iltasyazilim
Yeni Üye
Yapısalcılık Nedir,
Yapısalcılık Kuramı,
Yapısalcı Yaklaşma
Yapısalcılık Batı dünyasında Structuralism olarak bilinir 20 yüzyılın ikinci yarısında dil, kültür, matematik felsefesi ve toplumun analizinde azami kullanılan yaklaşım olmuştur Yapısalcılığın çok keskin bir okulu olmamasına rağmen Ferdinand de Saussure'ün çalışmaları çoğunlukla bir başlangıç noktası olarak kabul edilir Yapısalcılığı birçok çeşitlemesi olan genel bir yaklaşma olarak bakmak en doğrusudur
Yapısalcılık temelde büyük yapılar, sistemler ve oluşumlarla ilgilidir Yapısalcı hareket çerçevesinde insan davranışları ve olgular bu büyük sistem ve yapılar aracığıyla (örneğin: psikanaliz, marksizm, darvinizm) incelenmeye ve açıklanmaya çalışılmıştır Yapısalcılığın en etkili olduğu alanlar dilbilim, göstergebilim ve insanbilim olmuştur
Yapısalcılık bir kültürde anlamı ortaya çıkaran alt birimler arasındaki ilişkileri inceler Yapısalcılığın ikinci bir kullanımı matematik felsefesinde ortaya çıkmıştır Yapısalcılık teorisine göre bir kültürdeki mana (anlam) yük sistemleri olarak çalışan değişik pratikler, olgular ve aktivitelerle tekrar ve tekrar üretilir Bir yapısalcı, bir kültürde üretilen ve yeniden üretilen anlamın derin yapılarını keşfedebilmek için yemek yemek hazırlanması ve sunulması ritüelleri, dini ayinler, oyunlar, edebi ve yazınsal olmayan yazılar ve diğer ziyafet formları gibi fazla geniş bir aktivite çeşidini çalışır Örneğin, yapısalcılığın öncülerinden kültür antropoloğu ve etnograf Claude LeviStrauss kültür olgusunu mitoloji, akrabalık ve yemek hazırlamasını içine alacak şekilde tahlil etmiştir
Dilbilim Modeli
Saussure, dilbilime bilimsel bir statü kazandırmaya itina göstererek, dil kavramına ilişkin manâ belirsizliğini tamir etmek için bir terminoloji belirlemişti Doğrusu de ondan önce dil, açıklama ve söz yazardan yazara değişen özelliklerde kullanılıyordu Bu da hakiki dilbilim teorisinin oluşturulmasını imkansız kılan bir terminoloji belirsizliğini doğuruyordu
Dilin Tanımı
Saussere'e kadar 'dil bireydeki konuşma yetisinin kullanılabilmesi için, toplumsal inşa yoluyla kabul edilmesi gereken uzlaşma ve uyuşmalar bütünüdür Söylev yetisi dilden ayrı bir olgudur lakin dil olmadan kendini gösteremez' Dil nedir? Bir öğesindeki değişimin bütününde başkalaşım yarattığı ve öğelerden herbirinin diğerinin tümünün değerinin fonksiyonu olduğu bir işaretler sistemidir Her öğe, kendinin diğerlerininn karşısına koyan bu ilişkilerden kendi özdeşliğinin çekip alır Saussure'ün yazdığına kadar dilin 'en belirleyici niteliği, diğerlerinin olmadığı şey olmasıdır' Bu Nedenle sintagmatik (başka herhangi bir bir birimle birlikte tasarlanmayacak olan) birime ilişkin bir eksene göre yatay olarak paradigmatik (kendinden ayrı, ama gerçi bir arada düşünebildiği öteki terimler bütünü için temel yaratıcı bire terime ilişkin) bir eksene tarafından düşey olarak eklemlenen bir 'söylem zinciri' elde edilir Sintagmatik grup ve paradigmatik birleşimler, yapı inceleme yoluyla sürekli olarak kullanılacaktır
Dili Yaratıcı Öğeler
Dilin sistemini yaratıcı öğeler, bildiren ve gösterilenden veya bir yankı imge ve bir kavramdan ibaret işaretlerdir Jakobson'un buna katkısı, ikili olarak ortaya çıkan ona kadar bütün dillerde bulunan bir akustik(ses bilgisi) veya fonem imgeleriyle, ayrıcı işlevleri üzerinde durarak, dilbilimsel görüntü açısına uygun bir şekilde Saussure'ün olanaksız bulduğu şekilde ilgilenmiş olmasıdır 'Salt boş ayrım çizgileri' olarak tanımlanan fonemenler, bir sistem içindeki karşıtlıkları ve bilinç dışındaki etkileriyle bu işlevi yerine getirirler
Yapı Kavramı
Jakobson'a göre Saussure'ün büyük yeteneği 'dışa ast bir verinin bilinç dışarıda var olduğunu bütün anlamıyla kavramış olmasıdır' LeviStrauss da şöyle demiştir: sahiden bu oysa dilin, diğer her toplumsal kurum gibi fenomenlerin sürekliliğinin ve 'düzenleyici ilkeler'in süreksizliğinin ötesinde ulaşmaya kalkışılan, bilinçsiz düzeyde işleyen fikir işlevlerini varsaydığının anlaşılmasına bağlıdır Yapının şu özellikleri buradan kaynaklanır: ilişki anlamlarını sistem içindeki konumlarından bölge öğeler üstüne kuruludur; her yapı mediatristir ve dilin aracı olduğu simgesel düzene aittir *
