yalancıktan kim ölmüş demi Padişahın biri: Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!demiş Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; 1Yalancı: Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdüPadişah: Bunun neresi yalan?Kuş kartaldır, arslan da kuzu dek küçük bir yavru Kaptı mı götürür natürel!2Yalancı: Komsu ülkede bir eşeği kral yaptılar! Padişah: Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş Taç da pencerenin altındaki eşeğin basına geçmiş Taç kimin kafasındaysa, kral odur natürel!3Yalancı: Padişahîm, ben gökyüzüne bir ok attım Altı ay sonradan geri döndü!Padişah: Senin ok bir ağacın üzerine düşmüştür Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştirBöylece padişah, her yalana reel bir gerekçe bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş Fakat bir gün bir Karadenizli gelmiş; Padişahîm, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın Şu Anda geri almaya geldim Yalandır dersen ödülümü ver Yalan değil dersen borcunu öde!