Safra kesesi karnımızın sağ üst kadranında, karaciğerin alt yüzeyine bitişik olarak duran, armut şeklinde bir organdır. Görevi açken karaciğerin ürettiği safrayı depolayıp yemek sırasında depoladığı safrayı ince barsağa salgılamaktır.
Safra kesesi hastalıkları
1.Safra kesesi taşı
2.Safra kesesi polibi
3.Safra kesesi kanseri
1.Safra kesesi taşı ve kolesistit
Normalde safra kesesi içindeki safra sıvısı akışkan haldedir. Çeşitli nedenlerle safra sıvısı kıvam değiştirip safra çamuru ve safra taşına dönüşebilir.
Safra kesesi taşları bazen başka sebeplerle yapılan karın ultrasonlarında tesadüfen saptanırlar. Bazen de hasta safra taşına bağlı semptomlarla başvurur. Tesadüfen saptanan taşlar, o güne kadar hiçbir belirtiye neden olmamışlarsa takip edilebilirler. Bu durumun bazı istisnaları vardır. Diabetik hastalarda ağrı hissi diabeti olmayan hastalara göre daha az olduğundan, bu hastalar taşa bağlı ağrıyı ve taşın sebep olduğu hastalığı erken dönemde çok iyi hissetmeyebilirler. Bu sebeple şeker hastalarında safra taşı tespit edildiğinde, hastanın semptomu olmasa bile ameliyat gündeme getirilebilir.
Safra taşlarının klinik bir belirtiye yol açabilmesi için safra kesesinde mekanik bir harabiyet yapabilecek büyüklüğe ulaşmış olması veya safra kanallarını tıkaması gerekir. Yani çok büyük taşlar, çok küçük taşlar ve çok sayıda taş varlığı tehlike habercisidir denilebilir. Küçük taşlar safra kesesi kanalının içine düşerek kanalı tıkar ve kesenin içindeki safranın barsağa boşalmasına engel olurlar. Boşalamayan kese şişer, gerilir, artan duvar gerilimi nedeni ile çok şiddetli ağrı ortaya çıkar.
Safra taşına bağlı şikayetler nelerdir?
Karın sağ üst kısmında ve mide üzerinde ağrı, ağrı her iki kürek kemiği arasına ve sırta yayılan karakterde olabilir.
Ağrı daha ilk atakta hastanın tıbbi bir destek almasını gerektirecek kadar şiddetlidir. Genellikle bulantı ve kusma eşlik eder. Hasta sorgulandığında ağrı ataklarının hastanın süresi ve şiddetini net olarak hatırlayacak kadar şiddetli olduğu görülür.
Genel kural olmamakla birlikte, hastaların yaklaşık %50’sinde yağlı yemek yeme öyküsü vardır. Ağrı yağlı yemek yedikten yaklaşık 1 saat sonra ortaya çıkar. Kalan hastalarda ağrının yemeklerle ilişkisi yoktur, genellikle gece saatlerinde başlar veya hastayı uykusundan uyandırır.
Ağrı tipik olarak 1-5 saat sürer. 5 saatten fazla sürmesi akut kolesistiti düşündürür. Akut kolesistit; mevcut tabloya safra kesesi duvar iltihabının eklenmesidir.
Tanı
Hastalar genellikle şiddetli karın ağrısı ile acil servise başvururlar. Tanı için karın ultrasonu çekilmesi safra kesesi içindeki taşı ve eğer varsa duvardaki ödem ve iltihabı göstermesi açısından çoğu zaman yeterlidir. Nadiren ve özellikli durumlarda ek olarak tomografi-MR gerekliliği olabilir.
Tedavi
Sadece taş var ve bilier kolik dediğimiz basit ağrı tablosu varsa, ilaç tedavisi ile hastanın şikayetleri azaltılmaya çalışılır. Hiç ilaç verilmese bile ağrı genelde 5-6 saat içinde kendiliğinden gerileyecektir. Çünkü kanalı tıkayan taş kesenin kasılma hareketleriyle ya barsağa düşecek yada safra kesesi içine geri dönecektir. Bu tip hastalarda acil ameliyat gerekliliği olmamakla birlikte, gelişebilecek yeni atakların önüne geçmek için uygun zamanda ameliyat öneririz.
Hastanın ağrısının 24 saatten fazla sürmesi taşın keseye zarar vermeye başladığını gösterir. Kese duvarında gerilmeye bağlı ödem ve yangı tablosu oluşmaya başlamıştır. Akut kolesistit dediğimiz bu durumda 2 türlü yaklaşım söz konusudur. Erken-acil ameliyat veya medikal tedavi ile soğutma ve atak üzerinden 6 hafta geçtikten sonraki planlı ameliyat.
