Son Konu

Sosyolojinin Doğuşuna Etki Eden Olaylar

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Sosyolojinin Doğuşuna Tesir Eden Olaylar Nelerdir,
Sosyolojinin Doğuşuna Tesir Eden Etmenler,
Sosyolojinin Doğuşuna Etki Eden Olaylar Hakkında Data

Ahali eski çağlardan bu yandan küçük veya büyük topluluklar içinde yaşar Aile, kabile, köy,şehir halkı, mektep,iş çevresi ve ordu birer topluluktur İnsan ailesinden,okuldan ve içinde bulunduğu çevreden etkilenerek, bir takım davranışlar, fikir ve inançlar edinir Çevrede büyüyen toplumsal olaylar kişiyi farkına varmaksızın etkiler Sosyoloji veya toplumbilim, insan toplumlarının yapısını, toplumlararası ilişkilerini, toplumsal grupların örgütleniş biçimlerini ve bu grupların kişisel davranışlar üzerindeki etkisini inceleyen bir bilimdir

Sosyoloji özet olarak, insanların birbiriyle ilişkilerinin bilimsel açıdan incelenmesidir Ahali daima başka insanlarla ilgilenmişlerdir Gazeteciler, yorumcular toplumun günlük yaşamındaki dikkati çeken olayları durmadan toplayıp yayarlar Tarihçiler genelde ulus yöneticilerinin nasıl davrandıklarına ilişkin arşiv tutarlar Ozanlar ve öykücüler sosyal ilişkiler üzerinde odaklaşırlar Belirtilen çevre koşulları aşağı insanların nasıl davranacağını kendi bellek ve imgelerinde bitmiş kurgularlar Filozof ve din bilimciler insanoğlunun nasıl davranması gerektiği üstünde dururlar,yorumlarını öncel data ve deneyimlerinin üzerine dayandırırlar

Toplum bilimci olarak da bilinen sosyologlar, toplumsal gruplarla ilgili araştırmaları yürütür, sonuçlar çıkarır ve bu sonuçlardan kalkarak, bazı toplumsal sorunlara çözüm önerileri getirir Sosyologların incelediği bu gruplar, aile gibi minik, siyasal örgütler veya sendikalar gibi büyük kurumlar olabilir

Sosyolog,kişiler üzerinde de uzmanlaşmıştır ama sosyoloğun görevi burada bitmez O daha derine gider Çünkü sosyoloji sosyal davranışa yönelen bilimsel bir yaklaşımdır Sosyolog, gazeteci ve tarihçinin yeteneklerine, olur ya de bir ozanın ya da filozofun sezgilerine sahip olmalıdır; ama bu yetmezSosyolog verilerini nasıl toplayacağını ve gözlemlerinin sonuçlarını nasıl tahlil edeceğini de bilmelidir Grup yaşamının sosyolojik incelemesi, grup yaşamının sosyolojik yorumu ile birlikte gitmelidir

Sosyoloji konusunda birincil gerçeğe yakın yaklaşımlar doğu medeniyet dünyasından gelmeye başlamıştır Zaten Ortaçağ ’da Avrupa büyük bir sefaletin içerisindeydi ve de böyle bir ortamda bilim de gelişemezdi

Hristiyan düşünürler, eski Yunanlılar Rönesans ’a değin Hristiyanlığın skolastik katı felsefesinin etkisi aşağıda bir ilerleme gösterememişler, bireysel ve toplumsal sorunlara yaklaşamamışlardır Buna rağmen İslam dünyasında Abbasiler devrinden başlayarak kentsel İslam uygarlığında düşüncenin özgürce oluştuğunu ve eski Yunan felsefesinin Arapça ’ya çevrildiğini görüyoruz Bu zamanda toplumla en çok ilgilenen İbni Haldun (13341406) olmuştur İbni Haldun ’a tarafından biyoloji ile ilgili hatta tüm doğal varlıklar gibi toplumlar da doğar, gelişir ve ölürler İbni Haldun ilk defa devlet ve toplum ayrımını yapmış ve toplumsal yaşamın millet için zorunluluğunu dile getirmiştir

