bilgiliadam
Yeni Üye
TURK HALK EDEBİYATI NAZIM BİCİMLERİ
Bir eserin dış yapısına bicim denir Eskiden buna şekil adı verilirdi Edebiyatta bicim iki anlamda kullanılır:
a Geniş anlamıyla: Bir eserin uzunluğu ve kısalığı, kuruluş ozelliği (bolumlenişi, bolumlerin duzenlenişi, vb), dili, uslUbu; nazımda ayrıca olceği, ayağı, bunların kullanılıp kuilanılmayışı, dizelerin kumelenişi, ayakların orulusu
b Dar anlamıyla:Nazım'da dizelerin kumelenişi, ayakların (uyakların) oruluşu (ayak duzeni) Geniş anlamlı bicim anlayışından ayırmak icin, buna, nazım bicimi (nazım şekli) denir
Bir nazım satırına dize denir (eskiden buna mısra denirdi) Hicbir manzumeye bağlanmayan bağımsız bir dize, en kucuk nazım bicimidir Divan edebiyatında, bu yoldaki dizelere azade (bağımsız) adı verilirdi Manzumeler, dizelerin birleşmesinden meydana gelir; o bakımdan, dize, bir manzumenin en kucuk parcasıdır
Bir manzumede dizeler, birer duşunce cevresinde kumelenirler Belli sayıdaki dizelerin meydana getirdikleri bu kumelere bent adı verilir Bentler, iki, uc, dort, beş, altı vb dizelik kumeler halinde olabilir İki dizelik bende beyit denir (alt alta yazılan iki dizenin beyit sayılabilmesi icin, bunların anlamca birbirlerine bağlı olmaları gereklidir); oteki kumelere de, dize sayısına gore, ucluk, dortluk, beşlik, altılık vb adlar verilir Manzumeler, bu yoldaki bentlerin birleşmelerinden meydana gelir
Dizelerin kumelemenden ve ayakların sıralanış duzeninden (ayak orgusunden) nazım bicimi doğar
Nazım bicimlerinde, olcu olarak kullanılan parcaya nazım birimi denir Yeni edebiyatta nazım birimi dizedir Divan edebiyatında beyit, halk edebiyatında dortluktur; yani, bugunku nazımlar dize dize, Divan nazmı beyit beyit, Halk nazmı da dortluk dortluk işlenir
Nazım bicimleri, kuramsal yazılarda şemalarla gosterilir, iki turlu şema kullanılmaktadır:
a Nazmın bicimini cizgiler ve harflerle gosteren şema:Bu yoldaki şemalarda her dize bir cizgi ile gosterilir; dize kumelerinin arasındaki boşlukları belirtmek icin de, cizgi kumelen arasında boşluk bırakılır; ayaklar (uyak), cizgilerin sonunda birer harfle belirtilir; aynı cins ayaklar (uyaklar) icin aynı harfler kullanılır; ayaksız(uyaksız) dizeler x harfi ile belirtilir:
aa
ba
a x
ba
cx
ca
cx
ba
b Nazmın bicimini yalnız harflerle gosteren şema:Bu yoldaki şemalarda cizgiler kullanılmaz; ayaklan gosteren harfler yan yana yazılır; bu şemada, harfler hem dizeleri, hem de ayaklan gosteriyor demektir Dize kumelerinin arasındaki boşluklan belirtmek icin de, harf kumeleri arasında bir boşluk bırakılır
Yukarıda cizgi şeması ile gosterilen nazım bicimlerini harf şeması ile şoyle gosterebiliriz: abab cccb aaxa xaxa
Şeması cıkarılacak nazmın icinde eğer hic değişmeden tekrarlanan dizeler varsa, onlar, her iki şemada da buyuk harf ile gosterilir:
a
B
a
B
c
c
c
B
ya da: aBaB cccB
Turk edebiyatının uc buyuk doneme ayrıldığını biliyoruz:
1 İslamlıktan onceki Turk edebiyatı;
2 İslam uygarlığı cevresindeki Turk edebiyatı
3 Batı uygarlığı cevresindeki Turk edebiyatı
Turk edebiyatında kullanılan nazım bicimleri de, edebiyatımızın bu donemleriyle koşuttur:
1 Halk edebiyatı nazım bicimleri (İslamlık oncesi ve İslamlık sonrası halk edebiyatını kapsar);
2 Divan edebiyatı nazım bicimleri;
3 Yeni yazım bicimleri
