iltasyazilim
Yeni Üye
büyükbaba korkut destanları Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı
Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı içeriği
Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı)
vaktinde Usun Koca derler bir kişi var idi, ömründe iki oğlu var idi Büyük oğlunun adı Eğrek idi Gözü Kara, çılgın, güzel yiğit idi Bayındır Han ’ın sohbetine ne zaman istese getirdi Efendiler beyi olan Kazan ’ın anında buna hiç kapı baca yoklu Beyleri çiğneyip Kazan ’ın önünde otururdu
Kimseye iltifat eylemezdi Meğer bayan gene bir gün beyleri çiğneyip oturunca Ters Uzamış derlerdi Oğuz ’da bir yiğit var idi, der: Bre Usun Koca oğlu bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın dedi Egrek der: Bre Ters Uzamış baş kesip kan dökmek maharet midir dedi Der: Evet hünerdir ya! Zıt Uzamış ’ın sözü Egreğe tesir etti Kalktı Kazan Bey ’den akın diledi Akın verdi Ilan etti, akıncı toplandı Üç yüz mızraklı yiğit bunun yanında cem oldu Meyhanede beş gün yeme içme oldu
Ondan sonradan Şirögüven kenarından Gökçe Deniz ’e dek olan memleketleri yağmaladı Sayısız ganimet alındı Yolu Alınca Kalesine uğramıştı Kara Tekür orada bir koru yaptırmıştı Uçanlardan kaz, tavuk, yürüyenlerden geyik, tavşan bu avluya doldurup Oğuz yiğitlerine bunu kapan yapmıştı Usun Koca oğlunun yolu bu koruya uğradı Korunun kapısını ufattılar Yabanî geyik, kaz, tavuk kestiler, yediler içtiler Atlarının eyerlerini aldılar, giyimlerini çıkardılar Meğer Kara Tekür ’ün casusu var idi, bunları fark etti, gelip der: Bre Oğuz ’dan bir bölük atlı geldi, korunun kapısını ufattılar, atlarının eyerlerini alıp giyimlerini çıkardılar, bre ne duruyorsunuz dedi
Altı yüz kara elbiseli kafir bunların üstüne saldırdılar Yiğitleri öldürdüler Eğreği tuttular Alınca Kalesinde zindana attılar Kara kara dağlardan haber aştı, kanlı kanlı sulardan haber geçti, kudretli Oğuz ellerine haber vardı Usun Koca‘nın ak otağı önünde haykırış koptu Kaza benzer kızı gelini ak çıkarıp kara giydi Usun Koca oğul oğul diye akça yüzlü anası ile ağlaştılar sızlaştılar Her kemikli gelişir, kaburgalı büyür Meğer bayan, Usun Koca ’nın minik oğlu Segrek iyi, cesur, yüksek dağ, deli yiğit oldu BilgicikCom, Türkçe, Edebiyat, Büyükbaba Korkut Destanları, Türkoloji, Dilimiz, Türk Destanları
Bir gün yolu bir düğün derneğe uğradı Kondular, yemek yemek içmek ettiler Segrek ayyaş oldu Dışarı ayak yoluna çıktı Gördü ki öksüz oğlan bir çocukla tartışma ediyor Bre noldunuz diye bir tokat birine, bir tokat birine vurdu Eski dutun biti, yetim oğlanın dili acı olur Biri der: Bre bizim öksüzlüğümüz yetmez mi, bize niye vuruyorsun, hünerin var ise kardeşin Alınca Kalesi ’nde esirdir, var onu kurtar dedi Segrek dedi: Bre kardeşimin adı nedir?
