Seyyid Abdullah Dehlevi hazretleri, Silsilei aliyyenin yirmi sekizincisidir 1745 yılında Hindistan'ın Pencab şehrinde doğdu 1824 ’de Delhi'de vefat etti Kabri Şâhcihân camii yakınındaki dergahındadır
Babası, Abdullatif efendi âlim, salih ve zahid bir zat idi Bir gün rüyasında Hazreti Ali ona:Allahü teâlâ sana bir oğul ihsan edecek, o büyük bir zat olacak Ona bizim ismimizi koyarsındedi
Resulullah efendimiz de evliyadan bir zat olan amcasına rüyasında, doğacak çocuğa Abdullah isminin verilmesini emretti Çocuk doğduğunda, ismini babası, Ali, amcası Abdullah koydu Abdullahı Dehlevi hazretleri, altı yaşına gelince, Hazreti Ali'ye karşı sevgi ve edebinden kendisine Ali denmesini istemeyip Ali'nin hizmetçisi manasına gelen Gulam Ali dedi ve bu isimle tanındı
Allah vergisi fazla üstün bir zekaya sahipti Kur'anı kerimi kısa zamanda ezberledi Dini ilimleri ve zamanının fen ilimlerini öğrendi
Mazharı Canı Canan hazretlerinin huzuruna varıp, kendisini talebeliğe kabul buyurmasını istedi O da: Sen hoşlandığın bir yere git Bizim yolumuz, tuzsuz taşı yalamak gibidirbuyurdu Ben her şeye razıyım efendimdedi Kutsal olsunbuyurup talebeliğe kabul edildi Abdullahı Dehlevi hazretleri, 15 yıl sohbetiyle şereflendi Evliyalıkta yüksek derecelere kavuşunca, mutlak icazet alıp, halifesi oldu
Abdullahı Dehlevi hazretleri buyurdu ancak:
Talebe, sadık olan talip demektir Allahü teâlânın sevgisi ile ve Onun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanmaktadır Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile sersemlemiş haldedir Uykusu kaçar, göz yaşları dinmez İşlediği günahlarından utanarak başını kaldıramaz Her işinde Allah ’tan korkar, titrer, Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yerine getirmek için çırpınır Her işinde sabreder Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde görür Her nefeste Rabbini düşünür Gaflet ile yaşamaz Kimseyle münakaşa etmez Bir kalbi incitmekten korkar Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir Eshabı kiram hakkında hayır konuşur ve isimleri anıldığında radıyallahü anhümder Hepsinin iyi olduğunu söyler Peygamber efendimiz, Eshabı kiram aralarında olan şeyleri konuşmamayı emir buyurdu Salih müslüman, bunları konuşmaz, yazmaz ve okumaz Böylece, o büyüklere karşı bir edepsizlikte bulunmaktan kendini korur O büyükleri hoşuna gitmek, Allah ’ın Resulünü sevmenin alametidir Kendi bilgisi, kendi görüşü ile evliyayı kiramı, birbirinden altında ve yukarı diye ayırmaz Birinin, daha yüksek, daha üstün olduğu ancak âyeti kerime, hadisi şerif ve Sahabei kiramın sözbirliği ile anlaşılır Muhabbet sarhoşluğu ile diğer türlü söyleyenler mazurdur *