iltasyazilim
Yeni Üye
Şiir Uyakları
Uyaklar
Kafiye çeşitleri
Türkçe dersi uyaklar
8sınıf uyaklar
Türkçe derslerinde kimisine göre en kuvvet kimisine göre de fazla kolay olan uyak konuları :
Dizilişlerine Göre Uyak Türleri
Uyak dizilişleri nazım biçimlerine göre olmakla birlikte kendi içinde düz, çapraz, sarmal, örüşük kafiye gibi türlere ayrılır
Düz Uyak: Şiirin nazım birimindeki bütün dizeler kendi içinde uyaklanırsa, buna düz uyak denir: aaaabbbb, aaabbb
Ölürsem yazıktır sana kanmadana
Kolların boynumda halkalanmadana
Bir günüm geçmiyor seni anmadan,a
Derdine katlandım hiç usanmadana
Diyorlar: Kül olmaz, alev yanmadan,a
Denizler durulmaz dalgalanmadana
Orhan Seyfi Orhon
Çapraz Uyak: Nazım birimi mısra olan bir şiirde kafiye, birer dize atlayarak kurulursa çapraz kafiye oluşur: ababcdcd
yeniden o fırsat geçer mi ele?a
Dün gördüm, bugün de göresim geldi!b
Gülüşü öyle hoştu fakat hele,a
Lebinden koncalar deresim geldi!b
Yusuf Ziya Ortaç
Sarmal Uyak: Nazım birimi mısra ya da üçlük olan bir şiirde kafiye, her birimde, birincil dize ile son dizede benzer olursa sarmal kafiye denir Ara mısra veya dizelerde uyak birincil dizeden ayrıdır: abba cddc
Gecenin sularındaa
Mehtâp bir nilüferdir,b
Gevşemiş bir kederdir b
Gecenin sularında a
Ali Mümtaz Arorat
Örüşük uyak edebiyatımıza Fransız edebiyatından geçmiş, öncelikle Mal Varlığıi Fünun edebiyatında terzarima nazım şeklinde kullanılmıştır Kafiye dizilişi; ababcbcdc ded dır:
Bir varakpâreyî hazandîdea
Ayrılıp sâkı meyvebârındanb
Düştü bir şâirâne ümmîdea
Ses Benzerliklerine Göre Uyak Türleri
Yarım Uyak
Şiirin ahengi, mısra sonlarında, emin aralıklarla yinelenen bir ünsüz ile sağlanıyorsa, buna yarım uyak denir Bir Zamanlar açık fikirli şairler yarım uyağı uyaktan saymazlardı; lakin millet şairleri yarım uyağı başarı ile kullandılar
Türkü'den
Kuru kütük yanmayınca tüter mi?
Ak göğsün üstünde çimen biter mi?
Vakti gelmeyince bülbül öter mi?