Erken ameliyat akut kolesistit tablosu geliştikten sonraki ilk 48 saat içinde yapılması planlanan ameliyattır. 48 saat geçtikten sonra, kese duvarındaki ödem ve çevre dokuların safra kesesi etrafındaki taze enflamasyonlu dokuya yapışması nedeniyle, kese anatomisi zor görülür hale gelir. Kese çevre dokularla birleşip karmakarışık bir hale gelir ki bu durum ameliyatı zorlaştırır, hayati organların görüntülenmesi zorlaşır. Bu nedenlerden dolayı, atak sırasında hasta hastaneye yatırılıp medikal tedavi başlanır. Enflamasyon-yangı durumu ilaç tedavisiyle kontrol altına alınır. Hasta taburcu edilip evine gönderilir. 6 hafta sonra planlı ameliyat yapılır.
Gerçek acil durumların, yani hastanın hemen o anda ameliyat edilmesinin hayati önem arzettiği durumların haricinde, hastaya tedavi yöntemleriyle ile ilgili detaylı bilgi verilip, seçilecek tedavi ve ameliyat zamanlamasıyla ilgili hastayla birlikte karar vermek yanlış bir yaklaşım olmayacaktır.
Acil ameliyat gerektiren durumlar neler?
Bazen safra kesesi içindeki basınç kese duvarının dayanma gücünü aşar ve kese duvarı delinir yani kese patlar. Safra kesesi perforasyonu dediğimiz bu durum cerrahi bir acildir. Delinen safra kesesinden karın boşluğu içine safra sızmaya başlar. Kese perforasyonu tanısı konduğu anda acil ameliyata alınıp safra kesesi çıkarılmalı ve safra ile kirlenmiş olan karın içi temizlenmelidir.
Safra kesesi ampiyemi dediğimiz bir diğer acil durumda ise kese etrafı pü denilen kirli mai ile kaplanır ve bu durum da yine acil ameliyat gerektirir. Neyse ki bu tablolar safra kesesinde taş olan hastaların çok az bir kısmında görülür.
Laparoskopik ameliyat kimlere yapılmamalı?
Karın boşluğunun gazla şişirilmesini tolere edemeyecek durumdaki kronik obstrüktif akciğer hastalığına ve kalp yetmezliğine sahip hastalarda ve kontrol edilemeyen kanama bozukluğu olan hastalarda laparoskopi uygulanmamalıdır.
Laparoskopi için genel anestezi vermek gerektiğinden, hastanın genel durumunun genel anesteziye müsait olması gerekir. Genel anesteziyi tolere edemeyecek hastalara kapalı ameliyat yapılmamalı.
Ameliyat olmazsam ne olur?
Safra kesenizdeki taş sizi bir kez rahatsız ettiyse, muhtemelen ilerleyen zamanlarda da rahatsız etmeye devam edecek demektir. Bu yüzden doktorunuzun önerdiği tarihten itibaren, eğer acil ameliyat önerilmemişse, kendinizi bir an önce ameliyata hazırlayıp safra kesenizden kurtulmanızda fayda var denebilir. Ameliyatı geciktirdiğiniz süre içerisinde her zaman ilk ataktaki kadar şanslı olmayabilirsiniz. Kese içindeki küçük taşların safra yollarına, ana safra kanalına ve pankreas kanalına düşmesi sonucunda ciddi, hatta bazen ölümcül olabilen komplikasyonlar gelişebildiği unutulmamalıdır.
Sadece taşlar mı alınacak?
Safra kesesi taşı olan hastalarda kese ve taşlar hepsi birlikte alınır. Sadece taşların çıkartılması gibi bir seçenek söz konusu değildir.
Safra kesemin olmaması beni nasıl etkileyecek?
Safra kesesi hayati organlarımızdan değildir. Yokluğunda görevini karaciğer üstlenir. Ameliyat sonrası erken dönemde hazımsızlık sorunu ortaya çıkabilir. Ancak bu durum geçicidir. Karaciğer yeni görevini üstlendikçe şikayetleriniz kısa süre içerisinde azalarak tamamen kaybolacaklar.
2.Safra kesesi polibi
Polip safra kesesi duvarı iç yüzeyinden gelişen bir oluşumdur. Et benine benzetilebilir. Çeşitli sayılarda ve çeşitli büyüklüklerde olabilirler. Genelde başka nedenlerle yapılan karın ultrasonlarında rastlantısal olarak tespit edilirler ve çok büyük bir kısmı herhangi bir şikayete yol açmaz. Kanser öncülü olabilen lezyonlardır. Bu yüzden takip edilmeleri ve maligniteye dönüşüm şüphesi olan hastalarda çıkarılmaları gerekir.
Semptomatik olan, çapı 10 mm üzerinde olan, takiplerde hızlı büyüme gösteren ve eş zamanlı taş hastalığı olan hastalara kolesistektomi önerilir.
Çapı 10 mm’nin altında olan ve herhangi bir şikayete yol açmayan polipler takip edilebilir.
3.Safra kesesi kanseri
Daha çok yaşlılarda görülen saldırgan bir malignitedir. Erken evrelerde tanı konduğunda kolsistektomiyle tedavi yeterli olurken ileri evrelerde daha agresif tedavi yaklaşımı gerektirir. Nadir görülen bir kanser çeşidi olması sevindiricidir.