Son günlerine yaklaştığımız haziran ayının bir özelliği var; skolyoz farkındalık ayı olması. Skolyoz, görülme sıklığı %0,2-6 arasında değişen, çeşitli sebeplere bağlı olarak omurganın sağa - sola eğrilmesi ya da kendi etrafında dönmesiyle oluşan bir omurga problemidir. Kız çocuklarında daha çok görülürken, Türkiye’de toplam 150.000 den fazla çocukta skolyoz bulunduğu düşünülmektedir. Skolyoz olgularının %80 lik kısmında skolyozun neye bağlı olarak geliştiği anlaşılamazken, sinir ve kas hastalıkları(CP,muskuler distrofiler vb), doğuştan gelen anomaliler,omurga tümörleri ve enfeksiyonları gibi nedenlere bağlı olarak skolyoz oluşumu görüldüğü bilinmektedir.
Genellikle gelişme çağının başındaki çocuklarda omuz seviyelerinin eşit olmaması, sırtın bir bölümünün diğer bölümlerine oranla daha kabarık durması, kalça seviyelerinin eşit durmaması gibi bulgular aile tarafından fark edilerek bir uzmana başvurulur, radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılarak skolyozun yeri, seviyesi ve derecesi belirlenerek kesin teşhis konulur. Skolyozun erken yaşta teşhis edilmesi önemlidir, erken dönemden itibaren uygulanacak doğru bir egzersiz programı ve eğer ihtiyaç görülürse daha ileri aşamalarında korseleme ve egzersiz uygulamasıyla hem skolyozun ilerlemesi durdurulabilir hem de gerilemesi sağlanabilir. Cerrahi düşünülmesi durumunda sadece eğriliğin derecesine göre değil, kişisel özelliklere, beklentilere ve skolyozun yaşam kalitesinde yarattığı etkilere göre karar verilmesi gerekmektedir.
0-20 derece arası eğriliklerde fizyoterapistle egzersiz,
20-40 derece arası eğriliklerde korseleme ve fizyoterapistle egzersiz,
40 derece ve üzeri eğriliklerde ise gerekli görülmesi durumunda cerrahi ve mutlaka cerrahiden önce de sonra da fizyoterapistle egzersiz uygulamalarının yapılması gerekmektedir.
En iyi tedavi seçeneği, kişiye en uygun olan tedavi seçeneğidir. Çünkü skolyoz, parmak izi gibi bireyseldir ve tedavi seçenekleri ve dereceleri kişiye göre değişim göstermektedir. En önemlisi, cerrahi kararı verilsin veya verilmesin, skolyozlu bireyin mutlaka egzersizle desteklenmesi gerekliliğidir. Cerrahi gerektirmeyen skolyozlarda egzersiz düzeltici rol oynarken; cerrahi gerektiren skolyozlarda egzersiz, ameliyata hazırlayıcı veya ameliyat sonrası elde edilen pozisyonu koruyucu rol oynamaktadır.