Öter gider bir gözleri sürmeli
Karacaoğlan
Yukarıdaki örnekte tüter, biter, öter sözcüklerindeki t ünsüzü koşmanın uyağını oluşturmaktadır
Kimi süre yarım uyakta bir ünsüz yerine iki ünsüz benzeşir, bu durumda şiirin ahengi daha da arttırılmış olur:
Hayvanlar Destanı'ndan
Bak kelerle kirpilerin derdine,
Tâ beseher kurbağanın virdine,
Atmasalar Kaf Dağı'nın ardına
Yıkardı âlemi anında ejderha
Aşık Ömer
Şiirin ahengi rd çift ünsüzü ile arttırılmış
Şiirin ahengi, dize sonlarında, kesin aralıklarla yinelenen bir kısa meşhur ile sağlanıyorsa da yarım kafiye oluşur:
Koşma'dan
Güzelin derdinden eylemem şekva,
Bana yâr gerektir, gerekmez dünya
Dost için ölürsem gam yok bana,
Yâr uğruna vermiş serin desinler
Mecnunî
Bu şiirin ahengi, dize sonlarında yinelenen kısa a ünlü ile sağlanmış bu nedenle yarım uyaklı bir şiirdir
Yarım uyaktaki ünsüzlerden biri, öteki dizelerdeki uyak karşılayan iki ünsüzle boğumlama noktası bakımından benzeşirse, bu durumda yarım uyak azıcık daha zayıflar Ama bu durumdaki dizeler aralarında da yarım uyak var sayarız; çünkü kafiye tanımında en düşük iki dize arasındaki ses benzerliğinden laf edilmektedir
Koşma
Ilginç yiğit yârin anar eğlenir,
Âdet budur: Yâre varan söylenir
Sensiz yola gitmem, yolum bağlanır,
Dağ başı dumandır hey kara gözlüm
Aşık
Şiirin ahengi g ünsüzü ve boğumlama noktası buna yakın olan y ünsüzü ile sağlanmış
Tam Uyak
Şiirin ahengi, mısra sonlarında belirli aralıklarla yinelenen bir ünsüz ve bir meşhur ile sağlanıyorsa buna tam uyak denir
Demen Mecnûn'a fenni aşkı ekmil etti kâmildür
Benüm yanumda ol âne bilmez nesne câhildür
Hayâlî
Yukarıdaki örnekte kâmil, câhil sözcüklerindeki i ünlüsü ve l ünsüzü şiirin uyağını oluşturmaktadır
Arapçadan, Farsçadan Türkçeye geçen sözcüklerdeki uzun ünlülerle sağlanan kafiye da bütün uyak sayılır Eski şiirimizde kültürlü şairler bütün uyağı bol bol kullanmışlardır
Işk bir âhen kafes biz tûtîi gûyâsıyuz
Derd bir gülzârdur biz bülbüli şeydâsıyuz
Zâtî
Yukarıdaki örnekte şair gûyâ, şeydâ sözcüklerindeki â ünlüsü ile şiirin uyağını sağlamıştır Şiirin uyağı bütün uyaktır
Diğer Taraftan tam uyaktaki ünsüzlerden biri, diğer dizelerde uyak sağlayan iki ünsüzle benzeşirse ya da ünlülerden biri, diğer dizelerde uyak sağlayan iki ünlüyle boğumlama noktası bakımından benzeşirse, tam kafiye azıcık zayıflar Lakin gerçi dizeler aralarında bütün kafiye var sayılır
Pire Destanı'ndan
Mutaflar daima derildiler şaştılar,
Görüldüler et hamalları kaçtılar,
Ayağına yüz çift manda koştular,
Gövdesi çok, çekilecek hal yok
Aşık Ömer
Örneğimizde şiirin ahengi, ş ünsüzü ile boğumlama noktası ş'ye yakın olan ç ünsüzü ve a ünlüsü ile boğumlama noktası a' ya yakın olan o ünlüsü; yani aş, aç, oş ses ikilileri ile sağlamış
Varlıklı Uyak
Şiirin ahengi, dize sonlarında, kesin aralıklarla yinelenen ikiden fazla sesle sağlanıyorsa buna varlıklı kafiye denir Divan şiirinde ve çağdaş şiirde bol bol kullanılır
Şâmı zülfünle gönül Mısrı harâb oldı diyu
Sana iletdi kebûter haberi döne döne
Sen durub raks idesen karşuna ben boynum eğem
İne zülfün koça sen sîmberi döne döne
Necâti
Yukarıdaki örnekte şiirin ahengi haberi, beri sözcüklerindeki b, e, r, i ses birliği ile sağlanmıştır, şiirin uyağı varlıklı uyaktır