Turk edebiyatında nazım biciminin onemli bir yeri olmuştur Gerek Divan, gerek Halk edebiyatının başlıca verimleri hep nazımla yazılmış ya da soylenmiştir Yuzyıllarca suren her iki edebiyatta da, belli nazım bicimlerine titizlikle bağlı kalınmış; en kucuk bir değişiklik yapılmamış, yapılması da duşunulmemiştir İşte bundan dolayı, nazım biciminde yapılan ufak bir değişiklik, edebiyatımızda buyuk bir yenilik sayılmıştır O kadar ki, Tanzimat'la başlayan yeni edebiyatın (1859'dan bu yana) kendi icindeki donemleri dahi hep bicim değişikliğiyle bağlantılıdır O bakımdan, yukarıda da soylediğimiz uzere, nazım biciminin Turk edebiyatında onemli, aynı zamanda ozel bir yeri vardır:
Tanzimat edebiyatının ikinci doneminde yetişen ozanlar (ozellikle Abdulhak Hamit) Divan edebiyatı nazım bicimlerini bırakıp Batı edebiyatında gordukleri yeni bicimleri kullanmağa başlayınca, Batı sanatına yabancı olmayan kimseler (Muallim Naci, vb) dahi tedirgin olmuş; buyuk tartışmalara yol acmıştı Edebiyatı Cedide (18961901) ozanları daha da ileriye gidip Fransız edebiyatında gordukleri nazım bicimlerini (sone, ozgur mustezat, uc dizeli bent, vb) ve yeni anlatım yontemlerini aktarınca, tepki daha da buyuk olmuş; Tanzimat edebiyatının onde gelen bazı sanatcıları bile buna katlanamamıştı (yuzde yuz Batı'ya bağlı romancı Ahmet Mithat Efendi, dekadantartışmasını başlatmıştı) İkinci Meşrutiyet doneminde (19081922) başlayan Milli Edebiyathareketinin sade dil, hece olceği ve halk edebiyatı nazım bicimleri kullanma girişimi, bu sefer de Edebiyatı Cedide sanatcılarının sert tepkisiyle karşılaşmıştı Cumhuriyet doneminde yerli ve Batılı butun klasik nazım bicimlerini bir yana iten ozgur nazımda (1928), yine bir bicim değişikliğidir
Edebiyatımıza yeni giren her bicim, kendi iceriğini de birlikte getirmiş; boylece, bicimle başlayan her yenilik, icerikle butunleşerek, kimi zaman bir sanat reformu (Milli Edebiyat hareketi), kimi zaman da bir sanat devrimi (Tanzimat edebiyatı, ozgur nazım) niteliği kazanmıştır
Bir eserin dış yapısına bicim denir Eskiden buna şekil adı verilirdi Edebiyatta bicim iki anlamda kullanılır:
a Geniş anlamıyla: Bir eserin uzunluğu ve kısalığı, kuruluş ozelliği (bolumlenişi, bolumlerin duzenlenişi, vb), dili, uslUbu; nazımda ayrıca olceği, ayağı, bunların kullanılıp kuilanılmayışı, dizelerin kumelenişi, ayakların orulusu
b Dar anlamıyla:Nazım'da dizelerin kumelenişi, ayakların (uyakların) oruluşu (ayak duzeni) Geniş anlamlı bicim anlayışından ayırmak icin, buna, nazım bicimi (nazım şekli) denir
Bir nazım satırına dize denir (eskiden buna mısra denirdi) Hicbir manzumeye bağlanmayan bağımsız bir dize, en kucuk nazım bicimidir Divan edebiyatında, bu yoldaki dizelere azade (bağımsız) adı verilirdi Manzumeler, dizelerin birleşmesinden meydana gelir; o bakımdan, dize, bir manzumenin en kucuk parcasıdır
Bir manzumede dizeler, birer duşunce cevresinde kumelenirler Belli sayıdaki dizelerin meydana getirdikleri bu kumelere bent adı verilir Bentler, iki, uc, dort, beş, altı vb dizelik kumeler halinde olabilir İki dizelik bende beyit denir (alt alta yazılan iki dizenin beyit sayılabilmesi icin, bunların anlamca birbirlerine bağlı olmaları gereklidir); oteki kumelere de, dize sayısına gore, ucluk, dortluk, beşlik, altılık vb adlar verilir Manzumeler, bu yoldaki bentlerin birleşmelerinden meydana gelir
Dizelerin kumelemenden ve ayakların sıralanış duzeninden (ayak orgusunden) nazım bicimi doğar
Nazım bicimlerinde, olcu olarak kullanılan parcaya nazım birimi denir Yeni edebiyatta nazım birimi dizedir Divan edebiyatında beyit, halk edebiyatında dortluktur; yani, bugunku nazımlar dize dize, Divan nazmı beyit beyit, Halk nazmı da dortluk dortluk işlenir
