Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hic dinmiyor motorların gurultusu
Kopekler havlıyor uzaktan
Demin bir cocuk havladı
Fatmanım cumbadan carşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sovuyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkcılar
Bu sesler işte sessizliğini buyuten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dun gece
Ustumuzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden oğrendim deniz yazmayı
Elimden duşmuyor mavi kalem
Bir tirandil cıkar gibi sefere
Okula gidiyor oğretmenim
Ben de ardından acılıyorum
Bir poyraz cizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Donuyor donuyor başımda
Senle yaşadığım gunler
Gumuş bir cevre oldu omrum
Değince guneşine
Neden sonra buldum o kacakcı mağarasını
Gozlerim kamaşınca senden
Olum belki sularından kacırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukca yosundan yeşil
Kulac attıkca mavi
Ben duzde sanırdım yıkıntım
Orenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle cıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bukumlu
Gun inerken de oyle
Ağactan izduşumleriyle
Yuruyor Balan tepeleri
Yuruyor boluk boluk can
Toplu bir guzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize
CAN YUCEL
AKİS
Sen caldıkca Teodorakis
Bir mor yağıyor ustume
Dudaklarım opuşmekten mosmor
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor ustume
Bakma sen sevgili Teodorakis
Acgozlu guvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en cakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz guverciniz
Sekerek o guneş guzeli cakılların uzerinden
Cıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis