Bugünkü indirim tavsiyelerimiz benim en çok sevdiğim türlerden biri olan bulmaca oyunları hakkında olacak. Yine 5 tane oyun tavsiyem var ama bu sefer bilmediklerimi öğrenmek adına sizden de tavsiyeler isteyeceğim, en sevdiğiniz bulmaca oyunlarını yorumlarda yazarsanız birlikte yeni oyunlar da keşfetmiş oluruz.
Bu liste için seçtiğim tüm oyunlar oldukça uygun fiyatlı ve aldığınıza pişman etmeyecek cinsten. Tabii bazılarında beyninizi yakmayı baştan kabul etmeniz lazım, sonra şikayet etmek olmasın
Steam yaz indirimleri süresince önerdiğimiz tüm oyunlara topluca şuradan erişebileceğinizi de hatırlatayım.
Glass Masquerade
Yapboz yapmayı sevenlerden misiniz? Ben bayılırım ama artık eskisi kadar vakit ayıramıyorum, daha doğrusu artık yaptığım puzzleları asacak yerim kalmadı desem daha doğru olur. Hal böyle olunca da insanın içinde alevlenen yapboz isteğini farklı şekillerde karşılaması gerekiyor ve burada da devreye Glass Masquerade giriyor.
Yapboz deyince aklınıza klasik parça kesimlerine sahip bir şeyler gelmesin, burada yaptığımız yapbozlar tamamen vitray çalışması ve cam parçaları şeklinde. Bu parçaları çerçevenin kendisi dışında hiçbir ipucuna sahip olmadan yerleştirerek birbirinden nefis vitray görsellerini ortaya çıkarmaya, hatta süre konusunda da kendimizle yarışmaya çalışıyoruz.
Glass Masquerade'nin iki oyunu var ama ben özellikle ilkini önereceğim başta. Çünkü ülkeler ve bu ülkelerle özdeşleştirilen vitray görselleri muhteşem; ejderhalar, maskeli balolar, kalyonlar. Zaten sayfasındaki resimlerde de oyunun o müthiş grafik tarzını görebilirsiniz. Fiyatı da pek uygun.
Hidden Folks
İnanılmaz şirin grafikler? Burada. Müthiş komik ses efektleri? O da tamam. Kolaydan başlayarak beyin yakmaya kadar uzanan zorlukta bölüm tasarımları? Olmaz mı? Alın size Hidden Folks.
Hidden Folks bence tam bir cevher, bugüne kadar oynadığım en eğlenceli bulmaca oyunlarından biri. Tamamı ağızla yapılmış ses efektleri için bile alınır desem lütfen sözüme güvenin Hani eskiden Wally Nerede (bizdeki ismiyle Gezgin Veli) bulmacaları olurdu ya, karmakarışık bir resmin içinde kırmızı beyaz giyinmiş Wally/Veli'yi bulmaya çalışırdık. İşte o tarzı binle çarpınca Hidden Folks'un nasıl bir oyun olduğunu anlayabilirsiniz.
Bazı bölümlerde cidden devasa resimler içerisinde bizden istenen kişi veya eşyaları, birer ipucu eşliğinde bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de "aha yoksa burada mı" diye tıkladığımız her şey bizi güldürecek sonuçlar çıkarıyor ortaya.
You Must Build A Boat
O kayık inşa edilecek, o kadar! Kayık dediğime bakmayın, başta kayık görünümünde olan gemimiz oyunda ilerledikçe maşallah kocaman bir şey oluyor ve içerisinde kılıcımızı güçlendiren demirciden, karşılaştığımız yaratıklar hakkında bilgi veren kütüphaneciye, büyülerimize güç kazandıran büyücüden, iksirleriyle bize yardımcı olan bir başkasına kadar çeşit çeşit tipe ev sahipliği yapmaya başlıyor.
Böyle detaylı bir içeriğe sahip olan bir oyunun klasik bir 'üçünü eşleştir' (match tree) oyunu olması gerçekten çok acayip. Oynayabileceğim onlarca oyun dururken manyak gibi saatlerce kılıçları, asaları, kalkanları birleştirdiğim oyun ekranını hatırlayınca içime bir ürperti geldi. Sürekli tekrar eden müziği beynimin içinde dönerken 'bir görev daha yapmalıyım, bu sefer o kasayı açmayı başarmalıyım" diye diye saatler harcadım ben bu oyunun başında.
Basit bir oyun nasıl bağımlılık yapar sorusunun cevabıdır bu oyun, üstelik sudan ucuz! (aslında sudan azıcık daha pahalı ama anladınız siz beni)
The Room Three
Ben The Room oyunlarını çok seviyorum. Zor olduklarından falan değil, aksine takıldığınız yerde üst üste daha da çok şey anlatan ipuçları alma imkanınız var ve ciddi anlamda takılmanızın çok zor olduğu bir oyun serisi bu. Ama gerek karşılaştığınız mekanik aletlerin detayları, gerek çözüm sırasında karşılaştığımız animasyonlar, gerekse arkaplanda dönen gizemli hikaye her zaman çok hoşuma gitmiştir.
The Room 3, önceki oyunların bir hayli üzerine çıkan bir oyun. En güzel kısmı da az önce bahsettiğimiz 'aşırı ipuçlu' ana hikayenin dışında da gizli bulmacalar ve başarımlar içermesi. Öyle ki oyunun birden çok sonu var ve bu sonların bazılarına sadece detaylara gerçekten dikkat ettiğiniz taktirde ulaşıyor ve başarımlarını da ancak bu şekilde kazanabiliyorsunuz.
Mekanik bulmacaları seviyorsanız şiddetle tasviye edeceğim bir oyun The Room 3.
Cypher
Ben matematik mezunuyum, kendimi bildim bileli de şifreleme, kriptoloji gibi şeylere ciddi bir merakım olmuştur. Zaten nickim Decypher da bu sevgimin bir işaretidir aslında. Hatta bir ara kriptoloji dalında yüksek lisans yapmayı bile düşünmüş ama sonra 'kafayı mı yedin' diyerekten vazgeçmiştim Neyse ki Cypher gibi oyunlar var da beynimizi zorlayabiliyor, hatta şifreleme teknikleriyle beyin hücrelerimizi yakabiliyoruz.
Cypher son derece minimal bir oyun, arka planda çalan dingin klasik müzikler eşliğinde farklı kriptoloji teknikleriyle şifrelenmiş mesajları çözmeye çalışıyor, bu sırada da bu teknikler hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bazı bulmacalar kolay başlıyor ama sonrasında tüm öğrendiklerinizi kullanmanızı gerektirecek kadar zorlaşıyorlar.
Oyunun en güzel yanı her bulmaca için sadece tek bir tane, o da belli belirsiz bir ipucu vermesi. Elinizden tutmuyor, size çözümü söylemiyor, şifreyi çözdüğünüzde yaşayacağınız keyfi azaltacak girişimlerde bulunmuyor. G fcic ög fvşvapştvövb?