İbni Haldun fikirleriyle gelişmenin sürekliliğini reddetmektedirOna göre her toplumun evriminde göçebelik,kabile yaşamı ve şehirsel devlet olmak üzere üç evre vardırBütün bu yanlış değerlendir melerine rağmen,tarihe sosyolojik bir içerik kazandırmak isteyen düşünür İbni Haldun olmuşturEn önemli eseri olan Mukaddime ’de şehir halkı yaşamını incelemiş ve modern bilimin esas özelliği olan geçerli usul anlayışını geliştirmiştir İbni Haldun toplumsal olayların ve bunların tarihsel sürecinin belirlenmiş kanunları ve bu kanunların dile getirdiği nedennetice ilişkileri bulunduğunu söylemekte ve akılcılığa dayanmaktadır

Lakin daha sonraki yy ’larda İslam dünyası bilimsel düşünceden uzaklaşıp yanlışlıklara düşmeye başlayınca ve de Batı dünyası da Arapça ’dan eserleri tercüme etmeye başlayıp Birincil çağlarda kendi yazdıkları eserleri yeniden incelemeye başlayınca aydınlanma çağı Avrupa için başlamış oldu ve de yozlaşan kilisenin baskısı kırılıp gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca da,bilime verilen değerinde arttı,Batı dünyası ilerleyip gelişerek Dünyanın merkezine oturdu

Sosyolojinin bir bilim olarak doğuşunda etkin olan düşünürler 17 ve 18 yüzyıllarda ortaya çıktıFransız Devrimi ve Sanayi Devrimi Avrupa ’da büyük sarsıntılara niçin olmuş,kayda değer toplumsal ve ekonomik değişimlere yol açmıştıToplumların bilimsel olarak incelenmesi ve sorunlara çözüm arayışları 19 yüzyılda,felsefe ile bilim aralarında belirli bir ayrıma yol açtı

19 yüzyılda Saint Simon, Proudhon,Auguste Comte, Karl Marks kadar kurulan sosyoloji terimini ortaya koyan ise Compte ’tur Ilk sosyologlar biyoloji ve evrim kuramlarından etkilendiSosyoloji terimini ilk olarak kullanan Fransız düşünür Auguste Compte (17981857),toplumun yapısını ve toplumsal değişmenin tarihini incelediNesnel araştırmayla kazanılmış data dışındaki bilginin değeri olmayacağını savunan Compte bir bilimler sıralaması yaparak,en yeni bilim olan sosyolojinin tüm bilim dallarını birleştirici niteliğini vurguladı Compte ’a kadar sosyoloji,toplumsal olaylara özgü temel yasaların olgulardan yararlanılarak incelenmesine dayanıyordu

Fıransa ’ya sosyoloji ’yi getiren Emile Durkheim ’dir; en favori temsilcileri Hauss Simiand Halbwachs olan bir okulun önderi olmakla kalmadı, hukuk, etnoloji, iktisat gibi özel sosyal bilimlere sosyoloji anlayışını soktu Almanya ’da sosyolojinin konusu üzerine uzun tartışmalara girildi; sosyoloji sosyal biçimlerle ilgilenmeli ama bu biçimlerin içeriğiyle uğraşmamalıydı( Simmel Won Wiese vb ) bu tartışmalardan sonra Max Weber ’in etkisi ağır bastı; Ona tarafından sosyal hayatın ideal tiplerini ortaya ayarlamak, onların yardımıyla insan toplumlarının davranışlarını önce anlayışlı olmak, sonrada açıklamak gerekirdi ABD ’de Fransız FLe Play ’in sosyolojide deneysel araştırma üstüne görüşleri 20 yüzyılda son derece yaygın ve etkin bir gerçekleşme ortamı buldu; Fakat bu sosyoloji izah etme düzeyini aşamadı, her türlü kaygısının yerini diyagramlar aldı

