Dünya’ya gelen kul çocukluk gençlik ihtiyarlık ve ölüm gelene kadar yaşadığı zaman diliminde bazen gülmeler ile bazen ağlamalar ile bazen hüzün ve sıkıntılar ile hayatına devam eder. Her ne kadar dertlerden sıkıntılardan uzaklaşmayı denese de her kulun bu imtihan dünyasında biraz sıkıntı ile biraz malı evladı ailesi ile samimiyeti ölçülmesi için içine düştüğü sıkıntılar olacaktır. Ne kadar güzel bir yaşantı kursan da, sıkıntı ve dertler gelmesin diye uzak kaçmayı desende muhakkak ki, kulunu seven ve onu az bir zorluk ile samimiyetini gönlündeki düşüncesi adımını sabır ile davranıp davranmadığı ölçülecektir Yüce Allah (c.c.) Öyle kolay değil bedava değildir hayat, her şeyin bir karşılığı ve bedeli olacaktır:
Dünya da rahat bir ev almak için dünyanın parasını döken, tatiller için gereksiz paralar harcayan kullar, ahiret dünyası için kılını kıpırdatmaktan aciz veya duyarsız veya bir fakirin ihtiyacını görmek yerine banyoya yeni granit bilmem ne, döşemeleri bilmem Fransız kumaşı ile döşemek eve modern bir görüntü veriyor diye milyarları harcar, bir fakiri üç beş gün doyurmaktan kaçar ondan sonra da sıkıntıya düşüncede ya isyan eder ya da yasa dışı yollara başvurur. Nefsi onu kandırır iken gereksiz harcamalar ile Yüce Allah’ın bir sözünü dahi tutmaz ve hali ile imtihanı da geçemez dünyası güzel olsa da ahireti kötü olur gider.
Ne kadar sürerse sürsün ömür, ne kadar sıkıntı olursa olsun kul yüce Allah’a teslimiyet ve” tevekkül” sabırla olursa bakarsın ömürde bir gün bir anda bakarsın sıkıntıların biter, gülümsersin, tebessüm eder gönlün hiç solmayan Rahman’a secdenin güzelliği ile imanın tevazu gülüşü ile sabrın rızası ile… Sıkıntı çektiğin anları unutursun hatta üzüldüğüne güler geçersin. Çünkü sıkıntının yanında sabırla kurtuluş yan yanadır, az sabır tevekkül ve yüce Allah’a bağlılıkla güzel güzel ibadet ile her şeyi her sıkıntıyı kul anında atlatır atlatmasa bile umutla bekler ve biteceğini bilir. Sıkıntı kula eziyet değil samimiyetini belirleme, sağlam olmayan bedenini çelikleştirmeye, sabırla olması gerektiğini hatırlatmaya, kapalı gönül kapıların kapattın aç onları demektir. Ey kul nimetler geçicidir, her şeyi seni âlemi yaratan Yüce Allah var olduğuna iman et, ona secdeye var beş vakit, her şeyi sana verenin Yüce Allah olduğunu bil gerektiğinde söyle şükür et nimete, azgınlıkta bulunma…
Hadis-i şerifte buyuruyor ki nur kokan gül kokan Peygamberimiz:
Yaratan Rahman… İle olunca tam olur kuluna şefkati, sen şefkat ile yaklaştığını sardığını görürsün hisseder anlarsın, hele birde günde beş vakit namazla birleşince bambaşka bir âlemin kapısını açar san Yüce Rahman, Ötelere doğru bir yolculuk hazırlık, karşılamanın güzelliği başlar, ilk durak ve son durak arasında sabır merhamet güller dikmeni sevap kazanmanı gönül kazanmanı ister ve sana yolunu gösterir. Allah rızasını Resul rızasını imtihanı da kazanman lazım onunla olunca zaten kazanırsın, Yüce Rahman ile olunca, onunla olup ta kaybeden mi var âlemde, tabii ki hayır onunla her an olan hep kazanır. Haydi, günde beş vakitte beş dakika ayırmaya, doksan dakikalık maça ayırdığın vakit kadar değil dokuz dakika komşunu ziyaret etmeye, haydi sabırla ”tevekkül” teslimiyet ile sıkıntıları atlatmaya, şükür ile olmaya yüce Rahman ve gül kokan Resul yanına varmaya…
Bediüzzaman hazretlerinin bu sözü yerinde ve çok hakikatlidir. Bu sözün hakikatini üzerinde, hareketlerinde amelinde, fiilinde, başarısızlık ve samimiyetini göstermeyen nice ahmak ve kâfir, cahil, divane, zalim insanlar gelmiştir bu dünya ya. Öyledir az biraz sabırla olması gereken kul veya imanı kabul etmesi yüce Allah (c.c.) secde etmesi günde beş vakit namaz kılması gereken kul, yüce Allah (c.c.)’ın saadet ve nurlu huzuruna varmaktan kaçmakla kurtulacağını sanan bir zavallıdır.
