Gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kişinin fizik bütünlüğüne, bir tehdit olayını yaşama ya da başka bir kişinin ölümüne ya da ölüm tehdidi altında kalmasına yaralanmasına ya da fizik bütünlüğüne bir tehdit oluşturan bir olaya tanıklık etme ya da ailesinden birinin ya da bir yakınının beklenmedik ölümü ya da şiddete maruz kalarak öldürülmesi, ağır yaralanması, ölüm ya da yaralanma tehdidi altında kaldığını öğrenmesi gibi kişinin doğrudan yaşadığı aşırı travmatik bir stres kaynağının ardından birtakım özgül semptomların gelişmesidir.
Kişi söz konusu olaya tepki olarak aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme, aşırı bir travmayla karşılaşma sonucu ortaya çıkan özgül semptomlar arasında travmatik olayı sürekli olarak yeniden yaşama, travmaya eşlik etmiş olan uyaranlardan sürekli olarak kaçınma, genel tepki gösterme düzeyinde azalma ve artmış uyarılmışlık semptomlarının sürekli bulunması gibi semptomlar vardır. Tanı semptom görünümü en az 1 aydır bulunuyor olmalıdır.
Çocukluklarda cinsel yönden travmatik olaylar, gerçek bir şiddete başvurma ve yaralanma ya da şiddete başvurma ve yaralanma tehdidi olmayan gelişimsel olarak uygunsuz cinsel yaşantıları kapsayabilir. Travmatik olay çeşitli yollarla yeniden yaşanabilir. Kişi sıklıkla bu olayı elinde olmadan tekrar tekrar anımsar, olayın yeniden yaşandığı sıkıntı veren rüyalar görür. Nadir bazı durumlarda, kişi bir kaç saniyeden bir kaç saate dek, hatta günlerce sürebilen disosiyatif durumlarda olayın bazı öğeleri yeniden yaşayabilir ve kişi o sırada yine o olayı yaşıyormuş gibi davranabilir. Genellikle flashback’ ler olarak nitelenen bu epizodlarlar, tipik olarak kısadır, ama uzamış stres ve artmış uyarılma ile ilintili olabilir.
Kişi travmaya eşlik eden uyaranlardan sürekli kaçınır. Kişi sıklıkla travmatik olayla ilgili düşüncelerden, duygulardan, konuşmaktan kaçınmak için özel bir çaba içinde olur. Psişik uyuşma ya da duygusal anestezi, olarak adlandırılan, dış dünyaya tepki verme düzeyinde azalma, genellikle travmatik olaydan hemen sonra başlar. Kişi bir geleceği kalmadığı duygusuna kapılabilir.
Kişide travma öncesinde bulunmayan sürekli anksiyete ya da artmış uyarılmışlık semptomları gelişir.
Bu semptomlar arasında;
- Travmatik olayın yeniden yaşandığı yineleyen kabus görmelere bağlı olabilen uykuya dalmakta güçlük,
- Hipervijilans,,
- Aşırı irkilme tepkisi gösterme sayılabilir.
- Bazı kişiler irritabilite ya da öfke patlamaları gösterdiklerini ya da düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırmakta ya da işlerini bitirmekte zorluk çektiklerini bildirirler.
1-Genetik yüklülük,
2-Gelişim sorunlarının varlığı,
3-Psikolojik olgunluğa kavuşamamış olma,
4-Kültürel beklentiler,
5-Mental retardasyon,
6-Ailede psikotik bozukluk ve kişilik bozukluk varlığı,
7-Negativistik tutum sergileyen yapıya sahip olma,
8-Çocukluk döneminde fiziksel ve cinsel istismar öyküsü,
9-Travmanın niteliği, şiddeti, sürekliliği,
10-Olaya yüklenen anlamlar,
11-Olay ardından yaşanan olaylar,…
TSSB’ UNDA BELİRTİ VE BULGULAR
1.Travmaya normal tepkiler arasında anksiyete, depresyon ve psikosomatik belirtiler vardır.
2.Duygusal labilite ve olayların rüyalara konu olması sıktır
3.Travma konusunu sürekli düşünme ve baskılanması arasında sürekli gelgitler yaşanır.
4.Travmanın ağırlığına göre başa çıkma süresi 2 yıla dek uzayabilir
Bir travmanın ardından yaşanan süreçler:
1-Ağıt dönemi:
Olaya bağlı olarak değişik derecelerde bir yas dönemi yaşanır.
2-Yadsıma dönemi:
İlk şokun ardından haftalar, aylar arasında değişen bir süre olay yadsınır. Bu dönemde amneziler, uyku bozuklukları, somatik belirtiler, aşırı hareketlilik, geri çekilme gibi belirtiler vardır.
3-Dalıcı(intrusive dönem):
Bu dönemde kişilerde irkilme yanıtının artması, dalıcı düşünceler kurma, değişken duygulanım, süregen aşırı uyanıklık, uyku rüya bozuklukları ortaya çıkar. Yoğun anksiyete ve delirme korkusu olabilir. Olgulara bu durumun geçici olduğu anlatılmalıdır.
4-işleme fazı:
Bu dönemde kişi travmanın anlamını, bununla ilgili anılarını düşünür, kaybının yasını tutar, gelecekle ilgili plan yapar.
5-Tamamlama fazı:
Tamamlama fazına gelecekle ilgili olumlu planlar yapılması ve eski etkinlikler dönülmesi ile ulaşılmış olur.
TSSB’UNDA GİDİŞ
Semptomlar genellikle travmadan sonraki ilk 3 ayda başlarsa da semptomlar başlamadan önce aylar, hatta yıllar geçtiğinde olabilir. Söz konusu bozukluğun semptomları ve yeniden yaşama, kaçınma ve aşırı uyarılmışlık semptomlarındaki baskınlık zamanla değişebilir. Semptomların süresi de değişir, olguların yaklaşık yarısında 3 ay içinde tam düzelme olur, birçoğunda semptomlar travmadan sonra 12 aydan daha uzun sürer. Travmatik olayın şiddeti, süresi ve kişinin olaya yakınlığı böyle bir bozukluk geliştirmeyi belirleyen en önemli etmendir. Postravmatik stres bozukluğunun aktarılmasında kalıtsal bir bileşke olduğuna ilişkin kanıtlar bulunmaktadır. Bunun yanında, 1.derece akrabalarında depresyon öyküsü olması, PTSB geliştirmeye karşı artmış bir duyarlılık ile ilişkilidir.