[ Haftalık Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. ]
Belki şu anda tüm gözler serinin devam oyununda olabilir ki bu durum gayet normal. Ellie’nin macerasının nasıl devam edeceğini, Joel’un tanıtımlarda neden arka planda yer aldığını ben de taş çatlatacak seviyede merak ediyorum. Üstelik piyasaya çıkışı iyice yaklaşmışken, oyunun baş direktörü Neil Druckmann “Gözyaşlar sel oldu” demişken nasıl da beklemeyelim değil mi?
Ancak unutmamamız gereken bir durum var, o da bu büyük beklentilerin belki de en önemli sebebinin ilk oyunda bizlere oluşturduğu duygular olması. Karakterleri gerçek dünyadan birileri gibi benimsememiz ve uzun zamandır haber alamadığımız yakın arkadaşımız hakkında duyduğumuz merak gibi bir duygumuzun oluşması.
Bu içten duyguların oluşmasındaki belki de en büyük yardımcı müzikler tabii ki de. The Last of Us’ın atmosfere uygun, ağır müzikleri hep tam zamanında devreye girip mevcut durumu tahlil etmemizi ve hissetmemizi sağlıyor. Daha oyunun ana ekranında karşımıza çıkan tema müziği bizi oyunun atmosferinin nasıl olduğunu, ne tarz bir karanlık ve dramatik havayla karşılaşacağımızı çok başarılı bir şekilde anlatıyor.
Üstelik bu müzik sizi sadece oyuna ısındırmıyor, ayrıca tüm serüvenin bir haritasını çıkartıyor. Oyunu bitirdikten sonra ana temayı tekrardan dinlediğimizde bu durum çok daha anlaşılır oluyor. Tabii biz de zaten içimizde özümsediğimiz karakterlere bir de fon müziği ekleyerek aklımızda iyice kalıcı bir konuma oturtmuş oluyoruz.