bilgiliadam
Yeni Üye
titanik faciası,
titanik faciasının sırrı neydi?
titanik faciasının sırları
imagestitanikfaciasininsirlari5b06baa2224d3
TİTANİKİN SIRRI NEYDİ?
Bir donemin en unlu gemisi Titanik, herkes tarafından bir deniz faciası sebebiyle tanınır ancak dev yolcu gemisinin ardında inanılmaz bir gizem saklı
Titanikin akıl almaz oykusunu okurken bir duşunun, Titaniki batıran gercekten bir buz dağı mıydı?
Hic kimse onun dunyanın en buyuk kehanetlerinden birisini yaptığını bilmiyordu Hatta kendisinin dahi haberi yoktu Adı; Morgan Robertson´du, Amerikalıydı, 1861´de doğdu, gencken denizcilik yaptı, sonra ise bir elmas eksperi oldu ve New York´da kuyumculuk yaptı Sonra Kipling´in bir oykusunu okudu ve yazar olmaya karar verdi İlk oykusu 25 $´a satıldı, daha sonra yazdığı 10 oykuden ise 1000 $ kazandı Yazmak ona artık kolay ve kazanclı geliyordu 1897 yılının bir kış gecesinde 24Caddedeki dairesinde yeni bir deniz oykusu yazmayı planladı Bu bir uzun oyku olacaktı
Hayali Titan Kazası
Hayalinde dev bir yolcu gemisi vardı, asla batmayan bir gemi Bir aşk teması uzerine kurulu olan oykunun kahramanları bu dev gemiye binip, İngiltere´den ABD´ye gidiyorlardı ve aşk hikayesi dunyanın en luks gemisinde surecekti Ama oykunun hayali kahramanları beklenmedik bir surprizle karşılaşacaklar ve bir deniz kazası batmaz denen gemiyi okyanusun dibine yollanacaktı Robertson´un teması buydu, oturup yazmaya başladı ve oykuye iki isim verdi; Futilityyani Nafileve Titan Kazası Evet, yanlış okumadınız; Titan Şimdi beraberce Robertson´un romanından bİr bolumu; Titanın batış sahnesini okuyalım
Gozcu haykırdı; ´buzdağı! Birinci subay, kaptana haber verdi ve derhal makine dairesine tornistan yani geri git emri verildi Fakat dev gemi durmuyordu, hızını kesmesi icin zaman lazımdı ve sisler arasında gorunen buzdağı yaklaşıyordu Aşağıdan ise orkestranın ve eğlenen insanların sesleri duyuluyordu Sonra buzdağı gemiye ulaştı, bu arada gemi ters calışan pervanelerin gayretiyle yan donmuştu ama yetersizdi ve kaptanla yardımcılarının caresiz bakışları arasında buzdağı Titan´ın sancak tarafına carptı Darbe hafifti hatta pek hissedilmedi, kaptan o anda ucuz atlattık diye duşunuyordu Ama birkac dakika sonra gemi birden yan yattı, buzdağı asıl yarayı su kesiminin altında acmıştı, yara oldurucuydu cunku uğursuz buzdağı Titan´ın bordasını jilet gibi keserek, parcalamıştı
Daha sonra Robertson oykuye; gemi hızla su aldığını Alarm verildiğini, filikaların indirilerek, once kadınlar ve cocuklar bindirildiğini, yardım cağrıları yapılırken, Avrupa´nın en unlu ve zengin ailelerinin mensuplarnın birbirlerine ebediyen veda ederken, dev yolcu gemisi Titanın buzlu kutup sularına hızla gomulduğunu anlatarak devam ediyordu
İnanılmaz kehanet gercekleşiyor
Ve Robertson 1898 yılında oykusunu kucuk bir kitap olarak yayınladı Kitap onu cok daha sonra olumsuz yapacaktı, dunyanın en carpıcı ve en dehşet verici kehanetini yazmıştı ama sonuc yayınladığı donem icin aynen kitabın adı gibiydi yani BoşyereAradan 14 yıl gecti ve başka bir zamanda, başka bir gemi, asla batmaz denen dunyanın en luks ve en buyuk yolcu gemisi Titanik, İngilterenin Southampton limanından yeni dunyaya doğru denize acıldı Sonra, 1912 yılında 14 Nisan´ı, 15 Nisan´a bağlayan gecede sisler arasından birden ortaya cıkan bir buzdağı batmaz denen Titanikin katili olacaktı Yukarda okuduğunuz Robertson´un romanındaki batış sahnesi aynen gercekleşti Sadece o kadar mı? Bakın Morgan Robertson Titanik´den 14 yıl once yazdığı romanında daha neleri bilmişti;