Arapçadan, Farsçadan Türkçeye geçen sözcüklerdeki bir ünsüz ve bir uzun meşhur ile sağlanan kafiye da varlıklı kafiye sayılır
Yandı dü cihân âteşi âhumla ve lîkin
Ben senün eyâ şâhı cihân yandum elünden
Şol sunduğun âteş midir ey sâkî bana kim
Sen aldın ele câm hamân yandum elünden
Ahmet Paşa
Şiirin ahengi, â uzun ünlüsü ve n ünsüzü ile sağlandığından zengin uyak sayılır
Varlıklı uyaktaki ünsüzlerden biri, diğer dizelerde kafiye karşılayan iki ünsüzle veya ünlülerden biri, diğer dizelerde uyak karşılayan iki ünlüyle boğumlama noktası bakımından benzeşebilir Bu durumda zengin uyak biraz zayıflar; ama yine de dizeler arasında zengin kafiye var sayılır
Mani
Kekliği bıçakladım,
Tüyünü saçakladım
Yari koynumda sandım,
Yastığı kucakladım
Şiirin ahengi ç ünsüzü, boğumlama noktası ç 'ye yakın olan c ünsüzü ve a ünlüsüyle sağlanmıştır
Tunç Uyak
Bir dizenin sonundaki bir sözcük başka bir dizenin sonundaki sözcüğün sonunda geçiyorsa, buna tunç kafiye denir Cinaslı uyak bununla birlikte bir laf sanatıdır Insanlar şirinde, an şiirinde ve çağdaş şiirde bol bol kullanılır
Gözlerin mavi mine,
Vuruldum perçemine
Aşkın beni çevirdi,
Aslı'nın Kerem'ine
Yusuf Ziya Ortaç
Cinaslı Kafiye
Şiirin ahengi, dize sonlarında kesin aralıklarla yinelenen sesteş sözcüklerle sağlanıyorsa, buna cinaslı uyak denir bununla birlikte bir söz sanatı olan cinaslı kafiye Ahali şirinde, Divan şiirinde ve çağdaş şiirde bol bol kullanılır:
Avluya kuyu kazdım,
İçine düşeyazdım
Ayrılık mektubunu
Ayrıca ağladım keza yazdım *
Uyaklar
Kafiye çeşitleri
Türkçe dersi uyaklar
8sınıf uyaklar
Türkçe derslerinde kimisine göre en kuvvet kimisine göre de fazla kolay olan uyak konuları :
Dizilişlerine Göre Uyak Türleri
Uyak dizilişleri nazım biçimlerine göre olmakla birlikte kendi içinde düz, çapraz, sarmal, örüşük kafiye gibi türlere ayrılır
Düz Uyak: Şiirin nazım birimindeki bütün dizeler kendi içinde uyaklanırsa, buna düz uyak denir: aaaabbbb, aaabbb
Ölürsem yazıktır sana kanmadana
Kolların boynumda halkalanmadana
Bir günüm geçmiyor seni anmadan,a
Derdine katlandım hiç usanmadana
Diyorlar: Kül olmaz, alev yanmadan,a
Denizler durulmaz dalgalanmadana
Orhan Seyfi Orhon
Çapraz Uyak: Nazım birimi mısra olan bir şiirde kafiye, birer dize atlayarak kurulursa çapraz kafiye oluşur: ababcdcd
yeniden o fırsat geçer mi ele?a
Dün gördüm, bugün de göresim geldi!b
Gülüşü öyle hoştu fakat hele,a
Lebinden koncalar deresim geldi!b
Yusuf Ziya Ortaç
Sarmal Uyak: Nazım birimi mısra ya da üçlük olan bir şiirde kafiye, her birimde, birincil dize ile son dizede benzer olursa sarmal kafiye denir Ara mısra veya dizelerde uyak birincil dizeden ayrıdır: abba cddc
Gecenin sularındaa
Mehtâp bir nilüferdir,b
Gevşemiş bir kederdir b
Gecenin sularında a
Ali Mümtaz Arorat
Örüşük uyak edebiyatımıza Fransız edebiyatından geçmiş, öncelikle Mal Varlığıi Fünun edebiyatında terzarima nazım şeklinde kullanılmıştır Kafiye dizilişi; ababcbcdc ded dır:
Bir varakpâreyî hazandîdea
Ayrılıp sâkı meyvebârındanb
Düştü bir şâirâne ümmîdea
Ses Benzerliklerine Göre Uyak Türleri
Yarım Uyak
Şiirin ahengi, mısra sonlarında, emin aralıklarla yinelenen bir ünsüz ile sağlanıyorsa, buna yarım uyak denir Bir Zamanlar açık fikirli şairler yarım uyağı uyaktan saymazlardı; lakin millet şairleri yarım uyağı başarı ile kullandılar
Türkü'den
Kuru kütük yanmayınca tüter mi?
