bilgiliadam
Yeni Üye
Trombosit Nedir Trombositler Hakkında Bilgi
trombosit nedir trombosit yuksekliği trombosit fazlalığı kanser ve trombosit
Trombositler Bunlar akyuvarlardan cok daha kucuk ve kanın pıhtılaşmasında onemli rol oynayan parcacıklardır Sayıları bir milimetre kup kanda takriben 300000 kadardır Şartlara gore azalabildiği gibi coğalabilirler
Bunların gorevi kılcal damarların duvarlarının sağlamlığını korumak ve aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını sağlamaktır Trombositler bulunmadığı taktirde kılcal damarlardan alyuvarlar dışarı fırlarlar ve gerek deri altında ve gerekse mukozada kanamalar gorulur Ayrıca bunların azlığında kanda pıhtılaşma olmaz ve kanama devam eder Ciltte bir kesilme veya yaralanma olduğunda kanamanın uzun surmesi ve durmaması gibi Normal kadınların adet gunlerinde bu trombositierin sayısında bir azalma gorulur Boylece o gunlerde kadınlarda kanamayan bir meyil vardır Bu ndenle, biz cok zorunlu bir durum olmadıkca adet gunlerinde kadınlara herhangi bir ameliyat yapmayız
Diğer taraftan trombositlerin fazlalaşması pıhtılaşmayı ve cok arttığı zaman pıhtı parcalarının meydana gelmesine sebep olur Bunun da en sakıncalı tarafı bu pıntıların kucuk kandamarlarının tıkanmalarına yol acar Bu tıkanmalar kalbi besleyen koroner dediğimiz damarlarda olursa enfaktus gibi hastalıklara neden olur Sen yıllarda bu pıhtılaşmayı cozen ve pıhtılaşmayı onleyen ilaclar bulunmuş ve kullanılmaktadır
Bu elemanlar kan sıvısı icinde erimeden yuzerler demiştik Kanın kırmızı rengini alyuvarlar verir Bunların sayısı veya bunlarda bulunan hamoglobin miktarlarında azlık veya cokluk kanın renginin acık veya koyu olmasına sebep olur
Bu uc tip elemanlar kandan suzulurse sıvısı kalır Bu sıvıya PLAZMA denir Plazma sarı bir saman rengindedir Plazma icinre kan proteinler kan şekeri, yağlar, tuzlar, mineraller, vitaminler, hormonlar, alınan ilaclar gibi vucut ve yaşam icin gerekli bulunan butun maddeler bulunur
Şu halde, alyuvarlar demir oksijen ve hemoglobin bakımından, akyuvarlar hastalıklar ve iltihaplar bakımından, trombcsitier kanama ve pıhtılaşma bakımından, plazma ise beslenme ve vucudun ihtiyacları bakımından onemlidirler
Kandaki bu uc tip hucreler devamlı o!arak yıkılırlar, olurler ve yerine yenileri yapılır Sağlıklı bir yaşamda bu yıkım iie yapım arasında oyle bir denge vardır ki, her ceşit hucrenin sayısı fizyolojik inip cıkmaların dışında sabit kalır Erişkinlerde bu kan hucrelerinin yapıldığı iki ana yer vardır Kemik iliği ve lenf bezleri Bazı şartlar altında dalak ve karaciğer de bu yapımda rol alırlar
Lenf (Akkon) dolaşımına gelince: Butun hucrelerin, dokuların, kanalların ve bezlerin etrafını saran ve vucutta dolaşan bir sıvı vardır Buna lenf veya akkan denir Bu kanın plazmasına benzer, ancak icinde kırmızı renkli alyuvarlar bulunmaz ve fakat akyuvarlar bulunur Daha evvelde soylediğimiz gibi akyuvarlar vucudu savunan askerleridir ve gerektiğinde kam damarlarından cıkarak mikrobun girdiği yerin etrafını cevirirler, işte bu olay hucrelerin etrafını, hucreler arasındaki boşlukları dolduran lenf icinde cereyan eder Lenfler ince kılcal damarlar icinde bu yerlere ulaşırlar ve buradan uzaklaşırlar Bu kılcal damarlar birleşe birleşe daha buyuk lenf damarları meydana gelir Lenflerin dolaşımını kalp sağlamaz Bu dolaşım
adalelerin hareketleri ile sağlanır Vucudun hareketi demek adalelerin hareketi demektir
