Son Konu

Timarlı Sipahi osmanlı kurumları

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Timarlı Sipahi nedir,Timarlı Sipahiler ne iş yapar,Timarlı Sipahiler hakkında bilgi,

Timar sahibi suvari askeri

Osmanlı ordusunun esası ve en buyuk kısmını timarlı sipahi denilen atlı ordusu teşkil etmekteydi Timarlı sipahiler kapıkulu sınıfları gibi maaşlı değildi Leventler ve akıncılar gibi ganimetlerle gecinmezler, yaşamaları icin devlet toprak verirdi Toprağın uzerinde koylu vardı O koyluden vergiyi timarlı sipahi toplar Bununla hem kendini gecindirir, hem de atları ve silahları devamlı hazır bulundururdu Timar, ordunun er ve subaylarına surekli askerlik hizmetlerine ve kendilerinin ve adamlarının harbe hazır olmaları, sefere cıkarıldığında hazineye yuk olmadan getirdikleri silah, malzeme ve yiyeceklere karşılık odenen bir maaş gibiydi

Selcukluların Arapca ıkta dedikleri boyle toprağa Osmanlılar, tabiri Turkceleştirerek dirlik demişlerdir Dirlikler gelirleri bakımından uce ayrılırdı Yıllık geliri 19999 akcaya kadar olan dirliğe, timar; 20000 akcadan 99999 akcaya kadar olan zeamet; 100000 akcadan itibaren gelir getirene de has denilirdi Burada gelir tamamen vergi manasındadır Yani urunun gercek değeri değil, urunden koylunun devlete verdiği vergi değeridir Bu vergiyi, diğer bazı vergilerle beraber toplamak hakkı dirlik sahibi sipahiye aitti

“Edna denilen kucuk timar sahipleri er ve erbaş; “evsaf denilen orta timar sahipleri astsubay; “ala denilen buyuk timar sahipleri kucuk rutbeli subay derecesindeydiler Kucuk zeamet sahipleri binbaşı, orta zeamet sahipleri yarbay, buyuk zeamet sahipleri albay derecesinde yuksek rutbeli suvari subaylarıydı Bu sonunculara alay beyi deniliyordu ki, sonradan Farscalaştırılarak miralay ve bugun aynı manada albay olmuştur Sancakbeyi tumgeneral ve beylerbeyi orgeneral rutbesindeki kişilerin dirliğine “has deniliyordu Vezirlerin, hanedan uyelerinin de hasları vardı En buyuk haslar padişaha aitti

İki turlu tımarlı olurdu: Tezkireli ve tezkiresiz Tezkireli tımarlılar, tımarı merkezden, yani İstanbul’da Divanı Humayundan doğrudan doğruya alanlardır Tezkiresiz timarlılar ise dirliklerini Beylerbeyinin arzı uzerine alırlardı

Bir tımarın ilk uc bin akcalık cekirdek kısmına kılıc gerisine terakki denilirdi Zira her uc bin akca icin sipahi yanında kendisi gibi atlı ve techizatlı bir asker getirmeğe mecburdur Cebeli denilen bu erler, sipahinin cocukları, kardeşleri, akrabası olacağı gibi, toprağı işleyen herhangi bir kimse de olabilirdi Bazı tımarlarda kılıc iki bin akcaya, hatta daha aza duşebiliyordu Bazı timarlarda ise en cok altı bin akcaya kadar cıkabiliyordu

Sipahi, timarın bulunduğu topraklarda yaşar, koylulerden vergisini genellikle mal olarak alır ve bu geliri kendisini ve cebelilerini gecindirmek icin kullanırdı Koylerdeki duzeni korurdu Sipahilerin, tımarları icindeki devlet topraklarını, ciftcilere dağıtırken, verdikleri vesikaya sipahi senedi denirdi Birinci Murad Han zamanında tesis edilen sipahilerin Anadolu ve Rumeli’nin Turkleşmesinde ve İslamlaşmasında buyuk hizmetleri goruldu

Rumeli tımarları, Anadolu tımarlarından dahaverimliydi Anadolu’da uc bin akcaya kadar olan tımarlar orduya bir cebeli verdiği halde, Rumeli’de uc bin akcaya kadar olan tımarlardan iki, hatta uc cebeli cıktığı olurdu Tabii tımarların uzerinde yaşayan koylu ciftcilerin Anadolu eyaletlerinde buyuk coğunluğu Turk olduğu halde, Rumeli eyaletlerinde ancak yarıya yakını Turk, yarıdan fazlası, bazı bolgelerde cok daha fazlası Hıristiyan Ortodoks, bazı bolgeler de Katolikti

Sefer ilan edilince sipahiler, Seraskerin bulunduğu yere gelir, yoklama olurlar, dirlik sipahileri ve cebelileri ayrı ayrı deftere yazılırdı “Sipahi ve cebeli falanca paşanın defterlisidir diye bilinirdi Sefere davet olunup da sefere iştirak etmeyen sipahinin elindeki timar zaptolunur, başkasına verilirdi Kanunen goturmek mecburiyetinde oldukları cebeli ve gulamı getirmeyenler ve goturup de kacanların yerlerine diğerlerini tedarik edemeyenler hakkında da aynı muamele tatbik olunurdu

