Yaygın anksiyete bozukluğu yoğun ve kontrol edilemeyen kaygı ile karakterizedir. Yoğun ile kastedilen söz konusu duruma verilen tepkinin aşırı olduğu, kontrol edilemeyen ile kastedilen ise, kaygı/endişe başlayınca kişinin bu duygularını durduramamasıdır. Bu nedenle gelişimsel olarak gözlenen kaygı/endişenden, Yaygın anksiyete bozukluğu, kaygının gerçekçi olmayan doğası ile ve uzun süre devam etmesi ile ayırt edilir. Yaygın anksiyete bozukluğu tanısı için yoğun kaygı günlük işlevi bozmalıdır ve en az 6 ay sürmelidir. Yaygınlığı %2.7 ile %4.6 arasında değişmektedir.
Sıklıkla YAB’da kaygı bir alana sınırlı değildir. YAB olan çocuk ve ergenlerde tipik olarak gözlenen kaygılar, yeterlilik, onay görme ve eski davranışlarının uygunluğudur. Gelecek ile ilgili olaylar, yeni ya da tanıdık olmayan ortamlar diğer kaygı nedenleridir. Bir işi zamanında yerine getirmeyle ilgili kaygılar görülebilir. YAB olan çocuklar genellikle toplum kurallarına uyan ve mükemmeliyetçi çocuklardır; yetişkinler tarafından inatçı ya da katı (esnek olmayan) olarak tanımlanabilirler. YAB olan çocuk ve ergenlerin sıklıkla başkaları tarafından yatıştırılması gerekir, ancak bu durum kaygının azalmasında kısa süreli bir iyilik meydana getirir.
Hastalarda motor gerginliğin artması ve aşırı uyarılmışlık (vigilance) hali gözlenebilse de, çocuklar için sadece bir belirti gereklidir (erişkinde 3 belirti). Baş ağrısı, karın ağrısı ve uyku güçlükleri gibi somatik belirtilere sık rastlanır. Genel olarak, özellikle hastaların önemli bir olaydan önce gerginlik yaşadıkları, sinirli ve heyecanlı oldukları bildirilir. Özelikle çocuklarda kaygı ne kadar fazla ise sinirlilik o kadar fazladır.