nicebayan
Yeni Üye
Türkiye ve çevresindeki enerji kaynaklarının idareli önemi
Türkiye ve çevresindeki enerji kaynaklarının siyasi önemi
Enerji ihtiyacı yaklaşık olarak tüm dünyada büyük bir tez artmaya devam etmektedir Gitgide Artarak büyüyen ekonomiler ve bu ekonomilerdeki çoğu endüstriyel üretim alanında enerjiye duyulan koskocoman çaplı ihtiyaçlar gibi faktörlerden dolayı enerji, isletmeler için üretimin en esas girdilerinden birisi durumundadır Bu bağlamda enerji, gerek firmalar gerekse ülkeler için stratejik bir kaynak konumundadır Keza, nihai tüketicilere karşın olarak geliştirilen enerjinin ulaşım araçlarından dirençli tüketim mallarına değin geniş bir yelpazedeki binlerce ürünün enerjiye bağımlı olması, enerjiye duyulan ihtiyacın şiddet derecesini önemli derecede arttırmıştır Günümüzde enerji, nihai tüketiciler ve endüstriyel alıcılar için dünyada en fazla ihtiyaç duyulan ürünlerden birisi durumuna gelmiştir
Enerji, bu bağlamda ülkelerin idareli gelişimleri ile ilgili olduğu dek, güvenliği ile de aracısız olarak ilişkili bir konuma gelmiştir Dolayısıyla dünyadaki birçok ülke artık yalnızca kendi bölgelerindeki enerji kaynaklarıyla ilgilenmekle kalmamakta; dünyanın herhangi bir bölgesindeki enerji kaynaklarıyla da yakından ilgilenmektedirler Enerji için milletlerarası birliktelikler oluşturmaktan ve bunları korumak için büyük miktarlarda parasal ve askeri yatırımlar yapmaktan kaçınmayan dünya ülkeleri, enerjinin hem kaynak hem de ulaşım güvenliğini garanti altına edinmek istemektedirler
Petrol ve kömür egemenliğine dayanan enerji çağı, 1960 ’ların ikinci yarısına kadar takriben iki asır her tarafında sorunsuz olarak devam etmiştir Ama sonrasında art arda gelen petrol krizleri, enerji kaynakları konusunda önemli bir güvensizlik ortamının oluşmasına ve böylece de bütün dünyada yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yoğun bir arayışın ortaya çıkmasına neden olmuştur
Keza 1990 ’lı yıllardan itibaren ortaya çıkan çevre bilinci sonucunda eski kalıntı kaynaklara dayalı enerji üretim ve tüketiminin yerel, yöresel ve küresel düzeyde atmosfere, çevreye ve doğal kaynaklara aracısız veveya dolambaçlı birçok negatif etkisinin olduğu anlaşılmıştır Bu şart, çevreye aklıselim yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili arayışların ve çalışmaların her yerde gündeme gelmesine ve desteklenmesine yol açmıştır (Uğur, 2005)
Bu bağlamda enerjide özellikle son yüzyüz elli yıldır esas enerji kaynağı olarak işlev gören kömürden petrole, petrolden doğalgaza ve doğalgazdan da yenilenebilir enerji kaynaklarına dürüst bir geçiş gözlenmektedir Bu geçisin manâlı sebeplerinden bir her birine de sınırlı olan geleneksel enerji kaynaklarında (eski kalıntı tabanlı enerji kaynakları) önümüzdeki dönemde ciddi sıkıntıların olacağının tahmin edilmesidir Fosil tabanlı kaynakların sınırlı olduğu gerçeğinin yanı sıra, bahsi gecen kaynakların yoğun bir şekilde kullanılmaları, bunlar için katlanılan alışılagelmiş maliyetlerin haricen çoğu idareli ve çevresel maliyeti de beraberinde getirmiştir Bu enerji kaynaklarını kullanmanın maliyetinin öngörülenden daha yüksek bir maliyete sahip olduğu ise gitgide artarak daha iyi anlaşılmaktadır
Enerji Ekonomisi ve Türkiye
Enerji, dünya ekonomisinin en alıngan konulardan birisi durumundadır Günümüzde enerji yalnızca hesaplı bir girdi, öbür amaçlar ile işletmelerde kullanılan endüstriyel bir ürün veya insanların ihtiyaçlarını yerine getirmek için kullandıkları nihai bir ürün edinmek dıştan stratejik bir bedel kazanmıştır
Bir ülkenin kalkınmasında enerji kullanımı büyük yük taşımaktadır Bu siklet, enerjinin imal girdisi olarak ekonominin diğer sektörleri ile olan yapısal bağlılığından kaynaklanmaktadır Gelişmekte olan ülkelerde enerjiye olan istek ile idareli artma arasındaki enerjik ilişkinin, gelişmiş ülkelerde daha zayıf olduğu görülmektedir Bugün kişi başına gelirleri yüksek olan ülkelerin fert başına enerji tüketimleri de oldukça yüksek bulunmaktadır (Saatçioğlu ve Küçükaksoy, 2004) Bir ülke ne değin çok enerji tüketiyorsa, öyle ivedi kalkınmakta ve yaşam seviyesi de böylece yüksek olmaktadır Öteki bir açıklama ile idareli kalkınmanın göstergelerinden birisi olarak, bir ülkede kullanılan enerji miktarı ölçü olarak kullanılmaktadır ve bu noktada enerji ekonomisinin önemi ön plana çıkmaktadır