Robertson´un romanındaki Titan adlı gemi Southampton limanından yola cıkıyordu ve 14 yıl sonra Titanik de aynı limandan yola cıktı
Romandaki gemi ile, Titanik arasında sadece 4 metre fark vardı Titan 248 metre, Titanik 252 metreydi
İki geminin ağırlıkları da cok yakındı Robertson romanında Titan´ı 70000 ton ağırlığında yazmıştı; Gercek Titanik ise 66000 tondu
Her iki geminin de uc pervanesi vardı ve her ikisi de 3000er yolcu taşıyorlardı Gerek romandaki hayali Titan´a gerekse de gercek Titanik´e Avrupa´ nın sayılı zenginleri ve unlu aileleri binmişlerdi
Daha da otesi var;
Robertson´un romanındaki dev Titan, New Foundland yakınında; Kuzey Atlantik´ de bir buzdağına carparak battı ve işte inanılmaz ama gercek; Talihsiz Titanik de 14 yıl sonra aynı koordinatta, aynen romandaki benzeri gibi bir buzdağına carparak okyanusa gomuldu
Ve her iki gemide de; yeterince cankurtan filikası yoktu; Robertson romanındaki gemide 24 filika bulunduğunu yazıyordu; Titanik´de ise 22 filika vardı ve bu yuzden can kaybı buyuk oldu
SonraGercek kazanın sonucunda 1513 yolcu boğularak oldu ve kayboldu Aynen 14 yıl onceki romanda yazıldığı gibi Robertson´un romanındaki Titan´da ise 1500 kişi oluyordu Her iki gemi de 3000 kişilikti ve Titanik´e 2224 kişi binmişti
Aynı asla batmaz denen gemi,
Aynı yerden aynı yere yolculuk,
Aynı tarihte, aynı yerde kaza,
Aynı buzdağı ve aynı tur batış,
Aynı yolcu ve olu sayısı,
Hatta iki gemi de batarken orkestranın ilahi calmasına kadar
Buyuk kehanet farkedilmiyor
Morgan Robertson başarılı olamadı, kitabı satmadı, daha sonra yazdıkları da ilgi gormedi Bunalıma girerek, bir hastanede psikolojik tedavi gordu Sonra yeni biroyku yazdı, bir Fransız dergisinde yayınlanan bu oykude de, denizaltılardan soz ediyor ve periskopu tarif ediyordu Ama yine ilgi gormedi Başarısız bir yazar olarak, Mart 1915´de bir otel odasında ayakta gecirdiği bir kalp kriziyle yaşama veda etti Asıl inanılmaz olay burada cunku Robertson mart 1915´de oldu Yani gercek Titanik´ in batışından uc yıl sonraVe hic kimse Robertson´la ilgilenmedi, yine kimse farketmedi ve hic kimse onun 14 yıl once Titanik´i aynen nasıl anlatabildiğini merak etmedi
Kimse onu anımsamadı, ta ki 1980´lerde inanılmaz olaylarla ilgili araştırmalar yapılıncaya kadar Morgan Robertson;Titanik batmadan 14 yıl once, gemiyle ve kazayla ilgili herşeyi tıpatıp aynen nasıl yazmıştı ? Raslantımıydı? O, başarısız bir yazar olarak tarihin karanlıkları arasında kayboldu, şimdi ise ruhu hatırlanmanın sevinci icinde olmalı Kehanet sıradan bir iş değil, ve asıl gizem kendi yapısında, ne zaman ve nerede ortaya cıkacağı hic belli olmuyor; oysa gelecekte nelerin olacağı konusunda cevremiz sayısız ipucu dolu; yeter ki gormek icin caba gosterelim Titanik´ in gizemi burada da bitmiyor Biri daha var;
Denizde tehlikede olanlar icin dua ediyoruz
