'Cumhurbaşkanına hakaret' ve iki bakana karşı 'Kamu görevlisine vazifesinden ötürü alenen hakaret' kabahatlerinden toplam 12 yıl 10 aya kadar mahpusu istenen gazeteci Sedef Kabaş 49 gün sonra birinci kere hakim karşısına çıktı.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Sedef Kabaş tutuklu bulunduğu Bakırköy Cezaevi’nden getirildi. Duruşmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki avukatı katıldı. Duruşma salonuna izleyici alınmadı. Duruşma kimlik tespitinin akabinde başladı.
Halk TV'den Seyhan Avşar'ın haberine nazaran, çeşitli üniversitelerde eğitimler verdiğini aktaran Kabaş, “Davet edildiğim bir eğitim konferansında yaptığım bir konuşmanın görüntüsü geçen sene bu vakitte AKP yetkilileri tarafından şuurlu bir halde montajlandı. Bu manzara 2021 Nisan ayında şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından izletilerek milyonlara beni maksat gösterdi. Konuşmam saptırıldı. Mevzuyu yargıya taşıdım. Erdoğan’a 128 kuruşluk dava açtım” diye konuştu. Kabaş bu davanın da o nedenle açıldığını söyledi.
"FETÖ başkanı ile fotoğraf çektirseydim, beğenilen bakanlardan biri olacaktım"
FETÖ önderi ile fotoğraf çektirseydim, beğenilen bakanlardan biri olacaktım'
“Bir atasözünden zorlama biçimde benim 13 yıla yakın mahpusla cezalandırılmamı talep ediyorlar” diyen Kabaş, şöyle devam etti:
“Hakaret kabahat mudur. Elbette kabahattir. Kabahat olmanın ötesinde ahlaki bir meseledir. Şayet ben bugün IŞİD terör örgütü üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde bulunsaydım hür bırakılacaktım. 4.9 ton uyuşturucu getirmiş olsaydım. İsmim saklı tutulduğu İçin dışarda rahat rahat dolaşacaktım. Terör örgütü PKK’nın başı Öcalan ile görüşüp siyasi bildirisini topluma aktarsaydım. Görüşleri referans alınan bir akademisyen olacaktım. Bugün FETÖ başkanı ile fotoğraf çektirseydim, beğenilen bakanlardan biri olacaktım. Anonim bir atasözü kullanmak yerine hızına direk yumruk atsaydım tutuksuz yargılanacak hakkımda istenen mahpus cezası 3 yıldan fazla olmayacaktı. Tekrar ediyorum. Hakaret hatadır.'
'İroni yapılabilir'
Türkiye’nin uyguladığı milletlerarası kontratlarda hukukun herkese eşit olduğunu anımsatan Kabaş, “Devlet liderlerine rastgele bir ayrıcalık tanınmayacağını belirtiyor. Bir muhafaza kalkanı olsa da olmasa da ben Erdoğan’a hakaret etmedim, etmem de. Ülkeyi en ağır kurallara mahkum etmiş iktidarı ve onun etrafındakileri en ağır formda eleştiririm. Bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak misyonumdur. Siyasette tartışmalar olabilir. Gerektiği vakit ironi yapılabilir, atasözlerinden yararlanılabilir” ifadelerini kullandı.
Avukatlar ortasında davaya iştirak tartışması
Kabaş’ın avukatları savunma yapmadan evvel CMK gereği katılma taleplerinin değerlendirilmesini istedi. Ayrıyeten avukat Uğur Poyraz Cumhurbaşkanının hangi münasebetlerle mağdur olduğunu söyleyerek, kendisinin duruşmaya gelip mağduriyetini anlatmasını istedi. Cumhurbaşkanının avukatları bu duruma reaksiyon göstererek, “Dosyaya kanıtlarımızı sunduk. Davaya katılma talebimiz var” dedi. Cumhurbaşkanı avukatları ve İçişleri Bakanının avukatı davaya katılma talebinde bulundu.
Taleplere ait görüşünü açıklayan duruşma savcısı cürümden ziyan görme ihtimallerine binaen katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.
Avukat Kerem Altıparmak ise kelam olarak, “Cumhurbaşkanının avukatı açıkça müvekkilinin ayrıcalıklı olduğunu söyledi. Bu dava olağan bir hakaret davası üzere görülmeli. Cumhurbaşkanına ayrıcalıklı davranmazsınız. Cumhurbaşkanı da İçişleri Bakanı da buraya gelecek. AİHM kararını uygulamak zorundasınız. Katılma talebi kabul edilemez” dedi. Duruşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Sedef Kabaş’ın avukatları ortasında tartışma yaşandı. Hakim katılma talebini kabul etti.
Savcı, tutukluluk halinin devamını istedi
Duruşma savcısı mütalaasını sundu. Kabaş'ın programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait yorumlarda bulunduğu, konuşmasını bitirmeden dava konusu kelamları sarf ettiği, ardından toplumsal medyaya da aksiyonunu tekrarladığı ve Kabaş’ın kelam konusu açıklama ve paylaşımlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve makamını, Beştepe’yi kastettiğini aktardı.
Savcı Kabaş’ın hatadan kurtulmak İçin savunma yaptığını öne sürerek Kabaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait kelamları nedeniyle 1 yıl 5 aydan 8 yıl 2 aya kadar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik kelamları nedeniyle 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar mahpusu istendi. Toplamda 2 yıl 7 aydan 10 yıl 6 aya kadar mahpusu istendi. Kabaş’ın Adil Karaismailoğlu’na yönelik kelamlarının ise hakaret olmadığını aktaran savcı bu hatadan ise Kabaş’ın beraatini isteyerek tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Avukatı: Özel bir oğlu var
Mütalaanın akabinde kelam alan Kabaş, “Yargılanmaktan korkmuyorum kâfi ki adalet tesis olsun. Bu kabahati işleyen herkes eşit biçimde cezalandırılsın, cürümden ziyan görenler eşit biçimde korunsun. 25 yıldır canlı yayın yapıyorum, bir tek defa rastgele birine hakaret ettiğimi kimse söyleyemez' dedi. Duruşmaya 15 dakika orta verildi.
Kabaş'ın avukatı Bahar Ünlüer kelam alarak beyanda bulundu. Ünlüer, müvekkilinin bakmakla yükümlü olduğu 12 yaşında özel bir oğlu olduğunu belirtti. Ünlüer, “Müvekkilim 49 gündür tutuklu olması nedeniyle annesinin bakım ve şefkatinden uzak. Parkinson hastası büyük annesinin yanında kalıyor” dedi.