Dedi: Egrek ’tir hemen Egreğe Segrek uygu, kardeşim sağ imiş kaygılanmam, kardeşsiz Oğuz ’da durmam, karanlıklı gözümün aydını kardeş diye ağladı
İçeri sohbete girdi müsaade istedi, baylar hoşça kalın dedi Atını çektiler bindi Koşturdu anasının evine geldi Alından indi anasının ağzını aradı Segrek burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Kalkıp esas yerimden doğruldum
Yelesi kara cins atıma sıçrayıp bindim
Çapraz yatan Ala Dağ eteğine vardım
Kudretli Oğuz ellerinde düğün dernek varmış oraya vardım
Yemek Yemek içmek aralarında
Ak boz atlı bir haberci geldi
Fazla zamanmış Egrek derler bir yiğit esirmiş
Kadir Tanrı yol vermiş çıkıp gelmiş
Büyük Ufak kalmadı o yiğide karşı gitti
Ana ben de varayım mı ne dersin
dedi Anası burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş :
Der:
Ağzın için öleyim oğul
Dilin için öleyim oğul
Karşısında yatan kara dağın
Yıkılmıştı yüceldi ahir
Akıntılı hoş suyun
Çekilmişti çağladı ahir
Koca ağaçta dal budağın
Kurumuştu filizlenip yeşerdi ahir
Kudretli Oğuz beyleri izine varsa sen var
O yiğide yetiştiğinde
Ak boz atın üzerindin yere in
El bağlayıp o yiğide selamlama ver
Elini öpüp boynunu kucakla
Kara dağımın yükseği kardeş de
Ne duruyorsun oğul hoştur
dedi Erkek Çocuk anasına söylemiş, görelim ne söylemiş:
Der:
Belli Başlı ağzın kurusun
Asıl dilin çürüsün
Benim de kardeşim varmış kaygılansam olmaz
Kardeşsiz Oğuzda dursam olmaz
Ana hakkı Tanrı hakkı olmasaydı
Kara çelik öz kılıcımı çekeydim
Pat Diye hoş başını keseydim
Alca kanını yer yüzüne dökeydim
Belli Başlı acımasız ana
dedi Babası der: Yanlış haberdir oğul, kaçan dışarı giden senin ağabeyin yok, başkasıdır, ak sakallı ben babanı ağlatma, ihtiyarcık olmuş ananı sızlatma dedi Oğlan burada söylemiş :
Der:
Üç yüz altmış altı yüksek dağ ava binse
Kanlı geyik üstüne kavga kopsa
Kardeşli yiğitler kalkar kopar olur
Kardeşsiz zavallı yiğit ensesine yumruk dokunsa
Gözyaşları Içinde dört yanında bakar olur
Ela gözden acı yaşını döker olur
Ela gözlü oğlunuzu görünceye değin
Bey baba hatun ana esen kalın
dedi Baba belli başlı hatalı haberdir, gitme oğul dediler Erkek Çocuk der: Beni yolumdan ayırmayın, ağabeyimin tutulduğu kaleye varmayınca, ağabeyimin ölüsünü dirisini bilmeyince, öldü ise kanını almayınca Oğuz eline gelmem yok dedi
Baba başlıca ağlaşıp Kazan ’a adam gönderdiler Erkek Çocuk kardeşini andı gider, bize ne tavsiye verirsin dediler Kazan der: Ayağına at kösteğini vurun dedi Yavuklusu vardı, telaş düğün dernek ettiler Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdilerBilgicikCom, Türkçe, Edebiyat, Büyükbaba Korkut Destanları, Türkoloji, Dilimiz, Türk Destanları
Oğlanı gelin odasına koydular Kız île ikisi bir döşeğe çıktılar Erkek Çocuk kılıcını çıkardı kız ile kendi arasına koydu Kız der: Kılıcını gider yiğit, murat ver murat al, sarılalım dedi Erkek Çocuk der: Bre kavat kızı, ben kılıcıma doğranayım, okuma sancılayım, oğlum doğmasın, doğarsa on yaşına varmasın, ağabeyimin yüzünü görmeyince, ölmüş ise kanını almayınca bu gelin odasına girersem dedi
