[ Haftalık Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. ]
Şifa Kilisesi’nin kulaktan kulağa yayılan birçok hikâyesi ve efsanesi vardı lakin laf konusu avcılar olunca bir isim daima sairlerinden öne çıkardı: Ludwig. Kilisenin avcıları arasında birincisi. Kendinden sonra gelenleri eğiten efsanevi savaşçı. Kutsal Ay Işığı Kılıcı’yla bütün avcılara yürek veren ve örnek oluşum eden Ludwig, Yharnam’a yeni ayak basmış bir avcı olarak bizim de ismini sıklıkla duyduğumuz bir isim olmuştu. Ancak doğruyu söylemek gerekirse bu efsanevi isimle müsabakayı, velev savaşmayı beklemiyordum. Hele ki yolumu yaratıkların arasından kese biçe açtığım bir mekan altı mezarlığının girişinde!
Ludwig’le müsabakanın en şok edici yanı dövüşün beklenmedik olması da değildi. Efsanevi bir avcı olarak anılan, bütün avcılara örnek gösterilen bu savaşçı… bu önümüzdeki grotesk yaratığın ta kendisi olamazdı herhalde?! Daha şoktan kurtulamadan üzerimize atlaması da uğraşı. Kilise avcılarının avladıkları yaratıklara dönüşmesi duyulmamış bir şey değildi; yeniden de Ludwig’in de onlardan biri olacağı aklımdan geçmemişti sahihi.
Bloodborne’un o destansı korosu bizim efsanelere husus alacak dövüşümüze fon olurken birinci paniği atlatıp biraz rahatladım sahihi. O kadar da sıkıntı bir dövüş değildi; Ludwig hantal fakat devasa vücuduyla üzerime atladıkça kaçınıyor ve karşılık veriyordum. Dövüş külliyen kontrolümdeydi. Derken…
…Derken müzik azalmaya başladı; bir ara sahne girdi.
“Aah, benim yanımdaydın, başından beri. Benim gerçek akıl hocam… Yol gösteren ay ışığım…”
Müzik yöntem adap tekrar tırmanmaya başladı ve kreşendoya ulaştı. Ludwig, efsanevi Kutsal Kılıç, nihayet Ay Işığı Kılıcı’nı çekmişti. Müziğin ve sahnenin verdiği adrenalin bir anda vurdu ve üzerime bu sefer deliliğinden biraz sıyrılmış, bütün haşmetiyle atlayan Ludwig bu boss dövüşünü sonsuza kadar hafızama kazıdı. Ne hengam oturup dinlesem tüylerimi diken diken edip Bloodborne oynamaya aşermemin de sebebi oldu birebir zamanda…