Dünya da rahat bir ev almak için dünyanın parasını döken, tatiller için gereksiz paralar harcayan kullar, ahiret dünyası için kılını kıpırdatmaktan aciz veya duyarsız veya bir fakirin ihtiyacını görmek yerine banyoya yeni granit bilmem ne, döşemeleri bilmem Fransız kumaşı ile döşemek eve modern bir görüntü veriyor diye milyarları harcar, bir fakiri üç beş gün doyurmaktan kaçar ondan sonra da sıkıntıya düşüncede ya isyan eder ya da yasa dışı yollara başvurur. Nefsi onu kandırır iken gereksiz harcamalar ile Yüce Allah’ın bir sözünü dahi tutmaz ve hali ile imtihanı da geçemez dünyası güzel olsa da ahireti kötü olur gider.
Ne kadar sürerse sürsün ömür, ne kadar sıkıntı olursa olsun kul yüce Allah’a teslimiyet ve” tevekkül” sabırla olursa bakarsın ömürde bir gün bir anda bakarsın sıkıntıların biter, gülümsersin, tebessüm eder gönlün hiç solmayan Rahman’a secdenin güzelliği ile imanın tevazu gülüşü ile sabrın rızası ile… Sıkıntı çektiğin anları unutursun hatta üzüldüğüne güler geçersin. Çünkü sıkıntının yanında sabırla kurtuluş yan yanadır, az sabır tevekkül ve yüce Allah’a bağlılıkla güzel güzel ibadet ile her şeyi her sıkıntıyı kul anında atlatır atlatmasa bile umutla bekler ve biteceğini bilir. Sıkıntı kula eziyet değil samimiyetini belirleme, sağlam olmayan bedenini çelikleştirmeye, sabırla olması gerektiğini hatırlatmaya, kapalı gönül kapıların kapattın aç onları demektir. Ey kul nimetler geçicidir, her şeyi seni âlemi yaratan Yüce Allah var olduğuna iman et, ona secdeye var beş vakit, her şeyi sana verenin Yüce Allah olduğunu bil gerektiğinde söyle şükür et nimete, azgınlıkta bulunma…
Hadis-i şerifte buyuruyor ki nur kokan gül kokan Peygamberimiz:
Rüzgâr tozu dumana katar ve sonunda sakinleşir, etrafta ne kadar pislik çalı diken varsa alır götürür, çelik duvarla kaplanmış sabırla yol alırsan rüzgâr temizler gönlünü, seni yıkmaz silkeler ayırttırarak kendine getirir…Ey ömrüm ey gönlüm sen sabırla ol isterken sadece yüce Rahman’dan iste sabırla, acılarına şifanın kaynağı olan Rahmandan iste secde ile dua ile şükür ile ol…Ey ağlarken susan gönlüm, ağlayışla çökme diril, yeşert gözyaşlarınla içinde kuruyan merhamet çiçeklerini, dağıt etrafında kim varsa bu merhamet çiçeklerini, gömme mecnun aşkı gibi merhameti çöllere kumların içine, yoldaş ol merhamete veya bırak o sana yoldaş olsun alsın seni ötelere taşısın. Zirvesinde ve dibinde etrafında gülücükler estiren merhametin kapısını gönlünde kapatma aç sonuna kadar, ikram et insanlara ikram bulasın, hele yaralı bir gönle merhametle yardımla dokun ve o muhteşem gülüşünü gör ve hayran kal ve Yüce Rahmana şükür secdesine varırsın…
Yaratan Rahman… İle olunca tam olur kuluna şefkati, sen şefkat ile yaklaştığını sardığını görürsün hisseder anlarsın, hele birde günde beş vakit namazla birleşince bambaşka bir âlemin kapısını açar san Yüce Rahman, Ötelere doğru bir yolculuk hazırlık, karşılamanın güzelliği başlar, ilk durak ve son durak arasında sabır merhamet güller dikmeni sevap kazanmanı gönül kazanmanı ister ve sana yolunu gösterir. Allah rızasını Resul rızasını imtihanı da kazanman lazım onunla olunca zaten kazanırsın, Yüce Rahman ile olunca, onunla olup ta kaybeden mi var âlemde, tabii ki hayır onunla her an olan hep kazanır. Haydi, günde beş vakitte beş dakika ayırmaya, doksan dakikalık maça ayırdığın vakit kadar değil dokuz dakika komşunu ziyaret etmeye, haydi sabırla ”tevekkül” teslimiyet ile sıkıntıları atlatmaya, şükür ile olmaya yüce Rahman ve gül kokan Resul yanına varmaya…
