Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte teknolojik aletlerin kullanımı, insanların teknoloji çağına ayak uydurmasıyla oldukça artmıştır. Bu aletlerin en çok kullanılanlarını telefon, tablet, bilgisayar şeklinde sıralayabiliriz. Teknolojinin hızlı ve kolay oluşu, insanları bunlara daha bağımlı hale getirme konusunda etkili olmuştur. Bunlardan en fazla olanı ise yüzyüze ilişkinin yerine geçmeye başlayan sosyal medya kullanımıdır.
Peki bizler sosyal medyayı doğru mu kullanıyoruz? Ne yazık ki hayır. Sosyal medyada geçirilen sürenin artması insanların günlük yaşantılarının, insanlarla olan iletişimlerinin, sosyal hayatlarının olumsuz olarak etkilenmesine sebep olmaktadır. İnsanların, sosyal medyaya bağımlı hale gelip, çok uzun vakit geçirmesi ruh sağlığında ortaya çıkabilecek sorunların ihtimalini arttırmaktadır. Bireylerin sosyal medyada karşılaştıkları abartılı, gösterişli paylaşımları gören kullanıcılar, kendi yaşantılarıyla kıyaslama yapmalarından dolayı, kendilerini eksik hissedip bu eksikliği de sosyal medyada, hayatlarını olduğundan farklı göstererek abartılı, gösterişli paylaşımlar yaparak, kendi yaşantılarını diğerlerinin yaşantılarına eşit konuma getirdiklerini hissederler. Yapılan çalışmalar insanların kendi yaşantılarını, diğer insanların yaşantılarından eksik yaşadıklarını hissettikleri için depresif duygudurumunu arttırdığını göstermektedir. Yorum sayısı, beğeni sayısı, diğer insanların düşüncelerini önemsemesi, sık paylaşımlar yapması gibi etkenlerin depresyon ile bağlantısı olduğu görülmektedir.
Kişilerin bu uygulamaları sağlıklı kullanabilmesi için, gerçek hayatla sosyal medyadan oluşan sanal hayat arasında dengeli bir ilişki kurmaları gerekmektedir. Mutluluğu gelen yorum, beğeni, takip sayısına bağlamaması ve yaşadığı anları sosyal medya paylaşıp, geri bildirimlerle ölçmemesi gerekmektedir. Gerçek hayat ve sanal dünya arasındaki dengeyi kurmak gereklidir. Mutlu iken anı yaşamalıdır. Gerçek hayattaki mutluluk, sosyal medyadaki mutluluktan her zaman önde olmalıdır. Bunları yapabildiği takdirde, mutluluğa ulaşıp, mutluluğu başka yerde aramayacaktır.
Sağlıklı günler dileriz..
Peki bizler sosyal medyayı doğru mu kullanıyoruz? Ne yazık ki hayır. Sosyal medyada geçirilen sürenin artması insanların günlük yaşantılarının, insanlarla olan iletişimlerinin, sosyal hayatlarının olumsuz olarak etkilenmesine sebep olmaktadır. İnsanların, sosyal medyaya bağımlı hale gelip, çok uzun vakit geçirmesi ruh sağlığında ortaya çıkabilecek sorunların ihtimalini arttırmaktadır. Bireylerin sosyal medyada karşılaştıkları abartılı, gösterişli paylaşımları gören kullanıcılar, kendi yaşantılarıyla kıyaslama yapmalarından dolayı, kendilerini eksik hissedip bu eksikliği de sosyal medyada, hayatlarını olduğundan farklı göstererek abartılı, gösterişli paylaşımlar yaparak, kendi yaşantılarını diğerlerinin yaşantılarına eşit konuma getirdiklerini hissederler. Yapılan çalışmalar insanların kendi yaşantılarını, diğer insanların yaşantılarından eksik yaşadıklarını hissettikleri için depresif duygudurumunu arttırdığını göstermektedir. Yorum sayısı, beğeni sayısı, diğer insanların düşüncelerini önemsemesi, sık paylaşımlar yapması gibi etkenlerin depresyon ile bağlantısı olduğu görülmektedir.
Kişilerin bu uygulamaları sağlıklı kullanabilmesi için, gerçek hayatla sosyal medyadan oluşan sanal hayat arasında dengeli bir ilişki kurmaları gerekmektedir. Mutluluğu gelen yorum, beğeni, takip sayısına bağlamaması ve yaşadığı anları sosyal medya paylaşıp, geri bildirimlerle ölçmemesi gerekmektedir. Gerçek hayat ve sanal dünya arasındaki dengeyi kurmak gereklidir. Mutlu iken anı yaşamalıdır. Gerçek hayattaki mutluluk, sosyal medyadaki mutluluktan her zaman önde olmalıdır. Bunları yapabildiği takdirde, mutluluğa ulaşıp, mutluluğu başka yerde aramayacaktır.
Sağlıklı günler dileriz..