Lenf damarları uzerinde bolge bolge kucuk kucuk lenf bezleri vardır Bunlar bir yerde karakol vazifesi gorurler Mikropların girdiği yere akyuvarlar lenf icinde hucuma gecerler Bu mucadelede olen mikropların artıkları ile olmeyen ve aradan kacan mikroplar lenf dolaşımına karışırlar Ancak buyuk dolaşıma karışıp vucuda yayılmasını onlemek icin krakol vazifesi gorur dediğimiz lenf bezlerinde yakalanırlar ve burada yok edilmeğe calışırlar Şu halde lenf sistemi (lenf, lenf damarları ve lenf bezleri) hastalıklar mikroplara, iltihaplara karşı bir nevi savunma sistemidir Mesela, vucudun bir yerinde bir hastaifk veya bir enfeksiyon yer aldığı zaman o Bolgenin lenf bezleri şişerler ve buyurler Hastalık tedavi edilip tamamen gectikten sonra bu bezler de yavaş yavaş kuculerek normal buyukluklerine donerler
Lenf damarlarının orgutu vucutta iki tabaka halindedir Biri deri altmda yuzey diğeri icte ve derin tabakadadır Lenf damarlarının had ve muzmin iltihapları gorulmektedir Akut (had) olan iltihabına lenfanjit denir Daha ziyade el ve ayaklarda gorulur Lenf bezlerinin de iltihapları, selim ve habis (kanser) urları maalesef gorulmektedir
Şimdi esas konumuz kansere gelelim Dolaşım sisteminde yer alan kalbin icini kaplayan tabakasının, adalesinin, dış zarının ve bolmeler arasında yer alan kapakların iltihapları ve hastalıkları gorulmektedir Fakat uru, Kanseri yoktur Kan hucrelerinden alyuvarların hastalıkları da gorulmektedir Kanseri yoktur Akyuvarların hem hastalıkları ve hem de kanserleri gorulmektedir Lenfetik sistemde de soylediğimiz gibi lenf bezlerinin selim ve habis (kanseri) urları nadir değildir
Şu halde, kanser acısından dolaşım sistemin icinde onemli iki ana eleman vardır Biri akyuvarlar (lokositler) ki, losemi dediğimiz kan kanserinin sorumlusudur, ikincisi ise lenf bezleridir ki, bazı tur kanserlerin ve sarkomların sorumlusudur Diğer organ ve elemanlardan meydana gelen kan kanserleri nispeten daha nadirdirler Bunlar arasında, normalde en bol olarak lenf bezleri ( dalak, cilt, kemik iliği, bağırsaklar ve kari damarları etrafı gibi yerlerde bulunan ve plazma hucreleri denilen doku hucrelerinin meydana getirdikleri
kanserler yer alır Ancak bunlar lokositlerin ve lenf bezlerinin meydana getirdikleri kanserlere nazaran cok seyrektir
trombosit nedir trombosit yuksekliği trombosit fazlalığı kanser ve trombosit
Trombositler Bunlar akyuvarlardan cok daha kucuk ve kanın pıhtılaşmasında onemli rol oynayan parcacıklardır Sayıları bir milimetre kup kanda takriben 300000 kadardır Şartlara gore azalabildiği gibi coğalabilirler
Bunların gorevi kılcal damarların duvarlarının sağlamlığını korumak ve aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını sağlamaktır Trombositler bulunmadığı taktirde kılcal damarlardan alyuvarlar dışarı fırlarlar ve gerek deri altında ve gerekse mukozada kanamalar gorulur Ayrıca bunların azlığında kanda pıhtılaşma olmaz ve kanama devam eder Ciltte bir kesilme veya yaralanma olduğunda kanamanın uzun surmesi ve durmaması gibi Normal kadınların adet gunlerinde bu trombositierin sayısında bir azalma gorulur Boylece o gunlerde kadınlarda kanamayan bir meyil vardır Bu ndenle, biz cok zorunlu bir durum olmadıkca adet gunlerinde kadınlara herhangi bir ameliyat yapmayız
Diğer taraftan trombositlerin fazlalaşması pıhtılaşmayı ve cok arttığı zaman pıhtı parcalarının meydana gelmesine sebep olur Bunun da en sakıncalı tarafı bu pıntıların kucuk kandamarlarının tıkanmalarına yol acar Bu tıkanmalar kalbi besleyen koroner dediğimiz damarlarda olursa enfaktus gibi hastalıklara neden olur Sen yıllarda bu pıhtılaşmayı cozen ve pıhtılaşmayı onleyen ilaclar bulunmuş ve kullanılmaktadır
Bu elemanlar kan sıvısı icinde erimeden yuzerler demiştik Kanın kırmızı rengini alyuvarlar verir Bunların sayısı veya bunlarda bulunan hamoglobin miktarlarında azlık veya cokluk kanın renginin acık veya koyu olmasına sebep olur
Bu uc tip elemanlar kandan suzulurse sıvısı kalır Bu sıvıya PLAZMA denir Plazma sarı bir saman rengindedir Plazma icinre kan proteinler kan şekeri, yağlar, tuzlar, mineraller, vitaminler, hormonlar, alınan ilaclar gibi vucut ve yaşam icin gerekli bulunan butun maddeler bulunur
