar enerjisinin sisteme girişinin sürekli bir şeklinde gerçekleşmesini kolaylaştırmak üzere zorunlu altyapılar tasarımlanmalıdır EİKT Avrupa Ülkelerinde Rüzgar Enerji Potansiyelinin bir özeti aşağıdaki Tabloda verilmiştir Tabloda da görüldüğü gibi Türkiye Avrupa'da rüzgar enerjisi potansiyeli en umutlu olan ülkedir

Türkiye'nin teknik potansiyeli 83000 MW dır Bu, Türkiye'nin biran önce kullanması gereken manâlı bir rüzgar enerjisi potansiyeli olduğunu göstermektedir Türkiye'nin Anadolu ve Rumeli kısımlarına dengeli bir dağılımla seçilen 20 meteorolojik istasyon çevresinde Türkiye Rüzgar Atlası çalışmaları Dr Tanay Sıdkı Uyar ve egzersiz arkadaşları tarafından 1989 yılında tamamlanmıştır Bu alıştırma meteoroloji istasyonlarında toplanan verilerin rüzgar enerjisinden kullanmak amacıyla yapılacak çalışmalarda kullanılabilecek düzeyde temsili olmadığını kanıtlamıştır

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB' in kuruluşundan daha sonra yatırımcılar, akademisyenler, imalatçılar ve diğerleri Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimini cesaretlendirmek üzere bir araya geldiler

1996 yılında da ETKB' nin Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımına ilişkin politikası öyle iyimser değildi Devlete Ait açıklamalar Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimine fazla şans tanımıyorlardı

Son üç yıldır, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin çabaları ve ETKB ile Elektrik İşleri Etüt İdaresinin (EİEİ) TUREB çalışmalarına katılımı sonrası Türkiye'deki rüzgar enerjisi potansiyeli kabul görmeye başlamıştır

Türkiye'de rüzgar enerjisinin gelişiminin önündeki sorunları saptamak üzere İberotel Sarıgerme Park Ortaca' da Kocaeli Üniversitesi Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Teknolojileri Araştırma Birimi kadar 3 adet Uluslararası Rüzgar Enerjisi Atölye Çalışması düzenlenmiştir Bu atölye çalışmalarına katılanlar daha sonra uzun süreli ortaklıklar kurmuş ve Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımı çalışmaları yaygınlaşmıştır
Kocaeli Üniversitesi YEKAB birimi kadar İstanbul'da koordinasyonu ve tasarımı yapılan 2 adet milletlerarası enerji teknolojileri fuarı kamuoyu ve karar vericilere çağdaş rüzgar türbinlerinin gelişmişliğini göstermiştir *
 
Üst Alt