Ayağa kalktı Tavladan bir koç at çıkardı eyerledi Giyimini giydi Diz bağı, kol bağı bağladı Der: Kız sen beni bir yıl bekle, bir yılda gelmezsem iki sene bekle, iki yılda gelmezsem üç yıl bekle, gelmezsem o zaman benim öldüğümü bilesin, aygır atımı boğazlayıp aşımı ver, gözün kimi tutarsa, gönlün kimi severse ona var dedi Kız burada söylemiş, görelim bayan ne söylemiş:
Der:
Yiğidim ben seni bir yıl bekleyeyim
Bir yılda gelmezsen iki sene bekleyeyim
İki yılda gelmezsen üç dört yıl bekleyeyim
Dört yılda gelmezsen beş sene altı yıl bekleyeyim
Altı yol ayrımına çadır dikeyim
Gelenden gidenden haber sorayım
Hayır haber getirene at elbise vereyim
Kaftanlar giydireyim
Şer haber getirenin başını keseyim
Erkek sineği üzerime kondurmayayım
Murat ver murat al o kadar git yiğidim
dedi Erkek Çocuk der: kavat kızı ağabeyimin başına and içmişim, dönmem değil dedi
Kız der: Ayağı melun gelin diyeceklerine hayasız gelin desinler, kayın babama, kayınanama söyleyeyim dedi Söylemiş :
Babamdan daha iyi kayın baba
Anamdan daha iyi kayın belli başlı
Develerinin erkeği ürktü gider
Deveciler önünü kesti döndüremez
Kara koç aygırın ürktü gider
Beygir çobanları önünü kesti döndüremez
Ağıllarının koçları ürktü gider
Çoban önünü kesti döndüremez
Ela gözlü oğlun kardeşini andı gider
Akça yüzlü gelinin döndüremez
Size malum olsun
dedi Baba ana ah ettiler Yerlerinden kalktılar oğul gitme diyerek, gördüler çare olmadı Elbette o ağabeyimin tutulduğu kaleye varmayınca edemem dedi Babası anası sür oğul, uğurun açık olsun, sağ esen varıp gelesin geleceğin var ise dediler *
Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı içeriği
Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı)
vaktinde Usun Koca derler bir kişi var idi, ömründe iki oğlu var idi Büyük oğlunun adı Eğrek idi Gözü Kara, çılgın, güzel yiğit idi Bayındır Han ’ın sohbetine ne zaman istese getirdi Efendiler beyi olan Kazan ’ın anında buna hiç kapı baca yoklu Beyleri çiğneyip Kazan ’ın önünde otururdu
Kimseye iltifat eylemezdi Meğer bayan gene bir gün beyleri çiğneyip oturunca Ters Uzamış derlerdi Oğuz ’da bir yiğit var idi, der: Bre Usun Koca oğlu bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın dedi Egrek der: Bre Ters Uzamış baş kesip kan dökmek maharet midir dedi Der: Evet hünerdir ya! Zıt Uzamış ’ın sözü Egreğe tesir etti Kalktı Kazan Bey ’den akın diledi Akın verdi Ilan etti, akıncı toplandı Üç yüz mızraklı yiğit bunun yanında cem oldu Meyhanede beş gün yeme içme oldu
Ondan sonradan Şirögüven kenarından Gökçe Deniz ’e dek olan memleketleri yağmaladı Sayısız ganimet alındı Yolu Alınca Kalesine uğramıştı Kara Tekür orada bir koru yaptırmıştı Uçanlardan kaz, tavuk, yürüyenlerden geyik, tavşan bu avluya doldurup Oğuz yiğitlerine bunu kapan yapmıştı Usun Koca oğlunun yolu bu koruya uğradı Korunun kapısını ufattılar Yabanî geyik, kaz, tavuk kestiler, yediler içtiler Atlarının eyerlerini aldılar, giyimlerini çıkardılar Meğer Kara Tekür ’ün casusu var idi, bunları fark etti, gelip der: Bre Oğuz ’dan bir bölük atlı geldi, korunun kapısını ufattılar, atlarının eyerlerini alıp giyimlerini çıkardılar, bre ne duruyorsunuz dedi