Ak göğsün üstünde çimen biter mi?
Vakti gelmeyince bülbül öter mi?
Öter gider bir gözleri sürmeli
Karacaoğlan
Yukarıdaki örnekte tüter, biter, öter sözcüklerindeki t ünsüzü koşmanın uyağını oluşturmaktadır
Kimi süre yarım uyakta bir ünsüz yerine iki ünsüz benzeşir, bu durumda şiirin ahengi daha da arttırılmış olur:
Hayvanlar Destanı'ndan
Bak kelerle kirpilerin derdine,
Tâ beseher kurbağanın virdine,
Atmasalar Kaf Dağı'nın ardına
Yıkardı âlemi anında ejderha
Aşık Ömer
Şiirin ahengi rd çift ünsüzü ile arttırılmış
Şiirin ahengi, dize sonlarında, kesin aralıklarla yinelenen bir kısa meşhur ile sağlanıyorsa da yarım kafiye oluşur:
Koşma'dan
Güzelin derdinden eylemem şekva,
Bana yâr gerektir, gerekmez dünya
Dost için ölürsem gam yok bana,
Yâr uğruna vermiş serin desinler
Mecnunî
Bu şiirin ahengi, dize sonlarında yinelenen kısa a ünlü ile sağlanmış bu nedenle yarım uyaklı bir şiirdir
Yarım uyaktaki ünsüzlerden biri, öteki dizelerdeki uyak karşılayan iki ünsüzle boğumlama noktası bakımından benzeşirse, bu durumda yarım uyak azıcık daha zayıflar Ama bu durumdaki dizeler aralarında da yarım uyak var sayarız; çünkü kafiye tanımında en düşük iki dize arasındaki ses benzerliğinden laf edilmektedir
Koşma
Ilginç yiğit yârin anar eğlenir,
Âdet budur: Yâre varan söylenir
Sensiz yola gitmem, yolum bağlanır,
Dağ başı dumandır hey kara gözlüm
Aşık
Şiirin ahengi g ünsüzü ve boğumlama noktası buna yakın olan y ünsüzü ile sağlanmış
Tam Uyak
Şiirin ahengi, mısra sonlarında belirli aralıklarla yinelenen bir ünsüz ve bir meşhur ile sağlanıyorsa buna tam uyak denir
Demen Mecnûn'a fenni aşkı ekmil etti kâmildür
Benüm yanumda ol âne bilmez nesne câhildür
Hayâlî
Yukarıdaki örnekte kâmil, câhil sözcüklerindeki i ünlüsü ve l ünsüzü şiirin uyağını oluşturmaktadır
Arapçadan, Farsçadan Türkçeye geçen sözcüklerdeki uzun ünlülerle sağlanan kafiye da bütün uyak sayılır Eski şiirimizde kültürlü şairler bütün uyağı bol bol kullanmışlardır
Işk bir âhen kafes biz tûtîi gûyâsıyuz
Derd bir gülzârdur biz bülbüli şeydâsıyuz
Zâtî
Yukarıdaki örnekte şair gûyâ, şeydâ sözcüklerindeki â ünlüsü ile şiirin uyağını sağlamıştır Şiirin uyağı bütün uyaktır
Diğer Taraftan tam uyaktaki ünsüzlerden biri, diğer dizelerde uyak sağlayan iki ünsüzle benzeşirse ya da ünlülerden biri, diğer dizelerde uyak sağlayan iki ünlüyle boğumlama noktası bakımından benzeşirse, tam kafiye azıcık zayıflar Lakin gerçi dizeler aralarında bütün kafiye var sayılır
