Tüp Mide Ameliyatı – Sleeve Gastrectomy
1990 yılından beri mide küçültmek için operasyonlar yapılsa dahi, bugün uygulanan tüp mide ameliyat tekniği yani öbür bir ismiyle, sleeve gastrektomi tekniği son olarak 2001 yılında bildirilmiştir. Tip mide ameliyatı, bilinen gastrik by-pass ve biliopankreatik diversiyon operasyonları uygulanamayacak kadar kilolu harika obezite hastaları için esas operasyon öncesi muayyen bir ölçüde kilo verdirmek gayesiyle birinci aşama cerrahi olarak düşünülmüştür. Fakat bu amaçla tüp mide ameliyatı, yani sleeve gastrektomi uygulanan şahısların iddia edilenden çok ve daha kıymetlisi yerinde ölçüde kilo kaybettiğinin fark edilmesi ile, bu teknik tek başına uygulanabilen bir obezite ameliyatı olarak tıbbi litaratüre girmiştir.
Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Bir Ameliyattır?
Sleeve gastrektomi, vesair deyişle “uzunlamasına gastrektomi” ya da “tüp mide” olarak da makbul. Midenin büyük kenarı kesilir ve çıkartılır. Hacmi yaklaşık olarak %80-85 küçültülmüş bir mide tüpü meydana getirilir. Tüp Mide ameliyatında, iki sistem ile kilo kaybı yaşanır, bunlar:
Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir sonlandırma,
Mide hareketlerinin azaltılması münasebetiyle yaşanan kilo verme.
Ghrelin ismiyle anılan bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığı hengam, hormonsal bir değişiklik yaşanır. Bu hormonsal değişiklik neticesinde kilo kaybı yaşanır. Ghrelin, midenin fundus ismi verilen üst modülündeki oksintik hücreleri tarafından üretilen 28 amino-asitlik bir peptit protein biçiminde tanımlanabilir. Kısaca, dimağda bulunan hipotalamus ya da pituiter kısmındaki reseptörlerinin aktivasyonu yardımıyla düzenlenen nispeten güçlü bir iştah arttırıcıdır. On iki parmak bağırsağına nazaran mide fundusunun her bir gramında 10-20 misli ghrelin mevcuttur. Tüp mide operasyonunda ghrelin üretilen midenin fundus kesimi kesilip çıakrtıldığından, kişinin iştahı da azalmış olur ve kilo kaybı zaten ortaya çıkar. Gayrı obezite cerrahisi tenkiklerinde olduğu üzere, tüp mide ameliyatında da laparoskopik ismi verilen saklı sistem uygulanır.. Yaklaşık yarım santimlik 6 tane küçük delikten uygulanır. Operasyon akabinde yaşanan ağrının son nokta minimum orantıdadır. Bunun yanında, başarılı bir kozmetik netice ve erken mobilizasyon üzere laparoskopik cerrahinin bütün avantajları obezite cerrahisinde de görebilmekteyiz. Tüp mide ameliyatında tek tasarrufluk hususî materyallerde mide kesilir ve tıpkı anda üzerine dikilir. Operasyon esnasında kalan midenin inceliği mide içerisine yerleştirilen bir tüp sayesinde olur. Kesilme operasyonu akabinde midenin yaklaşık olarak %80 lik kısmı alınmış olur. Operasyon akabinde kalan mide tıpkı muz biçiminde bir tüpü andırdığından ötürü bu metot, çoğunlukla tüp mide olarak makbul. Dikiş sırasında olabilecek bir kaçağı tespit etmek için mide hususî bir boya ile şişirilir. Bu sayede olabilecek kaçakları engellemek mümkündür.
Tüp mide ameliyatı nasıl tesir eder?
Tüp mide ameliyatının birinci olarak tesiri küçük bir mide hacmi ile daha az besin tüketerek erken doyum sağlamaktır. Alışılagelmiş bir metabolizmada, doyma hissi mide duvarının gerilmesi ile olur. Yani mide yeteri kadar azık ile dolar var akabinde duvar tansiyonu ile dimağa doygunluk sinyali sarfiyat ve yeme hareketi tamamlanır. Tüp mide operasyonu akabinde, artık ince bir midenin mevcut olmasından, az ölçüde besin ile mide duvarında gerilmeye sebep olunur ve doygunluk hissi erkenden gelir. Öbür bir tesiri ise son devirlerde üzerinde çok sık durulmaya başlanan ve açlık hormonu olarak bilinen ”gyrelin” ismindeki hormonun seviyesindeki değişikliktir. Gyrelin midenin fundus olarak geçen kubbe kısmından salgılanan ve mide boş olduğu vakit dimağa, ”yemek yemelisin.” sinyali gönderen hormon olarak tanımlanır. Tüp mide ameliyatı akabinde, mide fundusunun neredeyse tamamının çıkarılmasından gyrelin seviyesi düşer ve açlık hissi engellenir. Tüp mide ameliyatı olan insanları ameliyat akabinde en çok şaşırtan tesiri de umumiyetle bu olmaktadır. Birçok kişi ameliyat akabinde, az yemek yemesinden ve çabuk doymasından ötürü büyük bir memnunluk duyar.
