Son Konu

Yeraltı Kaynakları Sorunu

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Yeraltı Kaynakları
Yeraltı kaynaklarımız nelerdir?
Yeraltı Kaynakları Sorunları

Madenlerimiz, sanayinin temel girdilerini sağlayacak, kaynak yaratacak ve uzerleri ne yen i sanayi tesisleri kurulacak yeraltı servetleridir Madenlerin bir diğer onemli ozelliği de tukenebilir olmalarıdır Oluşumu icin milyonlarca yıl ve olağanustu doğal koşulların gerekli olduğu madenlerimizin uretim ve tuketiminde toplumsal faydanın onde tutulması bilimsel ve teknik bir zorunluluktur

Yeraltı kaynaklarına sahip olmak; bir ulkenin sanayileşmesi ve kalkınması icin yeterli değildir Dunyada rezerv olarak buyuk maden yataklarına sahip olan ulkeler somurge olarak yaşarken, maden yataklarına cok az yada hic sahip olmayan ulkeler dunya ekonomisinde liderliği zorlamaktadırlar Onemli olan hammaddeye sahip olmak değil, onun nasıl değerlendirildiği, katma değeri yuksek bir sanayi oluşturarak madenlerimizi onun girdisi haline getirmektir Ulkemiz maden yatakları acısından birkac maden dışında ( bor, krom, linyit, trona, ) zengin kaynaklara sahip olmamakla birlikte ceşitlilik acısından bir zenginliğe sahiptir Bu potansiyellerimizle akılcı toplumsal politikalar oluşturarak kendimize yeter konuma gelebilir, maden ithalatcısı bir ulke olmaktan kurtulabiliriz

Bu gerceklerden hareketle, yeraltı kaynaklarımız Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Genel Sanayileşme Politikaları doğrultusunda ciddi olarak ele alınmıştır Sanayinin ana girdisi olan enerji ve hammadde kaynaklarımız icin toplam kamu yatırımları icerisinde % 40‘lara varan onemli oranlarda yatırımlar gercekleştirilerek, toplam madencilik uretimimizin % 80‘i kamu eliyle işletilmiştir

1978 yılında yururluğe konulan 2172 sayılı Bazı Madenlerin Devlet Eliyle işletilmesi Hakkında Kanuncercevesinde kamu işletmeciğine gecen bor ve linyitlerde buyuk yatırımlar gercekleştirilerek bor ve bor urunleri uretimihracatında buyuk ilerlemeler kaydedilmiştir Linyit madenciliğinde gercekleştirilen devletleştirmeler sonrasında da bu sektorde yapılan kapsamlı yatırımların sonucunda uretim miktarı uc kat arttın l irken linyite dayalı termik santrallerin sayısı coğaltılarak ulkemizin petrole olan bağımlılığı buyuk olcude aşılmıştır Dunyanın en buyuk rezervlerine sahip olduğumuz bor da gercekleştirilen buyuk atılıma karşın yine aynı yasa kapsamında ele alman ve dunya olceğinde buyuk potansiyeline sahip olduğumuz trona(doğal soda) konusunda cok uluslu şirketlerin baskıları sonucunda hemen hic bir yatırıma gidilmemiştir

Ulkemizde son yıllarda uygulanan yanlış yatırım ve uretim politikaları; maden aramalarından uretimine kadar sektoru etkilemiş, bu konularda gorevlendirilmiş kurum ve kuruluşları asli gorevlerini yapamaz hale sokulmuşlardır Uretici kuruluşlarımız, idame yatırımları dahil, her turlu parasal kaynağı kesilerek, finansman batağına sokularak, tefecilere mahkum edilmişlerdir

Ulkemizde son yıllarda aranmışbulunmuş ve işletilmesi planlanmış bir tek maden yatağı yoktur Oysa ki, dunyanın cok uluslu buyuk şirketlerinden ilk ikisinin de aralarında bulunduğu yabancı şirketler, ulkemizde yuruttukleri 45 yıllık aramalar sonucunda uc adetepitermal Altın yatağı ve bir de bakır+altın yatağı bulmuşlar ve işletme hazırlığına başlamışlardır Altın, madencilik ve metalurji acısından ekonomi kurtarıcısı bir maden değildir Araması ve işlenmesi son derece zor, riskli ve masraflıdır Altın da butun diğer madenlerimiz gibi, cağdaş bilim ve teknoloji gereklerine uygun olarak aranmalı; işletilmeli, izabe ve rafinasyonu ulkemizde yapılarak, yuksek katma değer sağlanmalıdır

Bu konuda varsayımsal olarak yapılan bir hesaplamada; 10 gft ortalama tenorlu bir altın yatağının, aynı kutlesel buyuklukteki % 25 B203 tenorlu bir bor yatağının sağlayacağı faydanın l 3‘unu, aynı kutlesel buyuklukteki % 25 Cr,03 tenorlu bir krom yatağı ile, % 2,5 tenorlu bakır yatağının sağlayacağı gelirden daha az gelir getireceği gorulmuştur Ozellikle bor ve krom acısından yukarıda varsayılan değerlerin cok uzerinde potansiyellerimizin olduğu ve bunlarda buyuk bir talanın yaşandığını gormek, altın konusunda tum uzman gecinenlerin bir kez daha duşunmelerini gerektirir Son yıllarda tum diğer doğal kaynaklarımız gibi madenlerimiz uzerinde oynanan oyunlar ve Devleti madencilik sektorunden sileceğizsloganlarıyla yapılan uygulamalar sonucunda başta komur, krom, antimuan, manyezit, demir vb işletmelerimiz, ozel sektor başta olmak uzere kapanmış ve ulkemiz ham cevher ihrac eden bir ulke konumunu da yitirerek giderek maden ithalatcısı bir ulke durumuna duşurulmuştur

Madenler ve yeni dunya duzeni (YDD)
YDD kavramının en onemli olgusu tekeller ye cok uluslu şirketlerdir Gunumuzde en buyuk 500 dev şirket dunya zenginliklerinin % 42‘sini denetlemektedir Dunyanın en onemli l 2 endustrisinin % 40‘ı, sayısı beşi bulmayan şirketlerin elindedir Bunlar otomobil, havacılık, madencilik ve petrol, elektronik, demircelik, bilgisayar gibi endustrilerdir Petrol dalında faaliyetler gosteren Shell ve Exxon‘un toplam yıllık gelirleri, dunyadaki en buyuk 27 devletin yıllık gelirine eşittir Yine Shell‘in arama ve uretim yapmak icin dunya uzerinde kapattığı sahaların buyukluğu 1 620 000 km2‘nin uzerinde olup, 146 ulkenin yuzolcumunden daha buyuktur Bu cok uluslu ve ortaya cıktıkları ulkelerden kat kat fazla mali guce sahip bu buyuk dev şirketler YDD‘nin hedefine ulaşması icin var gucleri ile uğraş vermektedirler Doğal kaynakların ve cevrenin tahrip edilmesi, bu şirketlerin kar hanelerindeki değerlerin yukselmesini de beraberinde getirecektir

Son yıllarda ulkemizde yaşanan; Eskişehir Kaymaz ve İzmir Bergama yore halkını tedirgin eden altın madenciliği calışmaları da, bu oyunun bir parcasıdır

imagesyeraltikaynaklarisorunu5ad7c2ded9f1e
 
Üst Alt