Pire Destanı'ndan
Mutaflar daima derildiler şaştılar,
Görüldüler et hamalları kaçtılar,
Ayağına yüz çift manda koştular,
Gövdesi çok, çekilecek hal yok
Aşık Ömer
Örneğimizde şiirin ahengi, ş ünsüzü ile boğumlama noktası ş'ye yakın olan ç ünsüzü ve a ünlüsü ile boğumlama noktası a' ya yakın olan o ünlüsü; yani aş, aç, oş ses ikilileri ile sağlamış
Varlıklı Uyak
Şiirin ahengi, dize sonlarında, kesin aralıklarla yinelenen ikiden fazla sesle sağlanıyorsa buna varlıklı kafiye denir Divan şiirinde ve çağdaş şiirde bol bol kullanılır
Şâmı zülfünle gönül Mısrı harâb oldı diyu
Sana iletdi kebûter haberi döne döne
Sen durub raks idesen karşuna ben boynum eğem
İne zülfün koça sen sîmberi döne döne
Necâti
Yukarıdaki örnekte şiirin ahengi haberi, beri sözcüklerindeki b, e, r, i ses birliği ile sağlanmıştır, şiirin uyağı varlıklı uyaktır
Arapçadan, Farsçadan Türkçeye geçen sözcüklerdeki bir ünsüz ve bir uzun meşhur ile sağlanan kafiye da varlıklı kafiye sayılır
Yandı dü cihân âteşi âhumla ve lîkin
Ben senün eyâ şâhı cihân yandum elünden
Şol sunduğun âteş midir ey sâkî bana kim
Sen aldın ele câm hamân yandum elünden
Ahmet Paşa
Şiirin ahengi, â uzun ünlüsü ve n ünsüzü ile sağlandığından zengin uyak sayılır
Varlıklı uyaktaki ünsüzlerden biri, diğer dizelerde kafiye karşılayan iki ünsüzle veya ünlülerden biri, diğer dizelerde uyak karşılayan iki ünlüyle boğumlama noktası bakımından benzeşebilir Bu durumda zengin uyak biraz zayıflar; ama yine de dizeler arasında zengin kafiye var sayılır
Mani
Kekliği bıçakladım,
Tüyünü saçakladım
Yari koynumda sandım,
Yastığı kucakladım
Şiirin ahengi ç ünsüzü, boğumlama noktası ç 'ye yakın olan c ünsüzü ve a ünlüsüyle sağlanmıştır
Tunç Uyak
Bir dizenin sonundaki bir sözcük başka bir dizenin sonundaki sözcüğün sonunda geçiyorsa, buna tunç kafiye denir Cinaslı uyak bununla birlikte bir laf sanatıdır Insanlar şirinde, an şiirinde ve çağdaş şiirde bol bol kullanılır
Gözlerin mavi mine,
Vuruldum perçemine
Aşkın beni çevirdi,
Aslı'nın Kerem'ine
Yusuf Ziya Ortaç
Cinaslı Kafiye
Şiirin ahengi, dize sonlarında kesin aralıklarla yinelenen sesteş sözcüklerle sağlanıyorsa, buna cinaslı uyak denir bununla birlikte bir söz sanatı olan cinaslı kafiye Ahali şirinde, Divan şiirinde ve çağdaş şiirde bol bol kullanılır:
Avluya kuyu kazdım,
İçine düşeyazdım
Ayrılık mektubunu
Ayrıca ağladım keza yazdım *