Doğum 23 Kasım 1906Sakarya
Ölümü 11 Mayıs 1954İstanbul
Iş Şair, öykü, roman yazarı
Sait Faik Abasıyanık; Türk, şair, roman ve hikaye yazarı Türk hikayeciliğinin mihenk taşlarındandır Çağdaş hikayeciliğimize yaptığı katkılarla edebiyatımıza adını kazıdı Klasik öykü tekniğini yıkmış öbür bir kavrama getirdi Kendisinden sonra gelen Hak Ağaoğlu, Demir Kısa Ve Öz gibi şahsiyetleri etkiledi Ölümünün arkasında evi müzeye dönüştürüldü Hala edebiyat camiamızda namına her yıl öykü ödülü verilmektedir
YAŞAMSAL
EĞİTİM VE ÇALIŞMA YAŞAMSAL
23 Kasım 1906 ’da Adapazarı ’nda dünyaya geldi İstanbul ’da 11 Mayıs 1954 ’te sirozdan yaşamını yitirdi İlköğrenimini Adapazarı Rehberi Terakki Mektebi ’nde yaptı İki yıl Adapazarı İdadisi ’nde öğrenim fark etti Kurtuluş Savaşı‘ndan sonradan ailesi İstanbul ’a yerleşince İstanbul Sultanisi ’ne girdi Onuncu sınıfta bir öğretmene yapılan şaka yüzünden sınıfı dağıtılınca Bursa Erkek Lisesi ’ne geçti, 1928 ’de buradan mezun oldu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ’nde bir vakit eğitim fark etti Ekonomi öğrenimi için İsviçre Lozan ’a gitti Kısa süre kaldı ve Fransa ’ya geçti 3 sene Fransa ’da Grenoble ’da yaşadı Eğitimini yarım bırakarak 1933 ’te İstanbul ’a döndü Kısa bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi ’nde Türkçe grup dersleri öğretmenliği yaptı Babasının desteğiyle girdiği ticarette de başarılı olamadı sonra hiçbir işle uğraşmadı Geçimini babasından kalan mirasla sürdürdü Yaşamını Şişli ’de Bulgar Çarşısı ’ndaki apartman ve Burgaz Ada ’daki köşklerinde annesiyle geçirdi10 Mayıs'ı 11 Mayıs'a bağlayan gece saat 02:35'te İstanbul'daki bu klinikte vefat etti Cenazesi 12 Mayıs 1954'te Şişli Camii'nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi Naaşı, mezarlığa götürülürken, Abasıyanık'ın ricası üstüne Kırağı Sokağı'ndaki evlerinin önünden geçirildi
EDEBI HAYATI
Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi ’ndeki öğrencilik günlerinde başladı Öyküye Bursa ’daki öğrencilik vaktinde geçti Birincil öyküsü “Uçurtmalar 9 Aralık 1929 ’da Uyruk gazetesinin sanat sayfasında yayınlandı 19341940 aralarında Varlık, Ağaç, Serveti Fünun Uyanış, Ses, Yeni Ses, Yaprak, Buluş gibi dergilerde yayınlanan öykülerinle tanınmaya başladı Sait Faik birincil ürünlerini ortaya koyarken, Türk öykücülüğünde koşul şöyleydi: Bir yanda Ömer Seyfettin‘in “ulusal hikayecilik etkisi sürüyordu Refik Halit Karay‘dan F Celalettin ’e uzanan gülmece ağırlıklı “fıkraöyküler yönelimi vardı Sabri Ertem veSabahattin Ali ile yerine oturan “gerçekçi yönelim ve Memduh Şevket Esendal‘ın doğru ve yalım anlatımı Sait Faik bu ortamda birincil öyküleriyle gözlemci bir yazan olarak göründü Lakin kısa sürede öyküyü olaydan sıyırmaya yöneldi Bu yönelişinde onun gerçeği ya da durumu bir anlatıcıdan, kendi “beninden geçirme eğiliminin de büyük payı vardı Bu, öykülerinde doğal bir öznelleşme süreci hazırladı O “ben evrensel bir insanlık duygusunun odağı olduğu için, insanlığın tüm çelişkilerini, bunalımlarını öyküsünün temeline yerleştirdi Ona tarafından her şey insanı sevmekle başlar Birincil dönem ürünü hikaye kitaplarında Adapazarı ile İstanbul ’daki çocukluk ve birincil gençlik yıllarını anlattı
Sonraki yapıtları giderek bir şiirsellikle doldu “Lüzumsuz Adam, “Mahalle Kahvesi, “Havada Bulut gibi eserlerinde esnaf, işsizler gibi gözü yaşlı insanlara, toplumun acı çeken kesimlerine yöneldi “Kumpanya ile öykülerine giren karakterler arttı Yolcu tiyatro topluluğu, cambazhane çalışanları, emekli miralay, Galata, Samatya, Yedikule ’deki cilt işçileri, meyhaneler, sabahçı kahveleri, çımacılar, garsonlar “Son Kuşlarda bir nesil düş kırıklığı hissedilir Sait Faik, toplumsal düzenin çirkinlikleri, sahtelikler, adaletsizlikler aleyhinde direnen insanın yalnızlığını keşfeder Sonraki kitaplarında bu karamsarlık artar “Alemdağda Var Bir Yılanla gerçeküstücülüğe yöneldi Hikayedeki konu ve olay akışını adamakıllı ortadan kaldırdı Öykülemeyi ruhsal şansın dönmesi aracılığıyla yaptı Sürrealist öğelerle kişinin yalnızlığı ve bunun yarattığı acıları irdelediÖykü, roman ve şiirlerini yaşamın hakkını saptamak için yazdı Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevinci oldu Basmakalıp halk, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, emekçiler ve minik burjuvalar onun insanlarıdır O bu insanlarda evrensel insanı yakaladı bununla birlikte bir İstanbul öykücüsüdür Doğa güzellikleri karşı başı döner Toplumsal sorunlar onu kişisel planda bir hayıflanmaya sürükler Böyle anlarda üzüntülü bir tablo çizer Toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke, mağlubiyet ve kaçış olurÖlümünden sonradan Burgaz Ada ’daki evi müze haline getirildi Annesi “Sait Faik Öykü Ödülü oluşturdu Çağdaş edebiyata katkılarından nedeniyle Amerika ’daki Milletlerarası Mark Twain Derneği ’nin onur üyeliğine seçildi *