Şu halde, alyuvarlar demir oksijen ve hemoglobin bakımından, akyuvarlar hastalıklar ve iltihaplar bakımından, trombcsitier kanama ve pıhtılaşma bakımından, plazma ise beslenme ve vucudun ihtiyacları bakımından onemlidirler
Kandaki bu uc tip hucreler devamlı o!arak yıkılırlar, olurler ve yerine yenileri yapılır Sağlıklı bir yaşamda bu yıkım iie yapım arasında oyle bir denge vardır ki, her ceşit hucrenin sayısı fizyolojik inip cıkmaların dışında sabit kalır Erişkinlerde bu kan hucrelerinin yapıldığı iki ana yer vardır Kemik iliği ve lenf bezleri Bazı şartlar altında dalak ve karaciğer de bu yapımda rol alırlar
Lenf (Akkon) dolaşımına gelince: Butun hucrelerin, dokuların, kanalların ve bezlerin etrafını saran ve vucutta dolaşan bir sıvı vardır Buna lenf veya akkan denir Bu kanın plazmasına benzer, ancak icinde kırmızı renkli alyuvarlar bulunmaz ve fakat akyuvarlar bulunur Daha evvelde soylediğimiz gibi akyuvarlar vucudu savunan askerleridir ve gerektiğinde kam damarlarından cıkarak mikrobun girdiği yerin etrafını cevirirler, işte bu olay hucrelerin etrafını, hucreler arasındaki boşlukları dolduran lenf icinde cereyan eder Lenfler ince kılcal damarlar icinde bu yerlere ulaşırlar ve buradan uzaklaşırlar Bu kılcal damarlar birleşe birleşe daha buyuk lenf damarları meydana gelir Lenflerin dolaşımını kalp sağlamaz Bu dolaşım
adalelerin hareketleri ile sağlanır Vucudun hareketi demek adalelerin hareketi demektir
Lenf damarları uzerinde bolge bolge kucuk kucuk lenf bezleri vardır Bunlar bir yerde karakol vazifesi gorurler Mikropların girdiği yere akyuvarlar lenf icinde hucuma gecerler Bu mucadelede olen mikropların artıkları ile olmeyen ve aradan kacan mikroplar lenf dolaşımına karışırlar Ancak buyuk dolaşıma karışıp vucuda yayılmasını onlemek icin krakol vazifesi gorur dediğimiz lenf bezlerinde yakalanırlar ve burada yok edilmeğe calışırlar Şu halde lenf sistemi (lenf, lenf damarları ve lenf bezleri) hastalıklar mikroplara, iltihaplara karşı bir nevi savunma sistemidir Mesela, vucudun bir yerinde bir hastaifk veya bir enfeksiyon yer aldığı zaman o Bolgenin lenf bezleri şişerler ve buyurler Hastalık tedavi edilip tamamen gectikten sonra bu bezler de yavaş yavaş kuculerek normal buyukluklerine donerler
Lenf damarlarının orgutu vucutta iki tabaka halindedir Biri deri altmda yuzey diğeri icte ve derin tabakadadır Lenf damarlarının had ve muzmin iltihapları gorulmektedir Akut (had) olan iltihabına lenfanjit denir Daha ziyade el ve ayaklarda gorulur Lenf bezlerinin de iltihapları, selim ve habis (kanser) urları maalesef gorulmektedir
Şimdi esas konumuz kansere gelelim Dolaşım sisteminde yer alan kalbin icini kaplayan tabakasının, adalesinin, dış zarının ve bolmeler arasında yer alan kapakların iltihapları ve hastalıkları gorulmektedir Fakat uru, Kanseri yoktur Kan hucrelerinden alyuvarların hastalıkları da gorulmektedir Kanseri yoktur Akyuvarların hem hastalıkları ve hem de kanserleri gorulmektedir Lenfetik sistemde de soylediğimiz gibi lenf bezlerinin selim ve habis (kanseri) urları nadir değildir
Şu halde, kanser acısından dolaşım sistemin icinde onemli iki ana eleman vardır Biri akyuvarlar (lokositler) ki, losemi dediğimiz kan kanserinin sorumlusudur, ikincisi ise lenf bezleridir ki, bazı tur kanserlerin ve sarkomların sorumlusudur Diğer organ ve elemanlardan meydana gelen kan kanserleri nispeten daha nadirdirler Bunlar arasında, normalde en bol olarak lenf bezleri ( dalak, cilt, kemik iliği, bağırsaklar ve kari damarları etrafı gibi yerlerde bulunan ve plazma hucreleri denilen doku hucrelerinin meydana getirdikleri
kanserler yer alır Ancak bunlar lokositlerin ve lenf bezlerinin meydana getirdikleri kanserlere nazaran cok seyrektir