Ali Rıza Bey, şair ruhlu, içine kapanık, kendi hâlinde doğru bir insandır Prensipleri kendi prensipleriyle bağdaşmayan insanlarla çalışmak istemediği için şirketteki memuriyetinden istifa eder; Üsküdar'daki evine çekilir Ali Rıza Beyin, Şevket isminde bir oğlu ile Fikret, Neclâ, Leylâ ve Ayşe adında dört kızı vardır Ali Rıza Bey, işten çıktığı sırada oğlu Şevket yüksek maaşla bir bankaya memur olur; evin bütün yükü onun üzerine biner Şevket, babası gibi iyi yetişmiş, karakterli, namuslu bir gençtir Ailesine de son derece bağlıdır Babasının doğruluk ve namus uğruna işten istifa etmesini yerinde bulur Buna karşılık Ali Rıza Beyin hanımı Hayriye Bayan durumdan hiç hoşnut kalmaz
Bir zaman daha sonra Şevket, Ferhunde adında hafif meşrep bir kadınla evlenir Eğlenceye düşkün olan bu bayan, birbirinden genç, hoş ve hareketli, asrî olmaya meraklı olan Neclâ ve Leylâ'nın da karakterini bozar Bir ziyafet ve moda düşkünlüğü başlar Evde sık sık partiler düzenlenir Evin büyük kızı Fikret, yengesi ve kardeşleriyle anlaşamadığı ve bu durumdan hiç memnun olmadığı için minimum babası kadar dertli ve kırgındır Hayriye Bayan, sırf kızlarına koca bulmak ümidiyle evde her değişikliğe razı olur Şevket de olanlardan hoşnut kalmamasına rağmen belki de karısının tesiriyle kendisini bu hevese kaptırmıştır
Evde gün geçtikçe itibarı düşen Ali Rıza Bey yeniden işe girmeyi düşünürse de başaramaz Eğlenceler ve toplantılar için lüzumsuz yere para harcanan evde maddî sıkıntılar başlar; kavgalar, türlü rezaletler ve fakirlik birbirini takip eder Ali Rıza Bey, çocuklarındaki bu dehşet şartların değişmesi karşısındaki şaşma, şaşkınlık ve acı içinde kıvranmaktadır Evdeki bu olağandışı havaya but uyduramayacağını anlayan Fikret Adapazarı'na yaşlı, dul bir adama gelin gider Bu Vesile Ile aile ağacının yapraklarından biri düşer Ali Rıza Bey, çirkin durumlardan kurtarmak için kızlarını evlendirmeyi düşünür; fakat içten ve namuslu güvey adayı bulamaz bu vesileyle Şevket masrafları yerine getirmek için bankadan borç alır; daha sonra ödeyemez, hapse atılır Böylece, ikinci yaprak düşer Kocası hapisteyken Ferhunde evden kaçar Bu üçüncü yaprağın düşüşü olur Karısının kaçtığı haberini hapishanede babasından alan Şevket üzülmez, hatta bir belâdan kurtulduğu için memnun olur
Ferhunde'nin kaçışı ile elebaşlarını kaybeden Leylâ ve Neclâ bocalarlar Evde egemenlik yeniden Ali Rıza Beyin eline geçer; toplantılara ve eğlencelere son verilir Bu biteviye hayat kızlara o kadar sıkıcı gelir; sırf bu havadan kurtulmak için Neclâ bin bir türlü hayaller kurarak, kendisini zengin bildiren bir Suriyeli ile evlenir Fakat Suriye'ye gidince orada kocasının birkaç karısının daha olduğunu görür Kendisini kurtarması için babasına mektuplar yazar Bu dördüncü yaprağın düşüşüdür sırası gelmişken Leylâ kötü yola sapar Ali Rıza Bey, kızını evden kovar Leylâ bir avukatın metresi olur Bu beşinci yaprağın düşüşüdür Bu olaydan sonradan Ali Rıza Beye hafif bir inme iner Onu yiyip bitiren belli başlı rahatsızlık içindedir Leylâ da gittikten sonra konut tamamen ıssız kalır Hayriye Bayan tüm şiddet ve kuvvetini kaybeder Leylâ yüzünden kocasına çoğu kez sitemlerde bulunur Bunun üzerine Ali Rıza Bey, Adapazarı'na, Fikret'in yanında gider Fakat aradığı huzuru orada da bulamaz; topluluk bir aile hayatı içinde âdeta bir cehennem hayatı yaşayan Fikret, tüm iyi niyetine karşın babasını yanında barındıracak durumda değildir Bunun üzerine Ali Rıza Bey İstanbul'a döner, hastalığı ilerlediği için eve uğramadan hastahaneye yatar Babasının hastalık haberini alan Leylâ onu hastahaneden çıkarır, kendi evine götürür Taksim'deki lüks apartman katında hep birlikte gizli yaşamaya başlarlar ara sıra yolda eski kahve arkadaşları ile göz göze gelmese Ali Rıza Bey büsbütün rahat içinde olacaktır
Eserin konusu, gelir düzeyinin üzerinde bir hayat devam etmek isteyen bir ailenin dağılışıdır
Yazar bu romanla okuyucuya; çılgın hayallerin, maddî israfların, boşboğaz özentilerin hüküm sürdüğü bir ailede çöküntülerin başlayacağı mesajını verir
Yaprak Dökümü, toplumsal gerçekleri ele aldığından basmakalıplıktan uzaktan, başarılı bir romandır Bilindiği gibi, Tanzimat'tan sonradan toplumumuzda bir batılılaşma hevesi başlamıştı Batılılaşmak yanlış anlaşıldığından; yüzyıllarca süren millî gelenek ve göreneklerimizden, karakterimizden sıyrılma olarak kabul edildiğinden, bu, çoğu ailede birtakım felâketlere sebep olmuştur Bugün bile içinde bulunduğumuz zorlama durumların sebebi budur Birtakım toplumsal pürüzlere, kişilik boşluklarına ışık tutması bakımından Yaprak Dökümü realist ve orijinal bir romandır
*