iltasyazilim
Yeni Üye
Yavuz Sultan Selim yazınsal eserleri
Arapça ve bilhassa Farsça ’ya fazla baskın olan Selim ’in, kendi el yazısı ile Selimî mahlasıyla yazılmış olan Farsça manzumeleri günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi ’nde bulunmaktadır Farsça ’nın yanına Türkçe şiirleri de yer alan Selim ’in, Farsça olan Divân ’ı 1306 yılında İstanbul ’da basılmış olup, 1904 tarihinde de Alman İmparatoru II Wilhelm ’in emri ile Paul Horn tarafından Berlin ’de tekrar nesredilmiştir
Şah İsmail ile garip diyalogları
Yavuz Sultan Selim, İran Seferi ’ne çıkmak için 19 Mart 1514 tarihinde Edirne ’den İstanbul ’a hareket etmişti Bir ay daha sonra Üsküdar ’a geldiğinde, Şah İsmail ’in halifelerinden olan Kılıç adında biri vasıtası ile Şah ’a Farsça name yolladı Sultan Selim, İzmit ’ten gönderdiği hicri takvime tarafından 920 Safer tarihli mektubunda: Şah ’ın Müslümanlığa uygun olmayan hareketlerinden, mezaliminden iddia ile kendisinin Müslümanlığı yardım ve mezalimi uyandırmak için faaliyete geçtiğini, yaptığı işler sebebiyle katline fetva verildiğini ve kılıçtan evvel İslamiyeti kabul etmesi lazım geldiğini ve atlarının Safer ayında İstanbul ’dan hareket ettiğini ve bana kalırsa muharebeye hazırlanmış olacağını bildirmişti Yavuz mektubunda şöyle diyordu: “Fitneler çıkardınız, İslam büyüklerine küfürler ediyorsunuz, bunun cezası katlidir, üzerinize geliyorum, işgal ettiğiniz Osmanlı memleketlerini geri veriniz Elçi Kılıç, Şah İsmail ’i Hemedan ’da bularak mektubu vermiş, o da muharebeye hazırlanmış olduğunu bildirmiştir Şahın bu cevabı Osmanlı ordusu Erzincan ’a geldiği sırada alınmıştır Lütfi Paşa tarihine tarafından Şah İsmail mektubu getiren Kılıç ’ı öldürtmüştür
Şah İsmail, muharebeye hazırlanmış olduğunu gösteren mektubunda: “Er isen meydana gelsin, biz de intizardan kurtuluruz demiş ve Yavuz ’a bir bayan elbisesiyle, yaşmak yollamıştır Yavuz bu mektuba cevabını 920 Cemaziyelevvel sonunda Erzincan ’dan yollamıştır Yavuz bu mektubunda Şah İsmail er meydanına misafir etme ediliyor ve hala kendisinden bir eser olmadığı demeç ediliyordu Şah İsmail bu mektuba yanıt olarak; gerek II Bayezid zamanındaki ve lüzum kendisinin Trabzon valiliğindeki dostluklarından bahsederek aradaki düşmanlığın niçin ileri geldiğinin bilinmediğini, Osmanlı Hanedanıyla kadim dostluklarından ötürü Timur zamanındaki gibi kötü bir neticenin olmasını istemediğini ifade etmektedir Keza Yavuz ’un mektubunda hakaretvari tabirlerden şikayet ile mektup yazan kâtiplerin yazılarını afyon tesiriyle yazdıkları için bir altın hokka ile afyon macunu yolladığını da mektubunda belirtmiştir Şah İsmail ’in afyon macunu yollaması aracılığıyla, II Bayezid ’ın afyonkeşliği sebebiyle oğlunun da babası gibi olduğu ima edilmektedir
Yavuz Sultan Selim bu ağır mektuba ağır yanıt vermiştir: “Davete icabet edip uzun yolları kat ile memleketine girdik; ama sen meydanda görünmüyorsun Padişahların ellerindeki memleket onların nikahlısı gibidir; erkek ve yiğit olanlar kendisinden başkasının ona elini dokundurtmazlar; halbuki bunca gündür askerimle memlektine girip yürüyorum, hala senden bir haber yok Seni korkutmamak için askerimden 40000 kişiyi ayırıp Sivas ile Kayseri aralarında bıraktım; hasma mürüvvet ancak bu kadar olur Bundan sonra da saklanıp gözükmezsen erkeklik sana haramdır, miğfer yerine yaşmak ve zırh yerine çarşaf yaşlı eyleyip serdarlık ve şahlık sevdasından vaz geçesin Yavuz bu mektubuyla beraber Şah İsmail ’in gönderdiklerine karşılık kendisinin kökenini telmihen hırka, şal, asa, misvak ve şedden (kuşak) ibaret tarikat levazımı yollamıştır Bu Nedenle Yavuz, Şah İsmail ’in dervişlikten geldiğine gönderme yapmıştır *