Sosyoloji tarihi ile uğraşan bazı yazarlar, modern anlamda sosyolojinin kurucusu olarak Auguste Comte ’u değil Saint Simon ’u gösterirler Saint Simon ’a kadar bir toplumdaki yapılar, kurumlar, bilgiler ve inançlar tarihsel süreç içerisinde sürekli bir mutasyon halinde bulunurlar Saint Simon ’un toplumsal fizyoloji, beşeri bilim ya da serbest bilimi diye adlandırdığı sosyolojinin temel görevi, toplumu hareket ve dönüşüm halinde incelemektirBu görüşe kadar, toplumun görevi bireylere yok, doğaya baskın almak ve onu biçimlendirmektir Toplumu geniş bir atölye ’ye benzeten Saint Simon ’a kadar toplumun hakiki olan tüm kuvvetleri sanayide toplanmaktadır Simon ’a kadar her toplum düzeni mutlak surette o toplumun sahip olduğu ekonomik inşa ile belirlenir

Sosyoloji 19 yüzyılın sorunlarının ve sosyal buhranlarının gerektirdiği bir bilim dalıdırBu bakımdan,sosyal olaylara nesnel olarak yaklaşmak,sosyal doğrusu sosyal mutlağı kabul etmeyerek olayları birer eşya gibi ele alarak araştırmak,gözlem ve deney yollarını ihmalkârlık etmemek zorundadırBundan sonra,sosyal olayların ortaya çıkışında etkili olan faktörlerin tespiti yük kazanır

Günümüzde sosyoloji günden güne yeni yeni dallara bölünmektedir:genel sosyoloji;özel topluluklar ve toplum sınıfları sosyolojisi;sosyal morfoloji ve ekoloji (dış ortam);iktisat ve sanayi sosyolojisi; sosyal psikoloji;data sosyolojisi;din sosyolojisi; hukuk sosyolojisi;etik sosyolojisi,sanat sosyolojisi;dil sosyolojisi;eğitim sosyolojisi; sosyolojik etnolojiBütün bu dalların birleşmesini sağlayan nokta sosyolojinin çeşitli özel sosyal faaliyetleri ve öbür görünümleri (teşkilatlar, örnekler, semboller, zihniyet vb) kendi bölümlerine indirgenemeyecek bölümler halinde ele almasıdırKısaca denebilir ancak,sosyoloji bir yandan kuram ile deneyde kullanılan çalışmalar arasında sıkı bir bağlantı ararken,gitgide daha görece ve pluralist bir nitelik kazanmıştırÖte yandan Saint Simon ’dan bize gelen ve şu anda o kadar yaygınlaşan bir deneyimle insan biliminin bir parçası olmuştur

Toplumsal gerçeğe bir tamamen görmek,tahlil etmek gerekir Oysa sosyoloji, toplumsal gerçeğin bütününü anlayış,tahlil ve yorumlama konusunda yeterli değildirböylece, sosyoloji ilk önce edinmek üzere tüm insan bilimleri,toplumsal gerçeği birbirleriyle müşterek ilişki içerisinde inceler
Toplumların yaşadığı coğrafi bölgeler farklılıklar göstermektedir ve bu da o bölgenin yapısından nedeniyle toplumların farklılaşmasına yol açmaktadırBu yüzden coğrafya ile sosyoloji aralarında, bir takım uzmanların aksine kendimce dolambaçlı değil dosdoğru bir temas vardırÖrneğin bizim yapımız Avrupa ’ya tarafından daha değişiktirÇin daha da ayrı bir toplumsal yapıya sahiptirCoğrafya uzaklaştıkça toplum kültür ve yapıları da değişiyorBu yüzden sosyoloji ile coğrafya arasında sıkı bir ilişki vardır

