bilgiliadam
Yeni Üye
Bir zamanlar kasabanın birinde ailesiyle birlikte yaşayan uc yaramaz kardeş vardı Cocukların biri dokuz yaşında oburu on bir yaşında diğeri de on uc yaşındaydı Yaşlarının birbirine yakın olduğundan olsa gerek cok iyi anlaşıyorlardı Her şeyi hatta yaramazlığı bile birlikte yapıyorlardı Ailelerinin tum uyarılarına rağmen yine de yaramazlıklarına devam ediyorlardı Diğer kasabalılar gibi bu uc yaramaz kardeşin ailesi de kışın yakacak ihtiyaclarını gidermek icin ormana gidip odun topluyorlardı Yine bir gun aileleri cocukları da yanlarına alarak ormana gittiler cocukları icin uygun bir yer secerek once onlara bir salıncak kurdular ve babaları siz burada oynayın ben ilerlerden odun toplayıp geleceğim dedi Cocuklar peki baba diyerek oyunlarına başladılar anneleri de cocuklarının oynadıklarını gorunce buyuk oğlu Mert’te oğlum ben akşam yemeği icin biraz mantar toplayıp geleceğim kardeşlerine dikkat et sen onların abisisin ve buradan bir yere ayrılmayın olur mu ben hemen gelirim dedi Cocuklar peki anneciğim sen merak etme dedikten sonra anneleri gitti Cocuklar kısa bir sure oynadıktan sonra sıkılmaya başladılar ve Mert hadi biraz dolaşalım annemler gelmeden doneriz dedi Mert’tin kucuğu olan Metin tamam hadi gidelim dedi En kucukleri olan Mehmet ama annemiz bize bir yere gitmeyin dedi Dedi Mert peki sen burada kal o zaman biz ikimiz gideriz dedi Mehmet olmaz ben bura da yalnız korkarım tamam bende geliyorum dedi Ve birlikte bir sure dolaştıktan sonra Mehmet hadi artık donelim annemler donmuştur dedi Mert tamam hadi donelim dedi ve geldikleri yolu bulmaya calışıyordu Anneleri de bir sepet dolusu mantarlarla cocukları bıraktığı yere dondu Ama cocukları yoktu ve kendisine şaka yaptıklarını duşundu Sonra da hadi cocuklar cıkın ortaya diyerek seslendi Ama ortaya cıkan olmadı ve sozunu defalarca tekrarladı ne olur yavrularım cıkın ortaya beni korkutmayın diye ağlayarak bağırıyordu Babaları da seslenişleri duymuş ve sırtındaki odunları atıp koşarak geldi Ne oldu cocuklara mı bir şey oldu yoksa diye sordu Anne ağlayarak sanırım cocuklarımız kayboldular dedi Baba eşine sakin ol ve burada bekle ben onları aramaya gideceğim dedi Aradan bir saat gibi bir sure gecti ve baba geri dondu ve hemen eve gidelim sen evde bekle bende kasabalılardan yardım isteyeyim yoksa hava kararınca bulmamız daha cok zorlaşır beklide eve donmuşlerdir dedi Eve vardıkların da evde kimse yoktu anne evinin kapısının onune oturdu ve beklemeye başladı Baba ise kasabalılardan birkac kişiyi topladı Bir kişide gidip jandarmaya haber verdi Cocuklar ise iyice korkmaya başladılar ağabeyleri Mert neden korkuyorsunuz bakın ben hic korkmuyorum ve ben sizin yanınızdayım dedi Aslında oda cok korkuyor ama belli etmemeye calışıyordu Gitmek icin bir kac yol denediler ama denedikleri her yol onları biraz daha ormanın uzak yerlerine goturuyordu Sonunda bir ağacın altına oturup bir birlerine sıkıca sarıldılar ve havada kararmış ve cocukların korkuları da iyice artmıştı Duydukları her cıtırtı onları daha da cok korkutuyordu Babaları da kasabalılarla birlikte gece yarısına kadar aradılar ama cocuklardan en ufak bir iz bulamadılar sonrada tekrar kasabaya donduler Anne ise merak icinde eşini bekliyordu Eşini gorunce hicbir şey soramadı cunku eşinin oldukca uzgun olduğunu gormuştu Cocuklar ise