Arapça ve bilhassa Farsça ’ya fazla baskın olan Selim ’in, kendi el yazısı ile Selimî mahlasıyla yazılmış olan Farsça manzumeleri günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi ’nde bulunmaktadır Farsça ’nın yanına Türkçe şiirleri de yer alan Selim ’in, Farsça olan Divân ’ı 1306 yılında İstanbul ’da basılmış olup, 1904 tarihinde de Alman İmparatoru II Wilhelm ’in emri ile Paul Horn tarafından Berlin ’de tekrar nesredilmiştir
Şah İsmail ile garip diyalogları
Yavuz Sultan Selim, İran Seferi ’ne çıkmak için 19 Mart 1514 tarihinde Edirne ’den İstanbul ’a hareket etmişti Bir ay daha sonra Üsküdar ’a geldiğinde, Şah İsmail ’in halifelerinden olan Kılıç adında biri vasıtası ile Şah ’a Farsça name yolladı Sultan Selim, İzmit ’ten gönderdiği hicri takvime tarafından 920 Safer tarihli mektubunda: Şah ’ın Müslümanlığa uygun olmayan hareketlerinden, mezaliminden iddia ile kendisinin Müslümanlığı yardım ve mezalimi uyandırmak için faaliyete geçtiğini, yaptığı işler sebebiyle katline fetva verildiğini ve kılıçtan evvel İslamiyeti kabul etmesi lazım geldiğini ve atlarının Safer ayında İstanbul ’dan hareket ettiğini ve bana kalırsa muharebeye hazırlanmış olacağını bildirmişti Yavuz mektubunda şöyle diyordu: “Fitneler çıkardınız, İslam büyüklerine küfürler ediyorsunuz, bunun cezası katlidir, üzerinize geliyorum, işgal ettiğiniz Osmanlı memleketlerini geri veriniz Elçi Kılıç, Şah İsmail ’i Hemedan ’da bularak mektubu vermiş, o da muharebeye hazırlanmış olduğunu bildirmiştir Şahın bu cevabı Osmanlı ordusu Erzincan ’a geldiği sırada alınmıştır Lütfi Paşa tarihine tarafından Şah İsmail mektubu getiren Kılıç ’ı öldürtmüştür
Şah İsmail, muharebeye hazırlanmış olduğunu gösteren mektubunda: “Er isen meydana gelsin, biz de intizardan kurtuluruz demiş ve Yavuz ’a bir bayan elbisesiyle, yaşmak yollamıştır Yavuz bu mektuba cevabını 920 Cemaziyelevvel sonunda Erzincan ’dan yollamıştır Yavuz bu mektubunda Şah İsmail er meydanına misafir etme ediliyor ve hala kendisinden bir eser olmadığı demeç ediliyordu Şah İsmail bu mektuba yanıt olarak; gerek II Bayezid zamanındaki ve lüzum kendisinin Trabzon valiliğindeki dostluklarından bahsederek aradaki düşmanlığın niçin ileri geldiğinin bilinmediğini, Osmanlı Hanedanıyla kadim dostluklarından ötürü Timur zamanındaki gibi kötü bir neticenin olmasını istemediğini ifade etmektedir Keza Yavuz ’un mektubunda hakaretvari tabirlerden şikayet ile mektup yazan kâtiplerin yazılarını afyon tesiriyle yazdıkları için bir altın hokka ile afyon macunu yolladığını da mektubunda belirtmiştir Şah İsmail ’in afyon macunu yollaması aracılığıyla, II Bayezid ’ın afyonkeşliği sebebiyle oğlunun da babası gibi olduğu ima edilmektedir
Yavuz Sultan Selim bu ağır mektuba ağır yanıt vermiştir: “Davete icabet edip uzun yolları kat ile memleketine girdik; ama sen meydanda görünmüyorsun Padişahların ellerindeki memleket onların nikahlısı gibidir; erkek ve yiğit olanlar kendisinden başkasının ona elini dokundurtmazlar; halbuki bunca gündür askerimle memlektine girip yürüyorum, hala senden bir haber yok Seni korkutmamak için askerimden 40000 kişiyi ayırıp Sivas ile Kayseri aralarında bıraktım; hasma mürüvvet ancak bu kadar olur Bundan sonra da saklanıp gözükmezsen erkeklik sana haramdır, miğfer yerine yaşmak ve zırh yerine çarşaf yaşlı eyleyip serdarlık ve şahlık sevdasından vaz geçesin Yavuz bu mektubuyla beraber Şah İsmail ’in gönderdiklerine karşılık kendisinin kökenini telmihen hırka, şal, asa, misvak ve şedden (kuşak) ibaret tarikat levazımı yollamıştır Bu Nedenle Yavuz, Şah İsmail ’in dervişlikten geldiğine gönderme yapmıştır *