Kanada, Winnipeg´de Rosedale Metodist Kilisesi´ndeyiz, Rahip Charles Morgan bir pazar sabahı erkenden kalkmış, o gunku ayin icin hazırlık yapıyordu Okunacak ilahinin numarasını karatahtaya yazdı Tum hazırlıklarını bitirdikten sonra, ayine kadar biraz uyumak amacıyla odasına cekildi ve derin bir uykuya daldı Birden kendini cok canlı ve etkin bir ruyanın icinde buldu Karanlıkların icinde, dev bir kutle vardı, dalgaların sesleri duyuluyordu, canlar calıyor ve Rahip Morgan´ın cok uzun yıllardır işitmediği bir ilahi duyuluyordu Ruya o kadar etkili ve rahatsız ediciydi ki, Morgan uyandı, ilahi ve can sesleri kulağından gitmiyordu Saatine baktığında, fazla zaman gecmemiş olduğunu gordu, ruyanın kotu etkisinden kurtulmaya calışarak yeniden uyumaya calıştı ve yeniden uykuya daldı Ruya tekrar başladı, ilahi, can sesleri, karanlık, dalga sesleri ve devrilen dev kara kutle Morgan bu kez, panikle uyandı ve kendini boş kiliseye attı, karatahtaya giderek o bir turlu kulaklarından gitmeyen ilahinin numarasını yazdı Ayin saati gelmişti, cemaat toplanıyordu, Rahip Morgan ilahiyi başlattı, notalar kilisede cınlarken, aynı anda binlerce mil otede okyanusun ortasında aynı ilahi buzlu denizi cınlatmaktaydı; Duy, Kutsal Baba, Sana denizde tehlikede olanlar icin dua ediyoruzİlahi biterken, Rahip Morgan´ın gozlerinden yaşlar akıyordu Aynı gunun sonraki saatlerinde, Rahip ilahiyi okudukları sırada Atlas Okyanusu´nun derinliklerinde buyuk dramın yaşandığını oğrendi O gun, 14 Nisan 1912´idi ve Atlantik´in kuzeyindeki buzlu sularda Titanik suların icinde yokolmuştu
Titanikde bir gariplik var
Titanik battığında, unlu İngiliz gazeteci William T Stead gemide bulunuyordu1892 yılında Stead hikayeler yazarak yaşamını kazanıyordu Gazeteciliğinin yanısıra Stead, olum otesi ve Spiritualiizm ile yani Ruhculukla da ilgileniyor, araştırmalar da bulunuyordu O yıl yazdığı kısa hikayelerden birinin adı neydi biliyormusunuz? Titanikve yine Titanik´den 20 yıl onceYineTitanik´de olduğu gibi, Stead´ın hikayesindeki Titanik´de bir buzdağına carparak batıyordu Ve Stead´ın yazdığı hikayede, Stead kendisini kazadan kurtulan biri olarak anlatıyordu Ve; 20 yıl sonra gercek Titanik batarken, o buzlu ve soğuk denize gomulenlerden birisi Stead´ ın gercekten kendisiydi Ama; sonu romandaki gibi olmadı cunku kurtulamayacaktı Zira bu roman gercekti ve başka bir romancı tarafından yazılmıştı O anda Stead ne duşunmuştu? 20 yıl once yazdığı hikayeyi duşunup, kurtulacağına inanıyormuydu? Bunu asla bilemiyeceğiz
Biri daha var Ama cok daha sonra; 1935´ de William Reeves adlı bir denizci bu; İngiltere´den Kanada´ya giden Titanianadlı komur yuklu buharlı gemi; soğuk bir Nisan gecesinde Kuzey Atlantik´de seyrediyordu Butun denizcilerin ezbere bildikleri o uğursuz yere; Titanik´in battığı noktaya varmışlardı Reeves, guverteden denize bakarak yıllar oncesindeki olayları duşluyordu Ve o gun Reeves ´in doğum gunuydu, olabilir ama Reeves´ in doğduğu tarih cok onemliydi, cunku Reeves 14 Nisan 1912´ de doğmuştu Yani Titanik´in battığı gunde İşte tam o gunde; Titanik´in battığı gunde Reeves doğum gununu; Titanik´ in battığı yerde kutluyordu Ve birşey oldu Reeves birden, suların kaynaştığını ve dev bir buzdağının geminin yolu uzerinde belirdiğini gordu Tam o anda da, kopruden alarm verildi Uzaklık yeterliydi Murettebat gemiyi zamanında durdurdu, buzdağının yanından gececeklerdi ama olmadı Cunku bir saat icinde cevreleri; yuzlerce buz kutlesi tarafından sarıldı Artık hareket etmelerine imkan yoktu Reeves ve arkadaşlarının icinde bulundukları Titania adlı gemiyi, ancak 9 gun sonra yetişen buz kırma gemileri kurtardılar Neden? Buzdağları o korkunc gecenin yıldonumunde, bir grup denizcinin orada bulunmasını mı istemişlerdi?
titanik faciasının sırrı neydi?
titanik faciasının sırları
imagestitanikfaciasininsirlari5b06baa2224d3
TİTANİKİN SIRRI NEYDİ?
