Son Konu

sultan 2. Abdulhamid'in olumu ve cenazesi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
sultan 2 Abdulhamid'in olumu ve cenazesi

Sultan II Abdulhamid Han’ın olum hastalığı 5 Şubat 1918 Salı gunu soğuk algınlığı ile başlamış ve uc gun sonra şiddetli bir mide ağrısıyla nefes darlığı baş gostermiştir

Sultan II Abdulhamid Han’ın olum hastalığı 5 Şubat 1918 Salı gunu soğuk algınlığı ile başlamış ve uc gun sonra şiddetli bir mide ağrısıyla nefes darlığı baş gostermiştir Eski padişaha ilk bakan doktorlar Beylerbeyi Hastahanesi’nden Nikolaki Paraskevidis, Veliaht Vahiduddin Efendi’nin ozel doktoru Alkivyedis ve kendi doktoru Atıf Huseyin Bey’dir Hastaya ilk mudahaleyi yapan bu doktorlar once kendisinden kan almışlardır O sırada nabzın, yuz kırk beş; teneffusun de altmış beşten fazla olduğu gorulmuştur



Kardeşi Sultan Mehmet Reşat Han, bu durumdan haberdar olunca hangi doktoru istiyorsa onun gonderileceğini bildirmiş, Sultan Abdulhamid ise: “Benim doktorlarım var! diyerek bunu kabul etmemiştir Olduğu gun olan 10 Şubat’ta mutadı uzere soğuk suyla aldığı duş sonrası tekrar rahatsızlanmıştır Bunun uzerine kendi doktorlarının tavsiyesiyle Akil Muhtar Bey ve Selanikli Rifat Bey Dolmabahce Sarayı’ndan getirilmişlerdir Yapılan kontrollerin ardından, kan toplanması sonucu odemleşme ile kalp ve bobrek yetmezliği teşhisi konmuştur Dokuz kez vucudundan kan alınmış fakat tum cabalara rağmen Sultan Abdulhamid, o gun saat on beşte 5 sene, 3 ay, 9 gundur ikametine tahsis edilmiş olan Beylerbeyi Sarayı’nda vefat etmiştir

imagessultan2abdulhamidinolumuvecenazesi5ad6d0c2571f3 imagessultan2abdulhamidinolumuvecenazesi5ad6d0c41744e

Sultan Abdulhamid’in olum haberi ilk once Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya iletilmiş, Enver Paşa da haberi telefonla padişaha bildirmiştir Sultan Reşat, kardeşinin II Mahmut Turbesi’ne gomulmesini ve saltanat makamında bulunmuş olan padişahlar icin yapılan merasimin aynıyla tekrarını emretmiştir Ailesi ise Sultan Abdulhamid’in, Fatih Sultan Mehmet Han Turbesi’ne defnini talep etmiş fakat Enver Paşa, Fatih Turbesi’ne hic kimsenin gomulmesinin caiz olmayacağından bahisle bunu reddetmiştir



Eski padişahın cenazesi sabah ezani saat dort bucuk sularında Bahriye Nezareti’nden tahsis edilen istimbota konarak, Beylerbeyi Sarayı’ndan once Sarayburnu’na goturulmuş ve oradan da Topkapı Sarayı’na gasl, techiz ve tekfin icin nakil edilmiştir Siyahlar giyinmiş bir kafilenin elleri uzerinde beyaz bir carşaf ve koyu renkli bir şal ile ortulu tahta bir sedyeyle Hırkai Saadet Dairesi’ne konan Sultan Abdulhamid’in cesedini hazırlamak icin iceriye yalnız Hırkai Saadet erkanı ve onde gelenler girmiş diğer eşlik edenler dışarıda kalmıştır

