adanali
Yeni Üye
- Katılım
- 20 Eki 2019
- Mesajlar
- 11,158
- Tepkime
- 0
- Puanları
- 36
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web
- bilgilihocam.com
- Credits
- 0
Günümüzün en sık rastlanılan ve günden güne yaygınlaşan psikolojik rahatsızlığı olan sosyal anksiyete bozukluğu, ergenlik döneminde başlayan ve hayat boyu sürebilen bir rahatsızlıktır. Genellikle eleştirilmekten korkma, hor görülme, alay edilme ve yargılanma korkusu ile başlayan bu süreç ileride daha çekilmez bir hal alabiliyor. Bir diğer adı sosyal fobi olan bu rahatsızlık terapiler sonucunda en aza indirilebiliyor. Bu yazıda da sosyal anksiyete bozukluğu nedir sorusuna yönelik kapsamlı cevaplar bulabilirsiniz.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Sosyal anksiyete bozukluğu, hayatın belli dönemlerinde ortaya çıkabilen ve gerekli önlemler alınmadığı sürece devam edebilen bir ruhsal bozukluktur. Bu rahatsızlığın özünde toplumda dışlanma korkusu ve dalga geçilip alay edilme düşüncesi bulunuyor. Bu da hastalıktan mustarip olan kişinin toplum içerisinde kendisini rahatsız hissetmesine neden olabiliyor.
Son dönemlerin en yaygın üçüncü psikolojik rahatsızlığı kabul edilen bu durum, kendiliğinden iyileşme gösteren bir hastalık değildir. Bu hastalığın üstesinden gelebilmek için uzman bir hekimden psikolojik terapi almakta fayda olacaktır.
Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir?
Sosyal Fobinin Belirtileri
Sosyal fobi, bazı belirtiler sayesinde gün yüzüne çıkan bir rahatsızlıktır. Bu belirtilerin büyük çoğunluğu toplum önünde kendini ifade etmeye çalışmada ya da yeni tanışılan kişilerle aynı ortamda bulunma sonucunda ortaya çıkar.
Belirtiler arasında terleme, kas seğirmeleri, titreme, boğaz kuruluğu, korku hali, kaygılı tavırlar, kalp çarpıntısı ve sinirlilik yer almaktadır. Bu tip kaygıları bulunan kişiler aslında kaygı duydukları durumun mantıksız olduğunun da farkındadır. Fakat buna rağmen kaygı hali uzunca bir müddet devam edebilir ve asla kendiliğinden iyileşme göstermez.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Sosyal anksiyete bozukluğu için önerilen tedavi yöntemi psikoterapidir. Bu tedavi yöntemi sayesinde hastalığın etkileri yüksek oranda yok edilir ve hasta toplum içerisindeki hayatına normal bir şekilde devam edebilir.
Psikoterapi bu rahatsızlık için en etkili yöntem olarak kabul edilse de bazı durumlarda hastaya ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. İlaç tedavisine önce düşük bir doz ile başlanır duruma göre doz artışı da uygulanabilir. Tedavilerin ardından hastada tamamen iyileşme gözlemlenebilir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Sosyal anksiyete bozukluğu, hayatın belli dönemlerinde ortaya çıkabilen ve gerekli önlemler alınmadığı sürece devam edebilen bir ruhsal bozukluktur. Bu rahatsızlığın özünde toplumda dışlanma korkusu ve dalga geçilip alay edilme düşüncesi bulunuyor. Bu da hastalıktan mustarip olan kişinin toplum içerisinde kendisini rahatsız hissetmesine neden olabiliyor.
Son dönemlerin en yaygın üçüncü psikolojik rahatsızlığı kabul edilen bu durum, kendiliğinden iyileşme gösteren bir hastalık değildir. Bu hastalığın üstesinden gelebilmek için uzman bir hekimden psikolojik terapi almakta fayda olacaktır.
Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir?
Sosyal Fobinin Belirtileri
Sosyal fobi, bazı belirtiler sayesinde gün yüzüne çıkan bir rahatsızlıktır. Bu belirtilerin büyük çoğunluğu toplum önünde kendini ifade etmeye çalışmada ya da yeni tanışılan kişilerle aynı ortamda bulunma sonucunda ortaya çıkar.
Belirtiler arasında terleme, kas seğirmeleri, titreme, boğaz kuruluğu, korku hali, kaygılı tavırlar, kalp çarpıntısı ve sinirlilik yer almaktadır. Bu tip kaygıları bulunan kişiler aslında kaygı duydukları durumun mantıksız olduğunun da farkındadır. Fakat buna rağmen kaygı hali uzunca bir müddet devam edebilir ve asla kendiliğinden iyileşme göstermez.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Sosyal anksiyete bozukluğu için önerilen tedavi yöntemi psikoterapidir. Bu tedavi yöntemi sayesinde hastalığın etkileri yüksek oranda yok edilir ve hasta toplum içerisindeki hayatına normal bir şekilde devam edebilir.
Psikoterapi bu rahatsızlık için en etkili yöntem olarak kabul edilse de bazı durumlarda hastaya ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. İlaç tedavisine önce düşük bir doz ile başlanır duruma göre doz artışı da uygulanabilir. Tedavilerin ardından hastada tamamen iyileşme gözlemlenebilir.