Bir donemin en unlu gemisi Titanik, herkes tarafından bir deniz faciası sebebiyle tanınır ancak dev yolcu gemisinin ardında inanılmaz bir gizem saklı
Titanikin akıl almaz oykusunu okurken bir duşunun, Titaniki batıran gercekten bir buz dağı mıydı?
Hic kimse onun dunyanın en buyuk kehanetlerinden birisini yaptığını bilmiyordu Hatta kendisinin dahi haberi yoktu Adı; Morgan Robertson´du, Amerikalıydı, 1861´de doğdu, gencken denizcilik yaptı, sonra ise bir elmas eksperi oldu ve New York´da kuyumculuk yaptı Sonra Kipling´in bir oykusunu okudu ve yazar olmaya karar verdi İlk oykusu 25 $´a satıldı, daha sonra yazdığı 10 oykuden ise 1000 $ kazandı Yazmak ona artık kolay ve kazanclı geliyordu 1897 yılının bir kış gecesinde 24Caddedeki dairesinde yeni bir deniz oykusu yazmayı planladı Bu bir uzun oyku olacaktı
Hayali Titan Kazası
Hayalinde dev bir yolcu gemisi vardı, asla batmayan bir gemi Bir aşk teması uzerine kurulu olan oykunun kahramanları bu dev gemiye binip, İngiltere´den ABD´ye gidiyorlardı ve aşk hikayesi dunyanın en luks gemisinde surecekti Ama oykunun hayali kahramanları beklenmedik bir surprizle karşılaşacaklar ve bir deniz kazası batmaz denen gemiyi okyanusun dibine yollanacaktı Robertson´un teması buydu, oturup yazmaya başladı ve oykuye iki isim verdi; Futilityyani Nafileve Titan Kazası Evet, yanlış okumadınız; Titan Şimdi beraberce Robertson´un romanından bİr bolumu; Titanın batış sahnesini okuyalım
Gozcu haykırdı; ´buzdağı! Birinci subay, kaptana haber verdi ve derhal makine dairesine tornistan yani geri git emri verildi Fakat dev gemi durmuyordu, hızını kesmesi icin zaman lazımdı ve sisler arasında gorunen buzdağı yaklaşıyordu Aşağıdan ise orkestranın ve eğlenen insanların sesleri duyuluyordu Sonra buzdağı gemiye ulaştı, bu arada gemi ters calışan pervanelerin gayretiyle yan donmuştu ama yetersizdi ve kaptanla yardımcılarının caresiz bakışları arasında buzdağı Titan´ın sancak tarafına carptı Darbe hafifti hatta pek hissedilmedi, kaptan o anda ucuz atlattık diye duşunuyordu Ama birkac dakika sonra gemi birden yan yattı, buzdağı asıl yarayı su kesiminin altında acmıştı, yara oldurucuydu cunku uğursuz buzdağı Titan´ın bordasını jilet gibi keserek, parcalamıştı
Daha sonra Robertson oykuye; gemi hızla su aldığını Alarm verildiğini, filikaların indirilerek, once kadınlar ve cocuklar bindirildiğini, yardım cağrıları yapılırken, Avrupa´nın en unlu ve zengin ailelerinin mensuplarnın birbirlerine ebediyen veda ederken, dev yolcu gemisi Titanın buzlu kutup sularına hızla gomulduğunu anlatarak devam ediyordu
İnanılmaz kehanet gercekleşiyor
Ve Robertson 1898 yılında oykusunu kucuk bir kitap olarak yayınladı Kitap onu cok daha sonra olumsuz yapacaktı, dunyanın en carpıcı ve en dehşet verici kehanetini yazmıştı ama sonuc yayınladığı donem icin aynen kitabın adı gibiydi yani BoşyereAradan 14 yıl gecti ve başka bir zamanda, başka bir gemi, asla batmaz denen dunyanın en luks ve en buyuk yolcu gemisi Titanik, İngilterenin Southampton limanından yeni dunyaya doğru denize acıldı Sonra, 1912 yılında 14 Nisan´ı, 15 Nisan´a bağlayan gecede sisler arasından birden ortaya cıkan bir buzdağı batmaz denen Titanikin katili olacaktı Yukarda okuduğunuz Robertson´un romanındaki batış sahnesi aynen gercekleşti Sadece o kadar mı? Bakın Morgan Robertson Titanik´den 14 yıl once yazdığı romanında daha neleri bilmişti;
