Son Konu

Türk halk edebiyatı nazım biçimleri nelerdir

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
TÜRK MILLET EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ



Bir eserin dış yapısına biçim denir Eskiden buna şekil adı verilirdi Edebiyatta biçim iki anlamda kullanılır:

a Geniş anlamıyla: Bir eserin uzunluğu ve kısalığı, kuruluş özelliği (bölümlenişi, bölümlerin düzenlenişi, vb), dili, üslûbu; nazımda hem ölçeği, ayağı, bunların kullanılıp kuilanılmayışı, dizelerin kümelenişi, ayakların örülüsü

b Dar anlamıyla:Nazım'da dizelerin kümelenişi, ayakların (uyakların) örülüşü (bacak düzeni) Geniş manalı biçim anlayışından yarmak için, buna, nazım biçimi (nazım şekli) denir

Bir nazım satırına dize denir (eskiden buna mısra denirdi) Hiçbir manzumeye bağlanmayan bağımsız bir mısra, en ufak nazım biçimidir Divan edebiyatında, bu yoldaki dizelere azade (bağımsız) adı verilirdi Manzumeler, dizelerin birleşmesinden meydana kazanç; o bakımdan, mısra, bir manzumenin en ufak parçasıdır

Bir manzumede dizeler, birer zihin çevresinde kümelenirler Kesin sayıdaki dizelerin meydana getirdikleri bu kümelere bent adı verilir Bentler, iki, üç, dört, beş, altı vb dizelik kümeler halinde olabilir İki dizelik bende beyit denir (alt alta yazılan iki dizenin beyit sayılabilmesi için, bunların anlamca birbirlerine bağlı olmaları gereklidir); öteki kümelere de, dize sayısına göre, üçlük, dörtlük, beşlik, altılık vb adlar verilir Manzumeler, bu yoldaki bentlerin birleşmelerinden meydana kazanç

Dizelerin kümelemenden ve ayakların sıralanış düzeninden (bacak örgüsünden) nazım biçimi doğar

Nazım biçimlerinde, ölçü olarak kullanılan parçaya nazım birimi denir Yeni edebiyatta nazım birimi dizedir Divan edebiyatında beyit, irk edebiyatında dörtlüktür; yani, bugünkü nazımlar mısra mısra, Divan nazmı beyit beyit, Insanlar nazmı da mısra dize işlenir

Nazım biçimleri, kuramsal yazılarda şemalarla gösterilir, iki türlü şema kullanılmaktadır:

a Nazmın biçimini çizgiler ve harflerle belirten şema:Bu yoldaki şemalarda her dize bir çizgi ile gösterilir; mısra kümelerinin arasındaki boşlukları spesifize etmek için de, çizgi kümelen aralarında haylazlık bırakılır; ayaklar (kafiye), çizgilerin sonunda birer harfle belirtilir; aynı tür ayaklar (uyaklar) için benzer harfler kullanılır; ayaksız(uyaksız) dizeler x harfi ile belirtilir:

aa
ba
a x
ba

cx
ca
cx
ba

b Nazmın biçimini yalnız harflerle bildiren şema:Bu yoldaki şemalarda çizgiler kullanılmaz; ayaklan gösteren harfler alt yana yazılır; bu şemada, harfler hem dizeleri, keza de ayaklan gösteriyor demektir Mısra kümelerinin arasındaki boşluklan ayrıntıları ile belirtmek için de, harf kümeleri arasında bir aylaklık bırakılır

Yukarıda çizgi şeması ile gösterilen nazım biçimlerini harf şeması ile şöyle gösterebiliriz: abab cccb aaxa xaxa

Şeması çıkarılacak nazmın içinde eğer hiç değişmeden tekrarlanan dizeler varsa, onlar, her iki şemada da büyük harf ile gösterilir:


a
B
a
B

c
c
c
B


veya: aBaB cccB

Türk edebiyatının üç büyük döneme ayrıldığını biliyoruz:

1 İslâmlıktan önceki Türk edebiyatı;
2 İslâm uygarlığı çevresindeki Türk edebiyatı
3 Batı uygarlığı çevresindeki Türk edebiyatı

Türk edebiyatında kullanılan nazım biçimleri de, edebiyatımızın bu dönemleriyle koşuttur:
1 Ahali edebiyatı nazım biçimleri (İslâmlık öncesi ve İslâmlık sonrası halk müziği edebiyatını kapsar);
2 Divan edebiyatı nazım biçimleri;
3 Yeni yazım biçimleri

Türk edebiyatında nazım biçiminin manâlı bir yeri olmuştur Gerek Divan, gerek Halk edebiyatının esas verimleri hep nazımla yazılı veya söylenmiştir Yüzyıllarca süren her iki edebiyatta da, belirlenmiş nazım biçimlerine titizlikle alt kalınmış; en ufak bir değişiklik yapılmamış, yapılması da düşünülmemiştir İşte bundan nedeniyle, nazım biçiminde yapılan ufak bir değişiklik, edebiyatımızda büyük bir buluş sayılmıştır öyle fakat, Tanzimat'la başlayan yeni edebiyatın (1859'dan bu yandan) kendi içindeki dönemleri deha defalarca biçim değişikliğiyle bağlantılıdır O bakımdan, yukarıda da söylediğimiz üzere, nazım biçiminin Türk edebiyatında manâlı, aynı zamanda özel bir yeri vardır:

Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde yetişen ozanlar (bilhassa Abdülhak Hamit) Divan edebiyatı nazım biçimlerini bırakıp Batı edebiyatında gördükleri yeni biçimleri kullanmağa başlayınca, Batı sanatına yabancı olmayan kimseler (Muallim Naci, vb) zeka tedirgin olmuş; büyük tartışmalara yol açmıştı Edebiyatı Cedide (18961901) ozanları daha da ileriye gidip Fransız edebiyatında gördükleri nazım biçimlerini (sone, özgürlük müstezat, üç dizeli bent, vb) ve yeni anlatım yöntemlerini aktarınca, tepki daha da büyük olmuş; Tanzimat edebiyatının önde gelen bazı sanatçıları bile buna katlanamamıştı (yüzde yüz Batı'ya alt romancı Ahmet Mithat Efendi, dekadantartışmasını başlatmıştı) İkinci Meşrutiyet döneminde (19081922) başlayan Millî Edebiyathareketinin sade dil, hece ölçeği ve halk edebiyatı nazım biçimleri yararlanma girişimi, bu sefer de Edebiyatı Cedide sanatçılarının sert tepkisiyle karşılaşmıştı Cumhuriyet döneminde yerli ve Batılı bütün alışılmış nazım biçimlerini bir yana iten özgür nazımda (1928), tekrar bir biçim değişikliğidir

Edebiyatımıza yeni giren her biçim, kendi içeriğini de birlikte getirmiş; böylece, biçimle başlayan her icat, içerikle bütünleşerek, kimi süre bir sanat reformu (Millî Edebiyat hareketi), kimi süre da bir sanat devrimi (Tanzimat edebiyatı, özgür nazım) niteliği kazanmıştır *
 
Üst Alt