nicebayan
Yeni Üye
Sevim Emrenin Yazdığı Yazı
Sevim Emre'den Yeni Bir Yazı
TOPLUMSAL TRAVMALAR VE KADINA ZOR
Zorlama görebilen zorlama uygular, kinle artan ise kindar olur Kendimce öfkeyi kaybolmuş ruhlar taşır, yani iradesini denetleme edemeyen kişiler hiddet kullanır
Halbuki Tanrı bizlere fikir vermiş Daha evvel de belirttiğim gibi; insanın en büyük zenginliği akıldır; hele akılla irade birleşirse zenginliğin en büyüğüne sahip olunur Bunları doğru bir sekilde kullanmak varken, insan neden şiddete başvurur, en sevdiklerine bile zalimleşir? Gün geçmiyor ki, basında kadına yapılan iskence, güç, cebren tecavüz haberleri yer almasın! Karnındaki bebeğe rağmen kadınlar, yuvasında veya sokakta, insanların ailesinin gözleri önünde, canice katlediliyor Bu nasıl bir zalimliktir? Bunu yapanlara insan bile diyemiyorum
Büyük Atamız der ancak ;Ey efendiler! Sorgulamayan insan cahildir, sorgulatmayan ise zalim Bence cahillik eğitimle çözülebilecek bir problemken, zalimliğin hiç bir çözümü yoktur Dayak yiyen kişi, cahilliğinden, muhtaçlığından, korkusundan ve sorgulamamasından susar, kabullenir Bunun çözümü vardır fakat dayak atan kişinin, baski uygulayanın kısacası zalimliğin hiç bir şekilde bir çözümü yoktur Çünkü yazının başında dediğim gibi, ancak şiddet görebilen kuvvet uygular Hiç bir çocuk acımasız doğmaz
Can acıtan, kadını kıran, yaralayan adam, eve geldiği zaman ailesinin gözlerinde gördüğü nefret yerine, gerçekte şefkatli, sevgi batmış bakışlar görse Oğlunun, kızının nefret edilen şey doymuş bakan ihtiyar gözlerini fark etse Onları yarınlarında öfke tohumları ekerek yetiştirmese O zaman belki zalimliğe bir çözüm getirilebilir
Bir gün onun çocukları da anne baba olacak! Anılarında ıstırap, çile yüklü bir anne; kin kusan, hırsla vuran bir baba; ürkerek kaçtıkları yatak altları, kapı arkaları, komşu evleri yer alırken Annelerinin çığlıkları, biçare bakan gözleri, çocuklarını yetim bırakmamak için katlandığı işkenceler hafızasına kazınmışken Kim ondan sevgiye şefkate inanan bir anne, bir baba olmasını bekler ki?
Bayan kimdir, soruyorum! Bir kadını sahiplenen erkeğin vebali yok midir bayan? Kocasına itaat etmediği ya da gördüğü zulümden nedeniyle boşanmak istediği için öldürülüyor kadınlar Kadının öz güveninin olmasını niçin istemiyoruz? Neden kuvvetli kadından bu dek korkuyoruz? Onlar sustukça ve bizler şiddet aleyhinde sustukça, böyle haberleri daha fazla okumaya başlayacağız Kadının suskun kalmasını isteyen zihniyete acıyorum
Kendimce bayan keza fazla dinç hem fazla cılız bir varlık bedenen şiddete karşısında koyamayacak dek cılız ama dayak yemeyi göze alabilecek ve çocukları uğruna bu azaba katlanacak değin enerjik varlık Sevgisinden vicdan azabı duysa da vazgeçemez Çünkü bu ıstırap ve işkence dolu dört duvar, çok eskiden ona cehennem azabı çektiren insanla mutlu olmak için geldiği, umut taşıdığı yuvasıdır Telli duvağıyla geldikleri bu evlerden ara sıra cenazeleri çıkmıyor mu bu çileli kadınların?
Ne fena Tanrım! Kendi gücünü karşısındakini ezerek, onun nefretle bakan bakışlarından, sel gibi göz yaşlarından, zarar görmüş bedeninden, kalbinden, kırılan gururundan şımartma alan bir insan, insan olabilir mi?