Robertson´un romanındaki Titan adlı gemi Southampton limanından yola cıkıyordu ve 14 yıl sonra Titanik de aynı limandan yola cıktı
Romandaki gemi ile, Titanik arasında sadece 4 metre fark vardı Titan 248 metre, Titanik 252 metreydi
İki geminin ağırlıkları da cok yakındı Robertson romanında Titan´ı 70000 ton ağırlığında yazmıştı; Gercek Titanik ise 66000 tondu
Her iki geminin de uc pervanesi vardı ve her ikisi de 3000er yolcu taşıyorlardı Gerek romandaki hayali Titan´a gerekse de gercek Titanik´e Avrupa´ nın sayılı zenginleri ve unlu aileleri binmişlerdi
Daha da otesi var;
Robertson´un romanındaki dev Titan, New Foundland yakınında; Kuzey Atlantik´ de bir buzdağına carparak battı ve işte inanılmaz ama gercek; Talihsiz Titanik de 14 yıl sonra aynı koordinatta, aynen romandaki benzeri gibi bir buzdağına carparak okyanusa gomuldu
Ve her iki gemide de; yeterince cankurtan filikası yoktu; Robertson romanındaki gemide 24 filika bulunduğunu yazıyordu; Titanik´de ise 22 filika vardı ve bu yuzden can kaybı buyuk oldu
SonraGercek kazanın sonucunda 1513 yolcu boğularak oldu ve kayboldu Aynen 14 yıl onceki romanda yazıldığı gibi Robertson´un romanındaki Titan´da ise 1500 kişi oluyordu Her iki gemi de 3000 kişilikti ve Titanik´e 2224 kişi binmişti
Aynı asla batmaz denen gemi,
Aynı yerden aynı yere yolculuk,
Aynı tarihte, aynı yerde kaza,
Aynı buzdağı ve aynı tur batış,
Aynı yolcu ve olu sayısı,
Hatta iki gemi de batarken orkestranın ilahi calmasına kadar
Buyuk kehanet farkedilmiyor
Morgan Robertson başarılı olamadı, kitabı satmadı, daha sonra yazdıkları da ilgi gormedi Bunalıma girerek, bir hastanede psikolojik tedavi gordu Sonra yeni biroyku yazdı, bir Fransız dergisinde yayınlanan bu oykude de, denizaltılardan soz ediyor ve periskopu tarif ediyordu Ama yine ilgi gormedi Başarısız bir yazar olarak, Mart 1915´de bir otel odasında ayakta gecirdiği bir kalp kriziyle yaşama veda etti Asıl inanılmaz olay burada cunku Robertson mart 1915´de oldu Yani gercek Titanik´ in batışından uc yıl sonraVe hic kimse Robertson´la ilgilenmedi, yine kimse farketmedi ve hic kimse onun 14 yıl once Titanik´i aynen nasıl anlatabildiğini merak etmedi
Kimse onu anımsamadı, ta ki 1980´lerde inanılmaz olaylarla ilgili araştırmalar yapılıncaya kadar Morgan Robertson;Titanik batmadan 14 yıl once, gemiyle ve kazayla ilgili herşeyi tıpatıp aynen nasıl yazmıştı ? Raslantımıydı? O, başarısız bir yazar olarak tarihin karanlıkları arasında kayboldu, şimdi ise ruhu hatırlanmanın sevinci icinde olmalı Kehanet sıradan bir iş değil, ve asıl gizem kendi yapısında, ne zaman ve nerede ortaya cıkacağı hic belli olmuyor; oysa gelecekte nelerin olacağı konusunda cevremiz sayısız ipucu dolu; yeter ki gormek icin caba gosterelim Titanik´ in gizemi burada da bitmiyor Biri daha var;
Denizde tehlikede olanlar icin dua ediyoruz