Sosyoloji sosyal olayların sebep ve neticeleri üstünde durduğu için tarihten faydalanmaktadır Sosyal olaylar ve sosyal teşekküller birer tarihi gerçektir Kayıtlı bir tarih döneminde ortaya çıkarlar,o dönemin izlerini taşır ve dağıtılmış şansın dönmesi gösterirler Bir sosyal bilim olarak tarih, sosyal olayların sebep ve neticeleri üstünde Sosyoloji gibi durmaz Sosyal olayların sebep ve neticeleri üzerinde durmak ve sosyal olayların kanunlarına varmak sosyolojinin görevidir Tarih, sosyolojiye hemen hemen bir laboratuar gibi tezgâhtar olurSosyal olaylar, bir fiziki durum gibi istenilen süre ve yerde tekrarlanabilen olaylar değildir Bu bakımdan sosyoloji tarihi metottan faydalanır

Birer sosyal bilim olan Sosyoloji ve Psikoloji ilgi alanlarının farklı olmalarına karşın, iki taraflı bir alanda buluşabilen bilimlerdirSosyolojinin toplum gerçeğinden,Psikolojinin ise, ferdi tutum ve ruhi açıdan aynı realiteye bakışları, aslında sosyal realitenin açık ve seçik olarak incelenebilmesi ve aydınlığa kavuşturulabilmesi için faydalı olmaktadırSosyal olaylar fertler arasında ortaya çıkan ya da fertleri ilgilendiren olaylardırFertler ise ruhi olayların görüldüğü sahneler sayılabilirToplum da fertlerin toplamı olduğuna tarafından,her sosyal olayın aynı zamanda ruhi durum olabileceği ileri sürülebilir Sosyal olayın kaynağının ferde indirilebileceği ya da en azından fertler arası kabul edilebileceği görüşü Psikolojiye tartı tanıyanlarca kabul görmektedir

Sosyolojik doktrinlerin,lüzum Felsefenin Sosyoloji üzerinde etkin olduğu dönemde, lüzum Sosyolojinin modern safhasında, ferdi organizmayı ele alarak sosyal topluluklarla karşılaştırma alışkanlığı vardır Nitekim,cemiyeti bir organizma olarak düşünen sosyal bilimcilerin sayısı epeyce fazladırFerdi organizma ile cemiyet arasında ilişki kurarken hareket edilen nokta,bir organizmanın hücreleri yani sosyal gruplar arasındaki iş bölümüdürBu konu üzerine eğilen Spencer ’e tarafından,lüzum ferdi organizmada,gerek sosyal (cemiyet) organizmada aynı gelişme söz konusudurGerek inşa bakımından,gerek yükselme bakımından ortaya meydana çıkan gelişme benzerlik hali taşımaktadır Beşeri hayat üstünde mutlak olarak etkin olan biyolojik faktördür Bu tesir,coğrafi kadercilik yanında bulunan antropolojik bir kaderciliğe değin varabilmektedirBütün tarih biyolojik bir gelişme sürecinden başka bir şey değildir 20Yüzyıl sosyologlarından R Worm ’a kadar,ferdi organizmada nasıl hücreler arası bir işbölümü var ise cemiyette de sınıflar ve meslekler arası bir işbölümü ve dayanışma vardırSosyoloji ile Biyoloji aralarında ilişki kuran sosyal bilimcilerin bir grubu ‘‘organizmacı ’ ’görüşü temsil etmektedirlerBuna göre,eksik ya da çok,toplumların gelişmesi organizmadaki gelişmeye aynı

Sosyoloji ve Biyoloji, ırki yönden de bağdaştırılıp görüşler geliştirilmiştir ama bu bence çok da dürüst değildirTek bir insan ırkı hangi milletten olursa olsun oluşturulamazHer halk farklı alanlara yönlendirilmiş etkileşimler sonucu diğer kavimlerle akrabalıklar kurmuş ve de saf bir tek model insan ırkı meydana getirmek ve bunu müdafaa etmek bu yüzden imkansızdırBunun acı deneyimleri 19391945 Nazi Almanya ’sında bütün vahşetiyle yaşanmıştırÜstün Alman ırkı uğruna ideal fizikte ve yapıda olmayan insanlar dışlanmıştırDiğer ırktan insanlara katliamlar yapılmıştırIrki yönden ahali yerine, toplumsal kültür ortaklığı yönünden müşterek paydalar göz önüne alınırsa örneğin Türk olmayan birisi Türk kültürünü benimsemişse, Türk toplumuna harmoni sağlamışsa ona senin ırkın öbür denilemezAtatürk ’ün benimsemiş olduğu insanlar anlayışı da böyledir: Kendini Türk hisseden herkes Türk ’tür(veya başka milletten hisseden… vs)