Yapısalcılık Kuramı,
Yapısalcı Yaklaşma
Yapısalcılık Batı dünyasında Structuralism olarak bilinir 20 yüzyılın ikinci yarısında dil, kültür, matematik felsefesi ve toplumun analizinde azami kullanılan yaklaşım olmuştur Yapısalcılığın çok keskin bir okulu olmamasına rağmen Ferdinand de Saussure'ün çalışmaları çoğunlukla bir başlangıç noktası olarak kabul edilir Yapısalcılığı birçok çeşitlemesi olan genel bir yaklaşma olarak bakmak en doğrusudur
Yapısalcılık temelde büyük yapılar, sistemler ve oluşumlarla ilgilidir Yapısalcı hareket çerçevesinde insan davranışları ve olgular bu büyük sistem ve yapılar aracığıyla (örneğin: psikanaliz, marksizm, darvinizm) incelenmeye ve açıklanmaya çalışılmıştır Yapısalcılığın en etkili olduğu alanlar dilbilim, göstergebilim ve insanbilim olmuştur
Yapısalcılık bir kültürde anlamı ortaya çıkaran alt birimler arasındaki ilişkileri inceler Yapısalcılığın ikinci bir kullanımı matematik felsefesinde ortaya çıkmıştır Yapısalcılık teorisine göre bir kültürdeki mana (anlam) yük sistemleri olarak çalışan değişik pratikler, olgular ve aktivitelerle tekrar ve tekrar üretilir Bir yapısalcı, bir kültürde üretilen ve yeniden üretilen anlamın derin yapılarını keşfedebilmek için yemek yemek hazırlanması ve sunulması ritüelleri, dini ayinler, oyunlar, edebi ve yazınsal olmayan yazılar ve diğer ziyafet formları gibi fazla geniş bir aktivite çeşidini çalışır Örneğin, yapısalcılığın öncülerinden kültür antropoloğu ve etnograf Claude LeviStrauss kültür olgusunu mitoloji, akrabalık ve yemek hazırlamasını içine alacak şekilde tahlil etmiştir
Dilbilim Modeli
Saussure, dilbilime bilimsel bir statü kazandırmaya itina göstererek, dil kavramına ilişkin manâ belirsizliğini tamir etmek için bir terminoloji belirlemişti Doğrusu de ondan önce dil, açıklama ve söz yazardan yazara değişen özelliklerde kullanılıyordu Bu da hakiki dilbilim teorisinin oluşturulmasını imkansız kılan bir terminoloji belirsizliğini doğuruyordu
Dilin Tanımı
Saussere'e kadar 'dil bireydeki konuşma yetisinin kullanılabilmesi için, toplumsal inşa yoluyla kabul edilmesi gereken uzlaşma ve uyuşmalar bütünüdür Söylev yetisi dilden ayrı bir olgudur lakin dil olmadan kendini gösteremez' Dil nedir? Bir öğesindeki değişimin bütününde başkalaşım yarattığı ve öğelerden herbirinin diğerinin tümünün değerinin fonksiyonu olduğu bir işaretler sistemidir Her öğe, kendinin diğerlerininn karşısına koyan bu ilişkilerden kendi özdeşliğinin çekip alır Saussure'ün yazdığına kadar dilin 'en belirleyici niteliği, diğerlerinin olmadığı şey olmasıdır' Bu Nedenle sintagmatik (başka herhangi bir bir birimle birlikte tasarlanmayacak olan) birime ilişkin bir eksene göre yatay olarak paradigmatik (kendinden ayrı, ama gerçi bir arada düşünebildiği öteki terimler bütünü için temel yaratıcı bire terime ilişkin) bir eksene tarafından düşey olarak eklemlenen bir 'söylem zinciri' elde edilir Sintagmatik grup ve paradigmatik birleşimler, yapı inceleme yoluyla sürekli olarak kullanılacaktır
Dili Yaratıcı Öğeler
Dilin sistemini yaratıcı öğeler, bildiren ve gösterilenden veya bir yankı imge ve bir kavramdan ibaret işaretlerdir Jakobson'un buna katkısı, ikili olarak ortaya çıkan ona kadar bütün dillerde bulunan bir akustik(ses bilgisi) veya fonem imgeleriyle, ayrıcı işlevleri üzerinde durarak, dilbilimsel görüntü açısına uygun bir şekilde Saussure'ün olanaksız bulduğu şekilde ilgilenmiş olmasıdır 'Salt boş ayrım çizgileri' olarak tanımlanan fonemenler, bir sistem içindeki karşıtlıkları ve bilinç dışındaki etkileriyle bu işlevi yerine getirirler
Yapı Kavramı
Jakobson'a göre Saussure'ün büyük yeteneği 'dışa ast bir verinin bilinç dışarıda var olduğunu bütün anlamıyla kavramış olmasıdır' LeviStrauss da şöyle demiştir: sahiden bu oysa dilin, diğer her toplumsal kurum gibi fenomenlerin sürekliliğinin ve 'düzenleyici ilkeler'in süreksizliğinin ötesinde ulaşmaya kalkışılan, bilinçsiz düzeyde işleyen fikir işlevlerini varsaydığının anlaşılmasına bağlıdır Yapının şu özellikleri buradan kaynaklanır: ilişki anlamlarını sistem içindeki konumlarından bölge öğeler üstüne kuruludur; her yapı mediatristir ve dilin aracı olduğu simgesel düzene aittir *