bilgiliadam
Yeni Üye
Yavuz sultan selim olumu nasıl oldu
Olumu ve tarihe bıraktıkları
Yavuz Sultan Selim’in saltanatı kısa surmuş olsa da, Osmanlı İmparatorluğu’nun oğlu Suleyman doneminde altın cağını yaşamasına zemin hazırlamıştır Sultan Selim, babasından devraldığı boş hazineyi ağzına kadar doldurmuştur Yaygın bir efsaneye gore; hazinenin kapısını muhurledikten sonra, şoyle vasiyet etmiştir: “Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi muhru ile muhurlesin, aksi halde Hazinei Humayun benim muhrumle muhurlensin Bu vasiyet tutulmuş, o tarihten sonra gelen padişahların hicbiri hazineyi dolduramadığından, hazinenin kapısı Osmanlı’nın yaklaşık 400 yıl sonraki iflasına kadar Yavuz’un muhruyle muhurlenmiştir
Sultan Selim, Mısır Seferi’nden sonra Batı Seferi’ne başlamak amacıyla Veziriazam’ı Kapıkulu askerleriyle Edirne’ye gondermiş, sonra kendisi de 2 Şaban 926Ağustos 1520’de Edirne’ye doğru yola cıkmıştır Ancak Selim, sırtında bir cıban cıkmasından oturu rahatsızlanmıştır Halk arasında yanıkara olarak da isimlendirilen bu cıban,Şirpence ya da Aslan Pencesi ismiyle bilinmektedir Hoca Sadettin Efendi, yazılarında Yavuz Sultan Selim’in olumune sebep olan cıban hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir ve bundan oturu gunumuzde kaynak olarak genelde onun yazılarına başvurulmaktadır Yazılarına gore; Yavuz Sultan Selim, Edirne’ye harekete karar verdikten sonra bir gun musahibi Hasan Can’a sırtına bir şeyin battığını soylemiş, bunun uzerine Hasan Can, elini hukumdarın sırtına sokmuş fakat bir şey bulamamıştır Ancak ikinci sefer yine aynı şeyden şikayet edince o zaman Hasan Can, Sultan Selim’in sırtına bakmış ve henuz baş vermiş, etrafı kızarmış ve tam olgunlaşmamış sert bir cıban gormuştur Bunu Sultan Selim’e soyleyince, Sultan cıbanı sıkmasını istemişse de Hasan Can: “Padişahım, buyuk bir cıbandır, henuz hamdır, zorlamak caiz değildir, bir munasib merhem koyalım demiş, bunun uzerine Sultan Selim “Biz Celebi değiliz ki, bir cıban icin cerrahlara muracaat edelim cevabını vermiştir O geceyi ızdırap icinde geciren Hunkar, ertesi gun hamama giderek orada cıbanı sıktırıp zedeletmiş, fakat bu da ızdırabını artırmaktan başka bir işe yaramamıştır Bunun uzerine Hasan Can’a “Seni dinlemedik amma kendimizi helak ettik deyip cıbanın macerasını anlatınca Hasan Can “neredeyse aklım başımdan gidiyordu diyecektir Butun bu sıkıntılara rağmen Yavuz, sefer daha once kararlaştırıldığı icin geri donmeyerek hasta olduğu halde 2 Şaban 926Ağustos 1520 tarihinde Edirne’ye doğru yola cıkmıştır
Yavuz, Corlu’da kırk gun Başhekim Ahmed Celebi tarafından tedavi edilmiş fakat yara yine de buyuyup acılmıştır Hareket edemeyecek kadar yorgun duşen Yavuz, tedaviden umidini kesince Edirne’de bulunan Veziriazam Piri Mehmed Paşa ile vezir Coban Mustafa Paşa’yı ve Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa’yı acele yanına cağırtmış ve vasiyetini belirtmiştir Ayrıca acele edip yetişmesi icin Manisa Valisi olan oğlu Şehzade Suleyman’a haber gondermiş ancak oğlu gelmeden 9261520 yılında 8 Şevval’ı 9’una21 Eylul’u 22’sine bağlayan gece Corlu karargahının bulunduğu koyde vefat etmiştir Sultan Selim’in vefatı, tek oğlu olan Manisa Valisi Şehzade Suleyman gelinceye kadar gizli tutulmuştur Suleyman’ın 11 Şevval tarihinde İstanbul tarafına gelip kadırga ile saraya indiği haber alındıktan sonra, Selim’in vefatı ve yeni Padişah’ın İstanbul’a geldiği ilan edilmiştir
Devlet erkanı, derhal İstanbul’a gelip yeni Padişah’ı tebrik ettikten sonra Selim’in naaşı, butun ilgililer tarafından Edirnekapı haricinde, bağlar ucunda karşılanıp, hazırlanmış bulunan tabuta konmuştur Fatih Sultan Mehmed Camii’nde cenaze namazı kılındıktan sonra, o tarihlerde Mirza Sarayı denilen gunumuzdeki Sultan Selim Camii yanındaki mahalleye defnedilmiştir Turbesi, oğlu Sultan Suleyman tarafından yaptırılmıştır
Yavuz Sultan Selim; 22 Eylul 1520’de Aslan Pencesi (Şirpence) denilen bir cıban yuzunden vefat ettiğinde oğluna, dolu bir hazine, guclu bir ordu ve ic karışıklıklara son verilmiş bir devlet bırakmıştır Kanuni Sultan Suleyman, Fatih Camii’nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki turbeye defnettirmiştir