1990 yılından beri mide küçültmek için operasyonlar yapılsa dahi, bugün uygulanan tüp mide ameliyat tekniği yani öbür bir ismiyle, sleeve gastrektomi tekniği son olarak 2001 yılında bildirilmiştir. Tip mide ameliyatı, bilinen gastrik by-pass ve biliopankreatik diversiyon operasyonları uygulanamayacak kadar kilolu harika obezite hastaları için esas operasyon öncesi muayyen bir ölçüde kilo verdirmek gayesiyle birinci aşama cerrahi olarak düşünülmüştür. Fakat bu amaçla tüp mide ameliyatı, yani sleeve gastrektomi uygulanan şahısların iddia edilenden çok ve daha kıymetlisi yerinde ölçüde kilo kaybettiğinin fark edilmesi ile, bu teknik tek başına uygulanabilen bir obezite ameliyatı olarak tıbbi litaratüre girmiştir.
Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Bir Ameliyattır?
Sleeve gastrektomi, vesair deyişle “uzunlamasına gastrektomi” ya da “tüp mide” olarak da makbul. Midenin büyük kenarı kesilir ve çıkartılır. Hacmi yaklaşık olarak %80-85 küçültülmüş bir mide tüpü meydana getirilir. Tüp Mide ameliyatında, iki sistem ile kilo kaybı yaşanır, bunlar:
Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir sonlandırma,
Mide hareketlerinin azaltılması münasebetiyle yaşanan kilo verme.
Ghrelin ismiyle anılan bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığı hengam, hormonsal bir değişiklik yaşanır. Bu hormonsal değişiklik neticesinde kilo kaybı yaşanır. Ghrelin, midenin fundus ismi verilen üst modülündeki oksintik hücreleri tarafından üretilen 28 amino-asitlik bir peptit protein biçiminde tanımlanabilir. Kısaca, dimağda bulunan hipotalamus ya da pituiter kısmındaki reseptörlerinin aktivasyonu yardımıyla düzenlenen nispeten güçlü bir iştah arttırıcıdır. On iki parmak bağırsağına nazaran mide fundusunun her bir gramında 10-20 misli ghrelin mevcuttur. Tüp mide operasyonunda ghrelin üretilen midenin fundus kesimi kesilip çıakrtıldığından, kişinin iştahı da azalmış olur ve kilo kaybı zaten ortaya çıkar. Gayrı obezite cerrahisi tenkiklerinde olduğu üzere, tüp mide ameliyatında da laparoskopik ismi verilen saklı sistem uygulanır.. Yaklaşık yarım santimlik 6 tane küçük delikten uygulanır. Operasyon akabinde yaşanan ağrının son nokta minimum orantıdadır. Bunun yanında, başarılı bir kozmetik netice ve erken mobilizasyon üzere laparoskopik cerrahinin bütün avantajları obezite cerrahisinde de görebilmekteyiz. Tüp mide ameliyatında tek tasarrufluk hususî materyallerde mide kesilir ve tıpkı anda üzerine dikilir. Operasyon esnasında kalan midenin inceliği mide içerisine yerleştirilen bir tüp sayesinde olur. Kesilme operasyonu akabinde midenin yaklaşık olarak %80 lik kısmı alınmış olur. Operasyon akabinde kalan mide tıpkı muz biçiminde bir tüpü andırdığından ötürü bu metot, çoğunlukla tüp mide olarak makbul. Dikiş sırasında olabilecek bir kaçağı tespit etmek için mide hususî bir boya ile şişirilir. Bu sayede olabilecek kaçakları engellemek mümkündür.
Tüp mide ameliyatı nasıl tesir eder?
Tüp mide ameliyatının birinci olarak tesiri küçük bir mide hacmi ile daha az besin tüketerek erken doyum sağlamaktır. Alışılagelmiş bir metabolizmada, doyma hissi mide duvarının gerilmesi ile olur. Yani mide yeteri kadar azık ile dolar var akabinde duvar tansiyonu ile dimağa doygunluk sinyali sarfiyat ve yeme hareketi tamamlanır. Tüp mide operasyonu akabinde, artık ince bir midenin mevcut olmasından, az ölçüde besin ile mide duvarında gerilmeye sebep olunur ve doygunluk hissi erkenden gelir. Öbür bir tesiri ise son devirlerde üzerinde çok sık durulmaya başlanan ve açlık hormonu olarak bilinen ”gyrelin” ismindeki hormonun seviyesindeki değişikliktir. Gyrelin midenin fundus olarak geçen kubbe kısmından salgılanan ve mide boş olduğu vakit dimağa, ”yemek yemelisin.” sinyali gönderen hormon olarak tanımlanır. Tüp mide ameliyatı akabinde, mide fundusunun neredeyse tamamının çıkarılmasından gyrelin seviyesi düşer ve açlık hissi engellenir. Tüp mide ameliyatı olan insanları ameliyat akabinde en çok şaşırtan tesiri de umumiyetle bu olmaktadır. Birçok kişi ameliyat akabinde, az yemek yemesinden ve çabuk doymasından ötürü büyük bir memnunluk duyar.