Efendimiz hazretleri 'Cennet annelerin ayakları altında' derken anneliğin ne değin önemli olduğunu vurgulamış Esas almak, kanıyla canıyla bir insana can saptamak, ne büyük haslet İşte kadına kaldırılan el, kendimce insanın kendisini doğuran anaya attığı bir tokattır aslında Zor göstereni de bir anne, bir bayan dünyaya getirmedi mi? Ne büyük bir utanç, ne büyük bir iradesizliktir bu Acizi ezmek, gücünü, olur ya de hayata olan öfkesini kendisine sığınmış bir insandan içeri almamak nasıl bir adalettir? Tecavüze uğrayan, katledilen, işkence görebilen kadınların korunması ve hakları için adaletin takipçisi olmalıyız Kadını aşağılayan, kadının uğradığı fiziki, cinsel ve ruhsal travmaların hesabını sormalıyız Gürültüsüz kalmamalıyız
Aman diyene el kalmaz Günahı bilen kişi yürek kırmaz Her ne sebebi olursa olsun, bir insanın canını olmak, Tanrı'nın verdiği ömrü sona erdirmek nasıl bir vahşet ve inançsızlıktır? Şiddeti yaratan toplumsal koşulların değiştirilmesinin gerektiğini hepimizin kabul etmesi gerekiyor Şiddet görebilen de, şiddeti uygulayan da bu toplumun bireyleri değil midir?
Çocuk yaşta bir insan da zor suçu işleyebiliyor Bunun nedeni aile içinde yaşanan travmalar mı, yahut toplumda ve televizyonlarda şahit olduğu hatalı değerler mi? Yoksa her ikisi de mi? Günahsız ve günahsız doğan bir yavru, bir caniye dönebiliyor Onun beyninde oluşan bu musibet yapma duygusunun tohumları, aile içinde veya toplumdan gördüğü acımasızlıkla atılıyor Hz Ali demiş ancak; Her derde bir deva bulunur, ama ahlaksızlık illetini iyi edecek bir ilaç yoktur
Hepimiz toplumsal bir travma yaşıyoruz ve bunun farkında değiliz
Hayat ağacının kuruyan kökleri varsa, bunun bir sebebi de bizleriz
Sevim Emre
*
Sevim Emre'den Yeni Bir Yazı
TOPLUMSAL TRAVMALAR VE KADINA ZOR
Zorlama görebilen zorlama uygular, kinle artan ise kindar olur Kendimce öfkeyi kaybolmuş ruhlar taşır, yani iradesini denetleme edemeyen kişiler hiddet kullanır
Halbuki Tanrı bizlere fikir vermiş Daha evvel de belirttiğim gibi; insanın en büyük zenginliği akıldır; hele akılla irade birleşirse zenginliğin en büyüğüne sahip olunur Bunları doğru bir sekilde kullanmak varken, insan neden şiddete başvurur, en sevdiklerine bile zalimleşir? Gün geçmiyor ki, basında kadına yapılan iskence, güç, cebren tecavüz haberleri yer almasın! Karnındaki bebeğe rağmen kadınlar, yuvasında veya sokakta, insanların ailesinin gözleri önünde, canice katlediliyor Bu nasıl bir zalimliktir? Bunu yapanlara insan bile diyemiyorum
Büyük Atamız der ancak ;Ey efendiler! Sorgulamayan insan cahildir, sorgulatmayan ise zalim Bence cahillik eğitimle çözülebilecek bir problemken, zalimliğin hiç bir çözümü yoktur Dayak yiyen kişi, cahilliğinden, muhtaçlığından, korkusundan ve sorgulamamasından susar, kabullenir Bunun çözümü vardır fakat dayak atan kişinin, baski uygulayanın kısacası zalimliğin hiç bir şekilde bir çözümü yoktur Çünkü yazının başında dediğim gibi, ancak şiddet görebilen kuvvet uygular Hiç bir çocuk acımasız doğmaz
Can acıtan, kadını kıran, yaralayan adam, eve geldiği zaman ailesinin gözlerinde gördüğü nefret yerine, gerçekte şefkatli, sevgi batmış bakışlar görse Oğlunun, kızının nefret edilen şey doymuş bakan ihtiyar gözlerini fark etse Onları yarınlarında öfke tohumları ekerek yetiştirmese O zaman belki zalimliğe bir çözüm getirilebilir
Bir gün onun çocukları da anne baba olacak! Anılarında ıstırap, çile yüklü bir anne; kin kusan, hırsla vuran bir baba; ürkerek kaçtıkları yatak altları, kapı arkaları, komşu evleri yer alırken Annelerinin çığlıkları, biçare bakan gözleri, çocuklarını yetim bırakmamak için katlandığı işkenceler hafızasına kazınmışken Kim ondan sevgiye şefkate inanan bir anne, bir baba olmasını bekler ki?