Sosyoloji ve iktisat arasındaki ilişki natürel ihtiyaç olarak doğmuşturİktisadi hayatın en basitinden en gelişmiş şekillerine kadar ortaya çıktığı zemin toplum veya cemaat tipi bir beşeri organizasyondurİktisadi etkinlikler ferdin ve özellikle fertlerden meydana gelmiş bir yapının dıştan düşünülemeyeceğine göre,iktisadi hadiseyi ele bölge iktisat ile toplumun bütününe eğilen Sosyoloji aralarında yakın bir ilişki bulunurİktisadın kapsamına giren imal,tüketim,mübadele,kıymet,iş bölümü ve dağılma gibi konular iktisadın kapsamına girdiği gibi ,bunların ilk önce birer sosyal ilişki ve fertlerle fert,fert ile toplum arasında doğuracağı karşılıklı etkiler de göz önünde tutulursa,iktisadi olarak düşünülen olay aynı zamanda sosyal bir olaydırBütün iktisadi etkinlikler insanları iki taraflı sosyal ilişkiler düzeni içinde bulunmaya sevk ederHiçbir iktisadi sistem kendi yapısından tecrit edilerek uygulanamaz

İktisat sosyolojisi,İktisat ve Sosyolojinin kapsamına giren alana sosyolojik bir yaklaşımdırİktisat Sosyolojisi, İktisat ve bağlı disiplinlerinin kuramsal çerçevesine sosyal ve kültürel boyutu sokan, kuram ile pratiği birleştiren,görünmeyen ile somutu kaynaştıran bir bilim dalıdır İktisat sosyolojisi iktisat ile sosyal kurumlar ve disiplinler arasındaki etkileşime sosyolojik açıdan eğilmektedir İktisat sosyolojisi,iktisat işlemleri, ilişkileri ve süreçleri sosyal boyuttan hareketle, sosyal tabana oturtarak inceleyen bir özel disiplindir Toplumdaki ayrı kurumların iktisadi yaşam üzerindeki etkilerini ve yönlendirici tesirlerini ele alan İktisat Sosyolojisi, İktisat biliminden de bir takım yönlerden ayrılır İktisadirasyonel tercih, faydayı en çoklaştırma, karın azamileştirilmesi, değişmeyen sabit göstergeler ve değişkenler olmaktan fazla, sosyal hayatın bir parçasıdır

Yeni büyüyen ve Dünya toplumlarını yakalamaya çalışan gelişmekte olan devletler sosyolojik ilerleme temin etmek için gelişmiş ülkelerdeki sistemleri kendi ülkelerinde uygulamaya çalışırlar Toplumun bu gelişmelerin ön safhalarını yaşamamış olmasından nedeniyle hazır gelen yeni uygulamalar her türlü fırsat sağlansa bile kabul görmeyebilir Örneğin hemen gelişmeye çalışan Doğu Avrupa ülkelerinde eski Komünist sistemden kaynaklanan alışkanlıklardan nedeniyle lüzum bağımsızlık piyasa ekonomisine geçişte gerekse devletin etkisini kısıtlayan özelleştirme konularıyla ilgili sorunlar ve eksiklikler yaşanmaktadır Bu da her toplumun öbür bir gelişme ve değişiklik geçirdikten sonradan bulunduğu noktaya geldiğinin göstergesidir devamlı bu süreç hızlandırılmaya ya da değiştirilmeye çalışıldığında bazı safha eksiklikleri nedeniyle bocalamalar yaşanabiliyor