Yığınak emri gelince her tımar sahibi, cebelileriyle beraber, kendi kazasının belirli yerinde toplanırdı O kazadaki timarlılar, ceribaşı denilen sipahi yuzbaşısının emrinde bulunurlardı Ceribaşı da alay beyinin emrine giriyordu Alayını toplayan alay beyi, sancak beyine gidip hazır olduğunu bildiriyordu Kendi maliyet askerini de alan sancak beyi, bu sipahi alayıyla beraber, beylerbeyine katılmak uzere harekete geciyordu Bu iş buyuk bir suratle yapılıyordu

Beylerbeyilerin izin vermesiyle sancak beyleri tarafından bir kısım sipahiler memleket muhafazası icin yerlerinde bırakılabilirdi Sipahi sefere gittiğinde yerine vekil olarak bıraktığı korucu, dirlik sahibinin yokluğunda toprağın muntazaman işlenmesine nezaret ederdi Eğer sipahi harbin uzaması halinde kışı hudutta gecirmek emri alırsa, dirliğine harclıkcı denilen bir vekil gondererek, yıllık gelirini bulunduğu yere getirtirdi

Timar ve zeamet; sahibi olunce, ekseriya buyuk oğluna, yoksa kardeşine veya yeğenine verilirdi Fakat bunun icin timar ve zeametin bağlı olduğu alay, varisin toprağı idare edebilecek kabiliyet ve şartlara haiz olduğuna şehadet ederlerdi Zaten bir sipahi subayı, yerine gececek birini yıllar boyunca hazırlayıp, yetiştirirdi Bu sUretle dirlik tecrubesiz insanların eline gecmezdi

Timar ve zeamet sahipleri, arazileri uzerindeki toprakları uc yıldan fazla işlemezlerse, dirliklerini kaybederlerdi Toprak işlememek, Allahu tealaya karşı bir gunah sayılırdı Zira toprak sayesinde Allahu tealanın kulları beslenirdi Timar her eyalette bulunmazdı Mesela Cezayir, Tunus, Trablusgarb, Mısır, Yemen, Bağdat gibi eyaletlerde timar ve zeamet yoktu Coğunlukla Turk nufUsunun bulunduğu eyaletlerde timar ve zeamet teşkilatı yapılmıştır Timarlı sipahi tamamen Turk soyundan gelirdi

Sultan Birinci Suleyman Han (15201966) zamanında timarlı sipahiler, en parlak devrini yaşadı Bu zamanda 166200 timarlı sipahi vardı; bunun 74000’i Rumeli, 91600’u Anadolu timarlı sipahisiydi Bu sUrette Turk atlı ordusu, iki orduya ayrılırdı: Rumeli atlı ordusu ve Anadolu atlı ordusu Meydan muharebelerinde ordu duzeninin sağ ve sol kanatlarını bu iki ordu teşkil ederdi Kapıkulu askerleri merkezde bulunurdu İlk zamanlarda, Rumeli timarlı ordusunun kumandanı Rumeli Beylerbeyi, Anadolu timarlı ordusunun kumandanı da Anadolu Beylerbeyi idi Fakat sonradan bu iki kanada da padişah tarafından secilen vezirler kumanda etmeye başladı Sultan Suleyman Han devrinde bu iki ordu o derece buyudu ki, sefer Avrupa’da olduğu zaman cok defa Anadolu sipahi ordusu cağrılmaz veya bazı birlikler cağrılırdı Sefer Asya’da ise, Rumeli askerleri ya cağrılmaz veya bazı birlikleri sefere katılmak icin istenirdi

Timarlı sipahiler 17 yuzyıla doğru bozulmaya başladı Kuruluşlarından beri Osmanlı Devletinin tarihinde buyuk bir rol oynayan timarlı sistemi, yeniceriler icin olduğu gibi kanlı ve ızdıraplı bir tasfiyeden ziyade, sessiz sedasız bir sUrette ve herhangi bir sarsıntıya sebep olmadan ortadan kalktı

Asırlar boyunca sipahiler, memleketin en uzak koşelerine kadar yayılıp, koyluyle ic ice yaşadı ve uzun muddet zirai iktisadiyatın ve devlet toprak siyasetinin faal mumessilleri rolunu oynamıştı Padişahın, devletin en ucra koşelerindeki sadık temsilcileriydiler Koylerin şenlenmesinde, bayındır hale gelmesinde her turlu yardımda bulunurlardı

Timarlı sipahilerin 17 asrın son yıllarında, hele 18 asırdan itibaren sayıları onemli olcude azaldı

Kapıkulu suvarilerinin ehemmiyet kazanması ile Sultan Abdulmecid Han (18391865), 19 Ocak 1841 fermanı ile bircok timarlı sipahiyi emekliye sevk etti Fakat timarlarını hayatlarının sonuna kadar ellerinde bıraktı 1844’te bir kısım timarlı sipahisi, atlı jandarma olarak hizmete alındı Zaten uzun muddetten beri ne sipahi olarak, ne saray mensubu olarak kimseye timar verilmiyordu Olen timarlı sipahilerin cocukları İstanbul’a getirilip, askeri mekteplere veriliyordu 1850’den sonra timar da, sipahi de kalmadı
 
Üst Alt