Bu çerçevede Türkiye ’deki enerji durumuna genellikle bakıldığında; Türkiye ’nin enerji tüketimi ve ithalatı, süratli bir artma içerisindedir ve enerji sektörü genelde kamuya aittir Enerji imal tesisleri uzun dönemli yatırımları ve büyük miktarlardaki parasal kaynakları gerektirmektedir Çoğalan enerji talebini yerine getirmek ve enerji sektörünün fonksiyonlarını amacıyla, özel sektör yatırımları sektöre kanalize edilmekte ve özel sektör yatırımları istenildiği dek olmasa da teşvik edilmektedir
Türkiye ’de fosil tabanlı kömür, petrol, doğalgaz enerji kaynakları ve yenilenebilir enerji güneş, rüzgâr ve bilhassa hidrojen enerjisi kaynak potansiyelleri bulunmaktadır Ama eski kalıntı tabanlı enerji kaynaklarının gelecekte tükeneceği göz önüne alındığında, ilerde büyük potansiyele sahip olacak yenilenebilir enerji kaynakları, yerinde teknolojilerin kullanılması halinde kirletici etkisi olmayan, sürdürülebilen, yerli ve çevre dostu özellikleri ile öne çıkan bir enerji türü konumundadır
Türkiye doğrusu fazla farklı alanlara yönlendirilmiş enerji kaynağına sahip olmasına rağmen mevcut enerji kaynakları enerji tüketimini karşılayamamakta, üretimtüketim dengesi giderek olumsuz yönde bozulmaktadır ve doğal bir sonucu olarak ülkemiz enerji ihtiyacının karşılanmasında dışa bağımlılık oranı % 80 seviyelerine ulaşmış bulunmaktadır (http 1) Dışa tiryakilik oranı % 80 ’lere ulaşan enerji sektörünün 2004 yılında Türkiye için enerji faturası sadece 14,4 milyar dolar iken 2005 yılında bu sayı 21 milyar dolara çıkmıştır Türkiye gibi enerji ihtiyacının % 90 seviyelerindeki kısmını ithalatla yerine getirmek zorunda olan ülkelerin ekonomilerinin bu fiyat artışlarından manâlı ölçüde olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmazdır *
Türkiye ve çevresindeki enerji kaynaklarının siyasi önemi
Enerji ihtiyacı yaklaşık olarak tüm dünyada büyük bir tez artmaya devam etmektedir Gitgide Artarak büyüyen ekonomiler ve bu ekonomilerdeki çoğu endüstriyel üretim alanında enerjiye duyulan koskocoman çaplı ihtiyaçlar gibi faktörlerden dolayı enerji, isletmeler için üretimin en esas girdilerinden birisi durumundadır Bu bağlamda enerji, gerek firmalar gerekse ülkeler için stratejik bir kaynak konumundadır Keza, nihai tüketicilere karşın olarak geliştirilen enerjinin ulaşım araçlarından dirençli tüketim mallarına değin geniş bir yelpazedeki binlerce ürünün enerjiye bağımlı olması, enerjiye duyulan ihtiyacın şiddet derecesini önemli derecede arttırmıştır Günümüzde enerji, nihai tüketiciler ve endüstriyel alıcılar için dünyada en fazla ihtiyaç duyulan ürünlerden birisi durumuna gelmiştir
Enerji, bu bağlamda ülkelerin idareli gelişimleri ile ilgili olduğu dek, güvenliği ile de aracısız olarak ilişkili bir konuma gelmiştir Dolayısıyla dünyadaki birçok ülke artık yalnızca kendi bölgelerindeki enerji kaynaklarıyla ilgilenmekle kalmamakta; dünyanın herhangi bir bölgesindeki enerji kaynaklarıyla da yakından ilgilenmektedirler Enerji için milletlerarası birliktelikler oluşturmaktan ve bunları korumak için büyük miktarlarda parasal ve askeri yatırımlar yapmaktan kaçınmayan dünya ülkeleri, enerjinin hem kaynak hem de ulaşım güvenliğini garanti altına edinmek istemektedirler
Petrol ve kömür egemenliğine dayanan enerji çağı, 1960 ’ların ikinci yarısına kadar takriben iki asır her tarafında sorunsuz olarak devam etmiştir Ama sonrasında art arda gelen petrol krizleri, enerji kaynakları konusunda önemli bir güvensizlik ortamının oluşmasına ve böylece de bütün dünyada yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yoğun bir arayışın ortaya çıkmasına neden olmuştur