Altı yüz kara elbiseli kafir bunların üstüne saldırdılar Yiğitleri öldürdüler Eğreği tuttular Alınca Kalesinde zindana attılar Kara kara dağlardan haber aştı, kanlı kanlı sulardan haber geçti, kudretli Oğuz ellerine haber vardı Usun Koca‘nın ak otağı önünde haykırış koptu Kaza benzer kızı gelini ak çıkarıp kara giydi Usun Koca oğul oğul diye akça yüzlü anası ile ağlaştılar sızlaştılar Her kemikli gelişir, kaburgalı büyür Meğer bayan, Usun Koca ’nın minik oğlu Segrek iyi, cesur, yüksek dağ, deli yiğit oldu BilgicikCom, Türkçe, Edebiyat, Büyükbaba Korkut Destanları, Türkoloji, Dilimiz, Türk Destanları
Bir gün yolu bir düğün derneğe uğradı Kondular, yemek yemek içmek ettiler Segrek ayyaş oldu Dışarı ayak yoluna çıktı Gördü ki öksüz oğlan bir çocukla tartışma ediyor Bre noldunuz diye bir tokat birine, bir tokat birine vurdu Eski dutun biti, yetim oğlanın dili acı olur Biri der: Bre bizim öksüzlüğümüz yetmez mi, bize niye vuruyorsun, hünerin var ise kardeşin Alınca Kalesi ’nde esirdir, var onu kurtar dedi Segrek dedi: Bre kardeşimin adı nedir?
Dedi: Egrek ’tir hemen Egreğe Segrek uygu, kardeşim sağ imiş kaygılanmam, kardeşsiz Oğuz ’da durmam, karanlıklı gözümün aydını kardeş diye ağladı
İçeri sohbete girdi müsaade istedi, baylar hoşça kalın dedi Atını çektiler bindi Koşturdu anasının evine geldi Alından indi anasının ağzını aradı Segrek burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Kalkıp esas yerimden doğruldum
Yelesi kara cins atıma sıçrayıp bindim
Çapraz yatan Ala Dağ eteğine vardım
Kudretli Oğuz ellerinde düğün dernek varmış oraya vardım
Yemek Yemek içmek aralarında
Ak boz atlı bir haberci geldi
Fazla zamanmış Egrek derler bir yiğit esirmiş
Kadir Tanrı yol vermiş çıkıp gelmiş
Büyük Ufak kalmadı o yiğide karşı gitti
Ana ben de varayım mı ne dersin
dedi Anası burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş :
Der:
Ağzın için öleyim oğul
Dilin için öleyim oğul
Karşısında yatan kara dağın
Yıkılmıştı yüceldi ahir
Akıntılı hoş suyun
Çekilmişti çağladı ahir
Koca ağaçta dal budağın
Kurumuştu filizlenip yeşerdi ahir
Kudretli Oğuz beyleri izine varsa sen var
O yiğide yetiştiğinde
Ak boz atın üzerindin yere in
El bağlayıp o yiğide selamlama ver
Elini öpüp boynunu kucakla
Kara dağımın yükseği kardeş de
Ne duruyorsun oğul hoştur
dedi Erkek Çocuk anasına söylemiş, görelim ne söylemiş:
Der:
Belli Başlı ağzın kurusun
Asıl dilin çürüsün
Benim de kardeşim varmış kaygılansam olmaz
Kardeşsiz Oğuzda dursam olmaz
Ana hakkı Tanrı hakkı olmasaydı
Kara çelik öz kılıcımı çekeydim
Pat Diye hoş başını keseydim
Alca kanını yer yüzüne dökeydim
Belli Başlı acımasız ana