Bayan kimdir, soruyorum! Bir kadını sahiplenen erkeğin vebali yok midir bayan? Kocasına itaat etmediği ya da gördüğü zulümden nedeniyle boşanmak istediği için öldürülüyor kadınlar Kadının öz güveninin olmasını niçin istemiyoruz? Neden kuvvetli kadından bu dek korkuyoruz? Onlar sustukça ve bizler şiddet aleyhinde sustukça, böyle haberleri daha fazla okumaya başlayacağız Kadının suskun kalmasını isteyen zihniyete acıyorum
Kendimce bayan keza fazla dinç hem fazla cılız bir varlık bedenen şiddete karşısında koyamayacak dek cılız ama dayak yemeyi göze alabilecek ve çocukları uğruna bu azaba katlanacak değin enerjik varlık Sevgisinden vicdan azabı duysa da vazgeçemez Çünkü bu ıstırap ve işkence dolu dört duvar, çok eskiden ona cehennem azabı çektiren insanla mutlu olmak için geldiği, umut taşıdığı yuvasıdır Telli duvağıyla geldikleri bu evlerden ara sıra cenazeleri çıkmıyor mu bu çileli kadınların?
Ne fena Tanrım! Kendi gücünü karşısındakini ezerek, onun nefretle bakan bakışlarından, sel gibi göz yaşlarından, zarar görmüş bedeninden, kalbinden, kırılan gururundan şımartma alan bir insan, insan olabilir mi?
Efendimiz hazretleri 'Cennet annelerin ayakları altında' derken anneliğin ne değin önemli olduğunu vurgulamış Esas almak, kanıyla canıyla bir insana can saptamak, ne büyük haslet İşte kadına kaldırılan el, kendimce insanın kendisini doğuran anaya attığı bir tokattır aslında Zor göstereni de bir anne, bir bayan dünyaya getirmedi mi? Ne büyük bir utanç, ne büyük bir iradesizliktir bu Acizi ezmek, gücünü, olur ya de hayata olan öfkesini kendisine sığınmış bir insandan içeri almamak nasıl bir adalettir? Tecavüze uğrayan, katledilen, işkence görebilen kadınların korunması ve hakları için adaletin takipçisi olmalıyız Kadını aşağılayan, kadının uğradığı fiziki, cinsel ve ruhsal travmaların hesabını sormalıyız Gürültüsüz kalmamalıyız
Aman diyene el kalmaz Günahı bilen kişi yürek kırmaz Her ne sebebi olursa olsun, bir insanın canını olmak, Tanrı'nın verdiği ömrü sona erdirmek nasıl bir vahşet ve inançsızlıktır? Şiddeti yaratan toplumsal koşulların değiştirilmesinin gerektiğini hepimizin kabul etmesi gerekiyor Şiddet görebilen de, şiddeti uygulayan da bu toplumun bireyleri değil midir?
Çocuk yaşta bir insan da zor suçu işleyebiliyor Bunun nedeni aile içinde yaşanan travmalar mı, yahut toplumda ve televizyonlarda şahit olduğu hatalı değerler mi? Yoksa her ikisi de mi? Günahsız ve günahsız doğan bir yavru, bir caniye dönebiliyor Onun beyninde oluşan bu musibet yapma duygusunun tohumları, aile içinde veya toplumdan gördüğü acımasızlıkla atılıyor Hz Ali demiş ancak; Her derde bir deva bulunur, ama ahlaksızlık illetini iyi edecek bir ilaç yoktur
Hepimiz toplumsal bir travma yaşıyoruz ve bunun farkında değiliz
Hayat ağacının kuruyan kökleri varsa, bunun bir sebebi de bizleriz
Sevim Emre
*