Çağırmak oysa insan bilimlerinden hiçbiri,kimsesiz toplumsal geçeğe sahip çıkma durumunda değildir bu nedenle, sosyoloji öteki bilimlerin hipotez, kavram, yöntem, veri ve bulgularından yararlanmak durumundadır Fakat sosyoloji, diğer insan bilimlerinden bambaşka olarak; toplumsal gerçeği parçalayarak ve onun bir boyutunu ele alarak yok, bütününü inceleyerek açıklar böylece kimi sosyologlar, diğer insan bilimlerinin sosyolojinin çatısı aşağıda toplanması gerektiğini öne sürmüşlerdir Bu öne sürüşün arkadaki planını oluşturan ‘toplumu bütünüyle açıklama ’ çabası, sosyolojide uzun vakit etkili olmuştur

Toplumsal sorunların incelenmesinde seçilen yöntemin uygulanabilmesi için kullanılan araçlara araştırma tekniği denir Soyut bir kavrama olan yöntem, araştırma tekniği ile somutlaşır Diğer bir deyişle,araştırma tekniğini yaratan yöntemdir Yöntem, araştırma tekniği aracılığıyla uygulanır Anket,monografi, durum incelemesi, sosyometri birer araştırma tekniğidir Bu tekniklerin bilimsel araştırma sürecinde uygulanırken izlenilmesi gereken aşamaları şunlardır:
Araştırılacak konuyu tahsis etmek ve anlatmak,
Konu ile ilgili bilgileri biriktirmek,
Varsayımı (hipotezi) ortaya koymak,
Veri toplamak ve bu verilerin analizini yapmak,
Tahmin ile ilgili sonuçlara ulaşmak

Anket, monografi, durum incelemesi, sosyometri ve istatistik bilimi gibi araştırma teknikleri kullanılırken, incelenen toplumun nesnel koşulları hiçbir vakit gözden uzak tutulmamalıdır

Modern Sosyolojinin önemli bir etkinlik alanı da sosyal hareketlerdir Sosyal hareketler, topluma yönelmiş reformcu ve inkılapçı nitelikteki eylem biçimleridir bu nedenle bir alt disiplin olarak sosyal hareketlerin sosyolojisi; uygunluk ve çatışma gibi iki süreci kapsar Toplum gerçekleri ile fertlerin istekleri arasındaki dengesizliklerin sonucu olarak beliren farklılaşmalar, sosyal hareketlerin sadece bir yönünü verir Buda çoğunlukla toplum kurallarına karşı başkaldırma, protesto ve ajitasyon şeklinde ortaya çıkar

Her toplum kayıtlı bir etkileşim rotası içindedir Bu etkileşim ve metamorfoz bazen olumlu ara sıra olumsuz olabilir Örneğin, ülkeler arası bilimsel teknolojik etkileşimler olumludur Ama kültür etkileşiminde bambaşka bir kültürden kendi kültürünü yok edecek dek fazla etkilenirsen bu negatif bir etkileşmedir Çünkü milleti insanlar yapan en kayda değer unsurlardan biri de o milletin kendine has kültürüdür Etkileşme olmalıdır lakin aşırısı deformasyona neden olur Toplumsal değişme her toplumda olur Kayda Değer olan ileri dürüst bir değişiklik olmasıdır Sosyoloji bunları inceler ve de yapıcı yaklaşımlar sunmaya çalışarak sorunlara ışık tutmaya çalışır

Bu hazırladığımız bilgilerle ilgili fikirler görüşler, sosyal değişimler sebebiyle her dönemde farklı algılanmış ve millet kendi yaşadıkları çağa kadar hareket etmişlerdir Görüşler; Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, sözünü haklı çıkarırcasına aralıksız değişmekte ve de yeni yaklaşımlar hakiki doğruyu bulmak üzere ortaya atılmaktadırlar Belki de ilerleyen yüzyıllarda bu yaklaşımlar da eskiyecek, bu açıkladığımız bilgiler de geçerliliğini kaybedecek Bu yüzden toplum yaşamış bir organizmadır ve zamanın onları hangi toplumsal değişimlere sürükleyeceği, hafıza fırtınasının yönüne göre değişecektir *
 
Üst Alt