dedi Babası der: Yanlış haberdir oğul, kaçan dışarı giden senin ağabeyin yok, başkasıdır, ak sakallı ben babanı ağlatma, ihtiyarcık olmuş ananı sızlatma dedi Oğlan burada söylemiş :
Der:
Üç yüz altmış altı yüksek dağ ava binse
Kanlı geyik üstüne kavga kopsa
Kardeşli yiğitler kalkar kopar olur
Kardeşsiz zavallı yiğit ensesine yumruk dokunsa
Gözyaşları Içinde dört yanında bakar olur
Ela gözden acı yaşını döker olur
Ela gözlü oğlunuzu görünceye değin
Bey baba hatun ana esen kalın
dedi Baba belli başlı hatalı haberdir, gitme oğul dediler Erkek Çocuk der: Beni yolumdan ayırmayın, ağabeyimin tutulduğu kaleye varmayınca, ağabeyimin ölüsünü dirisini bilmeyince, öldü ise kanını almayınca Oğuz eline gelmem yok dedi
Baba başlıca ağlaşıp Kazan ’a adam gönderdiler Erkek Çocuk kardeşini andı gider, bize ne tavsiye verirsin dediler Kazan der: Ayağına at kösteğini vurun dedi Yavuklusu vardı, telaş düğün dernek ettiler Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdilerBilgicikCom, Türkçe, Edebiyat, Büyükbaba Korkut Destanları, Türkoloji, Dilimiz, Türk Destanları
Oğlanı gelin odasına koydular Kız île ikisi bir döşeğe çıktılar Erkek Çocuk kılıcını çıkardı kız ile kendi arasına koydu Kız der: Kılıcını gider yiğit, murat ver murat al, sarılalım dedi Erkek Çocuk der: Bre kavat kızı, ben kılıcıma doğranayım, okuma sancılayım, oğlum doğmasın, doğarsa on yaşına varmasın, ağabeyimin yüzünü görmeyince, ölmüş ise kanını almayınca bu gelin odasına girersem dedi
Ayağa kalktı Tavladan bir koç at çıkardı eyerledi Giyimini giydi Diz bağı, kol bağı bağladı Der: Kız sen beni bir yıl bekle, bir yılda gelmezsem iki sene bekle, iki yılda gelmezsem üç yıl bekle, gelmezsem o zaman benim öldüğümü bilesin, aygır atımı boğazlayıp aşımı ver, gözün kimi tutarsa, gönlün kimi severse ona var dedi Kız burada söylemiş, görelim bayan ne söylemiş:
Der:
Yiğidim ben seni bir yıl bekleyeyim
Bir yılda gelmezsen iki sene bekleyeyim
İki yılda gelmezsen üç dört yıl bekleyeyim
Dört yılda gelmezsen beş sene altı yıl bekleyeyim
Altı yol ayrımına çadır dikeyim
Gelenden gidenden haber sorayım
Hayır haber getirene at elbise vereyim
Kaftanlar giydireyim
Şer haber getirenin başını keseyim
Erkek sineği üzerime kondurmayayım
Murat ver murat al o kadar git yiğidim
dedi Erkek Çocuk der: kavat kızı ağabeyimin başına and içmişim, dönmem değil dedi
Kız der: Ayağı melun gelin diyeceklerine hayasız gelin desinler, kayın babama, kayınanama söyleyeyim dedi Söylemiş :
Babamdan daha iyi kayın baba
Anamdan daha iyi kayın belli başlı
Develerinin erkeği ürktü gider
Deveciler önünü kesti döndüremez
Kara koç aygırın ürktü gider
Beygir çobanları önünü kesti döndüremez
Ağıllarının koçları ürktü gider
Çoban önünü kesti döndüremez
Ela gözlü oğlun kardeşini andı gider
Akça yüzlü gelinin döndüremez
Size malum olsun
dedi Baba ana ah ettiler Yerlerinden kalktılar oğul gitme diyerek, gördüler çare olmadı Elbette o ağabeyimin tutulduğu kaleye varmayınca edemem dedi Babası anası sür oğul, uğurun açık olsun, sağ esen varıp gelesin geleceğin var ise dediler *