Kanada, Winnipeg´de Rosedale Metodist Kilisesi´ndeyiz, Rahip Charles Morgan bir pazar sabahı erkenden kalkmış, o gunku ayin icin hazırlık yapıyordu Okunacak ilahinin numarasını karatahtaya yazdı Tum hazırlıklarını bitirdikten sonra, ayine kadar biraz uyumak amacıyla odasına cekildi ve derin bir uykuya daldı Birden kendini cok canlı ve etkin bir ruyanın icinde buldu Karanlıkların icinde, dev bir kutle vardı, dalgaların sesleri duyuluyordu, canlar calıyor ve Rahip Morgan´ın cok uzun yıllardır işitmediği bir ilahi duyuluyordu Ruya o kadar etkili ve rahatsız ediciydi ki, Morgan uyandı, ilahi ve can sesleri kulağından gitmiyordu Saatine baktığında, fazla zaman gecmemiş olduğunu gordu, ruyanın kotu etkisinden kurtulmaya calışarak yeniden uyumaya calıştı ve yeniden uykuya daldı Ruya tekrar başladı, ilahi, can sesleri, karanlık, dalga sesleri ve devrilen dev kara kutle Morgan bu kez, panikle uyandı ve kendini boş kiliseye attı, karatahtaya giderek o bir turlu kulaklarından gitmeyen ilahinin numarasını yazdı Ayin saati gelmişti, cemaat toplanıyordu, Rahip Morgan ilahiyi başlattı, notalar kilisede cınlarken, aynı anda binlerce mil otede okyanusun ortasında aynı ilahi buzlu denizi cınlatmaktaydı; Duy, Kutsal Baba, Sana denizde tehlikede olanlar icin dua ediyoruzİlahi biterken, Rahip Morgan´ın gozlerinden yaşlar akıyordu Aynı gunun sonraki saatlerinde, Rahip ilahiyi okudukları sırada Atlas Okyanusu´nun derinliklerinde buyuk dramın yaşandığını oğrendi O gun, 14 Nisan 1912´idi ve Atlantik´in kuzeyindeki buzlu sularda Titanik suların icinde yokolmuştu
Titanikde bir gariplik var
Titanik battığında, unlu İngiliz gazeteci William T Stead gemide bulunuyordu1892 yılında Stead hikayeler yazarak yaşamını kazanıyordu Gazeteciliğinin yanısıra Stead, olum otesi ve Spiritualiizm ile yani Ruhculukla da ilgileniyor, araştırmalar da bulunuyordu O yıl yazdığı kısa hikayelerden birinin adı neydi biliyormusunuz? Titanikve yine Titanik´den 20 yıl onceYineTitanik´de olduğu gibi, Stead´ın hikayesindeki Titanik´de bir buzdağına carparak batıyordu Ve Stead´ın yazdığı hikayede, Stead kendisini kazadan kurtulan biri olarak anlatıyordu Ve; 20 yıl sonra gercek Titanik batarken, o buzlu ve soğuk denize gomulenlerden birisi Stead´ ın gercekten kendisiydi Ama; sonu romandaki gibi olmadı cunku kurtulamayacaktı Zira bu roman gercekti ve başka bir romancı tarafından yazılmıştı O anda Stead ne duşunmuştu? 20 yıl once yazdığı hikayeyi duşunup, kurtulacağına inanıyormuydu? Bunu asla bilemiyeceğiz
Biri daha var Ama cok daha sonra; 1935´ de William Reeves adlı bir denizci bu; İngiltere´den Kanada´ya giden Titanianadlı komur yuklu buharlı gemi; soğuk bir Nisan gecesinde Kuzey Atlantik´de seyrediyordu Butun denizcilerin ezbere bildikleri o uğursuz yere; Titanik´in battığı noktaya varmışlardı Reeves, guverteden denize bakarak yıllar oncesindeki olayları duşluyordu Ve o gun Reeves ´in doğum gunuydu, olabilir ama Reeves´ in doğduğu tarih cok onemliydi, cunku Reeves 14 Nisan 1912´ de doğmuştu Yani Titanik´in battığı gunde İşte tam o gunde; Titanik´in battığı gunde Reeves doğum gununu; Titanik´ in battığı yerde kutluyordu Ve birşey oldu Reeves birden, suların kaynaştığını ve dev bir buzdağının geminin yolu uzerinde belirdiğini gordu Tam o anda da, kopruden alarm verildi Uzaklık yeterliydi Murettebat gemiyi zamanında durdurdu, buzdağının yanından gececeklerdi ama olmadı Cunku bir saat icinde cevreleri; yuzlerce buz kutlesi tarafından sarıldı Artık hareket etmelerine imkan yoktu Reeves ve arkadaşlarının icinde bulundukları Titania adlı gemiyi, ancak 9 gun sonra yetişen buz kırma gemileri kurtardılar Neden? Buzdağları o korkunc gecenin yıldonumunde, bir grup denizcinin orada bulunmasını mı istemişlerdi?