korkudan ne yapacaklarını bilmiyorlardı Gece de orman oldukca soğuktu ve cok uşuyorlardı Orman koruyucusu her zaman yaptığı gibi gece kacak ağac kesilmelerini onlemek icin ormanda dolaşıyordu Koruyucunun ayak sesleri gittikce cocuklara doğru yaklaşıyor ve cocuklarda korkudan titriyorlardı Hemen oldukları yerden kalkıp ağacın arkasına doğru ilerlerken orman koruyucusu cocukların cıtırtılarını duydu Kim var orada diye bağırdı Ama cocuklar cevap vermediler koruyucu bir kez daha yuksek sesle kim var orada cabuk soyleyin yoksa ateş edeceğim dedi Mert kardeşlerini ağacın arkasına sakladı ve sessiz olun diyerek kardeşlerini uyardı Sonrada ben varım amca lutfen ateş etme ben kayboldum dedi Orman koruyucusu elindeki feneri Mert’in yuzune doğru tutarak oğlum ne işin var bu saatte burada yapa yalnız dedi Ve ekledi sakın korkma ben bu ormanın koruyucusuyum dedi Mert amca ben yalnız değilim kardeşlerimde var yanımda dedi Sonra da kardeşlerini de yanına cağırdı Koruyucu hadi sizi bu akşam evime gotureyim yarın Jandarmaya gider ve ailenizi buluruz dedi Ama Mert ve kardeşleri hic tanımadıkları birinin evine gitmekten dolayı cok korkuyorlardı Ama ormanda kalmak daha da tehlikeli olduğu icin caresiz gitmeyi kabul ettiler Koruyucu biliyorum şu an cok korkuyorsunuz ama lutfen korkmayın benimde sizin yaşlarınızda iki cocuğum var dedi Cocuklar sonunda orman koruyucusunun evine gittiler koruyucunun eşi cocukları sevgiyle karşılayarak onlara sıcacık yemekler yedirip uzerlerine temiz kıyafetler giydirip yatırdı Tıpkı kendi cocuklarına yaptığı gibi şefkatle cocukların saclarını okşadı ve korkmayın cocuklar yarın ailenize kavuşursunuz ama bir daha asla boyle bir şey yapmayın cunku bir daha bu kadar şanslı olmayabilirsiniz diyerek nasihat etmeyi de ihmal etmedi Cocukların anne ve babası sabaha kadar uyumadan beklediler ve hava aydınlanır aydınlanmaz baba bir umut tekrar ormana cocuklarını aramaya gitti Orman koruyucusu da cocukları alıp jandarmaya goturdu Jandarma orman koruyucusunu ve cocukları hemen cocukların evine goturdu Anne halen bahcede gozyaşları icin de cocuklarını bekliyordu Cocukları olmadan evine bile girememişti Cocuklar sevincle annelerine koştular ve anne cocuklarını karşısın da gorunce sevincten ne yapacağını şaşırdı Jandarma orman koruyucusunun onları bulup bir gece evin de misafir edip getirdiğini anlattı Anne defalarca orman koruyucusuna teşekkur etti ve Jandarma komutanı gitmeden once cocuklara birkac nasihat daha verdikten sonra oradan ayrıldı Cocuklarsa defalarca annelerinden ozur dilediler ve bir daha asla yaramazlık yapmayacaklarına soz verdiler Orman koruyucusu da cocuklara sakın beni unutmayın ve arada sıra da beni ziyarete gelin ama yalnız değil ailenizle gelin diyerek oradan ayrıldı Bir sure sonra baba da eve dondu Başını one eymiş ve ağlamaklı gozleriyle kapıyı caldı Eşi kapıyı actı ve gulumseyerek hoş geldin dedi Baba eşinin mutluluğundan anlamış olacak ki cocuklarımız mı geldi? dedi Anne hadi cocuklarım gelin babanıza sarılın dedi Ve baba cocuklarına defalarca sarıldı Ve ekledi ne olur bir daha boyle bir şey yapmayın bizi cok uzdunuz dedi Cocuklar babalarından da defalarca ozur dilediler ve o gunden sonra cocuklar ailelerinin sozunden hic cıkmadılar cunku bu olaydan cok buyuk ders aldılar ve aileleriyle birlikte sonsuza dek mutlu yaşadılar