Olumu ve tarihe bıraktıkları
Yavuz Sultan Selim’in saltanatı kısa surmuş olsa da, Osmanlı İmparatorluğu’nun oğlu Suleyman doneminde altın cağını yaşamasına zemin hazırlamıştır Sultan Selim, babasından devraldığı boş hazineyi ağzına kadar doldurmuştur Yaygın bir efsaneye gore; hazinenin kapısını muhurledikten sonra, şoyle vasiyet etmiştir: “Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi muhru ile muhurlesin, aksi halde Hazinei Humayun benim muhrumle muhurlensin Bu vasiyet tutulmuş, o tarihten sonra gelen padişahların hicbiri hazineyi dolduramadığından, hazinenin kapısı Osmanlı’nın yaklaşık 400 yıl sonraki iflasına kadar Yavuz’un muhruyle muhurlenmiştir
Sultan Selim, Mısır Seferi’nden sonra Batı Seferi’ne başlamak amacıyla Veziriazam’ı Kapıkulu askerleriyle Edirne’ye gondermiş, sonra kendisi de 2 Şaban 926Ağustos 1520’de Edirne’ye doğru yola cıkmıştır Ancak Selim, sırtında bir cıban cıkmasından oturu rahatsızlanmıştır Halk arasında yanıkara olarak da isimlendirilen bu cıban,Şirpence ya da Aslan Pencesi ismiyle bilinmektedir Hoca Sadettin Efendi, yazılarında Yavuz Sultan Selim’in olumune sebep olan cıban hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir ve bundan oturu gunumuzde kaynak olarak genelde onun yazılarına başvurulmaktadır Yazılarına gore; Yavuz Sultan Selim, Edirne’ye harekete karar verdikten sonra bir gun musahibi Hasan Can’a sırtına bir şeyin battığını soylemiş, bunun uzerine Hasan Can, elini hukumdarın sırtına sokmuş fakat bir şey bulamamıştır Ancak ikinci sefer yine aynı şeyden şikayet edince o zaman Hasan Can, Sultan Selim’in sırtına bakmış ve henuz baş vermiş, etrafı kızarmış ve tam olgunlaşmamış sert bir cıban gormuştur Bunu Sultan Selim’e soyleyince, Sultan cıbanı sıkmasını istemişse de Hasan Can: “Padişahım, buyuk bir cıbandır, henuz hamdır, zorlamak caiz değildir, bir munasib merhem koyalım demiş, bunun uzerine Sultan Selim “Biz Celebi değiliz ki, bir cıban icin cerrahlara muracaat edelim cevabını vermiştir O geceyi ızdırap icinde geciren Hunkar, ertesi gun hamama giderek orada cıbanı sıktırıp zedeletmiş, fakat bu da ızdırabını artırmaktan başka bir işe yaramamıştır Bunun uzerine Hasan Can’a “Seni dinlemedik amma kendimizi helak ettik deyip cıbanın macerasını anlatınca Hasan Can “neredeyse aklım başımdan gidiyordu diyecektir Butun bu sıkıntılara rağmen Yavuz, sefer daha once kararlaştırıldığı icin geri donmeyerek hasta olduğu halde 2 Şaban 926Ağustos 1520 tarihinde Edirne’ye doğru yola cıkmıştır
Yavuz, Corlu’da kırk gun Başhekim Ahmed Celebi tarafından tedavi edilmiş fakat yara yine de buyuyup acılmıştır Hareket edemeyecek kadar yorgun duşen Yavuz, tedaviden umidini kesince Edirne’de bulunan Veziriazam Piri Mehmed Paşa ile vezir Coban Mustafa Paşa’yı ve Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa’yı acele yanına cağırtmış ve vasiyetini belirtmiştir Ayrıca acele edip yetişmesi icin Manisa Valisi olan oğlu Şehzade Suleyman’a haber gondermiş ancak oğlu gelmeden 9261520 yılında 8 Şevval’ı 9’una21 Eylul’u 22’sine bağlayan gece Corlu karargahının bulunduğu koyde vefat etmiştir Sultan Selim’in vefatı, tek oğlu olan Manisa Valisi Şehzade Suleyman gelinceye kadar gizli tutulmuştur Suleyman’ın 11 Şevval tarihinde İstanbul tarafına gelip kadırga ile saraya indiği haber alındıktan sonra, Selim’in vefatı ve yeni Padişah’ın İstanbul’a geldiği ilan edilmiştir
Devlet erkanı, derhal İstanbul’a gelip yeni Padişah’ı tebrik ettikten sonra Selim’in naaşı, butun ilgililer tarafından Edirnekapı haricinde, bağlar ucunda karşılanıp, hazırlanmış bulunan tabuta konmuştur Fatih Sultan Mehmed Camii’nde cenaze namazı kılındıktan sonra, o tarihlerde Mirza Sarayı denilen gunumuzdeki Sultan Selim Camii yanındaki mahalleye defnedilmiştir Turbesi, oğlu Sultan Suleyman tarafından yaptırılmıştır
Yavuz Sultan Selim; 22 Eylul 1520’de Aslan Pencesi (Şirpence) denilen bir cıban yuzunden vefat ettiğinde oğluna, dolu bir hazine, guclu bir ordu ve ic karışıklıklara son verilmiş bir devlet bırakmıştır Kanuni Sultan Suleyman, Fatih Camii’nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki turbeye defnettirmiştir