Sultan Abdulhamid’in techiz, tekfin ve cenaze merasiminde hazır bulunanlardan Tarihci Ahmet Refik Bey bundan sonraki sahneyi: “Sultan Abdulhamid, uryan ve biruh teneşir uzerine yatırılmıştı Hacet penceresinin yaldızlı parmaklıkları onunde mutessirane durdum Tabutun ilerisinde, Enderun erkanı, ellerini hurmetle kavuşturmuşlar, hizmete muntazır bekliyorlardı Teneşirin etrafında, ikisi yeşil, ikisi beyaz sarıklı, dort hoca, ellerinde sarı lifler, misk sabunları, dindarane bir ihtiramla naaşı yıkıyorlardı Sultan Abdulhamid’in beline doğru beyaz ve yeni bir kefen ortulmuştu Goğsunden yukarısı ve dizlerinden aşağısı acıkta idi Vucudunda uzun bir hastalığın zaafı gorulmuyordu Renginde olum sarılığı, korkunc bir sarılık yoktu, fildişinden camid bir cisim gibiydi Boyu ufak, sacı sakalı ağarmıştı Burnu cehresine nisbeten uzunca idi Gozleri kapanmış cukura batmıştı Uzun ve siyah kaşlarının vaz’ında melal ve teessur vardı Sacları alnına doğru biraz dokulmuştu Sakalı bembeyaz, uclarına doğru sararmıştı Yuzunde ihtiyarlık alameti, fazla buruşukluk yoktu Boynu incelmiş, omuz kemikleri dışarı fırlamıştı En zayıf yerleri goğsu idi Goğus ve kalca kemikleri goruluyordu Bacakları beyaz ve ince, ayakları ufaktı Vucudunda hic kıl yoktu Yalnız meme uclarında, kollarının alt kısımlarında, parmaklarının uzerinde siyah kıllar goruluyordu Kolları bitabane iki tarafa duşmuş, ayaklarının parmakları acılmıştı Vucudunun sağ tarafı bembeyazdı Sol tarafında ve arkasında kırmızılıklar goruluyordu Heyeti umumiyesi sevimli idi Beyaz bir vucut, yıkandıkca guzelleşen bir naaş yeni bir teneşir uzerinde, yıkayanların ellerine tabi uzanmış yatıyordu Naaşın karşısında, ellerinde gumuş buhurdanlar, ağalar duruyordu Herkes huşu icinde idi Butun simalarda tevekkul alametleri goruluyordu Nihayet, naaşın yıkanması bitti Sarı ipek işlemeli havlularla kurulandı, tabut yere indirildi, teneşir, tabutun yanına getirildi İcine kefenler serildi Sultan Abdulhamid’in naaşı hurmetle tabuta indirildi Kefen bağlandı, tabut kapandı şeklinde aktarmaktadır



Ardından vasiyeti gereği goğsune ahidname duası, yuzune Hırkai Saadet bezi ve siyah Kabe ortusu konulmuştur Cenazenin define hazırlanması ezani saat dokuz sıralarında son bulmuştur Hırkai Saadet Dairesi’nden cıkarılan tabut kapı onunde yuksek bir yere konulduktan, Hamidiye Camii’nin kursu şeyhi etrafına bakınarak orada hazır bulunanlara “Merhumu nasıl bilirsiniz? sorusunu yoneltip “İyi biliriz! cevabını ve helallik aldıktan sonra Şeyhulislam Musa Kazım Efendi’nin imametiyle cenaze namazı kılınmıştır Sultan Abdulhamid’in mensup olduğu Şazeli Dergahı şeyhlerinin okudukları Kelimei Tevhidler, Tekbirler ve naatlar eşliğinde Babusselam Kapısı’ndan cıkarılmıştır Onde sıra ile suvari bolukleri, inzibat askeri memurları, Bahriye mızıkası, Bahriye askeri, Piyade Kucuk Zabit Mektebi, Sahra Topcu Mektebi, İtfaiye alayı, Harbiye Mızıkası, Haremi Humayun ve Şazeli Dergahı mensupları olduğu halde tabut hurmetle taşınmıştır

Cenazeyi, İmamı evvel ve sani hazreti şehriyari ve hazini hassa, hazinei humayun ve sarayı şahane erkan ı memurları, onların ardında Veliaht Vahiduddin Efendi, şehzadeler, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Şeyhulislam Musa Kazım Efendi hazretleri, Ayan ve Meclisi Mebusan Reisleri ve milletvekilleri, İstanbul’da bulunan yabancı devlet elcileri, hanedana mensup damatlar, İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkezi Umumi Azası, İlmiye sınıfının onde gelenleri, Gayri Muslimlerin ruhani reisleri olan haham ve patrikler, musteşarlar, İstanbul Belediye Başkanı ve vekili, İstanbul vali ve vekili, Polis Emniyet Muduru muduru umumisi ve Maliye direktorleri resmi uniformalarını giymiş oldukları halde takip etmişlerdir



Bu şekilde duzenlenmiş olan Sultan Abdulhamid’in muhteşem cenaze alayı, Ayasofya’dan Sultan Mahmud Turbesi’ne kadar iki sıra asker dizili Divanyolu’nu takip ederek defin mahalline varmıştır Bu sırada cadde ve caddeye cıkan sokaklar, pencereler, damlar, ağaclar, turbe duvarları uzuntu icerisindeki halk ile dolup taşmıştır Ağlayanların haykırışları eşliğinde turbeye “Allah Allah sesleri, dualar ve tekbirlerle sokulan II Abdulhamid’in cesedi orada dedesi II Mahmud ve Amcası Sultan Abdulaziz ‘in yanında kendisi icin acılan kabre konulmuştur Boylece uzun ve dolu bir saltanat devresinin son sayfası da kapanmıştır
 
Üst Alt