Nazım bicimleri, kuramsal yazılarda şemalarla gosterilir, iki turlu şema kullanılmaktadır:
a Nazmın bicimini cizgiler ve harflerle gosteren şema:Bu yoldaki şemalarda her dize bir cizgi ile gosterilir; dize kumelerinin arasındaki boşlukları belirtmek icin de, cizgi kumelen arasında boşluk bırakılır; ayaklar (uyak), cizgilerin sonunda birer harfle belirtilir; aynı cins ayaklar (uyaklar) icin aynı harfler kullanılır; ayaksız(uyaksız) dizeler x harfi ile belirtilir:
aa
ba
a x
ba
cx
ca
cx
ba
b Nazmın bicimini yalnız harflerle gosteren şema:Bu yoldaki şemalarda cizgiler kullanılmaz; ayaklan gosteren harfler yan yana yazılır; bu şemada, harfler hem dizeleri, hem de ayaklan gosteriyor demektir Dize kumelerinin arasındaki boşluklan belirtmek icin de, harf kumeleri arasında bir boşluk bırakılır
Yukarıda cizgi şeması ile gosterilen nazım bicimlerini harf şeması ile şoyle gosterebiliriz: abab cccb aaxa xaxa
Şeması cıkarılacak nazmın icinde eğer hic değişmeden tekrarlanan dizeler varsa, onlar, her iki şemada da buyuk harf ile gosterilir:
a
B
a
B
c
c
c
B
ya da: aBaB cccB
Turk edebiyatının uc buyuk doneme ayrıldığını biliyoruz:
1 İslamlıktan onceki Turk edebiyatı;
2 İslam uygarlığı cevresindeki Turk edebiyatı
3 Batı uygarlığı cevresindeki Turk edebiyatı
Turk edebiyatında kullanılan nazım bicimleri de, edebiyatımızın bu donemleriyle koşuttur:
1 Halk edebiyatı nazım bicimleri (İslamlık oncesi ve İslamlık sonrası halk edebiyatını kapsar);
2 Divan edebiyatı nazım bicimleri;
3 Yeni yazım bicimleri
Turk edebiyatında nazım biciminin onemli bir yeri olmuştur Gerek Divan, gerek Halk edebiyatının başlıca verimleri hep nazımla yazılmış ya da soylenmiştir Yuzyıllarca suren her iki edebiyatta da, belli nazım bicimlerine titizlikle bağlı kalınmış; en kucuk bir değişiklik yapılmamış, yapılması da duşunulmemiştir İşte bundan dolayı, nazım biciminde yapılan ufak bir değişiklik, edebiyatımızda buyuk bir yenilik sayılmıştır O kadar ki, Tanzimat'la başlayan yeni edebiyatın (1859'dan bu yana) kendi icindeki donemleri dahi hep bicim değişikliğiyle bağlantılıdır O bakımdan, yukarıda da soylediğimiz uzere, nazım biciminin Turk edebiyatında onemli, aynı zamanda ozel bir yeri vardır:
Tanzimat edebiyatının ikinci doneminde yetişen ozanlar (ozellikle Abdulhak Hamit) Divan edebiyatı nazım bicimlerini bırakıp Batı edebiyatında gordukleri yeni bicimleri kullanmağa başlayınca, Batı sanatına yabancı olmayan kimseler (Muallim Naci, vb) dahi tedirgin olmuş; buyuk tartışmalara yol acmıştı Edebiyatı Cedide (18961901) ozanları daha da ileriye gidip Fransız edebiyatında gordukleri nazım bicimlerini (sone, ozgur mustezat, uc dizeli bent, vb) ve yeni anlatım yontemlerini aktarınca, tepki daha da buyuk olmuş; Tanzimat edebiyatının onde gelen bazı sanatcıları bile buna katlanamamıştı (yuzde yuz Batı'ya bağlı romancı Ahmet Mithat Efendi, dekadantartışmasını başlatmıştı) İkinci Meşrutiyet doneminde (19081922) başlayan Milli Edebiyathareketinin sade dil, hece olceği ve halk edebiyatı nazım bicimleri kullanma girişimi, bu sefer de Edebiyatı Cedide sanatcılarının sert tepkisiyle karşılaşmıştı Cumhuriyet doneminde yerli ve Batılı butun klasik nazım bicimlerini bir yana iten ozgur nazımda (1928), yine bir bicim değişikliğidir
Edebiyatımıza yeni giren her bicim, kendi iceriğini de birlikte getirmiş; boylece, bicimle başlayan her yenilik, icerikle butunleşerek, kimi zaman bir sanat reformu (Milli Edebiyat hareketi), kimi zaman da bir sanat devrimi (Tanzimat edebiyatı, ozgur nazım) niteliği kazanmıştır