Keza 1990 ’lı yıllardan itibaren ortaya çıkan çevre bilinci sonucunda eski kalıntı kaynaklara dayalı enerji üretim ve tüketiminin yerel, yöresel ve küresel düzeyde atmosfere, çevreye ve doğal kaynaklara aracısız veveya dolambaçlı birçok negatif etkisinin olduğu anlaşılmıştır Bu şart, çevreye aklıselim yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili arayışların ve çalışmaların her yerde gündeme gelmesine ve desteklenmesine yol açmıştır (Uğur, 2005)
Bu bağlamda enerjide özellikle son yüzyüz elli yıldır esas enerji kaynağı olarak işlev gören kömürden petrole, petrolden doğalgaza ve doğalgazdan da yenilenebilir enerji kaynaklarına dürüst bir geçiş gözlenmektedir Bu geçisin manâlı sebeplerinden bir her birine de sınırlı olan geleneksel enerji kaynaklarında (eski kalıntı tabanlı enerji kaynakları) önümüzdeki dönemde ciddi sıkıntıların olacağının tahmin edilmesidir Fosil tabanlı kaynakların sınırlı olduğu gerçeğinin yanı sıra, bahsi gecen kaynakların yoğun bir şekilde kullanılmaları, bunlar için katlanılan alışılagelmiş maliyetlerin haricen çoğu idareli ve çevresel maliyeti de beraberinde getirmiştir Bu enerji kaynaklarını kullanmanın maliyetinin öngörülenden daha yüksek bir maliyete sahip olduğu ise gitgide artarak daha iyi anlaşılmaktadır
Enerji Ekonomisi ve Türkiye
Enerji, dünya ekonomisinin en alıngan konulardan birisi durumundadır Günümüzde enerji yalnızca hesaplı bir girdi, öbür amaçlar ile işletmelerde kullanılan endüstriyel bir ürün veya insanların ihtiyaçlarını yerine getirmek için kullandıkları nihai bir ürün edinmek dıştan stratejik bir bedel kazanmıştır
Bir ülkenin kalkınmasında enerji kullanımı büyük yük taşımaktadır Bu siklet, enerjinin imal girdisi olarak ekonominin diğer sektörleri ile olan yapısal bağlılığından kaynaklanmaktadır Gelişmekte olan ülkelerde enerjiye olan istek ile idareli artma arasındaki enerjik ilişkinin, gelişmiş ülkelerde daha zayıf olduğu görülmektedir Bugün kişi başına gelirleri yüksek olan ülkelerin fert başına enerji tüketimleri de oldukça yüksek bulunmaktadır (Saatçioğlu ve Küçükaksoy, 2004) Bir ülke ne değin çok enerji tüketiyorsa, öyle ivedi kalkınmakta ve yaşam seviyesi de böylece yüksek olmaktadır Öteki bir açıklama ile idareli kalkınmanın göstergelerinden birisi olarak, bir ülkede kullanılan enerji miktarı ölçü olarak kullanılmaktadır ve bu noktada enerji ekonomisinin önemi ön plana çıkmaktadır
Bu çerçevede Türkiye ’deki enerji durumuna genellikle bakıldığında; Türkiye ’nin enerji tüketimi ve ithalatı, süratli bir artma içerisindedir ve enerji sektörü genelde kamuya aittir Enerji imal tesisleri uzun dönemli yatırımları ve büyük miktarlardaki parasal kaynakları gerektirmektedir Çoğalan enerji talebini yerine getirmek ve enerji sektörünün fonksiyonlarını amacıyla, özel sektör yatırımları sektöre kanalize edilmekte ve özel sektör yatırımları istenildiği dek olmasa da teşvik edilmektedir
Türkiye ’de fosil tabanlı kömür, petrol, doğalgaz enerji kaynakları ve yenilenebilir enerji güneş, rüzgâr ve bilhassa hidrojen enerjisi kaynak potansiyelleri bulunmaktadır Ama eski kalıntı tabanlı enerji kaynaklarının gelecekte tükeneceği göz önüne alındığında, ilerde büyük potansiyele sahip olacak yenilenebilir enerji kaynakları, yerinde teknolojilerin kullanılması halinde kirletici etkisi olmayan, sürdürülebilen, yerli ve çevre dostu özellikleri ile öne çıkan bir enerji türü konumundadır
Türkiye doğrusu fazla farklı alanlara yönlendirilmiş enerji kaynağına sahip olmasına rağmen mevcut enerji kaynakları enerji tüketimini karşılayamamakta, üretimtüketim dengesi giderek olumsuz yönde bozulmaktadır ve doğal bir sonucu olarak ülkemiz enerji ihtiyacının karşılanmasında dışa bağımlılık oranı % 80 seviyelerine ulaşmış bulunmaktadır (http 1) Dışa tiryakilik oranı % 80 ’lere ulaşan enerji sektörünün 2004 yılında Türkiye için enerji faturası sadece 14,4 milyar dolar iken 2005 yılında bu sayı 21 milyar dolara çıkmıştır Türkiye gibi enerji ihtiyacının % 90 seviyelerindeki kısmını ithalatla yerine getirmek zorunda olan ülkelerin ekonomilerinin bu fiyat artışlarından manâlı ölçüde olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmazdır *