Sultan 2 Selim'in Vefatı (15 Aralık 1574)
Kanuni Sultan Suleyman ve Hurrem Sultan'ın oğlu olan Şehzade Selim, 28 Mayıs 1524 tarihinde İstanbul'da doğmuştur Hurrem Sultan'a kadar Osmanlı padişahlarının haremi eski sarayda yaşadığından, cocukluğu da burada gecmiştir 1530 yılında diğer kardeşleri Şehzade Mustafa ve Şehzade Mehmed ile bir hafta suren şenliklerle sunnetleri gercekleşmiştir 16 yıl kadar devam eden saraydaki eğitiminden sonra Konya Sancakbeyliği'ne tayin edilmiştir İki yıl sonra da veliaht olarak nitelendirilebilecek şehzadelerin sancağı haline gelen Saruhan yani Manisa Sancağı'na tayin edilmiştir Kanuni Sultan Suleyman'ın oğulları arasında, bazen gizli bazen de acık cereyan eden saltanat mucadelesinde, kendisine hic şans tanınmazken, bazı hadiseler neticesinde rakipsiz kalmıştır Babası, Zigetvar Kalesi'nin fethi esnasında vefat ettiğinden, gorev yaptığı Manisa'dan İstanbul'a gelerek padişah olmuştur
İlk icraatı, babasının cenazesi icin Belgrat'a gitmesidir Kuşatma esnasında vefat eden Kanuni Sultan Suleyman'ın olumu askerden gizlenmişti Dolayısıyla devleti kırk altı yıl idare eden buyuk padişahın olum haberinin bazı sıkıntılara sebep olabileceği duşunulduğunden, yeni padişah Belgrat'a ulaştığında olum haberi askere tebliğ edilmiştir Haberi alan asker, tahmin edildiği gibi moral olarak olumsuz etkilenmişse de, Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa'nın gayretleri ve yeni padişahın ordugaha yakın bir yerde bulunması durumu duzeltmiştir Elli gun once vefat etmiş olan Kanuni'nin cenaze namazı Belgrat'ta yuz bin kişiden fazla askerin katılımıyla kılınmış ve İstanbul'a donulmuştur Yeniceriler ve Kapıkulu Ocaklarının culus bahşişiniaz bulmaları gerekcesiyle cıkardıkları ufak caplı isyan hareketinin onune gecilmiştir Tarihte ilk defa ilmiye sınıfına da culus bahşişi verilmiş ve bu durum, bundan sonra gelenek halini almıştır
Sultan İkinci Selim donemi, devlet işlerinin Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa'ya bırakıldığı bir zaman olmuştur Aynı zamanda padişahın damadı da olan Sokollu, Kanuni'nin son donemlerinde ikbali parlayan oldukca tecrubeli bir devlet adamıydı Devlet işleriyle uğraşmayı pek sevmeyen padişah, Sokollu Mehmed Paşa'nın da gayretleriyle idareyi tamamen ona teslim etmiş, neticede paşanın tam hakim olduğu bir donem başlamıştır
İkinci Selim doneminde devletin haşmeti ve gucunde pek bir değişiklik olmamıştır Avusturya ile Edirne Anlaşması imzalanmış, İran ile munasebetler dostane şekilde devam etmiştir Yemen'de Osmanlı Devleti'nin aleyhine gelişen hadiseler karşısında gereken tedbirler alınmış, zor da olsa sukUnet sağlanmıştır Portekizlilerin tehditleri karşısında Osmanlı sultanından yardım isteyen Ace Sultanlığı'na (EndonezyaSumatra) yardım icin bir donanma gonderilmiş ve bu tehdit ortadan kaldırılmıştır Rusların, Kazan ve Astarhan hanlıklarını işgal etmeleri, yeni bir Rus tehdidinin ortaya cıkmasına sebep olduğundan, Kırım hanına yardım edilerek bu durum engellenmeye calışılmıştır Hem Rusların faaliyetlerinin kontrol altına alınması hem de İran coğrafyasına yapılacak askeri harekatlarda donanmadan daha iyi bir şekilde faydalanılabilmek icin, DonVolga kanal projesi duşunulmuşse de, bu gercekleştirilememiştir Akdeniz'de hakimiyetin tesisi ve devamı icin Tunus fethedilmiş, stratejik bir mevkide bulunan Kıbrıs'ın da fethine başlanarak, Ağustos 1571 tarihinde ada tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır Kanuni doneminde başlayan ve Barbaros Hayreddin gibi buyuk bir denizcinin gayretleriyle kurulan bu hakimiyet, İnebahtı yenilgisiyle yara almışsa da, bu durum telafi edilmeye calışılmıştır
Sultan 2 Selim haremdeki hamamda ayağının kayması neticesinde duşerek yaralanmış, tedaviye rağmen 15 Aralık 1574 tarihinde vefat etmiştir Padişahlığı; sekiz yıl, iki ay, on dokuz gun surmuştur Ayasofya Camii avlusunda inşa ettirmiş olduğu turbesine defnedilmiştir
2 Selim, ordunun başında sefere cıkmayan ilk padişahlardandır Dolayısıyla kendisinden sonraki padişahlara bu konuda iyi misal olmamıştır Devlet işlerine doğrudan mudahale etmediyse de, işlerin takibini yapmayı ihmal etmemiş, Sokollu'nun icraatlarını zaman zaman denetlemiştir Başta Selimiye Camii olmak uzere Lefkoşe, Edirne ve İstanbul'da vakıf eserler inşa ettirmiş; Mekke ve Mescidi Haram'da muhtelif tamiratlar gercekleştirmiştir 2 Selim'den sonra Osmanlı şehzadelerinin sancağa cıkma usullerinde bir değişikliğe gidilerek, sadece en buyuk şehzade, veliahd şehzade sancağı olan Manisa'ya gonderilir olmuştur İlim adamlarına ve bilhassa şairlere onem vermiş, kendisi de şiirler yazmıştır En fazla bilinen mısraları şunlardır:
Biz bulbuli muhrikdemi şekvayı firakız
Ateş kesilir gecse saba gulşenimizden
(Biz, ayrılığın gul bahcesinde, oylesine ateşli ahlar eden bir bulbuluz ki, eğer sabah yeli şakıdığımız bahceden gececek olsa, ateş kesilir)